Hit (4852) M-49

Muhammed Esed ve Meali (I)

Yazar Adı : İlim Dalı : Tefsir
Konusu : Dili : Türkçe
Özelliği : Makale Türü : Kitap Eleştirisi
Ekleyen : Nurgül Çepni/2009-06-22 Güncelleyen : /0000-00-00
Muhammed Esed ve Meali (I)

Merhum Muhammed Esed'in meal-tefsiri Türkçe'ye çevrileli hayli zaman oldu (1996). Özellikle kültür düzeyi yüksek Müslümanlar arasında hayli revaç buldu. Baskı üzerine baskı yaptı.

Sayı açısından zengin mealler dünyasına, muhteva açısından hayli iddialı ve farklı bir meal, biraz da şok edici bir biçimde düşüverdi. Esed çevirisinin çevrildiği dönem, farklı saiklerle Türkiye Müslümanlarının ilgilerinin "Mushaf'tan Kur'an'a-lafızdan mânâya" doğru yöneldiği bir zaman dilimine denk geldi.

Herkes gibi bu emek mahsulü çalışmadan, biz Kur'an öğrencileri de istifade ettik, takdir ettik, tavsiye ettik. Fakat tavsiye ederken, eleştirdiğimiz ve katılmadığımız noktaları da şifahen beyan etmeyi ihmal etmedik.

Konu hakkında derinliğine bilgi sahibi olmayan sıradan meal okuru, kimi zaman bu tavrımızı anlamadı. Takdir ile tenkidin, tavsiye ile temyizin bir arada bulunamayacağını sandı. Bazıları bizden ille de süpürücü bir tavır bekledi: Süpürüp almak ya da süpürüp atmak.

Seçmek mi? O zahmetli iş. İsabetliyi isabetsizden ayıran furkân sahibi mümeyyiz bir akla sahip olamayanlar, her konuda olduğu gibi bu konuda da analitik değil kategorik yaklaşımı tercih ettiler. Sağda solda Esed meali hakkında duydukları olumsuz değerlendirmelerden yola çıkarak, gerçekten takdire şayan bu çalışmayı, "süpürüp atma" kampanyasına destek verdiler.

Eleştiri başka şey, süpürücülük başka şey. Eleştiri, adı üstünde, elemektir. Eğer yeterli ilim ve liyakatiniz, selim bir aklınız, biri adalet diğeri itidalden oluşmuş bir çift eliniz, insaf ipinden örülmüş bir eleğiniz varsa, o eleğe koyar, üretilip bize kadar gelmiş değerleri elersiniz. Eleğin altına geçen de olacaktır, üstünde kalan da. Eğer bu şartları haiz olarak yapmışsanız bu elemeyi, üstünde kalana itibar eder, altında kalana itiraz edersiniz.

Şunu da unutmamak lazımdır ki, kul kusursuz, kul ürünü hatasız olmaz. Hele bir meal-tefsir çalışmasıysa objeniz, bu durumda kusursuzluk adeta muhaldir. Çünkü, bir meal hazırlamak, her şeyden önce bir "çeviri" işlemidir. Çeviri bilimiyle ilgilenenler bilirler, bu alan, en sorunlu alanlardan biridir. Bir kere, mutlak objektiflikten söz edilemez. Çeviri sübjektiviteden arındırılamaz. Çünkü çeviri, eni-konu bir yorumdur. Hele çeviriye konu olan metin, sembolik yönü ağır basan, dünyanın en eliptik (veciz) metniyse, bu daha da böyledir.

Esed'in meal-tefsiri hakkındaki müsbet-menfi eleştiri notlarımı yayımlamak, aklımdan geçmedi değil. Fakat ne zaman buna teşebbüs etmişsem, beni bir şey engelledi. Bu çaplı çalışmaya haksızlık etme korkusu, sebeplerden sadece biri. Bir diğeri, seçici bir akla sahip olamayan kişilerin yanlış anlama riski. Üçüncüsü ise, bu işi Türkçe çeviriyle İngilizce'si arasında çok detaylı ve hassas bir karşılaştırma yapabilecek kadar iki dilin de binasına vakıf birinin yapmasının daha doğru olacağı kanaati.

Ama bütün bunlardan öte, Esed'in, her türlü takdirin ötesindeki emek ve zihni performansı. Bir Ara Dücane Cündioğlu'yla konuşurken söz dönüp dolaşıp Esed mealine gelmişti. Düşüncemi belirttiğimde, onun da eserin tenkidi hususunda nihai kaygımı paylaştığına şahit oldum. Evet, verilen emek mutlaka görülmeli, eleştirilecekse ona göre eleştirilmeliydi.

Sözün burasında şu tesbiti yapmalıyız: bir meal bize, ya da falanca çizginin veya feşmekanca otoritenin görüşlerine uyup uymadığıyla ele alınmamalıdır. Eğer bir meal eleştirilecekse, genel geçer ilkelere ilaveten, şu temel hususlar göz önünde bulundurulmalıdır:

1. Meal-tefsiri hazırlayanın bir usulü var mı?
2. Varsa, koyduğu ya da benimsediği bu usule riayet etmiş mi?
3. Hazırlanan meal-tefsir kendi içerisinde tutarlı mı?

Tabiî bu unsurlar dil bilgisi, tefsir ilmi, Kur'an ilimleri ve bağlantılı diğer dallardaki liyakat ve ehliyetin üzerine bina edilecek unsurlardır. Emek ve alın teri ise bunların hepsinin ötesinde bir unsurdur.

Muhammed Esed'in eleştiriyi anasının ak sütü gibi hak eden bu eseri, eleştiri açısından bu güne kadar hak ettiği ilgiyi görmüş değil. Oysa ki eleştiri, ortaya değerli bir ürün koyan her ilim sahibine karşı, ehline yüklenmiş bir sorumluluktur.

C.Ü. İlahiyat Fakültesi dergisinde 1998'de yayımlanan İsmail Çalışkan'ın makalesini saymazsak, gördüklerim Suat Yıldırım Hoca'ya ait iki makale (Zaman, 3 Temmuz 2002; Yeni Ümit, Yaz, 2002) ve bir de meali münasebetiyle bizimle bir kez görüşen Ahmet Tekin'in bir dergide yayınlanan ve bana fotokopisi bir okur tarafından ulaştırılan makale.

Popüler bir sûfi çevrenin dergisinde yayınlanan bu sonuncu makaleyi, maalesef Suat Hocanınkilerle kıyaslamak mümkün değil. Eleştiri sınırlarını hayli aşıp, Esed'in imanını, Müslümanlığını ve niyetini sorgulama noktasına kadar varan bu makale hakkında okurlarım ısrarla görüş talebinde bulundular.

Bütün bu ısrarlar bizi, Muhammed Esed ve meali hakkında birkaç yazı yazmaya mecbur etti. Olayı kişiselleştirmeyi doğru bulmuyoruz. Hele polemik konusu yapmayı hiç düşünmüyoruz. Onun için de, Esed'i eleştirenlerin kişiliği ve kimliklerinden çok, Esed ve mealine yönelik eleştiriler hakkındaki kanaatlerimizi serdedeceğiz. Zamanı gelince de, Esed mealiyle ilgili tesbit edebildiğimiz bazı notları okurlarımızla paylaşacağız.

Muhammed Esed'in eleştiriyi anasının ak sütü gibi hak eden bu eseri, eleştiri açısından bu güne kadar hak ettiği ilgiyi görmüş değil. Oysa ki eleştiri, ortaya değerli bir ürün koyan her ilim sahibine karşı, ehline yüklenmiş bir sorumluluktur. C.Ü. İlahiyat Fakültesi dergisinde 1998'de yayımlanan İsmail Çalışkan'ın makalesini saymazsak, gördüklerim Suat Yıldırım Hoca'ya ait iki makale (Zaman, 3 Temmuz 2002; Yeni Ümit, Yaz, 2002) ve bir de meali münasebetiyle bizimle bir kez görüşen Ahmet Tekin'in bir dergide yayınlanan ve bana fotokopisi bir okur tarafından ulaştırılan makale. Popüler bir sûfi çevrenin dergisinde yayınlanan bu sonuncu makaleyi, maalesef Suat Hocanınkilerle kıyaslamak mümkün değil. Eleştiri sınırlarını hayli aşıp, Esed'in imanını, Müslümanlığını ve niyetini sorgulama noktasına kadar varan bu makale hakkında okurlarım ısrarla görüş talebinde bulundular. Bütün bu ısrarlar bizi, Muhammed Esed ve meali hakkında birkaç yazı yazmaya mecbur etti. Olayı kişiselleştirmeyi doğru bulmuyoruz. Hele polemik konusu yapmayı hiç düşünmüyoruz. Onun için de, Esed'i eleştirenlerin kişiliği ve kimliklerinden çok, Esed ve mealine yönelik eleştiriler hakkındaki kanaatlerimizi serdedeceğiz. Zamanı gelince de, Esed mealiyle ilgili tesbit edebildiğimiz bazı notları okurlarımızla paylaşacağız.
Yayınlandığı Kaynak :
Yayınlandığı Dergi : Tarihi Osmani Encümeni Mecmuası
Sanal Dergi :
Makale Linki : http://www.mustafaislamoglu.com/makaleler.php?Makale_id=697&Kat_id=8
Otel Tekstili antalya escort sakarya escort mersin escort gaziantep escort diyarbakir escort manisa escort bursa escort kayseri escort tekirdağ escort ankara escort adana escort ad?yaman escort afyon escort> ağrı escort ayd?n escort balıkesir escort çanakkale escort çorum escort denizli escort elaz?? escort erzurum escort eskişehir escort hatay escort istanbul escort izmir escort kocaeli escort konya escort kütahya escort malatya escort mardin escort muğla escort ordu escort samsun escort sivas escort tokat escort trabzon escort urfa escort van escort zonguldak escort batman escort şırnak escort osmaniye escort giresun escort ?sparta escort aksaray escort yozgat escort edirne escort düzce escort kastamonu escort uşak escort niğde escort rize escort amasya escort bolu escort alanya escort buca escort bornova escort izmit escort gebze escort fethiye escort bodrum escort manavgat escort alsancak escort kızılay escort eryaman escort sincan escort çorlu escort adana escort