Diğer Adları : Akroneos, Akronio, Akronium, Akroenos, Karahisar-ı Sahip, Karahisar-ı Delve, Sahibin Karahisarı, Sai | Ülke : Türkiye |
Kurucusu : | Kuruluş Tar : M.Ö. 3000 |
Ekleyen : Nurgül Çepni/2008-12-26 | Güncelleyen : /2014-01-05 |
Afyonkarahisar
İç Batı Anadolu ortasında kara, demir, hava yollarının kesiştiği kavşak noktasında bulunan Afyonkarahisar önemli bir merkezdir. M.Ö. 3000 yılından itibaren yaklaşık 5000 yıllık bilinen tarihinde Hitit, Frig, Yunan, Roma ve Bizans egemenliğinden sonra yaklaşık 1200 yılından beri bize yurt olmuştur. Ayrıca; Kahraman Mehmetçiğin Kocatepe'de gerçekleştirdiği Büyük Taarruza ev sahipliği yapmıştır.
Tarihsel ve Kültürel Zenginlikleri yanında Akdağ gibi doğal güzellikleri ve zengin jeotermal kaynakları bulunan Afyonkarahisar son 10 yılda "Termal Turizm" alanında önemli gelişmeler katetmiştir. Yılın on iki ayı hizmet verebilen bir sektör olan Termal Turizm de ayrıca çok sayıda ikinci konut türünde yapılaşmalar hızla devam etmektedir.
Jeolojik bir oluşum olan İscehisar, Döger, Seydiler bölgesindeki peri bacaları bu yörelerdeki Frig kaya anıtları, mezarları İlimiz merkezindeki Karahisar Kalesi ve eski evler camiler, arkeoloji müzesi görülmeye değer kültürel varlıklardır. Tokalı Kanyon ile Akdağ Tabiat Parkı özellikle dağcıların rağbet ettiği doğal güzellikleridir.
İliin, doğal kültürel ve tarihsel zenginliği ile birlikte kavşak noktasında olması da ekonomik gelişmesinde yararlı olmaktadır. Şekercilik, sucukçuluk, Afyonkarahisar'a iyi gelir getirmektedir. Ayrıca İscehisar ilçemizdeki zengin mermer yataklarını işletmek üzere o bölgede irili ufaklı çok sayıda atölye vardır. Bunun yanında Alkoid, Şeker, Selüid, Un, Yağ, Yem, Çimento gibi sanayi yatırımları yanında son yıllarda Turizm gelirinin payı artmıştır.
Afyonkarahisar ilinin tarihi Hitit'lere kadar uzanmaktadır. Hititlerden sonra bölgeye yerleşen Frig'ler zamanında yazılı belgelere geçiyor. İlk kez Frig'ya krallığından Akroneos kente adını veriyor. Eski Yunan metinlerinde Akronio şeklinde geçen isim Romalılardan kalan eski paralar ve latince yazılarda Akronium olarak görülmektedir. Bizans egemenliği sırasında dilsel gelişimler sonucu Akroenos olarak adlandırılmaktadır.
Karahisar-ı Sahip, Karahisar-ı Delve, Sahibin Karahisarı ve Saipkarasker... Türkiye Cumhuriyeti'nin ilanından sonra kente Afyonkarahisar bileşik ismi verilmiştir. Bir süre böyle kullanılan isim, gerek resmi ve ticari yazışmalarda uzun görüldüğünden ve gerekse halk dilinde kısaltılarak Afyon denildiğinden dönüşüme uğramıştır. Afyonkarahisar, bilindiği gibi gelincikgillerden haşhaş adındaki bitkinin, olgunlaşmamış ürününden elde edilen koyu renkli bir maddedir. Bayıltıcı kokuya sahip bu madde, tıpta ilaç yapımında kullanılabildiği gibi, uyuşturucu madde olarak da gizlice tüketilir.
Afyonkarahisar Adı Nereden Gelmiştir?
Afyonkarahisar Kalesi, şehrin güneyinde, çok yüksek ve yalçın bir dağın tepesindedir. Adını dünyanın oluşumunun dördüncü zaman diliminde bir yanardağ ağzında meydana gelen sarp kayalar üzerine kurulan kaleden (Karahisar) ve ilk defa "Synnada" antik kenti sikkelerin de karşımıza çıkan haşhaş (Opıum-Afyonkarahisar)'dan alan Afyonkarahisar M.Ö. 2.000 yıllarına kadar uzanan bir tarih şeridi yaşatır. İlk yerleşim izine, II. Murşil'in Arzava seferinde kullanıldığından bahsedilen ve Hapanova (Yüksek Tepe) olarak adlandırılan Kale'de rastlamaktayız. Günümüze kadar ulaşan Hitit sur parçalarından da burasının Hititlerce ilk defa kullanıldığını öğrenmiş oluyoruz. Hititlerden sonra Anadolu'da uygarlık kurmuş olan Frigler'in izlerine, sarp kayalık üzerinde tespit ettiğimiz Frig mihrabı, sunu çukurları, Frig basamaklı sunağı gibi kayalığın zirvesinde bulunan Frig kaya tapınağında rastlamaktayız. Sarp kayalık üzerinde günümüze kadar korunarak gelmiş dinî amaçlı yapılanmadan, burasının Frigler döneminde dinî bir merkez olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır. Roma ve Bizans döneminde Asya ve Anadolu eyaletine bağlı bir yerleşim yeri olan ilin adı, Akronıum (Yüksek Tepe)'dir. Bu dönemde, kaplıcaları, Frigya Salutaris (Şifalı Frigya) adıyla ün yapmıştır. Afyonkarahisar, asıl önemine "Selçuklular" döneminde kavuşmuştur. Milâdî 1147-1157 yılları arasında Sultan I. Mesud'un emri ile "Karahisar" adı ile tanınan kalenin eteklerine, bir Türk boyu olan Karaşar' lar yerleştirildiler. Stratejik yolların kavşağında çok çetin bir kalesi bulunması dolayısıyla, kale ile Hıdırlık (kalenin güneyinde bulunan tepe) tepesi arasındaki yerleşim alanı çok kısa sürede genişlemiştir. Bu gelişmeyi hızlandıran diğer bir olay da, Sultan I. Alâaddin Keykubat'ın tahta çıkar çıkmaz başlattığı yurt kalelerinin onarımı sırasında Afyonkarahisar Kalesi'nin de onarılmasını buyurmasıdır. Sultan I. Alâaddin Keykubat, 1231 yılında lalası ve mimarı Bedrettin Gevhertaş'ı kale dizdarı olarak Afyonkarahisar'a gönderir. Gevhertaş, kalenin burç ve bedenlerini onardıktan sonra, yukarı Kale'de küçük minareli mozaik çini mihraplı bir mescit ve onun doğu yanına da bir saray yaptırır. Ayrıca Alâaddin Medresesi adlı Hisarardı Medresesi'ni yaptırır. Sarp kayalar üzerindeki kalesi sağlam ve güvenilir olan Afyonkarahisar'da Selçuklu Devleti'nin hazineleri saklanır olmuş ve adına da "Karahisar-ı Devle" denilmiştir.Anadolu Selçuklu Devleti'nin 1243 Kösedağ Savaşı sonrasında Moğolların hâkimiyetine girmesiyle Afyonkarahisar'da Sahipata Beyliği kurulmuş, daha sonra sırayla Eşrefoğulları, Germiyanoğulları ve Karamanoğulları Beylikleri egemenliğinde kalmıştır.
Şehir, Osmanlı İmparatorluğu döneminde genişleyerek büyümüştür. Fatih Sultan Mehmet'in sadrazamlarından Gedik Ahmet Paşa, Karaman Seferi sırasında Afyonkarahisar'da konaklamış ve 1472-1477 yılları arasında yapımı tamamlanan Gedik Ahmet Paşa Külliyesi'ni(sübyan mektebi, medrese, hamam, imaret ve camii'den müteşekkil) yaptırmıştır. Bunun yanında çok sayıda mescit, cami, medrese yapılmıştır. Mevlevîlik tarikatının yayıldığı merkez olan Afyonkarahisar'daki Mevlevi Tekkesi'nin 19. yy.'da yanmasından sonra dönemin padişahı II. Abdülhamid Han tarafından yaptırılan Mevlevî Tekkesi (Bugün cami olarak kullanılmaktadır) önemli mimarî eserlerdendir.
İstiklâl Savaşı yıllarında Afyonkarahisar, Başkomutanlık Karargâhı olmuş, Millî Mücadeleyi zafere ulaştıran Başkomutanlık Meydan Savaşı, Afyonkarahisar'da da verilmiştir. Kurtuluş Savaşında, Büyük Taarruzdan bir gün sonra 27 Ağustos 1922 günü, saat: 17.oo'de Türk orduları Afyonkarahisar'a girmiş bundan sonra Başkomutanlık ve Garp Cephesi Karargâhı Afyonkarahisar'a taşınmış ve karargâh olarak kullanılmıştır. Atatürk, 28 Ağustos 1922 günü Afyonkarahisar'daki karargâhına gelmiş, büyük zafere kadar çalışmalarını buradan idare etmiştir.
Afyonkarahisar Kalesi:
Afyonkarahisar deyince akla Karahisar Kalesi gelmektedir. Afyonkarahisar şehri ile özdeşleşen Karahisar Kalesi'nin günümüzden yaklaşık 3 bin 340 yıl önce, İsa'dan Önce 1340'lı yıllarda Arzava ülkesine sefer düzenleyen Hitit Kralı II. Murşil tarafından, askerlerinin kışı geçirmeleri amacıyla yapıldığı sanılmaktadır. Kale'nin o zaman ki adı Hapanuva, yani “ Yüksek Tepe Şehri” dir. Daha sonra Mira Kuvalya Krallığı'nın egemenliğine bırakılan Hapanuva eteklerine Frigler zamanında köy kurulur ve “Akronio” ya da “Akroniom” adını alır. Sırasıyla Lidyalılar, Persler, Helenler, Bergama Krallığı, Pont krallığı, Romalılar ve Bizanslılar'ın egemenliğinde kalan Kale, Hicret'ten sonra İstanbul'u fethetmek amacında olan Emevi Halifelerinin, Anadolu'ya yaptıkları seferler sırasında birkaç kez el değiştirdikten sonra, Alparslan'ın oğlu Melikşah zamanında Selçuklu topraklarına katılmıştır. Daha sonra Devlet Hazineleri2nin Kale’de saklanmasından dolayı “Karahisar-ı Devle” yani “Devletin Karahisarı” adını alır. Anadolu Beylikleri döneminde Sahipoğulları ve Germiyanoğulları’nın hüküm sürdükleri Karahisar-ı Devle ,1392 yılında Yıldırm Beyazıt tarafından Osmanlı topraklarına katılır. Ankara Savaşı'ndan sonra Timur ordularının hakimiyetine giren Karahisar-ı Devle, Timur'un beylere, topraklarını geri vermelri üzerine Germiyanoğulları'na, daha sonra vasiyet yoluyla 1428 yılında Osmanlı Türk Birliği'ne katılır. Anadolu'daki diğer karahisarlarla karışamamsı için “ Karahisar-ı Sahib” yani “Sahibinin Karahisarı” adını alır. Mevcut Şeriye Sicillerine göre Karahisar'ın başına Afyonkarahisar kelimesi ilk kez 1651 yılında gelmiş ve o günden bu yana Afyonkarahisar adı ile anılır olmuştur. Burada bir noktaya dikkat çekmek gerek: Karahisar kalesi, Selçuklu hakimiyetinden başlayarak içinde bulunduğu kente adını vermiş hatta bu ad, Cumhuriyet 'in ilk yıllarında da kullanılmıştır. Ne yazık ki, daha sonra resmi bir karar olmamasına rağmen, Afyonkarahisar adı, uzunluğu nedeniyle kısaltılmış ve karahisar adı atılarak “Afyon” biçiminde kullanılmaya başlanmıştır. Oysa ki şehrin gerçek adı Afyonkarahisar'dır. Dünyada ülkeler ve şehirler kendi adları üzerine tarih yaratmaya çalışırken, baştan başa tarih olan “Karahisar”ın şehrin adından kaldırılmış olması üzücüdür.
Efsanelerde Karahisar Kalesi:
3 bin 340 yıllık bir geçmişe sahip olan Karahisar kalesi, defalarca el değiştirmiş, öyle sanıyoruz ki her defasında yeni bir efsane, yeni bir destana mekan olmuştur. Yukarıda da sözünü ettiğimiz gibi yerden