Künyesi : | Lakabı : |
Tabakası : 19.Yüzyıl | E-Posta : |
D.Yeri : Konya | D.Tarihi : 1927 |
Ö.Yeri : İstanbul | Ö.Tarihi : 2003 |
Görevi : Asker-Komutan,Müdür | Uzm.Alanı : Şiir |
Görev Aldığı Kurumlar : | Mezuniyet : |
Bildiği Diller : Almanca, İngilizce | Mezhebi : İtikad : , Amel : , Ahlak : |
Ekleyen : /2008-02-15 | Güncelleyen : /0000-00-00 |
Gültekin Samanoğlu
Asıl adı Gültekin Samancı'dır. 1948 yılından önceki ilk şiir denemelerinde Nuri Fehmi Gûltekin imzasını kullandı.
İlkokulu Konya'da bitirdi. Babasının. ortaokulu dahi bulunmayan çeşitli yerlerde memuriyet alması sebebiyle ortaöğreniminin ilk yılını Konya'da, ikincisini İstanbul'da akrabalarının yanında okudu ve üçüncü sınıftan itibaren de Konya Askeri Ortaokuluna girerek sürdürdü.
Kuleli Askeri Lisesi (1947), Harp Okulu (1949) mezunu.
1951-52 yılları arasında meslekî bir kurs görmek üzere Almanya ya gönderildi. Daha sonra İskenderun, Gaziantep ve İslahiye'de ordu donatım subayı olarak görev yaptı.
1959 yılında ordudan ayrılarak Turizm Bakanlığında çalışmaya başladı.
Burada müşavirlik ve yayınlar müdürlüğü (1960) görevlerinde bulundu. İstanbul'da, kuruluşundan itibaren çalıştığı Basın İlan Kurumunda altı yıl genel müdür yardımcısı, otuz yıl genel müdür olarak görev yaptı.
"O Kadın" adlı ilk şiiri, 1948'de Çınaraltı dergisinde çıkmıştı.
1959 yılından itibaren şiirlerinin sürekli yer aldığı Hisar dergisi şairleri arasında yer aldı. Yazı kurulunun üyesi olarak derginin yönetimine de katıldı.
Şiirleri ağırlıklı olarak bu dergide, ayrıca Türk Dili, Çağrı, Elif, Türk Yurdu, Türk Edebiyatı dergilerinde yayımlandı.
İstanbul'da öldü ve Karacaahmet Mezarlığında toprağa verildi.
Eşi Müzeyyen Samancı, oğlu Cüneyt Samancı ve kızı Gülay Pertez'dir.
"Gültekin'in şiirleri de Hisar'la birlikte gelişip olgunlaştılar. Daha güzel, daha sağlam mısralar yazdı. Vezni, kafiyeyi bırakmadan yeni şekiller aradı. İlk sayıda, bir evvelki kıt'anın son kelimeleri bir sonraki kıt'anın başında tekrarlanan değişik şekilli bir şiiri çıkmıştı.
Fakat, iyi etti de bu tarzı sık sık denemeye kalkmadı. O zaman monotonluktan kurtulması imkânsız olurdu, şüphesiz Gültekin de bunu düşünmüştür.
"Bütün gerçek sanatkârlar gibi, ince ruhlu, hassas yaratılışlı olan şairin eserlerinde şiirin ezelî ve ebedî mevzularını (gurbeti, aşkı, tabiatı) bir iç ürpermesi halinde hissetmekteyiz.
"Gültekin Sâmanoğlu ara sıra dünyamızın, hali, insanların kaderi üzerinde de düşünür. Ama bu düşünüş zamanımızda moda olduğu gibi, cemiyet nizamını değiştirmek, aç mideleri galeyana getirmek gayesiyle değil şairce bir düşünüştür." (Mehmet Çınarlı)
ESERLERİ:
ŞİİR:
İNCELEME:
GÜLTEKİN SÂMANOĞLU
VE SONRA
Kalbimizden delice arzulan sökmeden Yedi rengin dışında bir şekle döndü ufuk Bizdeki kuvvet neydi ?.. Tabiata hükmeden Mevsimleri unuttuk.
Mevsimleri unuttuk yaz mı, bahar mı, kış mı?
Kan değil nabzımızda aşktı, sevgiydi atan,
Baktın mı ellerine, ufak bir is kalmış mı
Son günü hatırlatan?
(Hisar, c. 2, sayı: 33)