Künyesi : | Lakabı : |
Tabakası : | E-Posta : |
D.Yeri : Akka | D.Tarihi : 260/873 |
Ö.Yeri : | Ö.Tarihi : 360/971 |
Görevi : Muhaddis | Uzm.Alanı : Hadis |
Görev Aldığı Kurumlar : | Mezuniyet : |
Bildiği Diller : | Mezhebi : İtikad : , Amel : , Ahlak : |
Ekleyen : /2015-05-17 | Güncelleyen : /0000-00-00 |
Taberânî
Ebü’l-Kasım Müsnidü’d-dünyâ Süleymân b. Ahmed b. Eyyûb et-Taberânî (ö. 360/971)
Mu‘cemleriyle tanınan hadis hâfızı.
Safer 260’ta (Aralık 873) Akkâ’da doğdu. Erken yaşta öğrenim amacıyla Şam’daki Taberiye’ye gittiğinden Taberânî diye şöhret buldu. Yemen’den Şam’a göç eden Lahm kabilesine mensup olduğu için Lahmî nisbesiyle de anıldı. Hadisle uğraşan babasının teşvikiyle on üç yaşında iken Taberiye’de hadis dinlemeye başladı. Hadis tahsili maksadıyla 274 (887) yılından itibaren yaklaşık yirmi beş yıl boyunca pek çok ilim merkezine seyahat etti. Kudüs, Remle, Akdeniz kıyısındaki Kaysâriye, Humus, Halep, Tarsus, Dımaşk, Mısır, Yemen, Mekke, Medine, Bağdat, Basra, Kûfe ve İsfahan onun dolaştığı belli başlı yerlerdir. On yıl sonra tekrar İsfahan’a gitti ve hayatının son altmış yılını burada geçirdi. Taberânî ilim yolculuğu yaptığı elli kadar yeri el-Mu’cemü’s-sagir’de zikreder (I, 23, 29, 77). Bu özelliğinden dolayı tabakat müelliflerince “rahhâl-cevvâl” sıfatlarıyla anılan Taberânî seyahatleri sırasında birçok kişiden hadis rivayet etti. el-Mu’cemü’l-evsat’ta adlarını sıraladığı hocalarının sayısı 2000’e ulaşmaktadır (Kettânî, s. 135). Hâşim b. Mersed et-Taberânî, Ebû Zür‘a ed-Dımaşki, Ebû Ya‘lâ el-Mevsılî, Mutayyen, Ebü’l-Abbas İbn Süreyc, Nesâî, İbnü’l-Cârûd ve Ebû Avâne el-İsferâyînî hocalarından bazılarıdır. Ebû Abdullah İbn Mende, Ebû Nuaym el-İsfahânî, Ebü’ş-Şeyh, İbn Merdûye, Ebü’l-Fazl Muhammed b. Ahmed b. Muhammed el-Cârûdî, İbn Fâris onun talebeleri arasında yer alır. Taberânî, İsfahan’a ikinci defa gidişinde şehrin valisi Ebû Ali Ahmed b. Muhammed b. Rüstem kendisine büyük ilgi gösterdi ve devlet hazinesinden maaş bağladı. Ölünceye kadar bu maaşla geçindi ve 29 Zilkade 360’ta (23 Eylül 971) vefat etti, Hz. Ömer zamanında burada şehid düşen sahâbî Hamâme ed-Devsî’nin yanına defnedildi. Taberânî’nin hadisle meşgul olan Muhammed adında bir oğlu, Fâtıma adında bir kızı vardı. Güzel ahlâkı, ölçülü konuşması ve talebelerine karşı güzel muamelesiyle bilinen Taberânî, Selef akîdesini benimseyerek hayatı boyunca ehl-i hadîsin düşünce çizgisinden uzak çevrelerle mücadele etmiştir (İbn Mende, XXV, 356). Ehl-i beyt’e ve Hulefâ-yi Râşidîn’e büyük saygı duyardı. Bir sohbet sırasında İsfahan Valisi İbn Rüstem’in Hz. Ebû Bekir ile Ömer aleyhinde bazı sözler sarfetmesi üzerine oradan ayrılmış ve bir daha yanına uğramamıştır (Zehebî, Teźkiretü’l-huffâz, III, 916).
Taberânî zamanının hadis hâfızı diye nitelenmiş (İbn Hallikân, II, 407), hadis, ensâb ve tarih bilgisiyle döneminin en önde gelen âlimlerinden olmuştur. Şiî hadis hâfızı Ebü’l-Abbas İbn Ukde, Taberânî’nin bir benzerini daha görmediğini söylemiş, Büveyhî Veziri Ebü’l-Fazl İbnü’l-Amîd de huzurunda gerçekleşen bir müzakerede Taberânî’nin Ebû Bekir İbnü’l-Ciâbî’ye üstün gelmesi üzerine, “Şu an keşke vezir değil Taberânî olsaydım” demiştir (İbn Mende, s. 344, 347). Son derece zengin bir rivayet malzemesine sahip olan Taberânî’den talebesi Ebü’l-Abbas eş-Şîrâzî 300.000 hadis yazdığını ifade etmiştir. Kendisine bu kadar çok hadis rivayet etmesinin sebebi sorulduğunda Taberânî bu kadar hadisi toplama uğrunda otuz yıl hasır üzerinde yatmaya katlanarak ilmî seyahatler yaptığını söylemiştir (a.g.e., XXV, 336). Bu birikimi sayesinde İslâm dünyasının çeşitli yerlerinden gelen talebelerin en önemli başvuru kaynağı olmuştur (Zehebî, A’lâmü’n-nübelâ’, XVI, 120). Çok uzun yaşadığı için dedelerle torunların aynı kaynaktan hadis almalarına ve isnadın Resûlullah’a daha kısa yoldan ulaşmasına vesile teşkil etmiştir. Taberânî kaynaklarda sika, sebt ve âdil olarak nitelenmiş, onun kuvvetli hâfızasına ve dindarlığına vurgu yapılmış (İbnü’l-Cevzî, VII, 54), hadisin “sıdk ve emânet sıfatlarına sahip süvarileri”nden biri kabul edilmiştir (Zehebî, Teźkiretü’l-huffâz, III, 916). Hanbelî mezhebine mensup olan (İbn Ebû Ya‘lâ, II, 49-51) ve müfessir olarak da tanınan Taberânî’nin büyük bir tefsir yazdığından söz edilmektedir (Dâvûdî, I, 205). Kıraat ilmini Ali b. Abdülazîz el-Begavî ve Ahfeş ed-Dımaşki’den öğrenmiş, Ali b. Yahyâ b. Abdkûye ve Ebû Nuaym el-İsfahânî gibi âlimlere kıraat hocalığı yapmıştır (İbnü’l-Cezerî, I, 311). Öte yandan bazı âlimlerin eleştirilerine muhatap olmuş, özellikle kendisinden megazîye dair haberler naklettiği Mısırlı râvi Abdürrahîm b. Abdullah el-Berki’nin ismini onun kardeşi olan ve kendisine ulaşamadığı Ahmed ile karıştırdığı için talebesi Ebû Bekir İbn Merdûye tarafından tenkit edilmiştir. Ancak Zehebî ve İbn Hacer’e göre Taberânî, Müsnedü’ş-Şâmiyyîn adlı eserinde bu karışıklığın farkında olduğunu dile getirmiş ve Ahmed derken Abdürrahîm’i kastettiğini söylemiştir. Ayrıca bu iki müellif, söz konusu eleştirilerin iyi niyetle yapılmadığı kanaatindedir (Teźkiretü’l-huffâz, III, 916; Lisânü’l-Mîzân, III, 73-74). İsfahanlı hadis hâfızı Kıvâmüssünne et-Teymî de Taberânî’yi eserlerinde ileri derecede münker ve mevzû rivayetlere ve sahâbîlerle ilk nesilleri kötüleyen ferd hadislere yer vermekle suçlamıştır. Ancak Zehebî’ye göre bu durum Taberânî’ye özgü değildir. Nitekim III. (IX.) yüzyılın başlarından itibaren hadis âlimlerinin çoğu, bir hadisi isnadıyla naklettikleri zaman artık o hadisin sorumluluğunun kendilerinden çıktığını düşünmüşlerdir (İbn Hacer, Lisânü’l-Mîzân, III, 75).
Eserleri:
107 eserinin bulunduğundan söz edilen Taberânî’nin (İbn Mende, XXV, 359-365) en meşhur kitapları şunlardır:
1. el-Mu’cemü’l-kebîr
Türünün en geniş hacimli örneği olan eserde aşere-i mübeşşereden başlayarak sahâbe adları yarı alfabetik biçimde sıralanmıştır. Az hadis rivayet eden sahâbîlerin bütün rivayetlerini, çok hadis rivayet edenlerin bir veya birkaç rivayetini eserine almayı düşünen Taberânî (el-Mu’cemü’l-kebîr, I, 51), Abdullah b. Abbas ve Abdullah b. Ömer’in rivayetlerine eserinde yer verirken Enes b. Mâlik, Câbir b. Abdullah, Ebû Saîd el-Hudrî ve Hz. Âişe’nin rivayetlerini zikretmemiş, Ebû Hüreyre’nin rivayetlerini ise Müsnedü Ebî Hüreyre adıyla ayrı bir kitapta toplamıştır. XIII-XVI ve XXI. ciltlere ait nüshalar bulunamadığı için bu ciltlerin yerine birer fihrist cildi konularak yayımlanan eserdeki rivayet sayısının 60.000 olduğu şeklindeki kayıt (Kettânî, s. 135) doğru olmayıp Selefî neşrinde 21.700 rivayet yer almaktadır (nşr. Hamdî Abdülmecîd es-Selefî, I-XXV, Bağdat 1397-1403/1978-1983, 1404-1410/1984-1990; Musul-Kahire 1405/1984; Beyrut 1414/1993; Riyad 1415/1994; nşr. Muhammed Habîb el-Hîle, Tâif 1988; eksik kısımları Taberânî’nin diğer kitaplarından ve başkalarına ait eserlerden tamamlamak suretiyle nşr. Ebû Muhammed el-Asyûtî, Beyrut 2007). Eserin eksik ciltlerinden bazıları daha sonra neşredilmiştir (XIII. cilt, kısmen nşr. Hamdî Abdülmecîd es-Selefî, Riyad 1415/1994; nşr. Târık b. İvazullah, Riyad 1993; XIII-XIV. ciltler, nşr. Sa‘d b. Abdullah el-Humeyyid - Hâlid b. Abdurrahman el-Cüreysî, Riyad 1429/2008; XXI. cilt, kısmen nşr. Sa‘d b. Abdullah el-Humeyyid - Hâlid b. Abdurrahman el-Cüreysî, Riyad 1427/2006). el-Mu’cemü’l-kebîr’in Kütüb-i Sitte’ye olan zevâidleri Heysemî’nin Mecma’u’z-zevâ’id’inde yer almaktadır. Yine Heysemî, eseri el-Bedrü’l-münîr fî zevâ’idi’l-Mu’cemi’l-kebîr adıyla bablara göre tertip etmiş (DİA, XVII, 293), İbn Balaban da el-Mu’cemü’l-kebîr’deki hadisleri konularına göre düzenlemiştir. Eser üzerine Şaban Soylu tarafından yüksek lisans çalışması yapılmış (İstanbul 1999), Adnân Ar‘ûr (Riyad 1990) ve Sa‘d b. Hâlid el-Fevzân (Riyad 1990) tarafından eser için ayrıntılı dizinler hazırlanmıştır.
2. el-Mu’cemü’l-evsat.
Taberânî’nin, “Bu kitap benim ruhumdur” dediği eserde 2000 kadar hocasına ait 30.000 rivayete yer verildiği söylense de (Kettânî, s. 135), kitaptaki hadis sayısı bundan daha az ve bazı nüshalarda farklıdır (Mahmûd et-Tahhân neşrinde 9485, Târık b. İvazullah neşrinde 9489). Çoğunlukla hocalarının garîb ve ferd rivayetlerini aldığı için Dârekutnî’nin el-Efrâd’ına benzetilen bu eserde aziz ve münker rivayetlerin bulunduğu ifade edilmiştir. Rivayetlerin bir kısmı el-Mu’cemü’l-kebîr’de de mevcuttur (nşr. Muhammed Ahmed İbrâhim, Mısır 1398; nşr. Mahmûd b. Ahmed et-Tahhân, I-XI, Riyad 1405-1416/1985-1995; nşr. Târık b. İvazullah - Abdülmuhsin b. İbrâhim el-Hüseynî, Kahire 1416/1995; nşr. Muhammed Hasan Muhammed Hasan İsmâil, Amman-Beyrut 1999). Heysemî, Mecma’u’l-bahreyn fî zevâ’idi’l-Mu’cemeyn’inde el-Mu’cemü’l-evsat ile el-Mu’cemü’s-sagir’de yer aldığı halde Kütüb-i Sitte’de bulunmayan rivayetleri tesbit etmiştir. Mahmûd et-Tahhân eser hakkında hazırladığı fihristi ayrıca neşretmiştir (Riyad 1416/1995).
3. el-Mu’cemü’s-sagir.
Taberânî, bu eserinde alfabetik olarak sıraladığı 1161 hocasının rivayetlerinden birer veya ikişer örnek kaydetmiştir. Eserde ayrıca müellifin hocalarından nerede ve ne zaman hadis dinlediğine, bazı hadislerin sıhhatine dair açıklamalara, râviler hakkında bilgilere, rivayet şekline ve yolculuk yaptığı yerlere dair ayrıntılara yer verilmiştir (Palabıyık, XIV [2001], s. 199-203). el-Mu’cemü’s-sagir’in birçok baskısı yapılmıştır (Delhi 1311; nşr. Abdurrahman Muhammed Osman, Medine 1388/1968; Kahire 1968, 1983; Beyrut 1403/1983, 1406/1986, 1995; Mekke 1992). Zehebî bu eserden seçtiği hadislerle el-Erba’ûnü’l-büldâniyye’sini oluşturmuştur (nşr. Kemâl Yûsuf el-Hût, el-Mu’temed, Beyrut 1988, I, 40-121). Muhammed Şekûr Mahmûd el-Hâc Emîr eseri, çeşitli nüshalarını karşılaştırıp rivayetlerin sıhhat derecesini belirterek er-Ravzü’d-dânî ile’l-Mu’cemi’s-sagir li’t-Taberânî adıyla yeniden neşretmiştir (Beyrut 1405/1985). Seyyid Tâlib Hüseyin (Bahâvelpûr İslâm Üniversitesi, ts.) ve Abdülcebbâr Zeydî (1410/1990, Pencap Üniversitesi) el-Mu’cemü’s-sagir’in tahkik ve tahrîcini doktora tezi, Sâlih Saîd Muhammed Zehrânî de bir kısmının tahkik ve tahrîcini yüksek lisans tezi olarak (1407/1987, Câmiatü Ümmi’l-kurâ külliyyetü’ş-şerîa ve’d-dirâsâti’l-İslâmiyye) hazırlamış, Mahmut Taşkın da bir yüksek lisans tezi yapmıştır (Meşyeha Türü Eserlerin Ortaya Çıkışı ve Taberani’nin el-Mu’cemü’s-Sağîr’i, 2003, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü). Abdülazîz Muhammed es-Sedhân kitabın bir fihristini yayımlamış (Riyad 1403/1983), Selâhaddin b. Ahmed el-İdlîbî, Taberânî’nin eserdeki değerlendirmelerini esas alarak küçük bir cerh-ta‘dîl kitabı yazmıştır (Mu’cemü’l-cerh ve’t-ta’dîl min kelâmi’l-hâfız et-Taberânî fi’l-Mu’cemi’s-sagir, Mekke 1413/1992). İsmail Mutlu kitabı Türkçe’ye çevirmiştir (Mu‘cemü’s-sagîr Tercüme ve Şerh, I-II, İstanbul 1996).
4. Kitâbü’l-Evâ’il
Tarih boyunca ilk defa yapılan şeylere dair seksen altı rivayeti ihtiva etmektedir (nşr. Muhammed Şekûr b. Mahmûd, Beyrut 1403, 1407; Süyûtî’nin el-Vesâ’il’i ile birlikte, nşr. Ebû Hacer Muhammed Zağlûl, Beyrut 1406/1986; nşr. Mervân Atıyye, Beyrut 1992).
5. el-Ehâdîsü’t-tıvâl
Uzun metinli doksan dokuz hadisi içermektedir (nşr. Hamdî Abdülmecîd es-Selefî, el-Mu’cemü’l-kebîr içinde, Kahire, ts. [Mektebetü İbn Teymiyye], XXV, 189-324; nşr. Mustafa Abdülkadir Atâ, Beyrut 1992).
6. Mekârimü’l-ahlâk
Çoğunluğu merfû 239 rivayetten oluşmaktadır (nşr. Fârûk Hammâde, Rabat 1399/1979; nşr. Ahmed Şemseddin, Beyrut 1409/1989; İbn Ebü’d-Dünyâ’nın Mekârimü’l-ahlâk’ı ile birlikte, nşr. Muhammed Abdülkadir Atâ, Beyrut 1409/1989). Son kısmı eksik olan eser üzerine Suat Koca, Erken Dönem Mekârim-i Ahlak Literatürünün Ahlak-Değer İlişkisi Bakımından İncelenmesi adıyla bir yüksek lisans tezi yapmıştır (2002, AÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü).
7. Fazlü’r-remy ve ta’lîmih
Altmış rivayeti kapsamaktadır (nşr. Muhammed b. Hasan b. Ahmed el-Gumârî, Mekke 1419). Müjdat Uluçam, Süleyman b. Ahmed et-Taberânî ve Fadlu’r-Remy ve Ta‘lîmih Adlı Cüz’ü ismiyle yüksek lisans tezi hazırlamıştır (1990, MÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü).
8. Kitâbü’d-Du’â’
Eserde Hz. Peygamber’den nakledilen dualara dair 2255 rivayet yer almaktadır (nşr. Muhammed Saîd b. Muhammed Hasan el-Buhârî, Beyrut 1407/1987; Riyad 1429). Ebü’l-Eşbâl Sagir Ahmed Şâgif, el-Müstedrek adlı çalışmasında (s. 105-120) Kitâbü’d-Du’â’yı neşredenin, biyografilerini bulamadığını söylediği seksen kişinin biyografilerinin geçtiği kaynakları göstermiştir (Riyad 1414/1993).
9. Müsnedü’ş-Şâmiyyîn
Sahâbe adlarına göre alfabetik düzenlenmiştir (nşr. Hamdî Abdülmecîd es-Selefî, I-IV, Beyrut 1409-1416/1989-1996).
10. es-Sülâsiyyât
Eserde üç râvi ile Hz. Peygamber’e ulaşan âlî isnadlı rivayetler yer almaktadır (diğer beş sülâsiyyât ile birlikte nşr. Ali Rızâ Abdullah - Ahmed Bezre, Dımaşk-Beyrut 1406/1986).
11. Cüz’ fîhi turuku hadîsi “men keźebe ‘aleyye”
(nşr. Muhammed b. Hasan b. Ahmed el-Gumârî, Beyrut 1417/1997; nşr. Ali Hasan Ali Abdülhamîd - Hişâm b. İsmâil es-Sekka, Amman 1410/1990; nşr. Abdülhamîd Râif, Beyrut, ts.).
12. Men ismühû Atâ’ min ruvâti’l-hadîs
(nşr. Hişâm b. İsmâil es-Sekka, Riyad 1405/1985).
13. Kitâbü’s-Sünne
(kısmen nşr. Abdullah b. Sâlih el-Berrâk, Mecelletü Câmi’ati’l-İmâm Muhammed b. Su’ûd el-İslâmiyye, XLVII [Riyad 1425/2004], s. 13-94).
14. ez-Ziyâdât fî Kitâbi’l-Cûd ve’s-sehâ (nşr. Âmir Hasan Sabrî, Beyrut 1423/2003).
15. Hadîs li-ehli’l-Basra (Dârü’l-kütübi’z-Zâhiriyye, nr. 85/8, vr. 110-126).
İbn Merdûye, bu kitaptan yaptığı seçmelerle Cüz’ fîhi intika’ min hadîsi ehli’l-Basra’yı oluşturmuştur (nşr. Muhammed Hasan Muhammed Hasan İsmâil - Müs‘ad Abdülhamîd Sa‘denî, Beyrut 1426/2005).
Taberânî’nin bugün sadece adları bilinen eserleri dışında yazma halinde bulunan kitapları şunlardır: Cüz’ fîhi mâ intehabehû Süleymân li’bnihî Ebî Zer (Dârü’l-kütübi’z-Zâhiriyye, nr. 105, vr. 228-236); Cüz’ min hadîsihî ‘ani’n-Nesâ’î (Dârü’l-kütübi’z-Zâhiriyye, nr. 107, vr. 310-320); Ehâdîs (Dârü’l-kütübi’z-Zâhiriyye, nr. 107/12, vr. 274-279); Erba’atü mecâlis min mecâlisi’t-Taberânî (Köprülü Ktp., Fâzıl Ahmed Paşa, nr. 252, vr. 113-120). Ebû Zekeriyyâ İbn Mende, Cüz’ fîhi źikrü Ebi’l-Kasım Süleymân b. Ahmed et-Taberânî (Menâkıbü’t-Taberânî) adıyla bir risâle kaleme almış (bk. bibl.), burada Taberânî’nin biyografisine, menkıbelerine, rüyalarına, ilmî ve ahlâkî şahsiyetine ve eserlerinin listesine yer vermiştir. Onun il-mî kişiliği üzerinde Mustafa Gündoğdu bir yüksek lisans tezi hazırlamıştır (bk. bibl.).