Soru: Bu linkteki paylaşımdan haberiniz var mı?.
YÖK’ten tartışmalı Ezher kararı: Şartlı denklik geri döndü
YÖK’ten tartışmalı bir “denklik” kararı geldi. YÖK, Mısır’daki El Ezher ve Suudi Arabistan’daki Medine İslam Üniversitesi’ne 2015 yılından bugüne kadar verdiği denkliği iptal etti. Diplomalarını getiren öğrencilerden Türkiye’de ilahiyat fakültesi bulunan 3 devlet üniversitesinde ‘lisans tamamlama’ şartı istemeye başlayan YÖK’ün kararından vazgeçmesi bekleniyor.

el Cevab: elbette var. İbretle izliyoruz.
Medine’de eğitim aldım, el Ezherde de bulundum, eğitim aldım. Türkiye'de de eğitim aldım.
Sorun İslami ilimler alanında zayıf ve Türk İslam sentezcisi Yaşar Nuri Öztürk, eski devlet bakanı Mehmet Aydın eski diyanet başkanı M.Said Yazıcıoğlu ve onların düşüncesini paylaşan insanlardan kaynaklanmaktadır. 28 Şubat süresinde bugün mahkum olan 28 Şubatçılar bu ilahiyatçılara görev verip bu ülkelerdeki eğitim bizim ilahiyatlara denk mi diye sormuşlar ve verdikleri cevaplara dayanarak YÖK (12 Eylül de ihsan doğramacının inceleme sonrası kabul ettiği denklikleri geriye de işleterek kazanılmış hakları da iptal edip) denklikleri iptal etmiştir.
İlahiyatlarda okutulan müfredat ortadadır. Bir tek adet kaynak İslami İlimler kitabı okutulmaz. Ama el Ezher ve Medine de müfredat kaynak eserlerden oluşur.
Esasen ilahiyat dini ilimler müfredatı İslam ülkelerindeki ortaokul seviyesinde bile değildir. Yani ortada gerçekten denklik yoktur. İlahiyat fakültelerinin önce Arapça sonra diğer İslami ilimlerde fark dersleri vermeleri gerekirken. Bizim Muğla’da bir meşhur lafta da ifade edildiği gibi "boklu çamurluyu kınar" fehvasınca YÖK ilgili birim görevlileri arada bir İslami ilimlerdeki bu denklik problemini ısıtarak kendilerini küçük düşürmektedirler.
İhsan Doğramacı uzunca bir zaman yerinde incelemeler yaptıktan sonra bu üniversitelerin İslam aleminde ve batıda en iyi düzeyde İslami ilimler verilen eğitim kurumları olarak kabul edildiğini de dikkate alarak denklikleri onaylamıştır. Ateist bir akademisyenin adaletini de gösteren bu tutum kendisine elbette adaletli lakabını kazandırmıştı.
Adalet ve kalkınma partisinin 20 yıllık iktidarında ise bu denklik meselesi YÖK’te hala etkin görevlerde bulunan 28 Şubatçılara da rapor hazırlayan Akademisyenler tarafından yurtdışında okuyanlara haddini bildirme aleti olarak kullanılıyor.
28 Şubattan bu yana sindirilip hayatın dışına atılan yurtdışında Arapça öğrenen ve İslami ilimler eğitimi alan TC. vatandaşları bir kez daha aşağılanmıştır. 20 sene önce Müslüman namaz kılıyor diye ordudan atılan başçavuşlar ve diğer çavuşlara hakları verildiğinde ümitlenen arkadaşlarımız varsa da. Başçavuşun beygirine hakları iade edilse de bize haklarımız iade edilmez derdim. Hala diyorum. İşte döndük dolaştık yine YÖK denklikleri iptal etti.
Medine İslam Üniversitesinden mezun olan 200 kişiden bir adet terörist çıkmamıştır. el Ezher’den mezun olan şahıslar sayıca belki çok daha fazladır. İlahiyattan çıkan dinsizlerin de sayısı çoktur. İyilerde çoktur. Ama dediğim gibi "boklu çamurluyu kınar"...
el Ezher’den ve İslam üniversitelerden gelen yabancı eğitim görevlileri ilahiyat ve İslami ilimler fakültelerinde hocalık yapmaktadır.
Arkadaşlarımdan onlarcası Prof. titrini taşımaya hak kazanmıştır ve yıllardır akademik görevler ifa etmektedirler. Onların denklikleri ve onların ders verdiği öğrencilerin ülkemizdeki eğitim kurumlarından mezun olmuş akademisyenler tarafından ders verilmediği için iptali de gerçekten komik olur. Bunu da yapabilirler. Düşünmeliler.
Sonuç olarak;
-tercüme ettikleri kuran ayetlerini yanlış tercüme eden ilahiyatçılar kasıtlı yanlış tercüme eden ilahiyatçılardan bir açıdan daha günahkardırlar.
-ilahiyat fakültelerinde iman esaslarını inkar eden ve bunu eserlerinde ispat etmeye çalışan ilahiyatçılar da günahkardırlar.
-Fazlurrahman gibi Kuran’ın hükmü bitmiş ayetleri olduğunu savunan ilahiyatçılar küfriyyat eksenindedir.
-Mucizeleri inkar eden Hamidullah’ ın yetiştirdiği öğrenciler başörtüsü teferruattır deyip 12 Eylül de açılabilir fetvası verme küfriyyatını işlemişlerdi.
Haklarımız din ve vicdan hürriyeti ekseninde özellikle aşağıdaki sınıf yaratılmışa haramdır.
1-Sokak köpeklerinin haklarını manşete taşıyan ama bizlere yapılan zulmü teğet geçen medyaya haklarımız haramdır.
2-Biz yurt dışı mezunlarına 25 senedir ellerindeki imkanları kullanarak görev yapmamızı bir şekilde engelleyen (özellikle ilahiyat kökenlilere) herkese haklarımız haramdır. Bu zulme karşı başçavuşların beygirlerine bile haklarını iade etmeyi bir insanlık borcu olarak gören başka şevket kazan olmak üzere tüm dönemin idarecilerine de haklarımız haramdır.
3-Babası Emin Saraç Hoca ömür boyu akademik çevrelerden dışlanmasına rağmen bilmem kaç sene YÖK başkanlığı yapıp ta bu sorunu hallet dediğimde (Ezherden mezun olanlar 18 fark dersini versin diye direten yekta beye de haklarımız haramdır.)
-20 senedir iktidarda olup da bu sorunu çözmeyen değerli Cumhurbaşkanımıza ve ekibine de haklarımız "varsa:!" ve sorunu şimdi çözseler bile "haram"dır.

Not:(25 08 2022)
Konuyla alakalı duyarlı bazı arkadaşlarımın verdiği bilgiye göre YÖK teki bir komisyon bu işlemi 3 yıldır sessiz sedasız yapmış. Haberin Yeni Şafak ve Oda Tv tarafından basında yayınlanmasının ardından aynı gün o komisyon dağıtılmış ve başka bir komisyon kurulmuş .
Vakıa da ise YÖK el Ezher ve Medine İslam üniversitesi gibi üniversitelerden mezun olanlara (bütün evraklarını mezun oldukları üniversitenin tabi olduğu devletten resmen onaylatmasına rağmen) onlarca işlemi Türkiye’de tekrarlattırıyor. Kendisine takdim edilen ülkenin Milli Eğitim Bakanlığı + Dışışleri Bakanlığı + TC Başkonsoloğluğunun bu onayların resmen doğru olduğuna dair sorgusu ve onayı sonrasında da TC Dışışleri Bakanlığının bu onayın TC ilgili ülke başkonsolosluğu tarafından onaylanmasını doğru olduğuna dair sorgulama akabindeki onayı, şartları tamamlanmasına rağmen yok bu evraklar doğru mu diye ilgili yabancı ülkeye yazı yazıyor yazı dışişleri kanalıyla ilgili ülkeye oradan ilgili üniversiteye gidiyor. İlgili üniversite böyle bir onay kendi sistemlerinde olmadığından biz resmi evrakı imzaladık bu ne diyor ve evrakı bekletip cevaplamıyor. Mezun olan öğrenci üniversitesine tekrar gidip bu belgeler bizim tarafımızdan verilmiştir. Öğrenci kayıtlarımızda bu kimlik ve ülke vatandaşı üniversitemizi başarıyla tamamlamıştır şeklinde belge rica edince üniversite belgeyi veriyor. Bu işlemler 2 veya 3 sene sürebiliyor. Ve öğrenciye en az hayatından üç sene kaybettiriliyor.
"İşte bu sizin Türkiye’de değil yurtdışında dini eğitim almanızın cezasıdır"anlamına gelen had bildirme devam ediyor.
Bizden geçti boş verdik. Allah’a havale ettik. Hakkımızı da haram ettik. Evlatlarımıza (din ve dava kardeşlerimizin idaresinde) yapılan bu muamele gerçekten çok inciticidir.
Önce bizlerin sonra arkamızdan gelen nesilleri 30 senedir haklarıAnın verilmemesi ve bir verip bir geri alarak incitilmeleri , "öcündü" muamelesi yapanlara dur denilmemesi hukuksuzluğu gayet ortadadır.
Aynı gün komisyon dağıtabiliniyorsa aynı gün hukukun adaletin de tecelli ettirilmesi gerekirdi.