Künyesi : | Lakabı : |
Tabakası : 18.Yüzyıl | E-Posta : |
D.Yeri : Samikale köyü / Narman / Erzurum | D.Tarihi : 1860 |
Ö.Yeri : ? | Ö.Tarihi : 1915 |
Görevi : | Uzm.Alanı : Saz Şairi |
Görev Aldığı Kurumlar : | Mezuniyet : |
Bildiği Diller : Farsça, Osmanlıca | Mezhebi : İtikad : , Amel : , Ahlak : |
Ekleyen : /2008-02-15 | Güncelleyen : /0000-00-00 |
Sümman
Asıl adı Hüseyin'dir. Doğduğu köyde çobanlık yaptı.
Saz çalmayı Erzurumlu âşıklardan öğrendi.
Gülperi adını verdiği hayalî sevgilisini bulmak için Kafkasya, İran, Afganistan, Hind ve Turan'ı dolaşıp döndüğü anlatılır.
Gezgin bir âşık olarak Ardahan, Emrah ve Karacaoğlan'ın etkisindeki koşmalarıyla tanındı.
Koşmalarında, aşk, gurbet, hasret temalarını işledi, bazılarında didaktik (öğretici) unsurlara yer verdi.
"Ervah-ı Ezelde Levhi Kalemde", "Kalksak Bu Yerlerden Hicret Eylesek", "Ben Razı Değilem Hicrana Gama" adlı bazı şiirleri notaya alındı.
Şiirlerini Haşim Nezih Okay, Âşık Sümmani (1940) ile Sümmani - Hayatı ve Şiirleri (1963);
Nesip Yağmurdereli, Sümmani - Hayatı ve Şiirleri (1939);
Mehmet Kardeş, Meşhur Saz Şairi Sümmani - Hayatı ve Şiirleri (1963)
İle Sümmani Bibliyografyası (1982) adlı kitaplarda topladılar.
"Sümmani 19. yüzyılın usta aşıklarından olan Erbabi'ye çıraklık etmiş. Çağdaşlarından Şenlik, Sezai ve Nihani ile zaman zaman karşılaşmış ve atışmış.
"Sümmani'nin ünü, yalnızca yetiştiği Erzurum çevresinde kalmamış, yurdun dört bir yanına yayılmış.
Deyişleri, hikâyesi, Sivas'tan Kars'a kadar genç ve ihtiyarların dilinden düşmez olmuş.
"Sümmani'nin çırakları, onun şiirlerini ezberleyerek, ramazan geceleri kahvehanelerde, düğünlerde ve bir çok toplantılarda okumuşlar, atışarak, değişerek Sümmani geleneğini yaşatmışlar.
"Sümmani geleneği, halk türkülerimizde de bir ağız olarak yerini almış. Günümüzde de sevilerek icra edilmekte ve dinlenmekte." (Ahmet özdemir)
SÜMMANİ
FAYDA NE
Bir menzile başa kadar varmazsan Sen o yola kervan olsan fayda ne
Bir dilberin sinesine konmazsan Hayal ile mihmân olsan fayda ne
Çekme şu dünyanın endişesini Temiz eyle kalbin her köşesini
Kem söz ile kırma gam şişesini Kırıp sonra pişman olsan fayda ne
Deli gönül her isyandan beridir Bir ah çekse dağı taşı eridir
Her bir güzel bir yiğidin yâridir Elin güzeline baksan ne fayda
Bir yazı ki kara olur kalemde Sözü hor görünür her bir kelâmda
Bir güzel ki seni sevmez âlemde Ya sen ona hayran olsan fayda ne
Arabi Fârisî dilin olmazsa Bülbüle münâsip gülün olmazsa
Asla bir meslekte elin olmazsa Dâva ile sultan olsan fayda ne
Sefil Süramâni gel Hakk'ı zikreyle Verdiği nimete dâim şükreyle
Yaman iş tâ ezelden fikreyle Başa geçip pişman olsan fayda ne