Diğer Adları : | Ülke : Türkiye |
Kurucusu : | Kuruluş Tar : |
Ekleyen : Nurgül Çepni/2008-12-26 | Güncelleyen : /2014-01-05 |
Adıyaman
Tarihin bilineneneskiyerleşimyerlerindenbiridir.
Adıyaman Palanlı Mağarasındayapılanincelemelerdekent tarihininM.Ö. 40.000 yıllarına kadar uzandığı anlaşılmıştır. Yine Samsat-Şehremuz Tepede'deki tarihi bulgulardan M.Ö. 7.000 yılına kadar Paleolitik M.Ö. 5.000 yıllarına kadar Neolitik M.Ö. 3.000 yıllarına kadar Kalkolitik ve M.Ö. 3.000-1.200 yılları arasında da Tunç çağı dönemlerinin yaşandığı anlaşılmıştır. Bu dönemde bölge Hititlerle Mitaniler arasında el değiştirmiş ve Hitit devletinin yıkılmasıyla (M.Ö.1.200) karanlık bir dönem başlamıştır. M.Ö. 1.200'den Frig Devletinin kuruluşu olan M.Ö. 750 yılları arası dönemle ilgili olarak yazılı kaynağa rastlanmamıştır. Ancak bu dönemde yöre, Asur etkisine girmeye başladığından, Samsat'ta bulunan Asur etkili mühürler ve Kahta Eskitaş Köyünde bulunan Hitit Hiyeroglif'li kitabeler, Anadolu'daki tarihi sislilerin ildede aynen devam ettiğini göstermektedir. Bu dönemde de Adıyaman ve çevresinde Hitit Devletinin yıkılmasıyla ortaya çıkan Geç Hitit şehir devletlerinden biri olan Kummuh Devleti hüküm sürmektedir. M.Ö. 900-700 yılları arasında yöre Asur etkisine kalmakla birlikte, Asurlular tam olarak egemen olamazlar. 6. yüzyılın başlarından itibaren yöreye Persler hakim olur ve yöre Satrap'lar(valiler)eliyle yönetilir. M.Ö. 334 yılında Makedonya kralı Büyük İskender'in Anadolu'ya girmesiyle Pers'ler hakimiyetini kaybetmiş ve M.Ö. 1.yüzyıla kadar yörede Makedonyalı Selevkos Sülalesi hüküm sürmüştür. Bu sülalenin gücünün zayıfladığı sıralarda, Kral Mithradetes 1 kallinikos Kommagene krallığının bağımsızlığını ilan etmiştir. (M.Ö.69) Başkenti Samosota (Samsat) olan Kommagene Krallığı, egemenliğini M.S. 72'ye kadar sürdürmüş, bu tarihte yöre Roma imparatorluğunun eline geçmiş ve Adıyaman Roma İmparatorluğunun Syria(Suriye)Eyaletine, 6. Lejyon olarak bağlanmıştır. Roma İmparatorluğunun 395 yılında Batı ve Doğu Roma olarak ayrılmasıyla Adıyaman Doğu Roma İmparatorluğuna katılmıştır. 643 yılından itibaren bölgeye İslam akınları başlamakla birlikte İslam hakimiyeti ancak 670 yılında Emevi'lerle kurulur. 758 yılında ise, 2, Abbasi komutanlarından Mansur İbni Cavene'nin hakimiyetine girer. 926 yılına kadar Abbasi hakimiyetinde kalan II'de bu tarihte Hamdanilerin egemenliği başlar. 958yılında yöre yeniden Bizanslıların eline geçer.
1114-1181 yılları arası yöreye Türk akınları olur. 1204-1298 yılları arasında Samsat ve yöresini Anadolu Selçukluları ele geçirir. 1230 ve 1250 yıllarında Moğol saldırıları yaşanır. 1298'de yöre ve il Memlüklülerin eline geçer. 1393 yılında Adıyaman bu kez de Timurlenk tarafından yağmalanır. Büyük bir istikrarsızlığın olduğu ortaçağ boyunca Adıyaman, Bizans, Emevi, Abbasi, Anadolu Selçukluları, Dulkadiroğulları arasında el değiştirmiş ve nihayet Yavuz Sultan Selim'in İran seferi sırasında 1516 yılında Osmanlı topraklarına katılmıştır. Osmanlı topraklarına katılan Adıyaman, başlangıçta merkezi Samsat'ta bulunan bir Sancakla Maraş Beylerbeyliğine bağlıyken, Tanzimattan sonra bir kaza olarak Malatya'ya bağlanmıştır.
Cumhuriyetin kuruluşundan 1954 yılına kadar eski idari yapısı korunarak Malatya'ya bağlı kaza konumunda olan Adıyaman 1 Aralık 1954 tarihinde 6418 sayılı kanunla Malatya'dan ayrılarak müstakil il haline gelmiştir.
Adıyaman İli Türkiye'nin Güneydoğu Anadolu Bölgesinin batı ucunda Orta Fırat bölümü içinde yer alır. Toroslar'ın güneydoğu uzantıları üstünde yer alan Adıyaman ilinin Kuzeyinde Malatya ili (Pütürge, Yeşilyurt ve Doğanşehir ilçesi), Batıda Kahramanmaraş ili (Merkez ile Pazarcık ilçesi), Güneybatıda Gaziantep (Araban ilçesi), Güneydoğuda Şanlıurfa ili (Siverek, Hilvan, Bozova ve Halfeti ilçeleri), Doğuda ise Diyarbakır ili (Çermik ile Çüngüş ilçesi) bulunmaktadır.
Merkez ilçe dahil 9 ilçesi ile 406 köyü vardır. İlçeleri Merkez, Besni, Çelikhan, Gerger, Gölbaşı, Kahta, Samsat, Sincik ve Tut ilçeleridir.
İl, çok sayıda doğal, tarihi ve kültürel değerlere sahiptir. Dicle ve Fırat nehirleri arasında kurulan il, çok eski çağlardan beri tarihi bir merkez olagelmiştir. Palanlı Mağarasındaki resimler tarihi M.Ö 40.000 yılına kadar uzanan buluntular mevcuttur. Giritille ve Samsat Höyüklerinde Neolitik ve Kalkilitik çağlara ait izler bulunmuştur. Hititlerden Kommagenelere ve arasında Selçuklulardan Osmanlılara el değiştiren il tarihin her döneminde uygarlıklara sahne olmuştur. Dünyanın 8. harikası olarakda adlandırılan Nemrut Dağı,
Zirvesinde Kommagene Krallarından biri olan, I. Antiochos'un mezarı bulunur.
Nemrut Dağı, aynı zamanda Krallığın dinsel merkezidir. Kaya parçalarının biraraya getirilmesi ile yapılmış olan dev taş heykellerin bulunduğu teraslarla çevrilidir. Aresmia'nın (Eski Kale) eteğpinde Kommagene Kralı Mithradetes'i selalaya harika bir Herkül rölyefi bulunmaktadır. Yine burada Kommagene Krallığına ait kalıntılar vardır.
Tarihin bilinen ilk köprülerinden biri Cendere Köprüsü de ilin sınırları içinde yer almaktadır.
Özellikle Kommagene Kralığı döneminden kalan eserler [(Nemrut Dağı , Arsemia (Eski Kale), Karakuş Höyüğü , Cere Köprüsü)] yerli ve yabancı turistler için bir cazibe merkezidir. Nemrut'ta gündoğumu ve günbatımı ayrı bir güzellik taşımaktadır.
Doğu ve Batı Medeniyetlerinin,
Nemrut Dağı, üzerinde barındırdığı dev heykellerin ve anıt mezarın yanı sıra, dünyanın en muhteşem gündoğumu ve gün batışının seyredilebildiği yer olmasıyla da ilgi çekmektedir. Her yıl binlerce insan gündoğumu ve gün batışını seyretmek için Nemrut Dağına gelmektedir.
UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası olarak ilan edilen Nemrut Dağı, çevresindeki Kommagene Uygarlığı eserleri ile birlikte ülkenin önemli Milli Parklarından biridir. Nemrut Dağındaki dev heykeller ve tümülüs, Arsameia (Eski Kale), Yeni Kale, Karakuş Tepesi ve Cendere Köprüsü Milli Park sınırları içerisinde yer alıyor.
İki bin yıldır güneşin doğuşunu ve batışını
Nemrut Dağı'nın Kraliyet Akademisi tarafından araştırma yapmak üzere bölgeye gönderilen genç bilim adamı Otto Punchtein başkanlığındaki ekip, Nemrut Dağı'nın tepesindeki tümülüs ve tümülüsün doğu ve batı yanlarında oluşturulmuş teraslar üzerindeki devasa heykeller ve çeşitli kabartmalardan oluşan eserler üzerinde çalışır. Uzun çalışmalar sonunda Grekçe yazılı kitabeyi çözen Punchstein, bu eserlerin Kommagene Uygarlığı'na ait olduğunu ve Kommagene Kralı I. Antiochos tarafından yaptırıldığını keşfeder. Antiochos'un ağzından yazılan kitabe, Nemrut Dağı'nın sırrını ve Antiochos'un yasalarını içermektedir.
Kommagene Uygarlığının ortaya çıkmasını sağlayan kazılar, Nemrut Dağı'ndan başka Arsameia, Samsat ve Fırat Havzasında gerçekleştirilmiştir. Bölgede yapılan kazılarda ortaya çıkartılan taşınabilir eserler müzelerde, geri kalanları da Milli Park Alanı içerisinde korumaya alınmıştır.