Künyesi : | Lakabı : |
Tabakası : 19.Yüzyıl | E-Posta : |
D.Yeri : Erzincan | D.Tarihi : |
Ö.Yeri : | Ö.Tarihi : Eki.33 |
Görevi : Devlet Adamı,Kâtip,Mutasarrıf,Öğretmen,Şair,Tarihçi,Vali,Yazar | Uzm.Alanı : Araştırmacı-Yazar,Osmanlı Müellifi,Şiir |
Görev Aldığı Kurumlar : | Mezuniyet : |
Bildiği Diller : Arabça, Farsça, Fransızca | Mezhebi : İtikad : , Amel : , Ahlak : |
Ekleyen : Nurgül Çepni/2009-11-11 | Güncelleyen : /0000-00-00 |
Ali Seydi Bey
Daha çok hazırladığı sözlükler ve okullar için yazdığı tarih kitaplarıyla tanınan son devir yazar ve idarecilerindendir.
Erzincan'da doğdu (21 Zilhicce 1286/ 24 Mart 1870).
Süvari kumandanı Üzeyir Paşa'nın oğludur.
Babasının adı Sicill-i Ahvâl Defteri'ne yanlışlıkla Aziz olarak kaydedildiğinden bazı yerlerde bu şekilde geçmekteyse de ailesinden alınan bilgilere göre doğrusu Üzeyir'dir.
Nitekim Türkiye Büyük Millet Meclisi kayıtlarında da bu şekildedir.
Erzincan Askerî Rüşdiyesi ve Mülkiye İdâdîsi'ni bitirdi.
Sınıf arkadaşlarından Rızâ Tevfik'in belirttiğine göre Mülkiye'deki tahsili sırasında şiirle uğraşan Ali Seydi, mektebin Ali Kemal, daha sonraki yıllarda tasavvufi şiirleri dolayısıyla "şâir-i ilâhî-nevâ" lakabıyla tanınan Ali Rızâ ve Ali Ferruh gibi önde gelen şairleri arasında yer alıyordu.
1891'de Mülkiye'nin yüksek kısmından mezun oldu.
Aynı yıl Şûra-yi Devlet Kalemi'nde devlet hizmetine girdi.
Bir yandan da Numûne-i Terakkî Mektebi ile idâdîlerde hesap, hendese, kitabet, imlâ ve tarih hocalığı yapmaya başladı.
Üsküdar İdadisinde çalışırken Hazîne-i Hâssa Nezâreti Tahrirat Kalemi mümeyyizliğine geçti.
Hakkında verilen bir jurnal üzerine tutuklanarak muhakeme edildikten sonra "arâzî-i seniyye" başkâtipliği üyeliğiyle Bağdat'a sürgün edildi (1896).
Burada da Bağdat İdâdîsi ile diğer birçok mektepte muallimlik yaptı.
Ayrıca aşiretler arasındaki bazı ihtilâfları halletmekle görevlendirildi.
Gösterdiği dirayetle bu önemli meseleyi, tarafları memnun ederek çözdüğü ve devleti büyük bir gaileden kurtardığı için mükâfat olarak İstanbul'a dönmesine izin verildi (Mart 1900).
Görevlerinde başarılı olduğu için 1901'-de Hazîne-i Hâssa Tahrirat Kalemi mümeyyizi, 1904'te başmümeyyiz, 1907'de ise müfettiş oldu ve çeşitli rütbe ve nişanlarla mükâfatlandırıldı.
Bu arada Bağdat, Basra ve Musul Emlâk-i Hümâyun idareleri ile Dicle üzerinde çalışan Hamidiye Vapurları İdaresi'ni teftiş için bir yıl kadar bu bölgelerde bulundu (1907-1908).
Hazîne-i Hâssa'nın II. Abdülhamid'in tahttan indirilmesinden sonra Maliye Nezâreti'ne bağlanması üzerine yapılan kadro düzenlemesi sonucu açıkta kaldıysa da bir müddet sonra ehliyet ve hizmeti göz önüne alınarak Dahiliye Nezâreti müfettişliğine tayin edildi (9 Eylül 1909)
Aynı yılın kasım ayında Sultan Reşad'ın emriyle kurulan Târîh-i Osmânî Encümeni'ne daimî âza seçildi.
Bu arada Mütemayiz rütbesi ve ikinci Mecîdî nişanıyla mükâfatlandırıldı.
1913-1919 yılları arasında, önce üç ay kadar Adana vali vekilliği yaptıktan sonra Dahiliye Nezâreti Teftiş Heyeti umum müdür vekilliği, Bolu ve Çatalca sancakları mutasarrıflığı ve Elaziz valiliği yaptı.
Bu son vazifesinden azledildikten sonra ise daha çok eğitim ve öğretim hizmetlerine ağırlık vererek eser yazmakla meşgul oldu.
Ali Seydi, Cumhuriyet'in ilânını müteakip adı Türk Tarih Encümeni olarak değiştirilen ve başkanlığını Ahmed Refik Altınay'ın yaptığı Târîh-i Osmânî Encümeni'nde tekrar görev aldı.
Encümenin 1927 yılında Maarif Vekâleti bünyesinde ve Fuad Köprülü başkanlığında yeniden teşkilinde ise açıkta kaldı. Bu yıllarda Mekteb-i Mülkiyye'de muallimlik yaptı.
1933 yılı Nisanında Trabzon mebusu seçilerek Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne girdiyse de ekim ayında hastalanarak vefat etti.
Ali Seydi Bey bilhassa eserleriyle Türk eğitim ve fikir hayatına önemli hizmetlerde bulunmuştur.
Meşrutiyet aydınlarının birçoğu gibi maarif sahasındaki eksiklerin giderilmesinin önemine inanmış, bunun için pek çok eser yayımlanması gerektiği üzerinde durmuştur.
Ona göre ilerlemek için Batının ilim ve fen alanlarındaki gelişmelerinden süratle haberdar olmak ve halkın kültür seviyesini yükseltmek gerekiyordu.
Bu sebeple birçoğu ders kitabı mahiyetinde olan büyüklü küçüklü doksandan fazla eser kaleme almıştır.
Dil meseleleriyle ayrıca ilgilenmiş, çeşitli sözlükler hazırlamış, alfabe değişikliğine karşı çıkarak bunun getireceği zararları belirten küçük fakat önemli bir risale yayımlamıştır.
Sıvı ilâçların kolaylıkla içilmesi için özel bir kaşık icat ederek "ihtira beratı" alacak kadar araştırmaya meraklı olan Ali Seydi, idarî ve ilmî çalışmalarıyla başarılı ve çok yönlü bir hüviyet gösteren son devir aydınlarından biridir.
Eserleri:
Sadrazamlar