Hit (1460) F-994

Sahabe Arasında Cereyan Eden Olaylar Hakkında Ehli Sünnetin Tavrı

İlim Dalı : Konusu :
Soruyu Soran : Cevaplayan : Önder Nar
Cevaplayanın Mezhebi:
Ekleyen : /2021-10-15 Güncelleyen : /0000-00-00

Sahabe Arasında Cereyan Eden Olaylar Hakkında Ehli Sünnetin Tavrı:
 
1-İmam Ebu Hanife’nin Sahabe-i Kiram ile İlgili Görüşleri
Sahabe-i Kiram Kur’an ve Sünnet’in nakledicileridirler. Dolayısıyla da İslam, din ve şeriatının da... 
Hal böyleyken sahabe döneminin sonlarına doğru ortaya çıkan bir grup onların dinlerinde tân etmiş ve irtidat ettiklerini söylemişleridir. İslam din ve şeriatının doğru ve mütevatir olarak nakli ancak onlar vasıtasıyla mümkün olduğundan ve de onların dinlerinde tân etmekten İslam dini ve şeriatında tân etmek gerekeceğinden, bu gurubun kendisi ve sözleri Kelam İlmi’nin konuları arasına alınmış ve ortaya çıktıkları günden bu güne pek çok alim söz konusu grup ve iddialarına redler yazmışlar, meclislerde münazaralarda bulunmuşlardır.

İmam Ebu Hanife’de bu grubun yanlışlarını ortaya koyan seçkin ulemadan birisidir. Ve bu grup bilinen adıyla Şia’dır.
Hz. Peygamber (sas)’in Ehl-i Beyti’nin sevgisi perdesi arkasına sığınan bu gurubun Irak bölgesinde yoğunlaşmaları ve Kûfe’nin de bu bölgenin en önemli şehirlerinden olması İmam Ebu Hanife’yi tartışmaların tam ortasına çekmiştir.

Ebu Hanife’nin bu gurubun önde gelen isimlerinden iki meşhur yalancı ve bid’atçı Cabir el-Cûfi ve Şeytan-u't- Tak ile Tartışma menakıbı meşhurdur.

Bu grubun bid’at ve delaletlerinin arkalarına sığınıp meşrulaştırmak istedikleri Ehl-i Beyt’le de çok yakın ilişkileri olmuştur. Bu çok yönlü ilişkileri ona Şia’yı en net biçimiyle gerçek yüzüyle görme imkânı vermiştir.
O sahabe ile ilgili yanlışlarla mücadele ederken bir yandan yalancıların dalaletlerini ispat [1] diğer yandan onların Ehl-i Beyt sevgisini suistimal ederek hataya sürükledikleri insanları aydınlatma ve ikna[2] bir yandan da Ehl-i Beyt imamlarına, sevgi ve saygı temeline dayalı ilişkilere devam etme tavrını benimsemişlerdir.[3]
Bütün bunların yanısıra sahabe-i kiramın hakkında o dönemde konuşulan meseleleri de Kur’an ve Sünnet çerçevesine oturtup doğrunun ne olduğunu öz ve tafsilatlı bir şekilde ortaya koymuştur. Eserlerinde ve diğer kaynaklarda sahabeyle ilgili açıklamalarını aradığımızda aşağıdaki veriler ortaya çıkmaktadır.

1- Sahabi; Allah Rasulü’nü görüp iman eden her mü’mindir. [4]
2- Sahabe-i Kiram İslam din ve şeriatının tek hamilleri ve nakledicileridir.[5] 
3- Sahabenin hepsi İslam dini ve şeriatının nakillerinden adil ve güvenilir mü’minlerdir. [6]
4- Onların dininde şek-şüphe etmek nifaktır. [7]
5- Onları sevmek imandır, takvadır. [8]
6- Sahabenin ancak iyilikleriyle anılmaları gerekir. [9]

Ana hatlarıyla altı maddede topladığımız sahabe ile ilgili görüşlerini özetlersek: Sahabe-Kiram Allah Rasulü (sav)’in arkadaşları ve ona ilk iman edenlerdir. Kur’an ve Sünnet onlar vasıtasıyla naklolunmuştur. Dolayısıyla her iman eden onları sever, onları hayırla yad eder. Onların hakkında tân etmez, onların adil ve güvenilir olduklarını kabul eder.

1- Sahabe’nin Arasındaki Fazilet Tertibi:
İtikadi eserlerindeki rivayetler fazilet tertibinin hilafet tertibindeki gibi olduğunda ittifak halindedirler.[10]

2- Cennetle Müjdelenen Sahabiler:
Ebu Hanife senediyle Sa’d b. Zeyd (ra)’dan, o da Allah Rasulü (sav)’den şu on sahabinin cennetlik olduklarını rivayet etmiştir. 
1- Ebu Bekr (ra)
2- Ömer (ra)
3- Osman (ra)
4- Ali (ra)
5- Talha (ra)
6- Ez-Zübeyr (ra)
7- Sa’d (ra)
8- Sa’îd (ra)
9- Abdurrahman b. Avf (ra)
10- Ebu Ubeyde (ra) [11]
Bunlardan başka Aişe (ra) [12] hakkında da cennetle müjdelendiğine dair hadisler rivayet etmiştir.

3- Hz. Aişe (ra) Hakkına Şia’nın İthamlarına Cevaplar;
İbn-i Abidin Aişe (ra)’a zina isnadında bulunanın Kur’an ve Sünnetle sabit bir hükmü inkar olacağından mürted olacağını ve bunda icma olduğunu nakletmiştir.[13] İmam Ebu Hanife’de Hz. Aişe (ra)’a zina isnadında bulunanların kendilerinin zina çocuğu olduklarını söylemiştir. [14]
Bir diğer itham da Aişe (ra)’nın mahremsiz olarak yolculuğa çıkmasıdır. İmam, buna da Aişe (ra)’nın ayetlerle mü’minlerin annelerinden olduğunu ispat ederek cevap vermiştir. [15]

4- Sahabe Arasında Cereyan Eden Olaylar Hakkındaki Mezhebi;
Ebu Hanife Sahebenin aralarında cereyan eden olaylarda ölenlerin hükmünü Allah’a havale etme taraftarıdır. Söz konusu olayların taraflarından kimin haklı kimin haksız olduğunda ise görüş belirtmiştir. 
O, Osman el-Betti'ye yazdığı risalesinde şöyle der;
“Ben Allah Rasulü (sav)’in sahabesi arasındaki ihtilaf hakkındaki hükmü Allah’a havale ediyorum. Çünkü onlar sünnet ve fıkhın nakledicileriydiler.[16 ]
İmam Atâ b. Ebi Rabah’ın Said b. Cübeyr’in, en-Nafi’nin, İbnu Ömer’in, Abdulkerim’in, Tavus ve İbn-i Abbas’ın, Ömer b. Abdulaziz’in de bu görüşte olduklarını nakletmiştir.[17]
Menakıb müellifleri onun Sıffin’de ölenler ve Ali ve Muaviye (ra) arasındaki ihtilaf hakkında soru sorulunca:” Onlar hakkında bir hüküm verirsem Allah’ın bunu neye göre söylediğimi sormasından korkarım... Kıyamet günü huzuruna getirildiğimde beni, onların aralrında geçen olaylar hakkında hesaba çekmeyecek... Bana, emrettiklerini yapıp-yapmadığımdan hesaba çekecek. O halde insanlarla uğraşmak daha doğru olur.” Cevabını verdiğini rivayet ederler.[18]
Mezkur soruya “Allah bizlerin silahlarımızı o kanlara bulaşmaktan korumuştur. Biz de dillerimizi o kanlara bulaşmaktan koruyalım” deyip: ''Onlar bir ümmettiler ve devirlerini tamamladılar... Onların amellerinin sorumluluğu onların, sizin amellerinizin sorumluluğu sizindir. Siz onların yaptıklarından hesaba çekilmeyeceksiniz”[19] ayetini okuduğu da rivayet edilmektedir.[20]
İmam, İslam şeriatının nakilcileri olan sahabinin aralarındaki ihtilaflar hakkında; “Bizlerin onlarla uğraşacağımıza öncelikle mükellef olduğumuz şeylerle meşgul olmamızın gerektiğini, onların hakkında hüküm vermekle emrolunmadığımızı ve onların yaptıklarından bizim hesaba çekilmeyeceğimizi hatırlattıktan sonra, haklarındaki hükmün Allah’a havale edilmesinin en doğru tavır olduğunu söylemektedir. Onun sahabenin arasında çıkan ihtilaflar hakkında netice itibarıyla tavrı budur...

Taraflardan hangisinin haklı olduğu hususunda ise tavrını net bir şekilde ortaya koyduğunu görüyoruz:
O her şeyden evvel Ali (ra)’ın hilafetinin sahih olduğu kanaatindedir. Buna hilafet tertibinde 4. olarak Ali (ra)’ı zikretmesi de delil teşkil eder.[21]
Ebu Hanife ihtilaflar hakkında bundan daha net bir tavır daha ortaya koyar ve Ali (ra) ile Muaviye (ra) aralarındaki savaşa yetişmiş olsaydım Ali (ra)’ın yanında yer alırdım” der. [22]
Yine el-Mekki’nin rivayetine göre; “Ali (ra)’ın girdiği bütün savaşlarda diğerlerine nisbetle hakka daha yakındı... O müslümanlarla bir savaş olması durumunda nasıl tavır takınılacağını da öğretmiştir” demiştir. [23]
İmam Ebu Hanife, Hz. Zübeyr ve Talha (ra)’ın Ali (ra)’a beyat ettikten sonra ona muhalefet ettiklerini de söylemiştir.[24]

Sonuç olarak:
O taraflardan hangisinin haklı, hangisinin hatalı olduğunu araştırmak ve bunu izhar etmekte bir beis görmemiş ama bununla birlikte taraflardan savaşlara iştirak edip ölenler hakkında, tekfir vs. gibi şeylerden uzak durmuş: bir bütün olarak sahabenin Allah Rasulü (sav) ile bir anlık beraberliklerinin bizim ömür boyu ibadetimizden daha faziletli olduğunu hatırlatarak, mezkur ihtilaflar hakkındaki hükmün Allah’a havale edilmesini tercih etmiştir.


Dipnotlar:
 [1]   Ebu Hanife’ye göre sahabe-i kirama söven, onların dinlerinden tân eden şiiler Ehl-i Beyt sevgisi iddiasında yalancıdırlar. Bu iki rivayet ispat etmektedir. el-Mekki’nin Menakıb’ında 1. 222 ve es-Saymeri’nin Ahbaru ebi Hanife’sinde s. 88, rivayetine göre İmam: Ebu Ca’fer Muhammed b. Ali’ye Ebubekir ve Ömer (ra) hakkında ne düşündüğünü sorar ve Kûfe’de bazı insanların kendisine nispetle onlardan teberri etiğini söylediklerini ona haber verir. Ebu Ca’fer de onları tebcil ve tazim ettiğini, onlara sövdüğünü söyleyenlerin kendisine iftira ettiğini anlatır. 
Bir diğer rivayet de el-Hatib el-Bağdadi^nin, Abdullah b. Mübarek’den naklettiği şu sözüdür: “Şiilerden din almayın çünkü onlar Allah Rasulü (sav)’in ashabının dinlerinde tân etmişlerdir. El-Kifaye fi İlmi’l-Rivaye s. 126
Bu iki rivayetin de açıkça gösterdiği gibi Ehl-i Beyt imamları sahabe hakkında hayrdan başka bir şey söylemiyorlardı ve şiiler Ehl-i Beyt’e yalan isnadlarda bulunmuşlardır. 
 [2]   Münazaraları bölümünde Şeyan-ı Tak ile Ebu Bekr (ra) ile Ali (ra) üzerine olan münazarası ile Osman (ra)’ın kedisine yanlış tanıtılmış olduğu bir müslümanı ikna edilişiyle ilgili menkıbesine müracaat edin. 
 [3]   Ehl-i Beyt imamlarından İmam Bakr, Cafer Sadık, Zeynü’l-Abidin, İbrahim ve Muhammed b. Abdilleh ile olan ilişkileri birinci bölümün değişik yerlerinde ifade edilmişti...
 [4]   Bu tahricimizi onun “Sahabenin Allah Rasulü (sav) ile bir anlık beraberlikleri, bizim ömür boyu amellerimizden daha hayırlıdır.” Sözünden yaptık. Bkz. el-Mekki age. 1. 76 ve el-Kerderi age. 2. 155
 [5]   Bkz. Er-Risale ile’l-Betti s. 69
 [6]   Bu söz bu lafızlarla İmam Ebu Hanife’den nakledilmiyorsa da onun pek çok sözü sahabenin adaletinin isabet ettiğine delalet etmektedir. Örnekleyecek olursak: - Sahabe-i Kiram hak üzerinde sebat etmişlerdir” el-Fıkhu’l-Ekber s. 61
-İmam, sahabenin imanlarında tân edenlerden onlar hakkında ileri-geri konuşanlardan din alınmayacağını söylemiştir. Bkz. el-Hatib el-Bağdadi, el-Kifaye s. 126
-Onları sevmenin takva olduğunu, onlara buğz etmenin de nifak olduğunu söylemiştir. el-Vasiyye s. 151
-Bir mesele hakkında hükmederken önce Kur’an’a sonra Sünnet’e sonra da sahabenin fetvasına ve sözüne bakarım demiştir. El-Salih-i Ukudu’l-Cuman s. 172, es-Suyuti, Tebyidu’s-Sahife s. 331
 [7]   el-Vasiyye s. 151
 [8]   el-Vasiyye s. 151
 [9]   el-Fıkhu’l-Ekber s. 61
[10]  el-Fıkhu’l-Ekber s. 60, 61 – el-Vasiyye s. 74
[11]  el-Harizmi age. 1. 225 – ez- Zebidi age. 1. 31
[12]  el-Harizmi age. 1.202
[13]  İbn-i Abidin, Kitabu Tenbihu’l Vulat ve ve’l-Hukkam ala Ahkam-ı Şatımı Hayrı’l-Enam ev Ehadi Eshabihi’l- Kiram s. 369
[14]  el-Vasiyye s. 75
[15]  İbnu Abdi'l-berr, el-İntika s. 157
[16]  er-Risale ile’l-Betti s. 69
[17]  er-Risale ile’l-Betti s. 69
[18]  el-Mekki age. 1. 347- el-Kerderi age. 2. 347- es-Salihi, Ukudu’l-Cuman s. 305
[19]  Bakara 134, 141
[20]  el-Kerderi age. 2. 347
[21]  el-Mekki 1. 259, 260, el-Fıkhu’l-Ekber s. 60
[22]  el-Mekki age. 1. 259
[23]  el-Mekki age. 1. 342
[24]  el-Mekki age. 1. 343- el-Kerderi age. 2. 344

 

Otel Tekstili antalya escort sakarya escort mersin escort gaziantep escort diyarbakir escort manisa escort bursa escort kayseri escort tekirdağ escort ankara escort adana escort ad?yaman escort afyon escort> ağrı escort ayd?n escort balıkesir escort çanakkale escort çorum escort denizli escort elaz?? escort erzurum escort eskişehir escort hatay escort istanbul escort izmir escort kocaeli escort konya escort kütahya escort malatya escort mardin escort muğla escort ordu escort samsun escort sivas escort tokat escort trabzon escort urfa escort van escort zonguldak escort batman escort şırnak escort osmaniye escort giresun escort ?sparta escort aksaray escort yozgat escort edirne escort düzce escort kastamonu escort uşak escort niğde escort rize escort amasya escort bolu escort alanya escort buca escort bornova escort izmit escort gebze escort fethiye escort bodrum escort manavgat escort alsancak escort kızılay escort eryaman escort sincan escort çorlu escort adana escort