Hit (4199) M-1782

Çiçek ve Renk Adlarına Dair

Yazar Adı : İlim Dalı : Türk Dili ve Edebiyatı
Konusu : Dili : Türkçe
Özelliği : Makale Türü :
Ekleyen : Nurgül Çepni/2009-11-12 Güncelleyen : /0000-00-00

Çiçek ve Renk Adlarına Dair

Şu söz yanılmıyorsam Sait Faik'e aittir. "Çiçek ve balık adlarını bilmeyen hikâye yazamaz. Bu çok doğru sözdeki "çiçek" kavramı "bitki" olarak genişletilip renk adları da ilâve edilirse, bence daha kavrayıcı bir prensip elde edilmiş olur.

Kırsal bölgelerden şehirlere doğru gittikçe hızlanan göç ve buna paralel olarak yaşanan şehirleşme, toprakla aramızdaki ilişkileri iyiden iyiye bozdu. Çocuklar bir tutam yeşilliğe ve "bir avuç gökyüzü"ne hasret, daracık apartman dairelerinde şuuruna varamadıkları bir kâbus yaşıyorlar. Ne bitkileri tanıyorlar, ne böcekleri, ne kuşları, ne de birkaçı dışında-diğer hayvanları. Bırakın kırlarda yetişen binlerce bitki çeşidinin adlarını, bir anket yapılsa , bir çırpıda beş-on çiçek adı sayan kaç kişi çıkar merak ediyorum. Elbette bu olumsuz gelişmede Türkçedeki daralmanın ve fakirleşmenin payı da büyüktür. Hadi itiraf edelim; artık çocuklarımız ana dillerini de öğrenemiyorlar. Konuştukları, Türkçenin karikatüründen başka bir şey değil.

Bana öyle geliyor ki, bitki, böcek, kuş ve renk adları, dillerin gizli hazineleridir; onlara bakarak bir halkın hayal gücü, tabiatla ilişki biçimi dünya görüşü ve realite kavranışı hakkında açık seçik fikirler edinilebilir. İnanmazsanız, Turhan Baytop'un Türkçe Bitki Adları Sözlüğü'nü açıp bakın. Türkiye'de yetişen bitkiler, Türkçe bitki adları ve bitkiler etrafında oluşan kültür hakkında önemli araştırmaları olan Baytop Hoca 1994 yılında Türk Dil Kurumu Yayınları arasında çıkan (yeni baskılarının yapılıp yapılmadığı bilmiyorum) bu nefis sözlükte büyük bir boşluğu doldurmuştur.

Türkçe bitki adları başlığına bir âlem; çok zekice hattâ muzipçe olanları var. Turhan Baytop'un sözlüğünü gözden geçirirken, önce hâfızamda yer etmiş, benim için hâtıra değeri taşıyan bitkilerin adlarını aramış ve hepsini de bulmuştum. Bana özel bir dünyayı bir duyum biçimini ve bir nağmeyi veren Evelik, Yemlik ve Madımak bitkilerinin Lâtince adlarını öğrenince bir tuhaf olduğumu söylesem inanır mısınız? Sanki bu üçlü birden benim dünyamın malı olmaktan çıkmıştı. Mayhoş tadını hâlâ damağımda hissettiğim kuzukulağı meğerse evelik otunun da dahil olduğu rumex alt cinsine bağlı bir otmuş, bazı bölgelerde Ekşimenek, Ekşimik, Ekşimcik ve Ekşincik de deniliyormuş. Aynı aileye mensup birçok otun genel adı lâbada imiş. Bahar müjdecileri olan Nevruz çiçeğini, Çiğdemi ve Kardeleni unutmadım; çocukluğumda, Zara'da bahara doğru bu çiçeklerden toplamak için kırlara çıktığımızı iyi hatırlıyorum. Çok zaman ellerimiz boş dönerdik; çocuklar bunları nevruz ve çiğdemi iştahla yerlerdi. Nevruz toplamanın, bazı zamanlardan kalma bir çeşit tören olduğunu biliyor muydunuz?

Baytop Hocanın sözlüğüne göre, Nevruz (navruz) Hermodactyloides Spach ve Scorpiris Spach alt cinslerine bağlı iris türlerine verilen genel isim. Kazakistan'da Bayeşek, Kırgızistan'da Bayçeçek, Özbekistan'da ise Baharkız adlarıyla bilinen Nevruz çiçeği, Türk dünyasında diriliğin, tazeliğin, yenilenmenin, gençliğin, bekâretin, saflığın, masumiyetin ve temizliğin sembolü imiş, Kırgızistan'da bunun için evlenmemiş genç kızların küpe, kolye gibi takılarında ve gelin başlıklarında tek motif olarak yer alıyormuş.

Lâtince ası Crosus olan Çiğdeme gelince; Karlar erimeye başlar başlamaz açan bu aceleci çiçek baharın müjdecileri sayılır. Orta Anadolu'da bahar başlangıcında oynanan "Çiğdem Eğlencesi" adlı bir de çocuk oyunu vardır. Ellerinde sivri sopalarla tepelere tırmanıp çiğdem toplayan çocuklar, bunları iğne yahut karaçalı dalına asarak sokak sokak, ev ev dolaşır ve bir tekerleme tutturarak baharın gelişini müjdelerler.

Tekerlemedeki Türkçenin güzelliğine bakınız:

Çiğdem çiğdem çiçecik

Ali Baba gökçecik

Çiğdem geldi kapıya

Yağ çıkarın yapıya

Yağ olmazsa bal olsun

Oğlum, uşağın sağ olsun

Topraktan başını uzatır uzatmaz, koyun ve keçi gibi hayvanlar tarafından yenildiği için beyaz çiğdeme halk arasında Öksüzoğlan da denir. Aynı çiçek Bektaşilikte Ehlibeyt'in sembollerinden biridir. Ve nefis bir halk türküsünde çiğdem ve nevruz şöyle dile gelirler.

Çiğdem der ki ben elâyım

Yiğit başına belâyım

Hepisinden ben âlayım

Benden âlâ çiçek var mı

Al baharlı mavi dağlar

Yarim gurbet elde ağlar

Nevruz der ki ben nazlıyım

Sarp kayalarda gizliyim

Mavi donlu göz gözlüyüm

Benden âlâ çiçek var mı

Al baharlı mavi dağlar

Yârim gurbet elde ağlar

Lâtince adı Papaver olan "Gelincik"i etimolojik açıdan ele alıp inceleyen rahmetli Ali Fehmi Karamanlıoğlu, bu kelimenin Türkçenin en eski kelimelerinden bir olan ve Göktürk kitâbelerinde geçen "gelin" kelimesine küçültme ve sevgi ifade eden -cik ekinin ilâvesiyle meydana geldiğini söylüyor. Kısacası halk dağ lâlesini küçük bir geline benzeterek adlandırmıştır. Türk töresinde gelinlik rengi beyaz değildir, kırmızıdır. Baytop Hocanın sözlüğüne göre, gelinli adları taşıyan başka çiçekler de var; Gelinfeneri, Gelingöbeği (Kara hindiba), Gelin Gülü (Çuha çiçeği), Gelinküpesi (Tavan kirazı), Gelinparmağı, Gelinsaçı, Gelinteli vb.

Baytop Hocanın sözlüğünde çocukluğumun sonbaharında iplere dizilmiş o sarı-kırmızı-yeşil alıçları, karamukları, böğürtlenleri birer tutam koparıp birbirimizi daladığımız ısırgan otlarını da aradım. Birçoğunun ne çok eşanlamlısı varmış. Meselâ alıçın eşanlamlıları; Geyik dikeni, Halıç, Havuç, Kızlar yemeşi, Yemişen, Yemişken vb. Çeşitli bölgelerde ısırgana verilen adlar da ilgi çekici; Ağdalak, Cuncar, Cizlagan, Cincar, Dakırdalak, Dalağan, Dalayan diken.

Bir de "gül"ü merak ettim; yabanî gülün Asker Gülü, İt Gülü, Köpük Gülü gibi adları varmış. Eskilerin "gül-i sadberg" dedikleri gülün Türkçe adları da hoş; Hokka Gülü, Katkan Gülü, Okka Gülü, Lâtince adı rosa hemisphaerica olan bir gül çeşidine Sivas çevresinde Kadıngöbeği deniliyormuş. Ancak halkımızın gül adını çok sevdiği anlaşılıyor. Güllü birkaç bitki adı zikretmekle yetiniyorum; Gülburnu, Gül Elması (Yabani Gül), Gülfatma, Gülgülüm, Güllügöndürme, Gülgülü (Hatmi, Boynuzlu Gelincik), Güllük (Eğrelti)

Türkçe renk adları da bitki adları gibi gitgide unutuluyor. Son zamanlarda yavruağızı, hâki, tirşe, ebruli gibi renk adlarını kullanan birine rastladınız mı? Prof. Dr. Beynun Akyavaş bir yazısında şikâyet ediyordu;

"Kırmızının bir tonuna siklâmen, yeşilin bir çeşidine petrol, sarının portakal rengine çalanına da oranj diyoruz. "Rubi"lerimiz, "turkuvaz"larımız, "lilâ"larımız da var. Erbabı, onları yâkuti firuze ve leylâk rengi olduğunu anlıyor. Siklâmen de, petrol de, oranj da, rubi turkuvaz, lilâ da Fransızca öz Türkçe değil. Tunuslu bir dostla konuşuyordum. Narenc'i Arapça'da hangi mânâda kullanıyorsunuz dedim. Narenc, 'greypfrut'tur dedi. Portakala bortugal derlermiş. Demek ki Fransızlara bir narenc vermişiz. Portekiz'i almışsınız dedim. Bilindiği üzere, "Portügal", Fransızca Portekiz'dir ve evvelâ 'Çin elması' denilen portakalı Çin'den alıp Avrupa'ya getirenler de Portekizlilerdir. Portügal; Arapça portugal, Türkçe portakal olmuş."

Aslında diller buzdağları gibidirler, suyun altındaki büyük kısmı keşfetmeye başladığınız zaman o dile nüfuz edebilir şair, yazar veya düşünür olabilirsiniz. Turhan Baytop Hoca, derin sulara dalarak buzdağından küçük bir parçayı su yüzüne çıkarmış. Orada kim bilir daha ne hazineler yatıyor. Türkçenin dalgıçları haydi iş başına!

Not: Meraklıları için Türkçe çiçek ve renk adlarından iki küçük liste sunuyorum.

ÇİÇEK ADLARI:

Ana Kokusu: Sarı şebboy

Anasına Babasına Pay Veren: Aslanağzı

Ateş Çiçeği

Âvize Fidanı

Ay Çiçeği

Ayı Pençesi

Babunec: Papatya

Ballıbaba

Benefşe: Menekşe

Boru Çiçeği

Boyaçiçeği

Buhurumeryem

Cemali Güzel

Ciğerci Sığırı

Civan Perçemi

Çadır Perçemi

Çadır Çiçeği

Çakal Nergisi

Çalba

Çarkıfelek

Çıngırak otu

Çiğdem

Çobanyastığı

Çuha Çiçeği

Dağçayı

Dağsümbülü

Deligül: Menekşe Gülü

Devedikeni

Devetabanı

Dönbaba

Ebegümeci

Eğreltiotu

Erguvan

Eşek Lâlesi

Eşek Dikeni

Fesleğen

Fırıldık Çiçeği: Çarkıfelek

Firuze Çiçeği

Fulya

Gardenya

Gâvur Gülü

Gecesefası

Gelincik

Geven

Guğu Çiçeği: Hüsnüyusuf

Gül

Güldefne

Galhatmi

Gülibrişim

Gündündü :Ayçiçeği

Günebakan: Ayçiçeği

Günüş Gülü

Hanım Düğmesi

Hanım Sallandı

Hanımeli

Haseki Küpesi

Haşhaş Çiçeği

Hatmi

Helyotrop

Hercai Menekşe

Hezaren

Horoz ibiği

Hüsnüyusuf

Itır Çiçeği

İtrişahi

İnci Çiçeği

Kadife Çiçeği

Kahkaha Çiçeği

Kamelya

Kan Damlası

Kandil Çiçeği: Civan Perçemi

Karagözlüm

Karanfil

Kartopu

Kasımpatı

Kaynanadili

Keşişbaşı

Kevke

Kına Çiçeği

Kirli Hanım

Koçuk

Korunga

Kuşkonmaz

Küpe Çiçeği

Küsme Çiçeği: Mimoza

Küstüm Çiçeği: Küsme çiçeği

Lâden Ağacı

Lâle

Lâle-i Nu'man: Gelincik

Lâtin Çiçeği

Leylâk

Lisan-i Sevir

Mahmur Çiçeği: Çiğdem

Manisa Lâlesi

Manolya

Menekşe

Menekşe Gülü

Menevşe: Menekşe

Meryamana Eli: Buhurumeryem

Meryemana Kandili: Buhurmeryer

Meyan

Mimoza

Mine Çiçeği

Mor Salkım

Mümüdük

Müşgülüm

Nergis

Nevruz Çiçeği

Nilüfer

Orman Gülü

Ortanca

Öksüzoğlan: Beyaz Çiğdem

Öküz Dili: Lisan-ı Sevir

Papatya

Patlak Çiçeği

Piyan

Reyhan

Sabun Çiçeği

Saffetiderûn

Saksı Çiçeği

Saray Çiçeği: Hezaren

Saray patı

Sardunya

Sarmaşık

Semen:Yasemin

Sığırdili: Lisan-ı Sevir

Sığırkuyruğu

Sim

Susen

Sünbül

Şakayık

Şkayık-ı Numan: Gelincik

Şebboy

Terslâle

Toprak Kabul Etmez

Turna Gagası: Dönbaba

Üçgül

Vapurdumanı

Yaban Gülü: Nesrin

Yanardöner

Yayınlandığı Kaynak :
Yayınlandığı Dergi :
Sanal Dergi :
Makale Linki :