Hit (585) F-1493

Depremde Ölenlerin Cenazelerinin Yıkanmadan Kefen Yerine Ceset Torbasıyla Gömülmesinin Hükmü Kopan Uzuvları Yıkamadan Gömmenin Hükmü Şehitlik Mertebeleri

İlim Dalı : Fıkıh Konusu : Deprem Zelzele Afet
Soruyu Soran : Cevaplayan : Önder Nar
Cevaplayanın Mezhebi:
Ekleyen : Sümeyye Abacı/2023-02-19 Güncelleyen : Sümeyye Abacı/2023-02-21

Soru:
1-Deprem bölgesinde cenazeleri yıkamadan defnetmek caiz midir?
2-Deprem bölgelerinde kefen bulunamadığı takdirde cenazelerin ceset torbasıyla gömülmesi caiz midir?
3-Kopan uzuvları yıkamadan gömmek caiz midir?
4-Depremde ve göçüklerde ölenler şehit midir? Cenazeleri yıkanmadan elbiseleriyle gömülür mü?
5-Deprem İlahi ceza mıdır?

el Cevab:
C1- Ölenlerin yıkanıp kefenlenmesi gerekir. Güç yetirilemediğinde ve ya başka tehlikeler oluştuğu için yapılamadığında yapamayanlar mazurdur.
C2- Kefen bulunamadığında bulunan herhangi bir diğer kefen yerine geçebilecek şeyle örtülüp gömülebilir.
C3- Kopan uzuvlar temizlenerek gömülür. Toplu gömülmeleri caizdir. Ayak altına değil mezarlıklara defnedilmelidirler.
C4- Depremlerde ve göçüklerde ölenler şehittir. Konu Hakkındaki hadis,
"Şehitler 5’dir. Veba sebebiyle ölen şehittir, Karın hastalıkları (iç hastalıkları-karın şişmesi kanser sebebiyle olan hastalıklar) sebebiyle ölen şehittir. Boğularak ölen şehittir. Üzerine bir şey (bina,ağaç, taş vs.) yıkılarak ölen şehittir. Allah yolunda savaşırken öldürülen ölen şehittir." [1]


الشُّهداءُ خمسةٌ : المطعونُ والمبطونُ والغرِقُ وصاحبُ الهدمِ والشَّهيدُ في سبيلِ اللهِ

Şehitler bazı rivayetlerde 7 olarak ifade edilmiştir.
"Zatu'l-cenb (göğüs iltihabı) hastalığından ölen ve hamile iken ölen, yangında ölenler de şehittir." Bkz. [2] 

الشهداء سبعة سوى القتل في سبيل الله: المطعون شهيد، والغريق شهيد، وصاحب ذات الجنب شهيد، والمبطون شهيد، والحرق شهيد، والذي يموت تحت الهدم شهيد، والمرأة تموت بجمع

Bu şehitlik Allah yolunda cihad ederken ölenlerin şehitlik hükümlerine tabi değildir. Onların derecesinde değildir. Yıkanıp kefenlenip namazları kılınıp defnedilirler.
Bu sayılan sınıflardan birisi sebebiyle ölenlerin şehitliğine günahkar olmaları engel teşkil etmez.
İmanla ölenler şehitlik payesine ve bunun karşılığı olarak ahirette günahlarının affına mazhar olma lütfuna erişirler.
Bu ağır imtihanlar sebebiyle ölenler hakkında sadece hayır konuşmak uygundur.

C5- Deprem Allah tealanın dünya hayatına koyduğu tabiat kurallarından birisidir. Denizlerde karalarda havada, atmosferde ve uzayda ve yerin derinliklerinde onlarca tabiat kuralı işlemektedir. İnsan bedeninde de sayısız kanun ve kural işlemektedir. Bunlar Allah’ın koyduğu tabiat şeriatidir. Külli irade burada mükellef olan insana tercih imkanı vermemiştir.
Tabiatı Allah tealanın insan hayatına uygun yarattığı ve kanunlar koyduğu da akılda tutulmalıdır.
Tabiat kurallarına ve kanunlarına uygun yaşayarak insan kendini tehlikelerden uzak tutmaya çalışır. Ama elinden gelmez de bu kurallardan birisinin Allah’ın izni ve emriyle gerçekleştiği durumlarda başına sıkıntı gelirse, yukarıda yazdığım çerçevede gerçekleşecek ölümler kişinin imtihanı ve neticesinde ölüm şekli olur. Bu tür ölümlerle ölenlere bu sebeple efendimiz şehid demiştir.
 
Deprem vs. doğal olayları insanların işledikleri günahlar sebebiyle başa gelen belalar inen ilahi cezalar olarak niteleyen görüş de doğrudur. Büyük günahlar işleyenlere yere geçme, depremle yerlerinden yurtlarından olma, boğulma azgın bir kavmin işgali ve savaşına maruz kalma gibi cezalar verilmiştir.
Bu durum itikadi ve dini bir değer olan "başa gelen belalar bir günah sebebiyle gelebilir bir günah işlenmediyse imtihan gereği başa gelebilir." şeklindeki değerimize paraleledir.
Hz. Aişe (ra) deprem azap mıdır diye sorulduğunda verdiği cevap bu çerçevededir. "Müminlere rahmet ve öğür uyarı kafirlere azap ve gazap'dır."

يا أم المؤمنين حدثينا عن الزلزلة، فقالت: إذا استباحوا الزنا، وشربوا الخمر، وضربوا بالمعازف، غار الله عز وجل في سمائه، فقال للأرض تزلزلي بهم، فإن تابوا ونزعوا، وإلا هدمها عليهم، قال: يا أم المؤمنين، أعذابا لهم؟ قالت: بلى، موعظة ورحمة للمؤمنين، ونكالا وعذابا وسخطا على الكافرين

Peygamberimiz hayattayken o ve yakın sahabisi üzerindeyken, Uhud dağı zelzeleyle sallanmıştır. Efendimizin Uhud dağına hitaben sözleri her Müslümana malumdur. Zelzeleyi azap olarak nitelememiştir.
Hz. Aişe’ de zelzeleyi azap olarak nitelememiştir.
Tabiattaki olaylar Allah’ın tabiata koyduğu kanunların doğrultusunda gerçekleşir. Efendimiz ay ve güneş hareketlerinin ve güneş ve ay tutulmalarının hakkında bunlar Allah’ın tabiata koyduğu kanunlardır. Birinin ölmesiyle ve doğmasıyla alakaları yoktur buyurmuş peşi sıra da "ey Muhammed ümmeti, Allah teala kullarından bir erkeğin veya kadının onlara yasaklanmasına rağmen zina etmelerinden dolayı onlara gazap eder." buyurmuşlardır. Bkz. [3] 

إنَّ الشَّمْسَ وَالْقَمَرَ مِن آيَاتِ اللهِ، وإنَّهُما لا يَنْخَسِفَانِ لِمَوْتِ أَحَدٍ، وَلَا لِح لِحَيَاتِهِ، فَإِذَا رَأَيْتُمُوهُما فَكَبِّرُوا، وَادْعُوا اللَّهَ و وَصَلُّوا وَتَصَدَّقُوا، يا أُمَّةَ مُحَمَّدٍ إنْ مِن أَحَدٍ أَغْيَرَ مِنَ اللهِ أَنْ يَزْنِيَ عَبْدُهُ، أَوْ تَزْنِيَ أَمَتُهُ،

Nuh (as)’ın kavmi, ad kavmi, semud kavmi, eyke kavmi Allah’a isyan edip peygamberlerinden "şayet Allah varsa bizi helak etsin de görelim" şeklinde laflar ederek kendilerine bela indirilmesini istemişlerdir.
İşlenilen günahlar sebebiyle başa belalar gelmesi, rızkın daralması vs. cezalar haktır.
Hulasa olarak: yaşanan depremler tabiat olaylarıdır. Ve insanlar ve devletler, ellerindeki depremle alakalı bilgilere göre davranmamanın bir doğal sonucu olarak bu ağır imtihanla karşı karşıya kalmışlardır. Demek uygundur. Allah’ın tabiata koyduğu kanunlara muhalefet etmenin karşılığı bu tür olaylardır demek uygundur.
Dünyanın neresinde olursa olsun Allah’ın indirdiği İslam dininin şeri kanunlarına kasıtlı ya da kasıtsız yapılan muhalefette elbette ceza inmesine, bela inmesine sebep olur. Bu da bilinen bir durumdur.
Allah bizleri bir imtihan olan dünya hayatında işlediğimiz günahlar sebebiyle başlarına bela inenlerden olmaktan korusun. İmtihan olan belalardan da onun lütfuyla korunmayı ve imtihanları başarmayı lütf ve ihsan etsin. Amin.

 


[1]  el-Buhari, es-Sahih, Hadis No: 2829; Muslim, es-Sahih, Hadis No: 1914
[2]  Ebu Davud, es-Sünen, Hadis No: 3111
[3]  Müslim, es Sahih, I.901

 

Otel Tekstili antalya escort sakarya escort mersin escort gaziantep escort diyarbakir escort manisa escort bursa escort kayseri escort tekirdağ escort ankara escort adana escort ad?yaman escort afyon escort> ağrı escort ayd?n escort balıkesir escort çanakkale escort çorum escort denizli escort elaz?? escort erzurum escort eskişehir escort hatay escort istanbul escort izmir escort kocaeli escort konya escort kütahya escort malatya escort mardin escort muğla escort ordu escort samsun escort sivas escort tokat escort trabzon escort urfa escort van escort zonguldak escort batman escort şırnak escort osmaniye escort giresun escort ?sparta escort aksaray escort yozgat escort edirne escort düzce escort kastamonu escort uşak escort niğde escort rize escort amasya escort bolu escort alanya escort buca escort bornova escort izmit escort gebze escort fethiye escort bodrum escort manavgat escort alsancak escort kızılay escort eryaman escort sincan escort çorlu escort adana escort