Hit (3020) F-848

Selef Mezhebi Nedir

İlim Dalı : Fıkıh Konusu :
Soruyu Soran : Cevaplayan : Önder Nar
Cevaplayanın Mezhebi:
Ekleyen : /2030-04-15 Güncelleyen : /0000-00-00

Soru: Selef Mezhebi nedir? Neden Selefiyiz demiyoruz da Hanefiyiz vs diyoruz?

 

el Cevab:

Hadisi şeriflerde övülen hayırlı üç nesil inanç amel ahlakla alakalı fetvaları bağlısı olan 4 mezhep içerisinde vardır. Fetva verdikleri konular çok azdır. Çünkü İslam coğrafyası henüz mezheplerin oluştuğu zamandaki kadar genişlememiştir. Hanefi mezhebinin kurucusu ve büyük müctehidi İmam Ebu Hanife ve Maliki Mezhebinin kurucusu ve büyük imamı İmam Malik hem akrandırlar hem arkadaştırlar. Fetva vermeye başladıkları yıllar hicri 80-100 yılları civarıdır. Her ikisi de tabiun sonrasının bariz şahsiyetlerindendir.

-------

Yani Hanefi ve Maliki mezhepleri Selef mezhepleridir. Selefi mezheplerdir.

 

Günümüzde biz selefiyiz diyenler hicri 700 yıllarında yaşayan İbn Teymiyye'nin takipçileridirler. Ve Nitelikleri değil isimleri Selefi'dir.

----------------

İbn Teymiyye büyük bir Hanbeli fakihidir. Beş altı kadar konuda Ehli Sünnet ve'l Cemaat İnancına Muhalefet etmiştir.

Suudi Arabistan da basılan her hangi bir Tahaviyye Akaidi Metnini eline alan sadece ön sözünü ve dipnotlara düşülen notları incelese İbn Teymiyye’nin Selefilerinin Ehli Sünnete Muhalefetlerini açıkça görecektir.

--------------------

İbn Teymiyye Alemin yaratılışı ve yaratma sıfatı konusunda hata yapmıştır.

Haberi sıfatların manalarının bilineceği konusunda hataları vardır.

 

Boşanma ile alakalı fetvasında çok şiddetle eleştirilmiştir.

 

Kendisi 45 yaşlarına kadar daha sonraları eleştirdiği Fahruddin er Razi’nin Usuluddin İsimli eserini Şam’daki ders verdiği camide okuturdu. Bu yaştan sonra kanaat değiştirip Selefilik anlayışını şekillendirmiş ve dönemin Uleması tarafından şidddetli eleştirilere maruz kalmıştır.

------

Takipçileri kendisini Şeyhul İslam olarak nitelerler. Fiilen kendisi mütebahhir bir alimdir. İslami ilimlerin her asıl ve teferruat meselesinde kanaati veya makalesi vardır. Kendisi Kadiri tarikatı şeyhi Abdulkadir Geylani’ye büyük sevgi duyan bir zahid ve alimdir. Tasavvufa karşı değildir. Tasavvufun Mağripli Sufi İbn Arabi tarafından geliştirilen Vahdeti vücud yorumuna karşıdır.

---------

 

Selef Kavramı ve İçeriği:

1 . Selef Kavramı:

Selef  öncekiler demektir.  Selef  asrı  denildiğinde  sahabe  asrı  ya da sahabe  tabiun ve tebeuttabiinin  yaşadığı  dönem kasdedilir.  Selef mezhebi denildiğinde  ise  tabiatıyla  bu   üç dönem  ulemasının  islami kültürlerinin tamamı  kasdedilir.

 

2. Selef İtikadı , Selef  Fıkhı ve Selef Ahlakı Kavramlarının  Manası:

Bu  çerçevede    bu dönemin    itikad ile   alakalı meselelerdeki  kültürüne  selef  itikadı ;   ameli  meselelerdeki   islami  kültüre  selef  fıkhı;   ahlaki  meselelerdeki   islami  kültüre  selef  ahlakiyatı  denir.

 

Selef itikadının tesbitinde   esas belirleyici;  sahabe-i  kiramın  inanç olarak   Allah Rasulu  sas  den  öğrenip  naklettikleri   itikadi  esaslardır.  İnanç esaslarıdır.

Tabiun  ve  tebeuttabiin ulemasının önemi  bu  inanç esaslarını  koruyup  sonraki nesillere   aktarmalarındadır. Ve buna  binaen  yaşadıkları dönem  selef dönemine  dahil edilmiştir.

Bu sebeple  bir  inanç  amel ya da  ahlakın  selefe  nisbete edilebilmesi için   onlardan sahih bir nakille  nakledilmesi  gerekir. Ve onlardan sahih bir senedle nakledilmeyen  bir inanç  amel ya da ahlak  selefin  inancı   ameli  ya da   ahlakı  olamaz.

3. Selef  Kavramının Günümüzdeki kullanımları ve  Kendilerini Selefe nisbet eden Gruplar:

Günümüz İslam dünyasında selef  inancı kavramına  eserlerinde yer veren ya da onlardan nakiller yapan üç grup  vardır. Bunlar; 1-Maturidi  ve  Eş’ariler ; 2-İbn  Teymiyye  ve  İbn Kayyim el- Cevziyye İbn Abdilvahhab , Nasuriddin el –Elbani ; 3-Cemaluddin Efgani , Muhammed  Abduh, Reşid Rıza  ve onların  anlayışlarını benimseyenler .

 

3/1-Maturidi  Ve  Eş’ari’lerin Selef  Anlayışları: 

Maturidiler ve  Eş ‘ariler eserlerinde   selefin mezhebinin  eslem ( daha  güvenilir)  olduğunda  hem fikirdirler.  Aralarından bir grup   selefin itikadi  anlayışını  olduğu  gibi  devam ettirmeyi  benimserken , diğer bir grup   itikadı  esasları   aklın ve  felsefenin   mahzurlu görmedikleri  esasları çerçevesinde  delillendirmek  ve yorumlamakta  bir beis olmadığını  söylemişler   ve  islam inançlarını  özellikle de   ilahiyatla  alakalı meseleleri   akli  ve  felsefi  metodlarla   izah ve  isbata  girişmişlerdir. [1]

Selef  itikadı  ile   yetinip   onların delil ve  izahlarını   yeterli  bulanlar  da  ; inanç esaslarını  akli  ve  felsefi  izahlarla   isbat yolunu  seçenler de ,  selefin mezhebini  tek doğru  ve en hatadan uzak inanç  olarak  kabul etmişlerdir.

İkinci metodu  seçenler   itikadi  esaslara   özellikle de  sıfatullaha   getirdikleri  yorum ve  izahların  yaşadıkları  çağın kültürüne  sahip  insanlar için ,  dinin doğrularını  bir sapıklığa   düşmeden   anlayabilmelerinde  çok  önemli  ve gerekli  olduğunu   düşünmüşlerdir. Hatta bu  anlayışlarının    inananlar için daha  ahkam  (kuvvetli ve delillendirilmiş)  olduğunu  söylemişlerdir.

 

3/2.  İbn Teymiyye  Ve   Öğrencilerinin  Selef  Anlayışları:

İbn Teymiyye ve bağlılarının  selef  anlayışları   Maturidi ve  Eş’arilerin  selef  anlayışlarından   en azından ilahiyat bahislerinde   farklılık arzeder.

İtikadın diğer konularında  aykırılıkları  olduğu  gibi  kelam problemlerine  cevaplarında da , Maturidi ve  Eş arilerden  ayrıldıkları  çok sayıda mesele  vardır. 

İbn Teymiyye ve tabileri  bu  farklılığın  üzerinde   israrla  ve büyük bir hassasiyetle dururlar.

İbn Teymiyyenin   ilahiyat anlayışının Maturidi ve Eş’ari   selef  anlayışından   en temel  farkı ;  alemin hadisliği  meselesinde  tezahür eder.  İbn  Teymiyye    alemin –Maturidi ve  Eş’arilerin   aksine – tam olarak hadis olmadığını  öne  sürer. Ona  göre  arş   mahlukatın   en üst mertebesidir ve  varlığı kadim bin-nev’ dir [2].

O, Maturidi ve Eş’arilerin   haberi ve müteşabih sıfatların  manalarının  ve   ilminin  onların doğrulukları kabul edildikten sonra  Allahın ilmine   havale  edilmesi   gerektiği şeklindeki  görüşlerini  şiddetle reddeder.Ve selefin mezhebinin  haberi sıfatların manalarının  bilinmesi  şeklinde  olduğunu  savunur.

İtidadi  asılların  isbat edilmesinde, felsefenin metotlarının  kullanılmasının  selefin metoduna   aykırı olduğunu  vurgular.

Alemin cevher ve  a’raz lardan  oluştuğu ,  bu  ikisinin de  hadis olmasına göre  alemin de hadis olduğu; alemin hadis  olduğuna  göre  her hadisin  zorunlu  olarak   bir muhdise  ihtiyacının olduğu,  alemin  muhdisinin de  Allah olduğu ,  şeklindeki  isbat- ı  vacib   anlayışlarına da karşı  çıkar.  [3]

 

3/3. Cemaluddin el -Efgani  Ve Muhammed Abduh’un   Selef  Anlayışları:

Cemaluddin el –Efgani’ nin  inanç  itibarıyla  kökeninin  sünni  olmadığı  genel  kabul gören bir husustur.  O Necef  şii  ulemasından  Murtaza  el-Ensari nin,  Tahran  şia’sının büyüklerinden   Akasıd  Sadık’ın   öğrencilerindendir. [4]  Onun   islam dünyasında  yaygın inanç ekollerinden  birisini   açıkça destekleyen  bir itikadi yönelişi  gözlemlenmemektedir.   Ama  o sadece  dehri değildir.    Kendisini  Afganlı bir sünni  olarak tanıtırsa da  bir sünni  alim değildir.  Şii eğitimi  aldıysa da   açıkça şii  öğretiye davet etmemiştir.

 Dolayısıyla  o Maturidi  Eş’ari  ya da İbn Teymiyyenin   anlayışından  farklı bir selef ve  selefilik   anlayışı  içindedir.  Tabiri caizse  bütün  itikadi   fıkhi  ve  ahlaki   sünnet ekollerinin   ötesinde ve üzerinde  ,  aklen Allahı bulmaya davet eden;  bazı  araştırmacıların da dedikleri gibi – mutezileyi bile  geride  bırakan- bir selefi  anlayışa  sahiptir.

Onun için , sonraki  dönemde  ortaya   çıkan  ve  Mutezileden  sadece   imamet anlayışında   ayrılan  salt akılcı  şiilerin  düşünce  tarzına  sahip bir filozoftur denilse  yeridir.

Takipçisi  Muhammed Abduh da  onunla tanıştıktan sonra  daha bir yoğun şekilde  mantık  ilahiyat , astronomi, metafizik konularını   gündemine  almıştır.  Diğer taraftan  diğer taraftan Mısırın  milli ve fikri  kurtuluş hareketinin   öncülüğünü yapmıştır.

Risaletu’t Tevhid isimli  eseri  muhtevası  itibarıyla   İbn Sina  sonrası  bilenen  çizgiyi   izlemektedir.  [5]Ama  o  kendisine  ve  arkadaşlarının hareketine  selefi  hareket adını verir.  [6] 

 

3/4    Bu Üç  Selef   kullanımının   Değeri:

Otel Tekstili antalya escort sakarya escort mersin escort gaziantep escort diyarbakir escort manisa escort bursa escort kayseri escort tekirdağ escort ankara escort adana escort ad?yaman escort afyon escort> ağrı escort ayd?n escort balıkesir escort çanakkale escort çorum escort denizli escort elaz?? escort erzurum escort eskişehir escort hatay escort istanbul escort izmir escort kocaeli escort konya escort kütahya escort malatya escort mardin escort muğla escort ordu escort samsun escort sivas escort tokat escort trabzon escort urfa escort van escort zonguldak escort batman escort şırnak escort osmaniye escort giresun escort ?sparta escort aksaray escort yozgat escort edirne escort düzce escort kastamonu escort uşak escort niğde escort rize escort amasya escort bolu escort alanya escort buca escort bornova escort izmit escort gebze escort fethiye escort bodrum escort manavgat escort alsancak escort kızılay escort eryaman escort sincan escort çorlu escort adana escort