Künyesi : | Lakabı : |
Tabakası : 20.Yüzyıl | E-Posta : |
D.Yeri : Belh | D.Tarihi : 1839 |
Ö.Yeri : | Ö.Tarihi : 1923 |
Görevi : Mutasavvıf,Şair,Tasavvuf Şeyhi | Uzm.Alanı : Tasavvuf |
Görev Aldığı Kurumlar : | Mezuniyet : |
Bildiği Diller : Arabça, Farsça, Osmanlıca | Mezhebi : İtikad : , Amel : , Ahlak : |
Ekleyen : Serkan Boztilki/2008-01-24 | Güncelleyen : /0000-00-00 |
Abdülkadiri Belhi
Nakşibendi ve Melâmî-Hamzavî şeyhi.
Şiirlerinde Gulâm-ı Kadir ve Belhî mahlaslarını kullandı.
1855'te Belh'te meydana gelen karışıklıklar yüzünden üç yüz kadar müridiyle ülkesinden hicret etmek zorunda kalan babasıyla birlikte Iran ve Irak yoluyla Anadolu ya geçip Konyaya geldi (1859).
Dinî ilimleri, Arapça ve Farsçayı babasından öğrendi.
Konya'da yirmi yaşlarında iken İbnül-Arabî'nin el-Fütûhâtül-Mekkiyye’sini okuyup bitirdi.
Dört yıl kadar Konya'da kaldıktan sonra Bursaya giden aile, Sultan Abdülaziz'in Şeyh Süleyman Efendiyi davet etmesi üzerine İstanbul’a ulaştı.
Şeyh Süleyman Efendi, Eyüp Nişancası'ndaki Şeyh Murad Buhâri Dergâhı meşihatine tayin edildi (1867).
Babasının ölümünden sonra bu tekkenin şeyhliğine getirildi (1887).
Kırk altı yıl bu görevde kaldı. Nakşibendî-Müceddidî icazetini babasından aldı. İstanbul’a geldiği ilk yıllarda Hamza Bâlî'nin ölümünden sonra Hamzaviyye adını alan Bayramı Melâmîliğini temsil eden Bekir Reşad Efendiye (ö. 1875) bağlandı.
Zahiren Nakşibendî-Müceddidî olarak görünmekle birlikte Hamzavîliğin prensiplerine sıkı sıkıya bağlı kaldı.
Bekir Reşad Efendi'den sonra uzun yıllar İstanbul’da Hamzavi kutbu olarak tanındı.
Üçüncü devre Melâmîliği adı verilen Nakşibendî Melâmîliğinin kurucusu Muhammed Nûrül-Arab İstanbul'a geldiğinde kendisini sık sık ziyaret ederek tarikatını Abdülkadir-i Belhîye tasdik ettirmek istediyse de münasebetleri dostluk çerçevesinde kaldı.
Hamzavîlik, Cumhuriyet döneminde oğlu Ahmed Muhtar'da kesintiye uğradı.
ESERLERİ: