Hit (1212) Y-2567

Affan b. Müslim b. Abdullah es Saffar el Basri el Ensari

Künyesi : Ebû Osman Lakabı :
Tabakası : E-Posta :
D.Yeri : Basra D.Tarihi :
Ö.Yeri : Ö.Tarihi : 220/835
Görevi : Uzm.Alanı : Hadis
Görev Aldığı Kurumlar : Mezuniyet :
Bildiği Diller : Mezhebi : İtikad : , Amel : , Ahlak :
Ekleyen : Fıkıh Dersleri/2008-06-29 Güncelleyen : /0000-00-00

Affân b. Müslim b. Abdillâh es-Saffâr el-Basrî el-Ensârî

Bağdat muhaddisi diye anılan ve Mihne Olayı'nda ilk defa sorguya çekilen âlim.

Basra'da doğdu.

Tahsil hayatından sonra Bağdat'a yerleşti.

"Bakırcı" de­mek olan es-Saffâr lakabını ne müna­sebetle aldığı bilinmemektedir.

Çocuk­luk ve gençlik yılları hakkında kaynak­larda bilgi yoktur.

Devrinin tanınmış muhaddislerinden Hişâm ed-Destüvâî, "Hammâdeyn" diye anılan Hammâd b. Seleme ile Hammâd b. Zeyd ve Şu'be b. Haccâc gibi hocalardan hadis okudu.

Üçüncü asrın en meşhur muhaddisle­rinden birçoğu, özellikle et-Tabakâtü'l-kübrâ müellifi İbn Sa'd, ayrıca Ahmed b. Hanbel, İmam Buhârî ve Ebû Hatim er-Râzî onun talebelerindendir.

Buhârî eş-ŞaMı'inde biri doğrudan, diğerleri başka hocaları vasıtasıyla olmak üzere ondan altı hadis rivayet etmiş, Kütüb-i Sirfe'nin diğerlerinde de rivayetleri yer almıştır.

Kaynaklarda rivayetlerinin sağlam ve güvenilir, kendisinin de sünnete son de­rece bağlı olduğu ve kuvvetli bir hafı­zaya sahip bulunduğu zikredilen Affân b. Müslim, hocalarından dinlediği ha­disleri onlara bir kere de kendisi okur­du.

Tanınmış hadis münekkidi Yahya b. Maîn ile o devrin meşhur hadisçisi Yah­ya b. Saîd el-Kattân, Affân'ın tasvip et­mediği hadisleri rivayet etmezlerdi.

Ta­lebeleri, onun bir harfinde bile tereddüt ettiği hadisi kimseye nakletmediğini ve hadis rivayetinde hiç yanıltmadığını ifa­de ederler.

Yahya b. Maîn, ashâbü'l-hadîs'in beş kişi olduğunu söyler ve İbn Cüreyc, Şu'be b. Haccâc, Süfyân es-Sevrî, Mâlik b. Enes ve Affân b. Müslim'­in adlarını zikreder. Ahmed b. Hanbel, Affân'ı tanıdıktan sonra ondan yirmi yıl hiç ayrılmadığını, böyle bir muhaddisin rivayetlerini destekleyecek başka ha­disler (bk. mütAbİ') aramaya gerek ol­madığını söyler.

Süleyman b. Harb'in. Affân'ı hafızası zayıf ve anlayışı kıt ol­makla itham etmesini doğru bulmayan Zehebî, aynı devirde yaşayan kimsele­rin birbiri hakkındaki kanaatlerini ihti­yatla karşılamak gerektiğini, ölümün­den kısa bir müddet önce yakalandığı ağır hastalık dolayısıyla hafızasının za­yıflamış olmasının daha önceki rivayet­lerine gölge düşürmeyeceğini belirtir.

Affân b. Müslim, hadis rivayetindeki titizliği yanında dürüstlüğü ve takvâsıyla da meşhurdur.

Kaynakların ifade­sine göre. devrin Bağdat kadısı Muâz b. Muâz el-Anberî, Affân'ı, mahkemede şahitlik yapması gereken birinin duru­munu tahkik etmek üzere görevlendir­mişti.

Bu sırada söz konusu şahidin ta­raftarları, bu kişi aleyhine herhangi bir şey söylememesi karşılığında kendisine on bin dinar teklif etmişler, fakat Affân bunu reddetmişti.

Mutezile mezhebini resmen destek­leyen Abbasî Halifesi Me'mûn, bu mez­hebin ortaya attığı Kur'ân-ı Kerîm'in mahlûk olduğu görüşünü (bk. halkul-kur'An) herkesin, özellikle ileri gelen âlimlerin benimsemesini, kabul etme­yenlerin ise işkenceye tâbi tutulmasını emretmişti.

Soruşturmaya Affân b. Müslim ile başlandı. Bağdat Valisi İs-hak b. İbrahim, Affân'ı huzuruna çağı­rarak ona halifenin mektubunu okudu.

Me'mûn mektubunda, Affân'ın Kur'ân-ı Kerîm'in yaratılmış olduğu görüşünü benimsemesini istiyor, kabul etmedi­ği takdirde beş yüz dirhem olan aylığı­nın kesilmesini emrediyordu.

Bu tehdit üzerine Affân İhlâs sûresini okudu ve bu âyetlerin mahlûk olamayacağını ke­sin bir dille valiye söyledi.

Kanaatinde ısrar ederse aylığının kesileceği tekrar edilince de, "Rızkınız da size vaad edilen şeyler de semâdadır." mealindeki âyeti (ez-Zâriyât 51/22) okuyarak oradan ay­rıldı.

Affân b. Müslim'in rivayetlerini ihti­va eden bazı küçük sahîfeler, Şam Zâhiriyye Kütüphanesi (Mecmua, nr. 31, 40, 124) ile Berlin Kütüphanesi'nde (nr. 1555) bulunmaktadır.