Hit (3655) M-2171

Yezidilerin İnanışlarına Dair Bazı Temel Prensipler

Yazar Adı : İlim Dalı : Kelam
Konusu : Dili :
Özelliği : Makale Türü : Müstakil
Ekleyen : /2014-08-17 Güncelleyen : /0000-00-00

Yezidilerin İnanışlarına Dair Bazı Temel Prensipler

Yukarıda Yezidilerin tarihinden ve Yezidilerin Pir bildikleri Şeyh Adi’nin hal tercümesinden bahsettik. Şimdi de Yezidilerin inanışlarından Hilkat, Yaratılış, İyilik ve Kötülük hususundaki itikatlarından, Kutsal Kitaplarından, Kahinlerinden, Dini Adamlarının derece ve mertebelerinden bahsedeceğiz.

1-YARATILIŞ
a-Alemin Yaradılışı

Alemin yaradılışı hususunda Yezidiler ikiye bölünmüşlerdir.
Bir bölümü ilk yaratıcı kuvvetten ve bu kuvvetin vasıflarından bahsediyor, diğer bir bölümü ise yalnız insanlardan ve insan türeyişinden söz açıyorlardı. Fakat netice itibariyle ikisinin de birbirinden farklı olmayan inanış ve duyuşları vardır. Yani sureten bu iki inanış ayrı ise de, hakikatte arasında bir fark yoktur, hatta diğer milletlerin ve diğer dinlerin dini kitaplarındaki yaradılışı hakkındaki telakkilerden hemen hemen ayrı bir şey değildir. İlerde bahis konusu edilecek olan, bu dinin kutsal kitaplarının incelenmesinden anlaşılacağı üzere Yezidilerin itikatlarına göre: Bu kainatı yaratan el güzel dizmemiş, iyi kuramamış, karışık ve mütenakızdır.

Şöyle ki:
Yaratılış: Güya Allah, önce kendi esrarından bir beyaz inci ve Fakir denilen bir kuş yarattı. Bu inci tam 40 yıl bu kuşun sırtında durdu. Sonra Tanrı yedi melek yaratmaya başladı. Pazar gününde Azrail adlı meleği yarattı. Bu Azrail, meleklerin tavusu ve başkanıdır. Pazartesi günü ise Derdail’i yarattı. Bu da Şeyh Hasan Basri’dir. Salı gününde İsrafil’i yarattı. Bu da Şemsettin’dir. Çarşamba günü Mikail’i yarattı. Bu da Kadibü’l-Ban’dır. Perşembe günü Secaattin’i ve Cuma günü de Semail’i yarattı, bu da Nasirüttin’dir. Cumartesi gününde de (Şeyh Adi)’yi yarattı. Sonra yedi kat gök ve yedi kat yeri suretlendirmek fikriyle insanları, kuşları ve vahşi hayvanlan yarattı ve yaratan da, bütün bu süre içinde sözü geçen incinin içinde idi. Yedinci günde bu inciden çıktı. Yedi melek tehlil ve tespihler okuyarak etrafını sardılar. İşte bu yedi melek, gökleri ve yerleri yaratmışlardır.
Bu yedi melek, Tann zatının ruhları ve nurunun şahaplandır. Ezelidirler, kutsal kitaplarında açıklanacağı gibi, bu yedi melek nöbetleşe her bin yılda bir kanunlar yaparlar, resuller kurarlar ve bunun için yere inerler. Sonra mezkur inci yarılarak yedi burç vücuda geldi. Bunlardan su akmaya başladı, denizler meydana geldi. Dünya kürelileşti ve bu sular üzerinde yüzmeğe başladı. Bunun üzerine Tann elini uzatarak dört yönü tayin etti. Bu inciden büyük iki parça ve küçük bir çok zerreler aldı. Büyük iki parçadan birisini güneş ve diğerini ay yaptı. Küçük parçalan da saçtı ve gökler için süs yaptı. Bunlar da yıldızlardır. Dağlan, ovalan, ot ve meyveleri, ağaçları yetiştirdi. Sonra da Nurani olan Laleş dağı üstünde bir felek yarattı. Bu felek, tam otuz bin yıl bu dağ üzerinde kaldı.

b-Beşer

Tanrı, kainatı yaratmak isterken meleklerine ilan etti, dedi ki: ‘Ben Adem ve Havva’yı yaratacağım, bütün insanları da onlardan türeteceğim. Adem ve evladının sırları açıklanacak. Sonra ben Melek-i Tavusu ve yahut Yezidi milletini yaratırım. Ayrıca, Şam’da ve kutsal yerlerde bulunan Laleş dağında Tanrının tecelli ettiğine dört taraftan bir takım zerreler toplamak için Cibril’e emir verdi.

Tanrı bu zerrelerden 4 unsur olan su, hava, ateş ve toprağı yarattı. Bunlara ruh üfledi. Böylece Adem vücuda geldi. Tanrı, Adem’i cennete götürdü. Buğday ağacından başka cennetin her nimetinin ve ağaçlarının her meyvesinin kendisine mübah olduğunu bildirmek için Cibril’e emir verdi. Yüz yıl sonra Melek Tavus, Tanrıdan sordu: ‘Beşer nasıl Adem’den türeyecek? Nesli nerededir?’ Bunun üzerine Tanrı Melek-i Tavus’a: ‘Bu işi sana tevdi ettim bu işle seni görevlendirdim’ dedi. Bu kere Melek Tavus Adem’in yanına gitti ve ‘sen buğday ağacından yedin mi diye?’ Sordu. Adem cevaben: ‘Hayır, çünkü Tanrı bana o ağaçtan yememi yasak etti’ dedi. Bunun üzerine Melek Tavus, Adem’e: ‘Sen bu ağaçtan ye! Sana iyi şeyler verilecektir’ dedi. Adem de ağaçtan yedi. Karnı şişti, Melek Tavus, Adem’i cennetten çıkardı ve yere indirdi.
Sonra da göklere çıktı. Adem’in oturacağı delik olmadığı için sıkıştı, ağlamaya başladı, Tann, Cibril’e emir verdi. Cibril bir kuş gönderdi. Adem’in oturacağını didikledi ve bir delik açtı. Adem’de rahat etti. Yüz yıl tek başına kaldı. Cani sıkıldı. Ağladı, tövbe etti.

Tanrı Cibril’e emir verdi. Cibril yere indi. Adem’in böğründen Havva’yı yarattı. Adem ve Havva beşer neslinin ikisinin arasında müşterek olmamasını ve ayrı ayrı olmasını istediler. Hayvanlar gibi olsun istediler.
Bunun üzerine her birisi, menisini birer testiye bıraktı, ağızlannı kapattılar. Dokuz aydan sonra testileri açtılar. Adem’in testisinde, biri erkek ve diğeri kız olmak üzere iki çocuk vardı. Havva’nın testisinde ise kurt ve haşereler vardı. Adem’in testisinde doğan kız ve erkekten yalnız Yezidiler türedi. Bu iki çocuğa süt vermek için Tanrı Adem’in göğsünde iki meme yarattı, işte o günden beri erkeklerde de meme hasıl oldu.
Sonra Adem ile Havva, Arafat dağında buluştular ve barıştılar. Ondan sonra artık bütün insanlık ikisinden türedi. Şu hale göre Yezidiler yalnız Adem’den ve diğer bütün insanlar ise Adem ile Havva’dan dünyaya gelmişlerdir.

c-Tufan

Yezidilerce iki tufan olmuştur.
Birinci tufan Musul şehri yakınında ve Yezidilerin kutsal bir köyü olan Ayinsifni’den çıkmıştır. Gemi de Sincar dağı üzerinde idi. Gemi Zap suyu üzerinde bulunan Sen kasabasında bir taşa çarptı bu çarpıştan bir yılan çıktı. Gemi Cudi dağı üzerinde durdu. Yılanın nesli çoğaldı. Nuh yılanları tutup yaktı. Külünü havaya verdi. Bu külden pireler türedi. Bu tufandan sonra Yezidilere karşı gelenleri boğmak üzere ikinci bir tufan olmuştur. Birinci tufanda Yezidilerin babası yalnız Nuh'tu.
Diğer insanlar ise Nuh oğlu Ham’dan teşaüp etmiştir. İkinci Tufanda ise Yezidilerin babası ölü melek Selam (Meyvan) dır. Tanrı, Şam toprağından, Şeyh Adi’yi Yezidi dininin öğretmek ve yaymak üzere kutsal ve nurani olan (Laleş ) dağına gönderdi.

d-Fedai

Yezidilerin inanışına göre: Tanrı, meleklerden birisini yere gönderdi. Bu melek, cehennemi yarattı.
Bu meleğin (Erif) adında bir oğlu vardı. Melek, Yezidileri ateşten kurtarmak için bu oğlunu fidye yaptı. Cesedi üzerine dökülen göz yaşlan kum gibiydi. Beş yıl üzerinde kaldı. Cesedi şişti. Tanrı, bu cesedi ateşe attı ve bu göz yaşlan ile ateşi söndürerek insanları bu azaptan kurtardı.

e-Sarıcaklar

Yezidilerin inanışlarına göre: alemi yaratmakta hizmetleri geçen yedi meleğin her birisine ait bir sancak var.
Melekler, bu bayrakları filozof Süleyman’a emanet olarak teslim ettiler.
Süleyman’ dan sonra sancaklar Yezidi meliklerine geçti.
Bu sancaklar da Halep, Sincar, Tikrit, Şirkat, Samira, Urfa, Şam, Siirt, Nusaybin, Beyazıt, Van ve Hakkari sancaklarıdır.
Yezidiler, kutsal kabirleri ziyaret ederlerken bu sancakları kaldırırlar. Adakları toplamak üzere de bu sancakları kaldırarak köy köy gezerler. Melek-i Tavusun timsalini de beraber alırlar. Bir köye yaklaştıkları zaman bunlardan birisi yüksek bir yere çıkarak:
Ey Yezidiler, Meleklerin timsali size geliyor. Saygı ile karşılayanız’ diye bağırıyor. Bunun üzerine köy halkı hususi bir düzenle bulunanlan, çiçekleri, güzel kokulan kaldırarak ve adakları beraber götürerek sancaklan karşılamaya çıkarlar. Büyük bir sahavetle sadakalan sancaklann sandığına koyarlar...

 HAYIR VE ŞER (İYİLİK VE KÖTÜLÜK)

İnsanlarda hayır ve şer inanışı ezelidir.
Hatta bir takım fılozofların görüşüne göre: İnsanlan, din ve imana süren biricik amil bu inanıştır. Tabii olaylar, insan maneviyatına büyük etkiler yapmıştır ve ruhunda türlü türlü inanışlar yaratmıştır. Bu olaylar insanlarda başlıca iki türlü tesir göstermiştir. Bir kısmı faydalıdır. İnsanları sevindirir, ram eder. Diğer bir kısmı da zararlıdır, insanları korkutur. En basit inanışlı insanlar bile bu iki tesirden kurtulamamıştır. Eski insanlar, bu hadiselerin doğrudan doğruya dünyadan ve zahiri olaylardan geldiğine inanırlardı.

Yezidiler de kötülüğe şeytan mefhumu altında inanmışlar ve şeytanı Tanrı Kuşu şeklinde tasvir etmişlerdir. ’Yezidiler, Tavusu şu hurafeden çıkarmışlardır.

Güya, Tanrı bir gün Melek Tavusa kızdı. Onu cennetten kovdu. Şimdi Melek Tavus cennet dışında yaşıyor. Lâkin kıyamet gününde tanrı melek tavus ile barışacak. Melek tavus, Illiyyine, cennete, yüksek makamlara dönecektir. Eskisi gibi hak ve hakikat köprüsü üzerinden geçecektir. O sırada etrafındaki veliler ve mukaddes me-lekler ona saygı gösterecekler ve emirlerini yerine getireceklerdir.

İşte Yezidilerce Şeytan, bu "Melek Tavus’tur.'”
’ Bu Meleği, Tavus kuşu şeklinde temsil etmişlerdir. Yezidiler bu meleğin Tanrı ile beraber kainatı yarattıklarına inanırlar. Çünkü Yezidilerce kainat iki kuvvetten vücuda gelmiştir. Birisi Hayır, diğeri ise Şer kuvvetidir. Hayır kuvvetine Tanrı; Şer kuvvetine de Şeytan derler. Tanrı, Şeytana galebe etmiştir. Onu melekuttan çıkarmıştır.

İşte görülüyor ki, Yezidiler nazarında şeytan tart edildikten sonra tekrar iade edilmiş eski bir melektir.
Kötülüğü yaratan ve her fenalığa sebebiyet veren odur. Onun için Yezidiler, onun adını getirmekten çekinirler. Tevrat’ta zikredilen Adem, yılan ve tavus hikayesini ona atıf ederler. Ve cennetten kovulan Tavusun Şeytan olduğunu bilirler.

Yezidiler Tanrıya şükran ve minnet duygulan ile taparlar. Şeytana ise, korktuklarından yalvarma duyguları ile ibadet ederler. Şeytanı sevdiklerinden değil, gazabından emin kalmak için ona saygı gösterirler.

Şeytanın adını dillerine getiremezler. Ona lanet okuyamazlar,

-Tavus, horoza benzer, yüksek bir göğsü, küçük bir kafası, geniş ve renkli bir kuyruğu vardır. Gagası altında hafif bir eğrilik bulunur. Bu eğrilik tavus kuşunun gagası altındaki etçiği tasvir eder.

-Tavus kelimesinin Yunanca manası Tanrı demektir. Tios’tan muharreftir. Hatta Şeytan kelimesinden müştak kelimeleri bile ağızlarına getiremezler. Lanet, nial gibi kelimeleri ve Şeytan kelimesi vezninde bulunan:‘Seretan’, ‘Hitan’, ‘Bostan’, ‘Şat’, ‘Bat’, ‘Nat’ gibi kelimeleri dillerine alamazlar. Çünkü bu kelimeleri telaffuz etmekle Şeytanı gücendirdiklerini sanırlar.

Yezidiler, şeytandan o kadar korkarlar ki, artık iyilik ve salah yaratan ve hiç bir kimseye kötülük yapmayan Tanrı ibadetinden yüz çevirmişler ve şerrinden fenalığından korunmak için Şeytana ibadet etmeye başlamışlardır. Onlarca saadete varmak için Tanrının ibadetini bırakmak ve Şeytana bütün varlıkları ile tapmak gerektir.

Kuranı Kerimdeki ‘Taavvuz’, ‘Şeytan’, ‘Lanet’ kelimelerin bal-mumu ile kapattıklarını görenler çoktur.

Bundan anlaşılıyor ki: Yezidilik inançlarında, Manilik (İyilik ve kötülük fikri) dehşetli bir tesir yapmıştır. Bu şekliyle Mecusilikle kuvvetli ilgisi olduğu anlaşılıyor.

Yezidilerin Kitapları

Yezidilerin iki kutsal kitapları var.
Birisi, Mushaf-ı Reş diğeri de Cilve’dir.
Mushaf-ı Reş, Şeyh Adi tarafından ceylan derisine yazılmış dini düsturlardır. Cilve ise, Şeyh Haşan tarafından yazılmış ve Mushaf-ı Reş’in şerh ve tefsiridir.

Yezidilerde okuma, yazma haram olduğu için iki kitap da çoğaltılmamıştır.
Cilve’den iki nüsha mevcuttur. Birisi de Şengal dağındaki bir mabette ve diğeri ise Irak’ın Şeyhan köyündedir.

Yezidilerin Mushaf-ı Reş hakkında fazla malumatları yoktur. Ancak bir ilim arama heyeti Musul’un Esiya köyünde bu kitabı görmüş ve beraberlerinde alıp götürmüşlerdir.

Muaviye Emeviye’nın deyişine nazaran: Bu kitap şimdi Almanya’nın Kooper kitapevindedir.
Kendisi Almanya’ya gidecek ve bu kitabı elde edecektir. Bu kitap 1917 yılında çalınmıştır. Almanya’da Kooper kitapevinde olduğunu Yezidilere bildiren Iraklı olup Almanya’da tıp tahsili yapan Nasır el-Gafıki adında bir gençtir. Bu genç, Mushaf-ı Reş’in fotoğrafını da almıştır. Takriben iki bin sayfadır. Yezidiliğe ait çok meçhul cihetlerin bu kitaptan öğrenileceği kanaati mevcuttur...)

Yezidilere göre; Cilve, Tanrının kullarına hitabıdır. Cilve’de, Tanrının kadim olduğuna, bera ve kudret sıfatlarına, Tanrının vaidlerine, ruhlann tenasühüne, dair sözler ve hükümler vardır. Cilve’ye göre: ‘Yezidi olmayanlann ellerinde bulunan kutsal kitaplar hep tahrif edilmiştir. Yezidi sünnetine uyan kısım makbuldür. Uymayanlar ise değiştirilmiştir. Mushaf-ı Reş ise: Göklerin, yerin, denizlerin, ağaçların, dağların, melek, arş, Adem ve Havva’nın yaradılışlarından, Müsafir oğlu Şeyh Adi’nin Şam’daki Beytifar köyünden Irak’taki Musul’un kuzeyinde bulunan Laleş’e gelişinden Melek Tavus (Yani Şeytanın) yere inişinden ve Yezidi hükümdarlarını tayin ve düşman olan milletlere galebe çaldırmak için yaptığı yardımdan bahseder.

Mushaf-ı Reş göre: Bütün insanlar Adem ve Havva’dan türemişler. Şu kadar ki, Yezidiler, babalan olan Şit, Nuh ve Enuş vasıtasıyla yalnız Adem’den dünyaya gelmişlerdir ve bir mucize olarak Adem bunları vücuda getirmiştir. Bu itibarla Yezidiler, diğer bütün milletlerden üstündürler.

Yezidilerce bütün milletlerden üstünlüklerini gerektiren olaylardan birisi de şudur: Güya Nuh tufanından başka yedi bin yıl önce bir tufan daha olmuştur. Bu yedi bin yıl içinde ve her bin yıl başında şeriatlarını zamana göre tanzim etmek üzere, gökten bir müceddit inmiş, güya en son bin yılda inen müceddit Yezid’tir. Bunun için de dinlerine Yezidi denilmiştir.

Mushaf-ı Reşte buna benzer bir çok şeyler vardır. Kara kitap, Tanrı ve Tanrının derece ve rütbelerinden bahsederek diyor ki: Şu geçen yedi bin yıl içinde ilk yere inen müceddit ve ilah, Melek-i Tavus (Şeytan)dır. Fakat Şeytan da dahil olmak üzere bütün ilahlar kahhar ve faili muhtar olan büyük ilahtır. Ondan başka Şeytan gelir. En sonuncusu da Yezid’dir. Yezidilerce şeriatlarını kuran bizzat bu ilahlardır. Bunun için ve bu gayeyi hakkıyla tahakkuk ettirmek için yere inerlermiş.

Bu kitapta helal, haram, evlenme, fakirlere yardım, resmi ziyaretler, bayram merasimi ve bilhassa yılbaşı bayramında Şeyh Adi’nin kabrini ziyaret törenleri, sadaka toplamak, Sancaklan dolaştınna, ölüleri ziyaret etmek, cenaze kaldırmak gibi konular mevcuttur.

Cilve kitabından beş faslın tercümesini buraya geçirelim.
Bazı anlaşılmayan kelimeler çıkarılmıştır.”

Birinci Fasıl

Ben ezelden beri mevcudum, ebede kadar da varım, benim için son yok, bütün yaratılışa hakimim. İşleri çeviren tedbir eden benim. Bütün milletler emrimdedir. Herkes benden imdat bekler, herkes beni kendine yakın görür. Her yerde mevcudum. Benden hali bir yer yok. Ben her zamanı idare ederim. O, benim (Kişverim)’dir. Her millet hatta meleklerin başkanları bile benim hükmümdedir, durumları elimdedir. Onlara her şeyi veren, zengin eden, kainatı yaratan benim. Bana isyan eden melekler, pişmanlık ateşiyle yanacaklardır. Hiç bir kimse idareme karışamaz, hariciler (yani Yezidi olmayan milletler)’in ellerinde bulunan kitaplar da her ne kadar Nebilere gönderilen kitaplar ise de tahrife uğramışlardır. Hariciler bunları değiştirmişler ve yoldan sapmışlar ve birbirlerini yalanlamışlardır.

İkinci Fasıl

Doğruluğa gel, bil, öğrettiklerimi öğren, zevk ve sevinç içinde yaşarsın. Size iyilikler verdim. Yanımda mevki kazandınız. Bana isyan edenlere ancak benim bildiğim cezaları veririm. Ben yer üstünde ve altında bulunan her şeyi bilirim. Bana muhalefet edenleri tenkil ederim. Zarar veririm. Kendilerini denediğim ve emin olduklarını anladığım kimselere işlerimi tevdi ederim. Dilediğim gibi onları mükafatlandırırım. Türlü türlü nimetlerle onları sevindiririm. İşte esas ümmetim ve şuram bunlardır. İnsanlan zengin eden, fakir eyleyen benim. Onlan mesut ve şaki eden yine benim. Gereğine göre kimisine hastalık, açlık veririm. Bana karşı gelenleri helak ederim. Takdir ettiğim süreden fazla hiç bir kimseyi bu dünyada bırakmam. Dilediğimi de ikinci, üçüncü defa (ruhun tenasühü suretiyle) tekrar dünyaya getiririm.

Üçüncü Fasıl

Dilersem kitapsız olan kişiyi hidayete erdiririm. Dostlarımı sevdiklerimi doğru yola götürürüm. Zamana ve icaba göre hükümler teşri ederim. Bu şeriatıma aykırı hareket edenleri kıyamette cezalandırırım. Ademoğlu ahvale muttali olmadığı için çok defalar doğru yoldan sapıtır. Karada yaşayan hayvanlar, havada uçan kuşlar, denizde yüzen balıklar hep emir ve irademin altındadırlar. Yer altında bulunan defineleri bilirim. Mucizelerim olağanüstü olaylarım vakti geldiğinde benden istenebilir. İsteyenlere gösteririm. İnsan, büyüklüğünün mahiyetini bilmez. Onları aydınlatan benim. İyilikler, başarılar hep elimdedir. Zaman geçtikçe, nesiller değiştikçe insan oğluna başarılar veren benim ve veririm.

Dördüncü Fasıl

İktidarımı hiç bir kimseye vermem. Halkın ihtiyacı için dört unsur, dört zaman ve dört rükün yarattım. Sınırlarımı, buyruklarımı muhafaza edenlere vaad ettiğim iyiliklerimi ihsan ederim. Rızam için zahmetlere katlananları bu dünyada da mükafatlandırırım. Bana karşı gelenlere, sözlerimi inkar eden, vasiyetlerimi reddeden, tamimlerime kulak asmayan, adımı tenzih etmeyen, beni övmeyen kimselerle cihat etmek ümmetime farzdır.

Beşinci Fasıl

Şahsıma, suretime saygı gösteriniz. Bana itaat ediniz. Hizmet yapınız. Şahsımı ve suretimi övünüz. Size gaybtan hakikatler öğretiyorlar, onlara inanınız vs.

Yaratılış: Güya Allah, önce kendi esrarından bir beyaz inci ve Fakir denilen bir kuş yarattı. Bu inci tam 40 yıl bu kuşun sırtında durdu. Sonra Tanrı yedi melek yaratmaya başladı. Pazar gününde Azrail adlı meleği yarattı. Bu Azrail, meleklerin tavusu ve başkamdir. Pazartesi günü ise Derdail’i yarattı. Bu da Şeyh Haşan Basri’dir. Salı gününde İsrafil’i yarattı. Bu da Şemsettin’dir. Çarşamba günü Mikail’i yarattı. Bu da Kadibü’l-Ban’dır. Perşembe günü Se- caattin’i ve Cuma günü de Semail’i yarattı, bu da Nasirüttin’dir. Cumartesi gününde de (Şeyh Adi)’yi yarattı. Sonra yedi kat gök ve yedi kat yeri suretlendirmek fikriyle insanları, kuşları ve vahşi hayvanlan yarattı ve yaratan da, bütün bu süre içinde sözü geçen incinin içinde idi. Yedinci günde bu inciden çıktı. Yedi melek tehlil ve tespihler okuyarak etrafını sardılar. İşte bu yedi melek, gökleri ve yerleri yaratmışlardır.
Yayınlandığı Kaynak :
Yayınlandığı Dergi :
Sanal Dergi :
Makale Linki :
Otel Tekstili antalya escort sakarya escort mersin escort gaziantep escort diyarbakir escort manisa escort bursa escort kayseri escort tekirdağ escort ankara escort adana escort ad?yaman escort afyon escort> ağrı escort ayd?n escort balıkesir escort çanakkale escort çorum escort denizli escort elaz?? escort erzurum escort eskişehir escort hatay escort istanbul escort izmir escort kocaeli escort konya escort kütahya escort malatya escort mardin escort muğla escort ordu escort samsun escort sivas escort tokat escort trabzon escort urfa escort van escort zonguldak escort batman escort şırnak escort osmaniye escort giresun escort ?sparta escort aksaray escort yozgat escort edirne escort düzce escort kastamonu escort uşak escort niğde escort rize escort amasya escort bolu escort alanya escort buca escort bornova escort izmit escort gebze escort fethiye escort bodrum escort manavgat escort alsancak escort kızılay escort eryaman escort sincan escort çorlu escort adana escort