Künyesi : | Lakabı : Divâne , Semâî |
Tabakası : | E-Posta : |
D.Yeri : | D.Tarihi : |
Ö.Yeri : | Ö.Tarihi : 951h/1544 m |
Görevi : Mutasavvıf,Tasavvuf Şeyhi | Uzm.Alanı : Mevlevi Şeyhi |
Görev Aldığı Kurumlar : | Mezuniyet : |
Bildiği Diller : Almanca, Farsça, Osmanlıca | Mezhebi : İtikad : , Amel : , Ahlak : |
Ekleyen : Fıkıh Dersleri/2008-07-29 | Güncelleyen : /0000-00-00 |
Dîvâne Mehmed Çelebi,
Dîvâne Mehmed Çelebi, babası Bâlî Mehmed Çelebi"nin şeyhlik yaptığı Karahisar Mevlevîhânesi"nde doğdu.
Bâli Mehmed Çelebi, ölümünden bir yıl önce oğlu Divâne Mehmed Çelebi"yi kendi yerine Karahisar Mevlevîhânesi"ne şeyh tayin etti.
Divâne Mehmed Çelebi, babası hayatta iken bir yıl ve daha sonra da kendisinin vefatına kadar Karahisar Mevlevîhânesi"nde şeyhlik yaptı.
Divâne Mehmed Çelebi, daha gençlik yıllarından itibaren göğsü açık bir tennüreyle dolaşmış ve kendisine intisap edenleri Kalenderîler gibi çehar-darb ettirmiştir.
Müridlerine bazen Mevlevî külahı, bazen de Bektâşilerin tacına benzer külah giydirmiştir.
Bir ara Konya"ya Mevlânâ"yı ziyarete ve oradan da Hacıbektaş Tekkesine gitmiştir.
Daha sonra Hacıbektaş"tan kırk kadar Bektâşi abdalı alarak Irak"ta Necef, Bağdat, Kerbela Samarra"da ehl-i beyt imamlarını ve Meşhed"de İmam Rıza"yı ziyaret etmiştir.
Tekrar Horasan, Bağdat, Halep ve Konya yoluyla Karahisar"a dönmüştür.
Bu dönüş esnasında da çeşitli dinî merkezlere ziyarette bulunmuş ve bir süre oralarda kalmıştır.
Daha sonra Mısır"a gitmiş ve orada tutuklu bulunan İbrahim Gülşenî (ö.940/1533)"yi kurtarmış ve Şam yoluyla tekrar Karahisar"a dönmüştür.
Ayrıca Kânûni Sultan Süleyman (1494-1566) zamanında İstanbul"a, oradan Bursa ve Kütahya"ya gitmiş ve Karahisar"a dönüşte 951/1544 yılından sonra vefat etmiştir.
Meşrep bakımından Ulu Arif Çelebi (ö. 1320)"ye benzeyen Divâne Mehmed Çelebi, Mevlevîliğin Konya dışında da yayılmasını sağlayan önemli kişilerden birisidir.
Halep, Burdur, Eğridir, Sandıklı, Galata, Mısır, Cezayir ve Midilli Mevlevîhâneleri Divâne Mehmed Çelebi"nin tavassutuyla kurulmuştur.
Eserleri :
Mevlevî mukabelesindeki rumuzlardan bahseden bir risalesi vardır.
Elli iki beyitlik bu manzum risale ve çeşitli mecmualardan toplanan yirmi dört adet Türkçe şiiri Abdülbaki Gölpınarlı tarafından yayınlanmıştır.