Hit (3050) M-2155

T.C Diyanet İşleri Başkanlığının Organ Naklinin Caiz Olduğuna Dair 3 Mart 1990-13 Sayılı Fetvası

Yazar Adı : İlim Dalı : Fıkıh
Konusu : Dili : Türkçe
Özelliği : Makale Türü :
Ekleyen : Fıkıh Dersleri/2014-01-26 Güncelleyen : /0000-00-00

T.C Diyanet İşleri Başkanlığının Organ Naklinin Caiz Olduğuna Dair 3 Mart 1990-13 Sayılı Fetvası


Organ nakli yada organ bağışında bulunmak T.C Diyanet İşleri Başkanlığının 3 Mart 1990 13 sayılı kararıyla fetvaya bağlanmıştır.108 İlgili kurumun Din İşleri Yüksek Kurulu üç şarta riayet edilmesi halinde organ naklinin caiz olacağını,hatta sevap olacağını karara bağlamıştır
.
Bu üç şart şunlardır ;

1-Organı alınacak şahıs tıbben ölmelidir.Tıbbi ölümle kasdedilen beyin ölümüdür.

2-Organ sahibinin ölmeden önce organlarını bağışlamış olması ,ya da çevresinin (mirasçıları kasdediliyor olsa gerektir)organ nakline izin vermesi .

3-Organlar herhangi birşekilde alışveriş metaı haline getirilmemelidir.

Bir yetkilinin ifadesine göre ;Organ bağışı Kur' anı Kerimdeki "Bir kimseye hayat veren bütün insanlara hayat vermiş gibidir"109 ayetine göre caizdir hatta büyük sevaptır ve organ bağışında bulunan kişi hayat verdiği insan sebebiyle o yaşadığı müddetçe sevap kazanacaktır. Öldükten sonra diriliş yeni bir hayat olduğundan organlarını bağışlayan bir insanın dirilişten sonra organları tam olacaktır.İnsanların organlarının ahirette eksik olacağı gibi bir endişeye kapılmalarına gerek yoktur.

Halbuki;ölenin tıbben ölmesi şartı Şer'an geçersiz bir şarttır. Bir insanın dinen öldüğünün kabul edilebilmesi için İslam Fıkhında tarif edilen şekilde ölmesi gereklidir. İslam fıkhında ölüm; ruhun bedenden ayrılması şeklinde tanımlanmıştır. Ve bir insan hakkında ölüm hükümleri ölüm tam olarak gerçekleştiğinde uygulanılır. Ölüm alametleri belirdiğinde yada insanın öleceğine dair kesin bir kanaat oluştuğunda değil. Uzmanların ifadelerinden anlaşıldığı kadarıyla tıbbı ölüm(beyin ölümü) şeklinde tabir edilen şey, ölümün başlaması halidir. Ve ifade edildiği üzere ölüm ameliyesi tamamlanmadan bir insana ölü muamelesi yapılamaz. Ölmüş bir bedene yada uzuva hayat verilmesi insan takatinin dışındadır. Ölü bir uzuv bir canlıya nakledildiğinde bu nakil sebebiyle tekrar hayat bulmayacağı behadaten sabit olduğuna göre , nakledilen uzuvlar daha insan ölmeden evvel sahibinden alınıyor demektir. Buna göre organın ölüden değil diriden alındığı ortaya çıkmaktadır.

İkinci şartta sözkonusu edilen ölünün izni yada çevresinin izni Şer'an geçersiz bir şarttır. Bu şart ancak insan bedeninin insanın malı olduğu isbat edildiği takdirde bir dayanağı olabilir. Eğer ikinci şart bu anlayışa göre koşulmuşsa fetvanın şartları arasında bir çelişki söz konusu olacaktır. İnsan bedeni insanın malıysa ve buna göre hibe edilmesi caiz oluyorsa

a-İnsan hayattayken sevdiği bir insana bazı organlarını bağışlayabilmeli hatta parasal yönden sıkıştığında ölmektense organlarından bazılarını para karşılığı satabilmelidir. Halbuki fetvada organların alışveriş metaı haline getirilmemesi şartı koşulmuştur.

Organların alışveriş metaı haline getirilmeden bağışlanması şartı koşulmaktadır. Halbuki Usul-u Fıkıh kaidesi gereği , satılması caiz olanın hibe edilmesi ,hibe edilmesi caiz olanın satılması caizdir. Eğer organ bağışı caizse ,satılması niçin yasak olsun ki ? Bilindiği gibi hür bir insanın kendisini bir meta gibi satması haramdır. Aynı şekilde bir kadın yada erkeğin vucutlarını yada uzuvlarından birisini bir başkasının kullanımına sunmaları yada Şer'i esaslarla çelişecek şekilde kiralamaları da haramdır.

Görüldüğü gibi bu fetvanın bir defa daha gözden geçirilmeye ve doğru anlaşılmasını temin açısından daha fazla izaha ihtiyacı vardır.

Öldükten sonra diriliş esnasında organların tam olacağı genellemesi hatalı bir genellemedir. İntihar ederek ölenler vucutlarından ifsad ettikleri (bozup parçaladıkları) organlarının öylece bırakılıp düzeltilmemesiyle cezalandırılacaklardır. Yine intihar edenler intihar da kullandıkları aletle eziyet edilip cezaya tabi tutulacaklardır. Şehidler Allah'ın huzuruna kanları akar vaziyette çıkacaklardır.

Bunlara göre vucutlarını yada bir organlarını bağışlayanlar da organsız kalmakla yada eksik organlı olmakla cezalandırılacaklardır.

Organların tam olması ve dünya hayatındaki organlar üzerinde gerçekleşen değişikliklerin düzeltilip tam ve sağlıklı bir bedene sahip olunması hesap vermenin bitmesinin akabinde Cennete girilirken gerçekleşecektir. Cehenneme girip akabinde cezaları biten bir kısım günahkar mü'minlerin azab izlerinin yıkanacakları bir nehirde izale edileceği naslarla sabittir.

Bütün bunlara göre organ bağışından geri kalınmaması için söylenilen ,ahirette yeni bedenlerimizin olacağı tezindeki bu genellemenin hatası ortaya çıksa gerektir.

Bu tez itikadi açıdan da hatalıdır. Ehl-i Sünnet inancına göre de diriliş, dünya'daki bedenlerimizin aynılarının tekrar biraraya getirilmesiyle olacaktır. Eski bedenlerimizin bir benzerlerinin yaratılmasıyla değil.

Yayınlandığı Kaynak :
Yayınlandığı Dergi :
Sanal Dergi :
Makale Linki :
Otel Tekstili antalya escort sakarya escort mersin escort gaziantep escort diyarbakir escort manisa escort bursa escort kayseri escort tekirdağ escort ankara escort adana escort ad?yaman escort afyon escort> ağrı escort ayd?n escort balıkesir escort çanakkale escort çorum escort denizli escort elaz?? escort erzurum escort eskişehir escort hatay escort istanbul escort izmir escort kocaeli escort konya escort kütahya escort malatya escort mardin escort muğla escort ordu escort samsun escort sivas escort tokat escort trabzon escort urfa escort van escort zonguldak escort batman escort şırnak escort osmaniye escort giresun escort ?sparta escort aksaray escort yozgat escort edirne escort düzce escort kastamonu escort uşak escort niğde escort rize escort amasya escort bolu escort alanya escort buca escort bornova escort izmit escort gebze escort fethiye escort bodrum escort manavgat escort alsancak escort kızılay escort eryaman escort sincan escort çorlu escort adana escort