Yazar Adı : Niyazi el Mısri Mehmet b. Ali Çelebi Soğancızade | İlim Dalı : Tasavvuf |
Kitap Dili : Osmanlıca | Kitap Tipi : |
Konusu : | Sitedeki Kayıt Türleri : |
Ekleyen : Fıkıh Dersleri/2014-04-13 | Güncelleyen : /0000-00-00 |
Mecmûa
Niyazî-i Mısrî'nin çalışmamızda da sık sık başvurduğumuz, kendi hazırladığı hatıralarını kaydettiği, biri günlük mahiyetinde, diğeri antoloji mahiyetinde iki mecmuası vardır.
a-Birincisi, Bursa Kütüphanesi Orhan Kitapları arasında 690 numarada kayıtlı mecmuasıdır .
Bu mecmua, çoğunlukla Limni'de geçirdiği günlerin zor ve meşakkatli anlarını kaydettiği günlük mahiyetinde bir mecmuadır. Mecmua 14x19 cm. ebadında, 116 yapraktan meydana gelmiştir. Mecmua, günü gününe yazılmış hatıralarla dolu olup, ara ara cifr hesaplarına rastlanmaktadır. Her yeni gün için ayrı seri bir rakam kullanmış ve o gün başından geçenleri kaydetmiştir.
Mecmuada, kendisine düşman kabul ettiği Karabaş Velî ve kendisini vaizlerin sözlerine kulak verip, sürgün eden Osmanlı Padişahlarından Sultan İbrahim, Sultan Mehmed ve Şehzade Mustafa aleyhinde bazı sözler sarf eder, onlara sitem eder .
Aynca Mecmuada, anlaşılması oldukça güç fikirler ileri sürmüştür. Bu mecmuada düzen ve tertip görülmez. Anlaşıldığına göre, aklına geleni rastgele kaydetmiştir. Ancak bu mecmua, Niyazî-i Mısrî'nin hayatının son döneminde, özellikle sürgün hayatındaki psikolojik durumunun öğrenilmesi açısından önemlidir .
b-İkincisi, Süleymaniye Kütüphanesi, Raşid Efendi bölümü 1218 numaralı mecmuasıdır . Bu mecmua bir cilt içinde olup, 252 varaktan oluşmaktadır. İlk yaprağında "mecmua-i Şeyh Mısrî Efendi, el-Merhum Mısrî Efendi Kaddesallahu hazretlerinin hatt-ı yedleridir" kaydı yazılı olup, mecmuanın üzerinde zaman içinde mecmuayı elinde bulunduran zatların notlan vardır.
Mecmua'nın hemen ilk sayfalarında 1064/1653 yılında evlendiğini, 1065/1654 yılında Fatıma adında bir kızının dünyaya geldiğinden bahseder ve buna tarih düşer (a.g.e, w. 2a-3b).
Mecmua'da Niyazî-i Mısrinin kendi yazısıyla Şeyh ilahî (ö.896/1491)'nin Esrâr-nâme'si, Şemseddîn-i Sivasînin vaazdan önce okuduğu bir şiir, Ali Çelebi diye meşhur İstanbul müftüsünün fıkha ait Arapça bir risalesi, Husamî, Muhyî, Abdî-i Halvetî, Merkezî, Yûnus, Ümmî Sinan, Hayreti, Vehhab-ı Ümmî, Sultan Murad, Şemsî, Haletî, Fazlî, Ahmedî, Eşrefoğlu, Sümbülî, Derviş Vafî ve Zâkir gibi sufî şairlerin şiirleri vardır.
Ayrıca Divâne Mehmed Çelebi'nin bir şiiri istihare usûlü, Muhammediyye'den, Garibnâme' den alınmış parçalar, bir ferâiz risalesi, Karaman'da maktul Şeyh Hüseyin'in bir mektubu, Feriduddin Attar'ın Tezkiretü'l-Evliyâ'smdan bir parça, Zeyneddin Haff nin Vasayâ'sı, Yahya Şirvanî'nin Beyan-ı Esrar adlı eseri ve kendisinin Divanında olmayan şiirleri vardır.
Gölpınarlı bu eseri daha teferruatlı olarak ele alır ve tanıtır .
Bir derleme ve antoloji niteliği taşıyan bu eser, Niyazî-i Mısrinin ne tür eserler ve şairler okuduğunu ve etkilendiği şahsiyetleri göstermesi açısından önem arzeder. Yukarıda eserin içeriğinin tahlilinden anlaşılacağı üzere, Niyazî-i Mısrî, çoğunluğunu mutasavvıfların oluşturduğu geniş bir literatürü okumuş ve beğendiklerini bu şekilde ayrı bir mecmuaya toplamıştır. Görünüşte çok dağınık olmasına rağmen, içinde bulunan malzemenin zenginliği ve de Niyazî-i Mısrinin kendi derlemesi olması açısından mühim bir eserdir.