Künyesi : | Lakabı : |
Tabakası : | E-Posta : |
D.Yeri : 1824 | D.Tarihi : |
Ö.Yeri : İstanbul | Ö.Tarihi : 1933 |
Görevi : Tasavvuf Şeyhi | Uzm.Alanı : Mevlevi Şeyhi |
Görev Aldığı Kurumlar : | Mezuniyet : |
Bildiği Diller : Arabça, Farsça, Osmanlıca | Mezhebi : İtikad : , Amel : , Ahlak : |
Ekleyen : Fıkıh Dersleri/2013-12-24 | Güncelleyen : /0000-00-00 |
Filibeli Sıdkı Dede
1239 (1824) yılında Filibe’de [Bulgaristan] doğdu. Üçler Mezarlığı’ndaki kabir taşında yazılı olduğu gibi, yüz on sene yaşamıştır.
İlk öğrenimini Filibe’de yaptı. Gördüğü bir rüya gereğince 1267 (1851)’de İstanbul’a geldi. Kadıasker Filibeli Halil Fevzi Efendi’den Arapça, Farsça öğrendi.
Sonra 1292 (1875)’te Konya’da (çileye soyundu); 1001 gün Mevlâna Dergâhı’nda hiçbir yere ayrılmadan bu hizmeti tamamlayıp hücreye çıktı.
1883’te tarikatçi ve mesnevihan Hacı Eyüp Çelebi ölmüştü. (Yerine o, mesnevihan oldu). 1885’te (Sultan Selim Camii’nde) hatiplik görevini ifa etmek ve cehrî namazlar [Sabah, Akşam, Yatsı] ile Cuma, Bayram namazlarını kıldırmak üzere vekâlet beratına da mâlik oldu.
Sıdkı Dede medreseden mezun (olduğu için) Arapça ve Farsça’yı çok iyi bilirdi. Nitekim 1906’da Konya’yı ziyarete gelen o zamanki Almanya’nın İran Büyükelçisi Friedrich Rosen, babasınınMesnevitercümesinde [Münih, 1913] Mevlâna dergâhındaki hücre sahibi dervişler arasında yalnız Sıdkı Dede ile rahatça Farsça konuşabildiğini açıklamaktadır. [Bu kitabın bir nüshası Konyalı arkadaşımız Tevfik Dündar Bey tarafından daha bazı kitaplarla birlikte Mevlâna Müzesi Kitaplığı’na armağan edilmişti.]
Sıdkı Dede yalnız din bilimiyle kalmamıştır. (Kendisinin) aynı zamanda sanat dallarından hat ve hak [oyma] çalışmalarında da büyük (mahâreti) vardı. Bu uğurda pek çok çabaları olduğunu bildiğimiz bu büyük bilgicin sanat dalına ait bir yapıtı kitaplığımızda bulunmaktadır. Bu eserin baş tarafında bir Mevlâna sikkesi ve etrafında renkli çiçek süsleri vardır. Bu kitap başlığı ve metin yazıları Sipehsâlâr’ın Farsça menâkıb kitabındadır. Kitabın ilk sahifesinde, kendisinin kazdığı mühürle mühürlenmiş “temelleke’l-fakîr hâdimü’l-Mesnevî Sıdkî el-Mevlevî”(15) yazısı bulunmaktadır.
Sıtkı Dede Köprübaşı’na giden caddeden sola dönen Ovalıoğlu Sokağı’nda, Ovalıoğlu Camii (Çelik Paşa) yanında, iç güveysi olarak girdiği eşi Hediye Hanım’ın evinde otururdu. Çocuğu olmamıştı. Bu sebeptenOsmanlı Müellifleriyazarı Bursalı M. Tahir Bey ve Aşçıbaşı Salâhaddin Dede “ümmetsiz peygamber” diye takılırlardı. Az konuşur, herkesle içli dışlı olmazdı. Sakalını boyardı. Orta boylu, kendi halinde, dindar bir kişiydi.
1352 (1933) yılında sonsuzluğa kavuştu. Kabri Üçler (Türbe) Mezarlığı’ndadır.