Hit (641) Y-2461

Sultan Vahdeddin

Künyesi : Lakabı :
Tabakası : 18.Yüzyıl E-Posta :
D.Yeri : ? D.Tarihi : 1861
Ö.Yeri : Şam Ö.Tarihi : 1926
Görevi : Uzm.Alanı : Devlet Adamı
Görev Aldığı Kurumlar : Mezuniyet :
Bildiği Diller : Arabça, Farsça Mezhebi : İtikad : , Amel : , Ahlak :
Ekleyen : /2008-02-28 Güncelleyen : /0000-00-00

Sultan Vahdeddin
Avrupa’ya Sehayat eden ilk Sultan Sultan Abdulaziz Trafalgar Meydanı’ndan Buckingham Sarayı’na doğru Şaşaalı Saltanat Arabası içinde, etraf’ını saran görülmedik kalabalığı selamlayarak ilerlemişti.
Abdulmecid’in Oğlu Vahdeddin 1861 ’de doğdu.
Sultan Abdulaziz 1876 da öldü.
Bundan sonra Taht Abdulmecid’in sırasıyla 4 Oğlu tarafından paylaşılacaktır.
Kızı Fenire doğdu.(1888) Fatma Ulviye doğdu.(1892)
Daha sonra Sabiha,(1894) Oğlu Mehmed Ertuğrul.(1914)
Vahdeddin ,Mustafa Kemal ile Almanya Gezisi yaptı.(1917)
4 Temmuz 1918 de Perşembe Günü 36. Padişah oldu. Şöyle der: ‘Saltanat’ın Kuş Tüyü’nden Minderleri üzerine gömülmeyip, Millet’in Ateşli Külü üzerine oturdum’.
Osmanlılar’ın Son Sultanı oldu.(1918-1922)
İstanbul’un İstiklali parlak değildi. İngiliz ve Fransızlar İstanbul Sokaları’ndaydı.
Sultan Sessiz bir gözetim altındaydı. Generaller’i Padişah’ın ne yaptığını ve yapacağını dikkatle inceliyorlardı.
O’na Mustafa Kemal’i Tavsiye ettiler. Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa’dan Genç Komutanlar’ın Listesini istedi: ‘En Gözüpek, Vatan’a Aşk’la bağlı, Vatan Acısı’yla yanan, Vatan Kurtarma Yolu’ndaki bir Hamle’yi omuzlayabilecek Kabiliyette Azimli ve Atılgan Komuntanlar’ın Lisitesini getirin.’ İçinden O’nu seçti.
30 Nisan 1919 Günü Adamlar’ıyla Meşveret sonrası şu Ferman’ı yayınladı: ‘Mülga Yıldırım Orduları Grubu Kumandanı Mirliva (Tuğ-Tüm General) Mustafa Kemal Paşa 9. Ordu Kıtaatı Müfettişliği’ne Tayin edildi.
İşbu İrade-i Seniye’nin İcrasına Harbiye Nazırı Memur’dur. 29 Receb 1337. Mehmed Vahideddin).
Ferman Gereği Mustafa Kemal Paşa Trabzon, Erzurum, Sivas, Van Vilayetleri’yle Erzincan ve Canik Livaları’na istediği Emirler’i verebilecek, hatta bu İl ve Sancaklar’a Sınır’ı bulunan Diyarbakır, Bitlis, Elazığ, Ankara, Kastamonu, daha sonra Maraş ve Kayseri Vilayetleri ile Kolordu Komutanları da Paşa’nın Emr’ine gireceklerdi. Kısaca: O Bölgeler’de Mustafa Kemal, Padişah’ı Temsil edecekti. Yaver-i Şehriyari Hüviyetini taşıyacaktı. Böyle Tam ve Geniş Yetki, sadece Karadeniz Bölgesi’ni Pontuscular’dan kurtarmak için verilmiş olamazdı. Yapacağı Masraflar için ödeneği verildi:
‘Yaver-i Şehriyari’mden Erkan-ı Harbiyye Mirlivası Mustafa Kemal Paşa’ya..
Harbi Umumi’nin Müttefikler Hesabı’na kaybedilmesi üzerine Meydana gelen Siyasi Durum, Büyük Atalarım’ın Ülke’sini, Hilafet ve Saltanat’ı Güç ve Tehlikeli bir Alan’a sürüklediğinden, Hukumet’in Kararı Vechile Tayin olunduğunuz Bölge’de Asayiş’i Temin ve Mara-i Şahanem’e Mugayir Ahval’in Hudus’unu Men ile Cümle’den Def’i Saile El’den geldiği kadar Gayret ederek Millet’imin korunması için hep birlikte Hareket edilmesini, Selam-ı Şahane’mle Asker ve Memurin’e ve Ahaliye Tebliğini İrade ettim.’
Samsun’a Hareket etmeden önce Saray’a çağrılan Mustafa Kemal, Küçük bir Salon’da Kabul edildi. ‘Paşa, Paşa dedi. Şimdiye kadar Devlet’e çok Hizmet ettin. Bunların hepsi bu Kitab’a geçmiştir. Bunları unutun. Asıl şimdi yapacağınız Hizmet hepsinden Mühim olabilir. Paşa Paşa, Devlet’i kurtarabilirsin.’
16 Mayıs 1919 Cuma Merasimi’nden sonra Saray’a gittiler. Boğaziçi’nde demirlemiş İngiliz Donanması’nın Topları Osmanlı Sarayı’na çevrilmişti. Sultan şöyle dedi: ‘Ben artık Devlet’i ve Millet’i nasıl kurtarmak gerektiğini düşünmekte Tereddüt içindeyim. İnşallah Millet Dikkatli ve Uyanık olur. Bu Elim ve Acıklı Vaziyet’ten gerek beni, gerekse kendisini kurtarır.’
Mustafa Kemal aynı Gün Bandırma Vapuru ile Samsun’a Hareket etti. Boğaz’dan Karadeniz’e açılıp 19 Mayıs’ta Samsun’a ulaştı.
23 Nisan 1920 de Ankara’da BMM Dualar ve Kurbanlar’la açıldı. Yayınlanan Bildiri’de Padişah’a Bağlı kalınacağı ve Başkent’in kurtarılmasına çalışılacağı, Bütün Vatan Toprakları İşgal’den temizlenene kadar Mücadele’ye Devam edileceği bildirildi (26 Haziran 1920).
1 Kasım 1922 de iki Maddelik bir Kanun’la Saltanat kaldırıldı.
TBMM nin Fevkalade Temsilcisi olarak İstanbul’a gönderilen Refet Bele Paşa, Yıldız Sarayı’na gidip Sultan’ın Huzur’una çıktı, Halife Hazretleri olarak Hitap etti. Sultan Öfke’yle: ‘Saltanatsız bir Hilafet’i, Hanedanımız’ın en Aciz bir Ferdinin bile Kabul etmeyeceğine Emin olabilirsiniz’ dedi.
İşgal Kuvvetleri Komutanı’na Müracat ederek başka bir Yer’e Naklini istedi. 16/17 Kasım Perşembe/Cuma Gecesi, İngilizlerin Malaya Zırhlısı’yla doğup büyüdüğü Ülke’sinden ayrıldı. Fenire, Fatma Ulviye Sabiha,, Mehmed Ertuğrul. Hepside Babalarıyla Sınırdışı edildiler.
Bütün Kıymetli Eşyalar’ı, Bütün Hazine’yi orada bırakarak. Önce Malta Adası’na giderek bir süre kaldı. Sonra Davet üzere Hicaz’a gitti. Şöyle anlatır:
‘Sultanu’l-Enbiya s.in Ruhaniyet’ine Yüz sürmek için Hicaz’a gitmeyi, Kral Hüseyin’in Davet’i üzerine Kabul etmiş değilim. Ben bu Vazife’yi Şanlı Müvekkilim Peygamberimiz Efendimiz Hazretleri’nin Davetlisi olarak ve Emsalsiz bir Manevi Müfde olduğuna inanarak Kabul ediyorum.’
Bir süre Mekke’de kaldı. Hüseyin’in Hain Plan’ını sezerek Mısır’a gitmeyi düşündü. Kral Fuad İtibar etmeyince İtalya’ya gitti.
San Remo Şehri’nde geri kalan Yıllar’ını yaşadı. İtalya Kralı’yla Şehzadelik Günleri’nden tanışıyordu. Kral Haber göndererk seçeceği bir Köşk’te oturabileceğini bildirdi. Şöyle dedi:
‘Haşmetlü Kral Hazretleri’ne Şükranlarımı Arz ederiz. Gösterdikleri İncelik ve Civanmertliğe Hayran’ım. Fakat taşıdığım ‘Müslümanların Halifesi’ Ünvanı böyle bir Yardım’ı Kabul etmeye Mani’dir.’
Para Sıkıntısı çekiyor, bazı Geceler Aç yatmak Zorunda kalıyordu. İstanbul’da kalan Aile Fertleri’yle Maiyyet Halkı’ndan Bazıları da San-Remo’ya gelmiş ve Sultan’ın bu kalabalık nufusu geçindirebilmek için çok Izdırap çekmişti.
Dertler’le Bikarar olmuştu. Hiç kimseden Yardım Kabul etmiyordu. Al-i Osmanı Nişanı’nın Kıymetli Taşlarına varıncaya kadar sökülüp Yük’te Hafif Para’da Ağır ne varsa gizli gizli elden çıkarılmış ve böylece erimişti. Sağlığı tamamen bozulmuş, Manevi Izdırap O’nu eritmişti. Ölü’sünün bile Türkiye’ye Kabul edilmeyeceği kendisine söylenmişti.
17 Kasım 1922 de İstanbul’u terketti. 16 Mayıs 1926 da 65 Yaş’ında öldü.
‘Beni Şam’daki Selahaddin-i Eyyubi Türbesi’ne gömsünler. Cenazemi Hırıstiyan Memleketleri’nde bırakmasınlar. İslam Usul ve Adab’ına göre kaldırsınlar’ Vasiyet’inde bulundu.
Cenazesi Şam’a götürülmek üzre hazırlandı. Alacaklı Esnaf Villa’ya akarak paramızı ödemeden bu Tabut’u bir Yer’e götüremezsiniz’diyordu.
Eski Hicaz Kralı Hüseyin ile Irak Kralı Faysal ve Mısır Prensleri’nden Ömer Tosun Paşa’ların Nakdi Yardımlar’ıyla Borçlar ödendi ve Cenaze Şam’a götürülmek üzere yola koyuldu. Tabut’ta: ‘Müslümanların Halifesi, Türkler’in Hakanı 6.Mehmed Han Hazretleri’ yazıyordu.
Şam’a ulaşan Cenaze, Sultan’ın Vasiyet’ine aykırı olarak Sultan Selim Camii Bahçesi’ne gömüldü. Daha sonra Yurt dışında ölen Hanedan’a Mensup bazı kimseler de buraya gömüldüler.


Otel Tekstili antalya escort sakarya escort mersin escort gaziantep escort diyarbakir escort manisa escort bursa escort kayseri escort tekirdağ escort ankara escort adana escort ad?yaman escort afyon escort> ağrı escort ayd?n escort balıkesir escort çanakkale escort çorum escort denizli escort elaz?? escort erzurum escort eskişehir escort hatay escort istanbul escort izmir escort kocaeli escort konya escort kütahya escort malatya escort mardin escort muğla escort ordu escort samsun escort sivas escort tokat escort trabzon escort urfa escort van escort zonguldak escort batman escort şırnak escort osmaniye escort giresun escort ?sparta escort aksaray escort yozgat escort edirne escort düzce escort kastamonu escort uşak escort niğde escort rize escort amasya escort bolu escort alanya escort buca escort bornova escort izmit escort gebze escort fethiye escort bodrum escort manavgat escort alsancak escort kızılay escort eryaman escort sincan escort çorlu escort adana escort