Künyesi : | Lakabı : |
Tabakası : 20.Yüzyıl | E-Posta : |
D.Yeri : Rostovna / Don / Rusya | D.Tarihi : 1875 |
Ö.Yeri : Kahire / Mısır | Ö.Tarihi : 29.Eki.49 |
Görevi : Yazar | Uzm.Alanı : |
Görev Aldığı Kurumlar : | Mezuniyet : |
Bildiği Diller : Arabça, Rusça, Türkçe | Mezhebi : İtikad : , Amel : , Ahlak : |
Ekleyen : Serkan Boztilki/2008-01-10 | Güncelleyen : /0000-00-00 |
Musa Carullah Bigiyef
Kazan Türklerindendir.
Kazan şehrinin meşhur medreselerinden Gölboyu Medresesinde öğrenimine başladı. Ancak, kısa bir süre sonra Rostov'a döndü. Daha çok matematik ve fen bilimlerine ilgi duyduğu için Rusların Real Mektebinde okudu, İslâm tarihi ve hukuku ile de ilgilenebilmek için Buharaya gitti, ancak hayal kırıklığına uğradı, öğrenimine devam etmek için İstanbul'a, oradan Mısır'a gitti. Burada birkaç ay kaldıktan sonra Hicaz'a, Mekke ve Medine’ye geçerek, Hindistan üzerinden 1904 yılında Rostov'a döndü. Bir süre Petersburg Hukuk Fakültesine devam etti. 1909 yılında Orenburg'daki Hüseyniye Medresesinde Arapça ve din tarihi dersleri verdi.
İlk yazıları Ülfet gazetesinde çıktı. Daha sonra Şûra dergisinde yazdı. 1917 Bolşevik İhtilâlinden sonra Taşkent'e yaptığı bir seyahat sırasında tutuklanarak on bir ay hapsedildi, İslâmiyet elifbasını hazırladı ve bu elifba 1923 yılında Berlin'de basıldı. Bu eserin yayınından sonra Musa Carullah, Ruslar tarafından tutuklanarak Moskova'da hapsedildi. Finlandiya'da yaşayan hemşehrilerinin girişimi ve İsmet İnönü'nün yardımı ile üç ay sonra serbest bırakıldı.
1926 yılında Mekke İslâm Kurultayına katıldı. Hayatının tehlikede olması sebebiyle Doğu Türkistan'a gitti, oradan da Afganistan'a sığındı. 1931 yılında Hindistan ve Mısır üzerinden Finlandiya'ya geçti.
1932 yılında Ankara'da toplanan I. Türk Tarih Kongresine dinleyici olarak katıldı ve Türkiye'den ayrılarak Ortadoğu ülkelerini dolaştı, 1933'te Finlandiya’ya döndü. İran, Irak ve Mısır'ı dolaştı, 1938'de Japonyaya ve Çin'e geçti; ikinci Dünya Savaşı'nın başlaması üzerine Hindistan'a döndü. Afganistan'a yerleşmeyi düşündü; ancak, sömürgeci İngilizler şüphelenerek onu tutukladı ve on sekiz ay hapsedildi. Hapisten, Behopal hükümdarı Muhammed Hamidullah'ın yardımı ile kurtuldu ve Saray'a alındı. 1947'de Türkiye'ye gelerek Türk uyruğuna geçti.
ESERLERİ: