Hit (815) Y-526

Turgut Özakman

Künyesi : Lakabı :
Tabakası : 19.Yüzyıl E-Posta :
D.Yeri : Ankara D.Tarihi : 1930
Görevi : Avukat,Öğretim Üyesi,Yazar Uzm.Alanı : Oyun ve Roman Yazarı
Görev Aldığı Kurumlar : Mezuniyet :
Bildiği Diller : Almanca, İngilizce, Osmanlıca Mezhebi : İtikad : , Amel : , Ahlak :
Ekleyen : /2008-01-26 Güncelleyen : /0000-00-00

Turgut Özakman
İlkokulu Kırıkkale'de, ortaokulu Ankara'da bitirdi.
Ankara Atatürk Lisesi (1947), Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi (1951) mezunu.
Bir süre avukatlık yaptıktan sonra Almanya ya giderek Köln Tiyatro Bilgileri Enstitüsünde (1955-56) bir yıl öğrenim gördü.
Dönüşünde Ankara Devlet Tiyatrosu ve Basın Yayın Genel Müdürlüğünde Çalıştı. Bonn Basın Ataşe Yardımcısı oldu (1960-62).
Ankara Radyosunda Söz ve Temsil Yayınlan Şefi olarak görev yaptı. Sonra TRT'de (1967) ve Devlet Tiyatrosunda Genel Müdür Yardımcısı, Ege Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tiyatro Bölümü (1979) ile Ankara
Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümünde öğretim üyesi ve Devlet Tiyatroları Genel Müdürü (1982-86) olarak görev yaptı. Türk Eğitim Derneği Bilim Kurulu üyesi oldu.
Tik öyküsü "Lades", Ulus gazetesinde (4.12.1946) yayımlandı. Yazılan çoğunlukla Hisar ve Türk Dili dergilerinde yayımlandı. Tercüme dergisinde şiir çevirileri yer aldı. "Masum Katiller'' adlı ilk oyununun Devlet Tiyatrosunda oynanarak (1951) beğenilmesi üzerine hikâye çalışmalarını bırakarak tümüyle oyun yazarlığına yöneldi.
Reşat Nuri Güntekin'in Değirmen adlı romanından esinlenerek yazdığı Sarıpınar 1914 oyunuyla Ankara Sanatsevenler Derneğince 1968 yılının en iyi oyun yazan seçildi. "Fehim Paşa Konağı" ile Türkiye iş Bankası 1979 Tiyatro Oyunu Yarışmasında birincilik ödülünü, "Resimli Osmanlı Tarihi" oyunuyla 1983 İsmet Küntay Ödülünü, "Bir Şehnaz Oyun" ile de 1984 Enka Sanat ödülü ikinciliğini kazandı. 2005'te Sanat Kurumu tarafından kendisine Onur Ödülü verildi. Anadolu Üniversitesi tarafından kendisine fahrî doktor unvanı verildi (1998). Atatürkçü Düşünce Demeği tarafından Yılın Atatürkçüsü seçildi (1999). Kurtuluş Savaşı'nı konu alan Şu Çılgın Türkler (2005) adlı belgesel romanı medyada sürekli yer alarak, bir yıl içerisinde yaklaşık bir milyon adet basılarak en çok satan kitap oldu.

ESERLERİ:

OYUN (ilk oynanış sırasıyla):

  • Masum Katiller (1946),
  • Pembe Evin Kaderi (1951; bas. 1999),
  • Duvarların Ötesi (1959, bas., 1965),
  • Güneşte On Kişi (bas., 1955),
  • Tufan (1957),
  • Hastane (1959; bas. 1999),
  • Kanaviçe (1960; bas. 1999),
  • Ocuk (1962, bas., 1963, TV'de gösterildi, 1989),
  • Paramparça (1963; bas. 1999),
  • Bulvar (1964),
  • Ulusal Kolej Disiplin Kurulu (1966),
  • Komşularımız (1966),
  • Sarıpınar 1914 (1968; bas. 1992),
  • Babamla Birlikte (1971),
  • Fehim Paşa Konağı (1980),
  • Resimli Osmanlı Tarihi (1983; bas. 1992),
  • Bir Şehnaz Oyun (1984; bas. 1992),
  • Masal Var Masalcı Var (Ak Masal Kara Masal) (1981; bas. 1999),
  • Ah Şu Gençler (1983; bas. 1990),
  • Töre (1986; bas. 1991),
  • Deliler {1987),
  • Ben Mimar Sinan (1988; bas. 1999).

SENARYO (İlk gösterim sırasıyla):

  • Keloğlan Aramızda (1972-75),
  • Yatık Emine (1972-75),
  • Tuzsuz Deli Bekir (1972-75),
  • Kurtuluş (1995),
  • Cumhuriyet (1998).

ROMAN:

  • Korkma İnsancık Korkma (1993),
  • Romantika (2000),
  • Şu Çılgın Türkler (belgesel roman, 2005).

İNCELEME:

  • Dr. Rıza Nur Dosyası (1995),
  • Vahidettin-Mustafa Kemal ve Millî Mücadele (1997),
  • 1881-1938 Ata­türk,
  • Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet Kronolojisi (1999),
  • Oyun ve Senaryo Yazma Tekniği (1998),
  • 19 Mayıs 1999 Atatürk Yeniden Samsun'da (2. bas. 2002),
  • Şu Çılgın Türkler (2005).

ANI:

  • Radyo Notları (1969).

ÇEVİRİ:

  • Unutulmaz Şiirler (1999).

DİĞER:

  • Bizi Dinler misiniz? (Dil üzerine konuşmalar, 1969).


TURGUT ÖZAKMAN BEN, MİMAR SİNAN...
(Perde kapalıdır. Salonun ışıkları alınırken, perde hafifçe aydınlatılır. Aynı anda, gittikçe yükselen bir müzik başlar. Perde, ağır ağır açılır. Sinan, sağ öndedir; bir siluet olarak görünür. Sol köşede, ayakla çalışan küçük bir çizim tezgâhı. Üzerinde pergel, cetvel, birkaç da kitap. Müzikle birlikte, fona verilen ışığın şiddeti de yükselecektir. Mimar Sinan'ı olgunluk çağı görünümü ve giysileri içinde görürüz. Müzik, Sinan konuşmaya başlamadan önce, birdenbire kesilir.)
MİMAR SİNAN Ben, Mimar Sinan!
(Türk müziği tadı taşıyan bir fanfar yükselir ve biter, Sinan hmıldamamıştır. Yüzüne, nokta ışık düşer.)
29 Mayıs 1490 yılında, Kayseri'nin Ağırnas köyünde doğdum. O gün, İstanbul'un fethinin 37. yıldönümü günüydü.
(Bütün sahne aydınlanır. Kulis panoları siyahtır; fon, bütünüyle beyazdır. Sinan biraz öne gelir.) Sevgili gençler! 98 yıl yaşadım.
Devlete, tam 70 yıl hizmet ettim. Size hayatımı ve çağımı anlatmak istiyorum. İlginç bulacağınızı umuyorum. Yavuz Sultan Selim döneminde, birkaç yıllık bir ön eğitimden sonra, İstanbul'daki Acemi Ocağına alındım. Acemi Ocağı, orta öğretim düzeyinde bir teknik okuldur. Osmanlı ordusuna teknik eleman yetiştirir.
Ağırlıklı dersim, marangozluktu. Bir yandan, bu sanatı öğrenmek için bıkıp usanmadan çalışıyor; bir yandan da, Osmanlı İmparatorluğunun başkenti, büyük İstanbul kentini tanımaya, anlamaya çalışıyordum.
(İstanbul gravürleri, bütün fonu dolduracak biçimde ve art arda yansıtılmaya başlar) Benim için, küçük Ağırnas köyünden sonra, İstanbul'da her şey ilginçti. Bir imparatorluğun yüreğinde dolaşıyordum. Ama bu koca kentte bir yapı. beni özellikle kendine çekmeye başladı... Bu Ayasofya'ydı.
(Ayasofya 'nın renkli dış resmi vurucu kısa bir müzikle fonu doldurur.)
Ayasofya. İstanbul'un fethinden sonra camiye dönüştürülmüş eski bir Bizans kilisesiydi. (Sinan, gözlerini görüntüden ayırmadan, tezgâhının yanına geçer:)
Tarih diyor ki: Doğu Roma İmparatoru Justinya-nos, Ayasofya kilisesinin, eski İsrail Kralı Süleyman'ın Kudüs'te yaptırdığı ünlü tapınaktan daha büyük olmasını istemiş. Mimarlarda İmparatorun bu isteğini yerine getirmeye çalışmışlar. Rivayet edilir ki, bina bitince, imparator Justinyanos, kubbenin altında durmuş ve şöyle bağırmış:
1. SES Ey Süleyman! Seni yendim!...
(Ses, ekolanır. Çok kısa ve vurucu bir müzik. Fona, Ayasofya kubbesinin, içerden görünüşü yansır)
SİNAN Bu, sahiden görkemli bir kubbeydi. Mühendisliğin ve mimarlığın inceliklerini öğrendikçe, bu kadar büyük bir kubbeyi, bu kadar yükseğe oturtabilmenin olağanüstülüğünü anlıyordum. Mimarlarına da saygı duyuyordum. Ama, bazı yabancı mimarların söylediğini duyduğumuz şu yaman sözler, yüreğimi yaralıyordur.
2. SES "İslam uygarlığı, hiçbir yerde, Ayasofya kubbesi gibi bir kubbe yapmayı başaramamıştır. Bu kubbe, üstünlüğümüzün kanıtıdır..." (Çarpıcı bir müzik girer ve Ayasofya'nın görüntüsü kaybolur. Sinan, büyük bir hışımla pergelini, tezgâha saplar. Pergelin üzerine, bir an için, kırmızı bir ışık düşer.)
MİMAR SİNAN Ama bizden biri bu kubbeyi yenmeli!
(Sahne, doğal ışıkla aydınlanır. Sinan tezgâhın önüne geçer.)
Öğrenim sona erince Yeniçeri Ordusunda istihkâm subayı olarak görevlendirildim.
Artık Yeniçeri Ordusuyla birlikte çeşitli savaşlara katılacaktım. Katıldım da. Birçok Doğu ve Batı ülkesine gittim. Gördüğüm her binayı ve harabeyi, bir ders gibi inceledim. Bu arada, savaşın gerektirdiği işler arasında, pratiğimi de ilerletiyordum. Bir gün geldi ki, artık kendimi göstermek için fırsat gözlemeye başladım.
Çünkü bilgiyle dolmuştum, taşmak üzereydim. İlk firsatı, 1554 yılında yakaladım. 44 yaşındayken. Gençler, dikkatinizi çekerim. Bu, bazı insanlarımızın, nerdeyse emekli olmayı düşündükleri bir yaştır. (Fonda tuğlar belirir. Mehter müziği girer ve söner.) Osmanlı ordusu, 1534 yılı yazında, Van Golünün batı yakasına ulaşmıştı. Vezir Lütfü Paşa, benden, gölün doğu kıyısındaki durumun öğrenilebilmesi için gemi yapmamı istedi. Bu emri yerine getirebilmem için birçok zorluğu yenmem gerekiyordu. Hiç sızlanmadan hemen işe koyuldum. Her türlü zorluğu, sabırla yenerek 3 gemiyi, kısa zamanda suya indirmeyi başardım.
(Efekt: Sevinç haykırışları.)
Adamlarımla gemilere bindik, gölün doğu kıyısına yaklaştık. Dönüşte, gördüklerimizi Lütfü Paşaya sundum.
Bir süre sonra da Van Kalesi düştü. Ben, hiçbir emeğin, çabanın boşa gitmeyeceğine inananlardanım. Nitekim 4 yıl sonraki olaylar, bu inancımı doğruladı. 1538'de ordumuz, bu kez Batı 'ya sefere çıkmıştı. Ordunun başında da, Kanuni Sultan Süleyman bulunuyordu.
(Fona, Osmanlı Ordusunun yürüyüşü ile ilgili gravürler yansır. Her gravürü, bir kös sesi vurgular.)
Ordu, Tuna Nehrinin kollarından biri olan Prut Nehri'nin kıyısına gelince durdu. Nehir genişti. İki yakası da bataklıktı. Kuzeye geçmek için kurulan köprü, yazık ki çöktü. Ordu, kuzeye geçemedi. Bu olayın üzerine Lütfü Paşa, Kanunî'nin huzuruna çıkar ve der ki:
3. SES Saadetlu Padişahım! Prut Nehrini aşacak bir köprünün yapımını, ancak Sinan başarabilir. Gayet usta bir mimardır. Emir buyurun, adamlarıyla bu işi o üstlensin! (Fona son bir nokta düşer ve giderek büyür... büyür... güneşleşir. Durur.)
MİMAR SİNAN Bunca yıllık çalışmamın ve sabrımın meyvesini toplayacağım saat çalmıştı! (Bir nokta müzik girer ve söner.) Bu köprüyü 13 gün içinde tamamladım.
Yayalar, atlılar, arabalar, develer, toplar, hatta filler, köprüyü kolayca geçtiler. Mehter takımının büyük davullarını filler taşıyordu.
(Fon beyazlaşırken, mehter müziği girer ve söner)
Bu seferden geri dönerken, Barbaros Hayrettin Paşanın. Preveze'de, 600 gemiden oluşan haçlı donanmasını yendiği haberi alındı. (Fonda ışık oyunları... Çok kısa top sesleri. Müzik girer ve doruk noktada kesilir.) Ben de Prut'ta, bilgim, azmim ve çalışkanlığımla talihimi yenmiştim.
(Fon beyazlaşır. Normal genel ışık. Sinan ortaya gelir.)
İki yıl sonra, 1540'da, bir Azerî Türk'ü olan Mimarbaşı Acem Ali Ağa öldü.
Bu sırada Lütfü Paşa sadr-ı âzamdı. yani Başbakandı. Der ki:
3. SES Mimarbaşılık, çok önemli bir görev! Bu göreve Sinan getirilmeli. Bu İşi ancak o yürütebilir.
MİMAR SİNAN Sadr-ı âzamin önerisini. Padişah da uygun bulmuş. Böyle, 50 yaşındayken, en görkemli dönemini yaşayan Osmanlı İmparatorluğuna Mimarbaşı oldum.
(Toplu Oyunları 3, 1999)

Otel Tekstili antalya escort sakarya escort mersin escort gaziantep escort diyarbakir escort manisa escort bursa escort kayseri escort tekirdağ escort ankara escort adana escort ad?yaman escort afyon escort> ağrı escort ayd?n escort balıkesir escort çanakkale escort çorum escort denizli escort elaz?? escort erzurum escort eskişehir escort hatay escort istanbul escort izmir escort kocaeli escort konya escort kütahya escort malatya escort mardin escort muğla escort ordu escort samsun escort sivas escort tokat escort trabzon escort urfa escort van escort zonguldak escort batman escort şırnak escort osmaniye escort giresun escort ?sparta escort aksaray escort yozgat escort edirne escort düzce escort kastamonu escort uşak escort niğde escort rize escort amasya escort bolu escort alanya escort buca escort bornova escort izmit escort gebze escort fethiye escort bodrum escort manavgat escort alsancak escort kızılay escort eryaman escort sincan escort çorlu escort adana escort