Hit (2182) Y-967

Abdülkadiri Belhi

Künyesi : Lakabı :
Tabakası : 20.Yüzyıl E-Posta :
D.Yeri : Belh D.Tarihi : 1839
Ö.Yeri : Ö.Tarihi : 1923
Görevi : Mutasavvıf,Şair,Tasavvuf Şeyhi Uzm.Alanı : Tasavvuf
Görev Aldığı Kurumlar : Mezuniyet :
Bildiği Diller : Arabça, Farsça, Osmanlıca Mezhebi : İtikad : , Amel : , Ahlak :
Ekleyen : Serkan Boztilki/2008-01-24 Güncelleyen : /0000-00-00

Abdülkadiri Belhi
Nakşibendi ve Melâmî-Hamzavî şeyhi.
Şiirlerinde Gulâm-ı Kadir ve Belhî mahlaslarını kullandı.
1855'te Belh'te meydana gelen karışıklıklar yüzünden üç yüz kadar müridiyle ülkesinden hicret etmek zorunda kalan babasıyla birlikte Iran ve Irak yoluyla Anadolu ya geçip Konyaya geldi (1859).
Dinî ilimleri, Arapça ve Farsçayı babasından öğrendi.
Konya'da yirmi yaşlarında iken İbnül-Arabî'nin el-Fütûhâtül-Mekkiyye’sini okuyup bitirdi.
Dört yıl kadar Konya'da kaldıktan sonra Bursaya giden aile, Sultan Abdülaziz'in Şeyh Süleyman Efendiyi davet etmesi üzerine İstanbul’a ulaştı.
Şeyh Süleyman Efendi, Eyüp Nişancası'ndaki Şeyh Murad Buhâri Dergâhı meşihatine tayin edildi (1867).
Babasının ölümünden sonra bu tekkenin şeyhliğine getirildi (1887).
Kırk altı yıl bu görevde kaldı. Nakşibendî-Müceddidî icazetini babasından aldı. İstanbul’a geldiği ilk yıllarda Hamza Bâlî'nin ölümünden sonra Hamzaviyye adını alan Bayramı Melâmîliğini temsil eden Bekir Reşad Efendiye (ö. 1875) bağlandı.
Zahiren Nakşibendî-Müceddidî olarak görünmekle birlikte Hamzavîliğin prensiplerine sıkı sıkıya bağlı kaldı.
Bekir Reşad Efendi'den sonra uzun yıllar İstanbul’da Hamzavi kutbu olarak tanındı.
Üçüncü devre Melâmîliği adı verilen Nakşibendî Melâmîliğinin kurucusu Muhammed Nûrül-Arab İstanbul'a geldiğinde kendisini sık sık ziyaret ederek tarikatını Abdülkadir-i Belhîye tasdik ettirmek istediyse de münasebetleri dostluk çerçevesinde kaldı.
Hamzavîlik, Cumhuriyet döneminde oğlu Ahmed Muhtar'da kesintiye uğradı.

ESERLERİ:

  • Esrârü't- tevhid,
  • Divan,
  • Yenâbî 'ul-hikem,
  • Künûzül-arifin,
  • Gûlşen-i Esrar,
  • Sûnûhât-ı İlâhiyye ve İlhâmât-ı Rabbâniyye.
Ârif-i billâh olanlar eyler iktidâ Muktedâsı aşk olanlar oldu Hakkâ intihâ Ârif-i Hak olsa âdem aşk ânın yâridir Aşk eğer hem-râh olursa ana red-rümâ Aşk-ı Hak’dan gayrısı uşşâkâ olmadı kabûl Aşk-ı Hak’dan gayrısı uşşâkâ oldu mâsivâ Râh-ı Hakk’a kim giderse dilde ol sultân olur Hak yoldan çıkan âdemler bilin şeytân olur Neş’e-yâb-ı vahdet bulmayan âdem değil Cür’a-i insâniyetde her kim eylerse karâr Katresi ummân bulup oh bahr-i bî-pâyân olur Kâr-ı dünyâyı kim imâr eder Hâne-i ukbâsını pür-hâr eder Dünyevîye dâr-ı dünyâ dâr olur Sanma dünyâ ehlini dirdâr olur Kâr-ı dünyâ cümle galet içredir Ehl-i gaflet bil ki hıffet içredir Emr-i akla kim uyar insân olur Âlem içre bil ki ol sultân olur
Otel Tekstili antalya escort sakarya escort mersin escort gaziantep escort diyarbakir escort manisa escort bursa escort kayseri escort tekirdağ escort ankara escort adana escort ad?yaman escort afyon escort> ağrı escort ayd?n escort balıkesir escort çanakkale escort çorum escort denizli escort elaz?? escort erzurum escort eskişehir escort hatay escort istanbul escort izmir escort kocaeli escort konya escort kütahya escort malatya escort mardin escort muğla escort ordu escort samsun escort sivas escort tokat escort trabzon escort urfa escort van escort zonguldak escort batman escort şırnak escort osmaniye escort giresun escort ?sparta escort aksaray escort yozgat escort edirne escort düzce escort kastamonu escort uşak escort niğde escort rize escort amasya escort bolu escort alanya escort buca escort bornova escort izmit escort gebze escort fethiye escort bodrum escort manavgat escort alsancak escort kızılay escort eryaman escort sincan escort çorlu escort adana escort