Hit (1756) Y-2798

Ali Şirugani

Künyesi : Lakabı :
Tabakası : E-Posta :
D.Yeri : İstanbul D.Tarihi :
Ö.Yeri : Ö.Tarihi : 1714 (1126)
Görevi : Şeyh Uzm.Alanı : Bestekâr
Görev Aldığı Kurumlar : Mezuniyet :
Bildiği Diller : Mezhebi : İtikad : , Amel : , Ahlak :
Ekleyen : Nurgül Çepni/2008-10-06 Güncelleyen : /0000-00-00

Ali Şîruganî

Türk mûsikisinde en çok dinî eser besteleyen Gülşenî şeyhi.

Kaynaklarda adıyla birlikte zikredilen "şiruganî" kelimesinin ne anlama geldiği tesbit edilememiştir.

İstanbul'da doğ­du.

Doğum tarihi, ailesi ve tahsili hak­kında bilgi bulunmamakta ise de iyi bir mûsiki öğrenimi gördüğü anlaşılmakta­dır.

Gülşeniyye tarikatına intisap ede­rek tasavvufi bilgisini ilerletti.

Şehremini'deki Hulvî Tekkesi şeyhi Sinan Efendi'nin 1107'de (1695-96) vefatı üzerine bu dergâha şeyh tayin edildi ve vefatı­na kadar bu görevde kaldı.

Kabri aynı dergâhın hazîresindedir.

Ölümünden sonra burası Şîruganî Tek­kesi adıyla anılmaya başlandı.

Güldeste'de Bursalı Muhzirzâde Salih Çelebi'den (ö. 1666) bahsedilirken, "İstanbul'da ilm-i mûsikînin peder ü mâderi üstâd-ı nâdirü'l-misl Gülşenî Derviş Ali'den ta'lîm-i ezkâr ve esvât etmekle ..." şeklin­deki ifadeye bakılarak Şîruganinin uzun bir hayat sürdüğü söylenebilir.

IV. Mehmed devrinde (1648-1687) şöhretinin en parlak zamanını yaşayan Ali Şîruganî, tasavvuftaki mevkii yanında asıl haklı ününü mûsikide kazanmıştır.

Yaptığı di­nî ve din dışı bestelerle zamanının önem­li bestekârları arasında yer almış, Atrabü'l-âsâr'da belirtildiğine göre 600'ün üzerinde dinî, 10O'ün üzerinde de din dı­şı eser bestelemiştir.

Eserlerine, çeşitli el yazması güfte mecmualarında daha çok Dede, bazan da Dede Sinânî, Ali Dede, Derviş Ali, Der­viş Ali Sinânî, Derviş Ali Halvetî, Dede-i Atîk adlarıyla rastlanmaktadır.

Dede-i Atîk tabiri, büyük bir ihtimalle, Türk mû­sikisinin diğer bir meşhur bestekârı olan ve kaynakların çoğunda Dede Efendi di­ye anılan Hammâmîzâde İsmail Dede (ö. 1846) ile karıştırılmaması için kullanıl­mış olmalıdır.

Savt, tesbîh, tevşîh, durak ve ilâhilerden müteşekkil dinî bestelerinden yaklaşık 450'sinin güftesi tesbit edilmiştir.

Zâkirler ve müezzinler tarafından büyük bir rağbetle okunan eserleri arasında durakları, dinî mûsiki­nin en parlak besteleri arasında sayılmaktadır.

Dinî eserlerinde genellikle Abdülahad Nuri, Abdülkerim Fethî, Eşrefoğlu Rûmî, îsâ Mahvî, Niyâzî-i Mısrî ve Şemseddin Sivâsî gibi mutasavvıf-şair­lerle İkbâlî mahlasını kullanan Sultan II. Mustafa'nın şiirlerini bestelemiş, bunlar­dan yaklaşık yirmi beşinin notası günü­müze ulaşmıştır.

Ancak bestelediği mu­rabba ve semailerden hiçbirisi zamanı­mıza ulaşmamıştır.