Künyesi : | Lakabı : |
Tabakası : 20.Yüzyıl | E-Posta : |
D.Yeri : Gürün / Sivas | D.Tarihi : 1965 |
Görevi : Edebiyatçı,Memur,Öğretmen | Uzm.Alanı : Şiir |
Görev Aldığı Kurumlar : | Mezuniyet : |
Bildiği Diller : İngilizce | Mezhebi : İtikad : , Amel : , Ahlak : |
Ekleyen : /2008-03-02 | Güncelleyen : /0000-00-00 |
Cengizhan Orakçı
İlk ve ortaokulu Bursa'da okudu. Bursa Yıldırım Bayazıt Lisesi. Ankara Üniversitesi DTCF Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü (1988) mezunu.
Ajans RMC'nin kurucuları arasında yer aldı. Edebiyat öğretmenliğinin yanı sıra bir dönem TBMM'de danışmanlık, dergi editörlükleri, metin yazarlığı, yayınevlerinde yayın yönetmenliği yaptı.
1998-2004 yıllarında üç dönem Türkiye Yazarlar Birliği genel sekreterlik görevini yürüttü. Bu görevde iken kültür programları, panel ve sempozyumlar düzenledi.
ilk şiiri, Doğuş-Edebiyat dergisinde (1983), sonraki yıllarda yazı ve şiirleri Türk Edebiyatı, Dergâh, Kanat, Son Duvar, Sonsuzluk ve Bir Gün, kurucularından olduğu Araf ve genel yayın yönetmenliğini yaptığı Altıncı Şehir, Genç Alperen, Nizam-ı Alem dergileri ile Ortadoğu, Hergün, Milliyetçi Çizgi, Gündüz, Muhalif gazetelerinde yayımlandı.
"Ateş Bahçeleri, Şeyh Galib'in ünlü 'Gül ateş, gülbün ateş...' beyti ile başlıyor. Ve buradan şairin küçük ve yoğun mısraları ile bütün bir Divan Edebiyatı geleneğine, ondan yararlanan diğer şairlerimize ( mesela Behçet Necatigil) açılıyor.
Orakçı, klasik edebiyatımızın mirasından modern bir şiir çıkarma yolunda hoş ve olgun örnekler veriyor." (Mustafa Kutlu)
ESERLERİ:
ŞİİR:
BİYOGRAFİ:
CENGİZHAN ORAKÇI
TAŞ KESİLME ANLARI
Sözümü unutabilirim susarken gölgem hesap dışı dal kırılırsa kuş tufanı içim erken kışlara kıyılarda karşılamaya çıktım kendimi
Tırmanmalı dağlara sırası şehre sel gelebilir beklenenden önce üşüyen satırlar için hiç olmazsa dalgınlık hatıraları anlatalım her balkona bir ateş düşürüp incir ve zeytini keşfedelim bu törenler daha çok uzayabilir
Bu bahiste kalmalı oysa neyin adı geçtiyse dilimizden vebal indeyiz kalben bir aşk ıslığı uygundur dağları görünce ki dağ "taş kesilen kervandı" diyen içim beni avutmuyor pişmanım olmayanlardan da
İpek yükü şifahidir şimdi ya sonra -bu derste ne söylendi sahi-bilemezsem akla ziyan sayma yalnız bendedir çoktandır zulüm yaz günlerinin kanattığım yarası bunca gitme kendimle yüz yüze sen ki hep ziyansın güzler tarihinde {Ateş Bahçeleri, 1998).