Hit (4149) M-1649

Matbaa ve Osmanlılar

Yazar Adı : İlim Dalı : Basın
Konusu : Dili : Türkçe
Özelliği : Makale Türü :
Ekleyen : Fıkıh Dersleri/2010-03-16 Güncelleyen : /0000-00-00

Matbaa ve Osmanlılar

Matbaanın Osmanlı toplumundaki serüveni sadece matbaanın Osmanlı toplumunu meydana getiren değişik gruplarca kabulüyle değil, Osmanlı toplumunun sosyal, kültürel ve ekonomik hayatının çeşitli boyutlarıyla da ilişkilidir.

Avrupa kültür tarihinde dönüştürücü bir rol oynadığı düşünülen matbaanın Osmanlı topraklarında epey farklı bir serüveni olmuştur. Ancak bu farklılık pek çok kişinin sandığı gibi matbaanın Osmanlı kitap dünyasına iki buçuk yüzyılı aşkın bir "gecikme"yle girmesine indirgenemez, indirgenmemelidir de.

Öncelikle, matbaanın Osmanlı kültür hayatına ilk olarak 1726'da, İbrahim Müteferrika'nın çabalarıyla girdiği pek sık tekrar edilen, ancak hiç de doğru olmayan bir klişedir. Bu klişenin bu kadar tutmasının sebebi "Osmanlı"nın çok yanlış bir şekilde Müslüman Osmanlılar'la bir tutulmasından ileri gelir. Oysa bu dar çerçeveyi bırakıp Osmanlı toplumunun çok dilli, çok dinli yapısı dikkate alındığında ortaya çok daha karmaşık bir hikaye çıkar.

Gerçekte, matbaanın Osmanlı topraklarına girmesi ilk olarak 1494'de Osmanlı topraklarına İspanya'dan göç eden Seferad Yahudilerin İstanbul'da bir matbaa kurmasıyla gerçekleşir. Bu matbaayı 1527'de o zamanlar yoğun bir Yahudi yerleşmesi haline gelen Selanik'te bir matbaa ve 1530'da yine Istanbul'da bir başka matbaa izler. Bu matbaalarda İbranice ve Latince, ağırlıklı olarak dini kitaplar, ama bunların yanısıra lugatler ve tarihler de basılır.1

İstanbul'daki ilk Ermeni matbaası ise 1567'de kurulur ama ancak kısa bir süre faaliyet gösterir. Bundan kısa bir süre sonra, 1587'de, Venedik'te yerleşmiş Ermenilerin kurdukları matbaa daha uzun ömürlü olur. Yine de Ermenice matbu kitapların manastırlarda çoğaltılan yazma kitaplara göre önem kazanması, ancak 18. yüzyılda, yeni teknolojilerle İstanbul'da tekrar Ermenice bir matbaa kurulması ve İstanbul'un Ermeni basım hayatının merkezi olmasıyla gerçekleşir.2

Benzer şekilde, Rum Ortodoks cemaatinin matbaa serüveni de Latinlerin idaresi altında yaşayan Rum Ortodoksları arasında başlar; Rumca basılan ilk eser 1509 tarihli olmakla birlikte İstanbul Rumlarının Londra'dan getirttikleri aletlerle başkentte bir matbaa kurmaları 1627'yi bulur.3

Her ne kadar Osmanlı topraklarında Arapça ve Türkçe kitaplar basan matbaaların kurulması için 18. yüzyılı beklemek gerekirse de, Avrupa'daki matbaalar daha 1500'lerin başlarında Arap harfleriyle kitap basmaya başlarlar. Bunların arasında gerek ana dilleri Arapça olan Hristiyanlar için, gerekse Hristiyanlığı yaymak için basılan dini kitaplar dışında Müslüman alimlerinin yazdığı bilimsel kitaplar, Eski Yunan alimlerinin Arapça tercümeleri, Arapça gramer kitapları da bulunur.

Bu kitapların Osmanlı topraklarında pazarlandığını 1587-88 yıllarında, III. Murad adına hazırlanmış bir fermandan öğreniriz. Fermanda "Efrenc tâcirlerinden" AntonveOrasyo'nun "Frengistândan ticâret içün ba'zı metâ' ve 'Arabî ve Fârisî ve Türkî basma ba'zı mu'teber kitâblar ve risâle" getirip sattıkları, fakat bu esnada (belki de yerel idareden) bazı kişilerin onlardan şüphelenerek kitaplarına el koyduğu anlatıldıktan sonra, bir daha bu tüccarlara gereksiz yere müdahale edilmemesi ve ticaretlerine izin verilmesi emr edilir.4

Müslümanların Kitaplara İlgisi
Pekiyi, Avrupa'da basılan bu kitaplar Müslümanlar arasında ne ölçüde rağbet buluyordu?

17. yüzyıl sonlarında İstanbul'a gelen Fransız şarkiyatçı GallandMüslümanların matbu kitaplardan zevk almadıklarını, kötü bir yazıyla yazılmış elyazmalarını bile matbu kitaplara tercih ettiklerini yazar.5Bu yargı, Müslümanların miraslarının kaydedildiği tereke defterlerinde bulunan kitap kolleksiyonları hakkında şu ana kadar yapılan çalışmalarca da doğrulanmaktadır. 19. yüzyıla kadar matbu kitaplar Müslümanların kitap kolleksiyonlarının çok küçük bir bölümünü teşkil eder. Yine de nisbeten erken dönemlerde bile önemli sayıda matbu kitaplara sahip kitapseverler bulmak mümkündür. İlginç olan, bunların illâ da İstanbul kökenli olmamasıdır. Örneğin, 17. yüzyıl ortalarında ünlü seyyah Evliya Çelebi, Bitlis hanıŞeref Han'ın açık arttırmaya çıkarılan kütüphanesinde 200 cilt "kefere hattı basması" yani Avrupa baskısı kitap bulunduğunu anlatır.6

Niçin Geç Geldi?
Sık sık tekrar edilen bir yargı da (Müslüman) Osmanlı dünyasına matbaanın geç girme sebebinin matbaaya gösterilen muhalefet olduğudur. Galland'ın da dillendirdiği bu görüşe göre, Müslümanların matbaaya karşı temkinli yaklaşımları iki nedendendir. Bunlardan birincisi yukarıda da belirtildiği gibi alıcıların isteksizliğidir ki bir ölçüde din kaynaklı denebilir. Matbaa, belki de bir "gavur icadı" olarak, yazılı sözü çoğaltmak için emin bir yol olarak görülmemekte, özellikle dini metinlerde ¯ ki bunlar Osmanlı yazının en külliyetli bölümünü oluşturur ­ tahrifatı çoğaltacağından korkulmaktadır.III. Ahmed'in İbrahim Müteferrikave Mehmet Sait Efendi'ye İstanbul'da Türkçe ve Arapça kitap basan bir matbaa kurmalarına izin veren 1726 tarihli hattı hümayununun bu izni dindışı konularda yazılmış kitaplarla sınırlaması bu savı güçlendirmektedir.7

Öte yandan Osmanlı toplumunda Sünni söylemi belirleyen ulemanın matbaaya topyekûn bir muhalefet gösterdiği de söylenemez. Hiç değilse, 18. yüzyılda matbaa kurulduktan sonra, İstanbul kadılığı yapmış İshak,Selanik kadılığı yapmış Pirizade Sahip, Galata kadılığı yapmış Yanyalı Esat Efendigibi ulemadan pek çok kişi matbaa musahihliğinde görev yapmıştır.8

Her koşulda, Galland'ın da belirttiği gibi, Osmanlı kitapseverleri (ki bu bağlamda sadece Müslümanlardan değil, bir ölçüde gayrımüslimlerden de bahsetmeliyiz) elyazmalarını matbu eserlere sadece dini nedenlerle değil, estetik nedenlerle de tercih etmişlerdir. Güzel yazının (hat) en muteber sanat dallarından biri olarak görüldüğü ve icra edildiği bir kültürel ortam için bu son derece normaldir. Fakat belki de matbaanın Müslüman kitapseverlerin dünyasına girmesini yavaşlatan en önemli faktör, geçimlerini elyazmalarını çoğaltarak kazanan katiplerin muhalefetidir. Genelde yerleşik zanaatları ve zanaatkarları yenilerine karşı koruyup kollama üzerine kurulu bir politika izleyen devlet de bu grubun kaygılarına kulak tıkamamış olmalıdır.

Muhakkaktır ki matbaanın Osmanlı Müslüman seçkinleri tarafından giderek daha fazla önemsenmesi ve nihayet Arap harfleriyle baskı yapan bir matbaanın 18. yüzyıl başlarında önce Halep'te, sonra İstanbul'da tesisi, Hristiyan Avrupa'nın zaman içinde bir çok açıdan bir model olarak görülmeye başlanmasıyla da ilişkilidir. Bu tema özellikle İbrahim Müteferrika'nın 1729'da İstanbul'da Arap harfleriyle basılmış ilk eser olan Vankulu lugatine yazdığı önsözde son derece belirgindir.

Müteferrika'nın Öncüsü
Öte yandan matbaanın Hristiyan Avrupa'da fark edilen olumluluklardan biri olarak anılması, İbrahim Müteferrika'dan en az bir yüzyıl önce başlar. Bu açıdan Müteferrika'nın öncüllerinden biri, 16. yüzyıl son dördünü ve 17. yüzyıl ilk yarısında yaşamış Osmanlı tarih yazarlarındanİbrahim Peçevi'dir. İsminden anlaşıldığı gibi, Macaristan'ın Peç şehrinde doğmuş olan ve tarihini yazarken Macar kaynaklarından da yararlanan Peçevi, Tarih'inde matbaanın "İvan Gutenberg nâmında bir hekîm," yani bilgin kişi tarafından icat edildiğini anlatır ve bu icat sayesinde kısa zamanda ve çok daha ucuza kitap çoğaltmanın mümkün olduğunu açıklar. Yine 17. yüzyılın ilk yarısında yaşamış bir başka tarih yazarı, coğrafyacı ve bibliyofil Katip ÇelebiCihânnümâadlı coğrafya kitabında mümkün olan en az sayıda şekil kullanmasını bu şekillerin "bir nüshadan bir nüshaya" aktarılmasının zor ve "bu diyârlarda basma isti'mâl olunmama"sıyla açıklar.9Peçevi ve Katip Çelebi gibi 17. yüzyıl yazarları sadece Müslüman kaynaklarının yanı sıra Hristiyan kaynaklarından gelen bilgiye de açık olmaları bakımından değil, tarih, coğrafya gibi dindışı alanlarla özel olarak ilgilenmeleriyle de 18. yüzyıl reformcusu İbrahim Müteferrika'yla benzerlik gösterirler. Bu bakımdan Müteferrika matbaası faaliyete geçtiğinde ilk basılan kitaplar arasında Avrupa dillerinden çevirilerin yanısıra Katip Çelebi'nin eserlerinin yer alması bir rastlantı değildir.

Son olarak, İbrahim Müteferrika ve Mehmet Sait Efendi'nin 1726'da kurmak için izin alıp 1729'da ilk kitabını bastığı matbaanın Osmanlı yazın hayatında pek de bir devrim yaratmadığı söylenmelidir. Müteferrika matbaasının etkisini azaltan faktörlerin arasında elyazmalarının özellikle Müslüman okuryazarlar gözünde süren cazibesinin yanı sıra matbaayı işletenlerin karşılaştığı teknik ve mali güçlükler yer almaktadır. Matbaanın ve matbu kitapların Osmanlıca kitap dünyasında merkezi bir rol oynaması için 19. yüzyıl ortalarını beklemek gerekecektir.10Bu da bize gösterir ki matbaanın Osmanlı toplumundaki serüveni sadece matbaanın Osmanlı toplumunu meydana getiren değişik gruplarca kabulüyle değil, Osmanlı toplumunun sosyal, kültürel ve ekonomik hayatının çeşitli boyutlarıyla da ilişkilidir.


Kaynaklar
1 Selim Nüzhet Gerçek, Türk Matbaacılığı, (1939), 26-28; Fatma Müge Göçek, East Encounters West: France and the Ottoman Empire in the Eighteenth Century, 111.
2 Raymond H. Kévorkian, "Le livre imprimé en milieu arménien ottoman aux XVIe-XVIIIe siècles,"Livres et lecture dans le monde ottoman,Revue des Mondes Musulmans et de la Méditerranéeözel sayısı, 87-88 (1998): 174-185.
3 Michel Lassithiotakis, "Le rôle du livre imprimé dans la formation et le développement de la littérature en grec vulgaire (XVIe-XVIIe siècles)", a.g.e., 187-208.
4 Fermanın Osmanlıca metni için bkz. İsmail E. Erünsal, Kütüphanecilikle İlgili Osmanlıca Metinler ve Belgeler, cilt 2, 137-138.
5 Gerçek, Türk Matbaacılığı, 18-9.
6 Evliya Çelebi, Evliya Çelebi in Bitlis, hzr. Robert Dankoff (Leiden, 1990), 292-293.
7 Osmanlıca metin için bkz. Erünsal, Kütüphanecilikle İlgili Osmanlıca Metinler,cilt 2, 173-176.
8 Gerçek, Türk Matbaacılığı, 58.
9 Alıntılar için bakınız, a.g.e., 31-2, 80.
10 Bu değişimi sayılarla göstermek gerekirse, 1729 yılından Tanzimat'ın ilan edildiği 1839 yılına kadar İstanbul ve Kahire'deki matbaalarda sadece 436 kitap basıldığı tahmin edilirken bu rakam 1840-1870 arasında 1, 500'e çıkar (Frédérick Hitzel, "Presentation," Livres et lecture dans le monde ottoman , 9).

Yayınlandığı Kaynak :
Yayınlandığı Dergi :
Sanal Dergi :
Makale Linki :
Otel Tekstili antalya escort sakarya escort mersin escort gaziantep escort diyarbakir escort manisa escort bursa escort kayseri escort tekirdağ escort ankara escort adana escort ad?yaman escort afyon escort> ağrı escort ayd?n escort balıkesir escort çanakkale escort çorum escort denizli escort elaz?? escort erzurum escort eskişehir escort hatay escort istanbul escort izmir escort kocaeli escort konya escort kütahya escort malatya escort mardin escort muğla escort ordu escort samsun escort sivas escort tokat escort trabzon escort urfa escort van escort zonguldak escort batman escort şırnak escort osmaniye escort giresun escort ?sparta escort aksaray escort yozgat escort edirne escort düzce escort kastamonu escort uşak escort niğde escort rize escort amasya escort bolu escort alanya escort buca escort bornova escort izmit escort gebze escort fethiye escort bodrum escort manavgat escort alsancak escort kızılay escort eryaman escort sincan escort çorlu escort adana escort