Künyesi : | Lakabı : |
Tabakası : 19.Yüzyıl | E-Posta : |
D.Yeri : Gümilcine | D.Tarihi : 1882 |
Ö.Yeri : İzmir/Torbalı | Ö.Tarihi : 15.04.1957 |
Görevi : Milletvekili,Müderris,Öğretmen | Uzm.Alanı : Siyaset Adamı |
Görev Aldığı Kurumlar : | Mezuniyet : |
Bildiği Diller : Arabça, Osmanlıca, Türkçe | Mezhebi : İtikad : , Amel : , Ahlak : |
Ekleyen : Aybike Şeker/2008-08-14 | Güncelleyen : /0000-00-00 |
Mehmet Esat Efendi (İleri)
(Çine'de Milli Ordu Müftüsü Esat)
Ankara Fetvası'nı "Çine'de Milli Ordu Müftüsü Gümülcineli Esad" ismiyle imzalayan Mehmet Esat Efendi, 1882 (1298)'de halen Yunanistan sınırları içindeki Gümülcine'de doğdu.
Babası Müderris Mehmet Hilmi Efendi'dir.
İlk, orta ve yüksek öğrenimini doğum yerinde yaptı.
Medresede müderrislik ve İdadi mektebinde öğretmenlik görevlerinde bulundu.
Bu arada Gümülcine'nin merkez camilerinde ateşli konuşmalarıyla halkı aydınlattı.
Balkan Savaşı'nda (1911–1912) Gümülcine'nin işgali üzerine İstanbul'a göç etti.
Burada Batı Trakya Derneği'ni kurdu.
Bölgede bağımsız bir Cumhuriyet kurulması için çalıştı ve başarılı oldu.
Ancak Barış antlaşmasıyla Gümülcine Yunan topraklarına katılınca, memleketine dönmeyerek bir müderrisliğe tayinini istedi.
Talebi uygun görülerek Aydın Sultaniyesi'ne atandı.
Birinci Dünya Savaşı (1914–1918) süresince devam eden müderrisliğinde yüzlerce öğrenci yetiştirdi (1).
Mehmet Esat Efendi, 29 Nisan 1919'da Padişah adına Aydın'a gelen Nasihat Heyeti'ne (2) karşı tavrıyla dikkatleri üzerinde topladı.
Bu hâl heyetin gözünden kaçmadığı için Heyet Başkanı Şehzade (Abdurrahim Efendi)...
Esat Efendi'yi nezrinde davet ederek:
"Hocasınız, Halifenin ne demek olduğunu bilirsiniz; bu nama, bir şehzade memleketinize geliyor; neden istikbalimizde sizlerden kimse bulunmuyor?"
Sözleriyle tekdir etti.
Cevap verildi:
"- Efendim, bize nasihat için teşrif ettiğinizi işittik.
Hâlbuki asıl nasihata muhtaç olan tahrikçi Rumlardır.
Bir taraflı hitabınız, medeniyet âleminde, aleyhinize yanlış telakkiler uyandırabilir endişesiyle kenarda kalmayı tercih ettik".
Bunun üzerine, heyetin en mutaassıp ve hatta şımarık bir üyesi olan Süleyman Şefik Paşa, bu yolda konuşan Hoca'yı göstererek:
"- Bu da onlardan (İttihatçı). Maalesef her yerde bulunuyorlar".
Tarzındaki ifadeleriyle, Şehzade’nin öfkesine iştirak etti.
Akşama verilecek ziyafetin listesinden şehzadenin emri ile hocanın ismi silinmiştir (3).
Muhtemelen böyle bir davranışın da etkisiyle Mehmet Esat Efendi, Milli Mücadele'nin ilk günlerinde milli harekât yanında yer almıştır.
Yunanlıların İzmir'i işgali üzerine (15 Mayıs 1919), gençlerden topladığı gönüllüler ve zeybekler ile Aydın-Köşk cephesinde düşmanla savaşa girdi (4).
Öte yandan Mehmet Esat Efendi, Milli hedef ve amaçları konusunda halkı aydınlattı.
Birinci Dünya Savaşı esnasında kaleme aldığı, Cihad-ı Ekber (İzmir, 1332) broşüründen başka bir kaç küçük kitap daha yayınlamıştır.
Bunlar "Ah! Aydın" (Şiir halinde beyanname), "Verin Zavallılara", "Hilal-i Ahmer" gibi çeşitli risalelerdi.
Milletimizin buhranlı bir zamanında halkı birliğe ve birbirine yardıma teşvik eden bu broşürler çok faydalı olmuştur.
Ayrıca "Hilal-i Ahmer (Kızılay) Teşkilatı"nın başında savaş yaralılarının tedavisi için uğraş verdirdi.
Bu faaliyeti ile "Milli Ordu Müftüsü" unvanını aldı.
"TBMM'nin I. Dönem için yapılan seçimlerde Aydın milletvekili olarak 10 Ekim 1920'de Meclis'e katıldı.
Meclis'te Şer'iye-Evkaf, İrşâd ve Milli Eğitim komisyonlarında çalıştı.
26 Ocak 1922'de ordu geri hizmetlerine gözetim ve yardım için yurdun çeşitli bölgelerine gönderilen milletvekilleri arasında Aydın Bölgesinde görev yaparak savaşan ordunun çeşitli ihtiyaçlarının giderilmesinde yararlı oldu.
Dönem içinde kürsüden, biri gizli oturumda onbir konuşma yaptı.
Dört soru önergesi verdi. Başkanlığa sunduğu dokuz kanun teklifinden İhracat resminin kaldırılmasına dair olanı, 3 Ağustos 1921'de 143 sayılı Kanun olarak kabul edildi (5).
Mehmet Esat Efendi, "II. Dönemde Menteşe (Muğla)'den milletvekili seçildi.
Şer'iye ve Evkaf, Tasarı, İrşad, Diyanet ve Evkaf komisyonlarında çalıştı.
İrşâd komisyonunun başkanlığında, Şer'iye ve Evkaf Komisyonu'nun sözcülüğünde bulundu.
Beş kanun önerisi ve önemli sorunları içeren yirmi bir önerge verdi.
Kürsüde yetmiş yedi konuşma yaptı" (6).
Lozan Antlaşması'nın TBMM'de görüşülmesi sırasında en haklı ve ikna edici tenkidi
O yapmıştı.
Özellikle Yunanlıların tıynetlerini çok iyi bilen bir insan olması dolayısıyla cephelerde elde edilen başarının barış masasında harcandığı kanaatindeydi.
Bu yöndeki düşüncesini de Meclis kürsüsünden en açık bir surette ifade etmiştir (7).
Antlaşmanın oylanması sırasında da kırmızı oy kullanmıştır (8).
II. Dönem milletvekilliği sona erince Mehmet Esat Efendi, İzmir-Torbalı ilçesine yerleşti.
Yeni ve ileri fikirlere karşı büyük alaka taşıyan bir kıymetti.
Bu nedenle, Soyadı Kanunuyla "İLERİ" soyadını aldı.
Kurtuluşumuzdan sonra da halkı aydınlatma görevini sürdürdü.
Okumaya çok düşkündü (9).
Milli Mücadele'de cephelerde fedakârca hizmeti nedeniyle 21 Kasım 1923 tarihli Meclis kararıyla Kırmızı-Yeşil Şeritli İstiklâl Madalyası ile ödüllendirilmiştir.
Madalyası 23 Mart 1925'te TBMM Genel Kurulunda ilk kez yapılan törende göğsüne takılmıştır.
Ayrıca 2 Ekim 1948'de Türk Basın Birliğinin, elli yıl Türk basınına ve maarifine hizmet edenler için düzenlediği jübilede yer aldı (10).
Evli olup dört çocuk babası olan Mehmet Esat Efendi,
15 Nisan 1957'de İzmir-Torbalı Şosesi üzerinde yaşamını yitirdi.
Vefat ettiğinde 75 yaşında idi.