Hit (6469) K-322

Ahteri i Kebir

Yazar Adı : Ahteri Muslihuddin Mustafa İlim Dalı : Sözlük
Kitap Dili : Kitap Tipi :
Konusu : Sitedeki Kayıt Türleri :
Ekleyen : Aybike Şeker/2008-07-09 Güncelleyen : Fıkıh Dersleri/2008-07-09

Ahterî-i Kebîr

Ahterî-i Kebîr diye de anılan bu Arapça-Türkçe sözlük onun en meşhur eseridir.

Belli başlı Arapça kaynaklardan faydalanarak 952 (1545) yılında tamamladığı eser, yaklaşık 40.000 kelime ihtiva etmektedir.

Her ne kadar muhteva ve sağlamlık bakımından Mü­tercim Âsim Efendi'nin Kamus Tercü­mesi ile kıyaslanamazsa da bazı özellik­lerden dolayı haklı bir ün kazanmıştır.

Bu özellikler şöyle sıralanabilir:

a) Arap­ça kelimeleri, sülâsî ve rubaî köklerini dikkate almaksızın yazılışlarına göre al­fabetik olarak tertip etmesi, böylece kendinden önceki sözlüklere göre bu­günün lügatçilik anlayışına daha uygun bir yenilik getirmesi;

b) Çok kullanılan kelimeleri seçip almak suretiyle kitabın hacmini küçültmesi ve bu sebeple onu bir el lügati haline getirmesi -,

c) Keli­melerin karşılıklarını mümkün olduğu kadar Türkçe vermesinin yanında, eş anlamlı bir diğer Arapça kelimeyle de pekiştirmesi;

d) Verdiği mânaya göre kelimeyi bir Arapça örnek cümle içinde kullanarak dile hâkimiyet kazandırma­sı. Eserde Eski Türkiye Türkçesi devre­sine (XII1-XV. yüzyıllar) ait olup Osman­lı Türkçesi'nde ihmal edilen öz Türkçe kelimelerin kullanılması ve ayrıca ese­rin bazı ağız özellikleri taşıması sözlü­ğe çağdaş dilcilik ve Türkoloji araştır­maları bakımından ayrı bir değer kazan­dırmaktadır. Ahteri'nin diğer Arapça-Türkçe sözlüklerden daha fazla tutul­ması, "kebîr" (büyük) sıfatıyla anılmasına sebep olmuştur. Bu durum bazı yazar­larda, Ahteri'nin bir de "sağîr" (küçük) ve "evsat" (orta) boylarının mevcut ol­duğu zannını uyandırmıştır.

Fakat elde­ki yazma nüshalar arasında hiçbir fark bulunmaması ve ayrıca muhtelif baskı­ların daima aynı hacimde yapılmış olma­sı bu görüşü çürütmekte ve bunun "kebîr" sıfatından kaynaklanan bir yanlış çağrışım olduğunu ortaya koymaktadır.

Pek çok kütüphanede çeşitli yazma nüshaları bulunan Ahterî, 1242 (1826) yılından beri İstanbul, Mısır, İran, Hin­distan ve Kırım'da değişik boylarda, bir veya iki cilt halinde, aslında olduğu gi­bi maddeleri satır içinde veya satır baş­larına alınarak sütunlar halinde (mese­lâ İstanbul 1311) birçok defa basılmıştır.

İlk baskılarla yazma nüshalar, muhteva ve dil itibariyle aynı ise de daha sonraki bazı sütunlu baskılarda ekleme ve çıkar­malar yapıldığı, eserin dilini sadeleştir­me yoluna gidildiği görülmektedir.

Ahterî'nin, kelimeler üzerinde yapılan filo­lojik açıklamaların atılarak yalnız sözlük karşılıklarının verildiği Lugat-ı Ahteri-i Cedîd isimli, basıldığı yer ve yıl göste­rilmeyen muhtasar bir baskısı daha bu­lunmaktadır ki bu çalışma aslından çok farklı hale getirilmiş olduğu için bir Ah­terî Lügati sayılamaz.

Lugat-ı Ahterî-i Cedid'in İbrahim Ulaş ve Abdülkadir Dedeoğlu tarafından hazırlanan ve keli­me karşılıkları yeni harflerle verilen bir baskısı da yapılmıştır (İstanbul 1979).

<
...
Otel Tekstili antalya escort sakarya escort mersin escort gaziantep escort diyarbakir escort manisa escort bursa escort kayseri escort tekirdağ escort ankara escort adana escort ad?yaman escort afyon escort> ağrı escort ayd?n escort balıkesir escort çanakkale escort çorum escort denizli escort elaz?? escort erzurum escort eskişehir escort hatay escort istanbul escort izmir escort kocaeli escort konya escort kütahya escort malatya escort mardin escort muğla escort ordu escort samsun escort sivas escort tokat escort trabzon escort urfa escort van escort zonguldak escort batman escort şırnak escort osmaniye escort giresun escort ?sparta escort aksaray escort yozgat escort edirne escort düzce escort kastamonu escort uşak escort niğde escort rize escort amasya escort bolu escort alanya escort buca escort bornova escort izmit escort gebze escort fethiye escort bodrum escort manavgat escort alsancak escort kızılay escort eryaman escort sincan escort çorlu escort adana escort