Künyesi : Ebu Ali el-Hüseyin ibni Abdullah ibn-i Sina el-Belhi | Lakabı : Avicenna |
Tabakası : | E-Posta : |
D.Yeri : Buhara | D.Tarihi : |
Ö.Yeri : Hemedan | Ö.Tarihi : 21.06.1037 |
Görevi : Bilim adamı,Filozof,Hekim | Uzm.Alanı : Astronomi,Felsefe,Fizik,Kimya,Mantık,Matematik,Mûsîki,Tıb |
Görev Aldığı Kurumlar : | Mezuniyet : |
Bildiği Diller : Arabça, Farsça, İbranice, Latince, Süryanice, Yunanca | Mezhebi : İtikad : , Amel : , Ahlak : |
Ekleyen : Nurgül Çepni/2009-05-09 | Güncelleyen : /0000-00-00 |
İbn-i Sina
Ebu Ali el-Hüseyin ibni Abdullah ibn-i Sina el-Belhi
Farsça: ابوعلى سينا/پورسينا Latince: Avicenna; okunuş: Avikenna.
d. Ağustos 980, Buhara/Afşana (Özbekistan) - ö. 21 Haziran 1037, Hemedan
Batılılar kendisini Hâkim-i Tıb, yani hekimlerin piri ve hükümdarı olarak kabul etmişlerdir.
16 yaşındayken pratik hekimliğe başlayan İbni Sinâ, resmî saray doktorluğu da yapmıştır.
Filozof, hekim ve çok yönlü Fars bilim adamıdır.
Samanoğulları sarayı kâtiplerinden Abdullah Bin Sina'nın oğlu olan İbn-i Sina, Batı'da Avicenna adıyla tanınır.
Babasından, ünlü bilgin Natili'den ve İsmail Zahit'ten ders aldı.
Geometri (özellikle Eukleides geometrisi), mantık, fıkıh, sarf, nahif, tıp, doğabilim üstüne çalışmalar yaptı.
Farabi'nin el-İbane'si aracılığıyla Aristoteles felsefesini ve metafiziğini öğrenip, hastalanan Buhara prensini iyileştirince (997) saray kütüphanesinden yararlanma olanağına kavuştu.
Babası ölünce, Cür-can'da Şiraz'lı Ebu Muhammed'ten destek gördü, (Tıp Kanunu'nu Cürcan'da yazdı).
Çağında tanınan bütün Yunan filozoflarının Anadolu doğacılarının yapıtlarını incelemiştir.
İbn-i Sina, dini bağımsız bir bilgi alanı olarak ele almış, dinle felsefeyi bağdaştırmaya çabalamış, din felsefesini dört temel konuda toplamıştır: Yaratılış; ahiret; peygamberlik; Allah bilgisi.
Yeni Eflatuncu Plotinos'un etkisinde kalan İbn-i Sina, İslâm ile yeni eflatunculuğu bağdaştırmaya çalışmıştır.
Ona göre tasavvufun temeli "aşk"tır. İnsan aşk aracılığıyla sınırlı varlığından kurtularak sonsuzluğa yükselir.
İnsan gerçek kaynağı olan Allah'a feyz ve sudur basamaklarını tırmanarak ulaşabilir; öz kaynağına döner.
Her şeyin kaynağı, insan varlığının özünde sürekli bir eylem biçiminde varolan "aşk"tır.
Tasavvuf, "aşk"ın dışa vuruluşu, belirli bir düzene göre ortaya konuşudur.
Alaü'd-Devle'ye eşlik ettiği bir sefer sırasında kolik (kulunç) hastalığına yakalandı, kendi kendini tedavi etmeye çalıştıysa da bağırsaklarındaki kolik sancılarından ve aşırı bitkinlikten öldü.
Eserleri:
el-Kanun fi't-Tıb (Tıpta Kanun)
Kitabü'l-Necat (Kurtuluş Kitabı)
Risale fi-İlmü'l-Ahlak
Kitabu’l-İşarat ve't-Tenbihat (Belirtiler ve Uyarılar)
Kitabü'ş-Şifa
Kitâbü’l-İnsâf
Danışnâme-i Âlâ
El-Mebde ve'l-Me'âd
Uyûnü'l-Hikme
Et-Ta'likât
Esbâbu Hudûsi'l-Hurûf
Hay b. Yakzân
El-İnşâf
El-Hidaye
El-Kulunç
El-Hikmetü'l-Arûziyye
Ahvâlü'n-nefs
Lisanü'l-Arab
Esraru's-Salât
En-Nebât ve'l-Hayevân
Esbâbu Râd ve'l-Berk
Ed-Düstûru't-Tıbbî
Aksamu'l-Ulumi'l-Akliyye
Risale fi'l-Hudud
İsbatu'n-Nubavve
Risale fi'l-Kader
Kitab fi's-Siyaset
Risale fi'l-Âşk
el-Ahd
el-İsaretu ila Ilmi'l-Mantık
el-Hidaye
Makale fi'n-Nefs