Künyesi : | Lakabı : |
Tabakası : | E-Posta : |
D.Yeri : 1844 | D.Tarihi : |
Görevi : Hattat | Uzm.Alanı : Hat Sanatı |
Görev Aldığı Kurumlar : | Mezuniyet : |
Bildiği Diller : Arabça, Osmanlıca, Türkçe | Mezhebi : İtikad : , Amel : , Ahlak : |
Ekleyen : Fıkıh Dersleri/2014-06-28 | Güncelleyen : /0000-00-00 |
İBRAHİM ALÂADDİN BEY
İbrahim Alâaddin Bey, 1844 [ 1260 h. ] de doğdu.
«Çerkeş ise de köle değildir» Musikai hümayunda Esvab emini ve sağ kol ağası idi. 1885 [ 1304 ] de teehhül etdi.
1887 [ 1305 h. ] de vefat etti. Eyübde Şah Sultan dergâhı karşısındaki kabristana defn olundu.
Yazıyı Şefik Beyden teallüm etdi ve icazet aldı.
Zabıtanı askerîden Şefik Seyfi Bey, Sultan Abdülâziz merhumun mabeyincililiğinde bulunan hademei hümayundan gözü güzel Hakkı Beyler, Musikai hümayundan Şekerci zade Hüseyin ve Çengel köylü Sahhaf Besim Efendiler talebesindendir. Daha başka talebesi de vardır.
Güzel yazanlardandır. Pek çok sülüs, nesh ve celi kıt'a ve levha yazmışdır.
« Anladığım kadar yazabilsem Kadı asker Efendi [Mustafa İzzet Efendi] kadar yazarım» dermiş.Bu sözü Muhsin zade Abdullah Bey işidince « Ya Kadı asker Efendi, anladığı kadar yaza idi aceba nasıl yazardı» dediğini Beşiktaşlı Hattat Nuri Efendi nakl eyledi.
Orhaniye camiindeki yazılar ve levhalar ve Beşiktaşda Sinan Paşa camiinin pencereleri üstündeki Esmai hüsna onun eseridir.
Her birine çift isim yazarak hazırladığı 49 parçalık Esma-i Hüsnâ önemli eserlerindendir. Şefik Bey'in talebesi olmasına rağmen yazı üslûbu, Rakım Efendi'ye daha yakındır.