Hit (5969) F-79

Cemaatlere Zekat Vermenin Hükmü, İslami Hizmetlerde Kullanılmak Üzere Zekat Vermenin Hükmü

İlim Dalı : Fıkıh Konusu : Zekat
Soruyu Soran : Cevaplayan : Önder Nar
Cevaplayanın Mezhebi:
Ekleyen : /2024-05-15 Güncelleyen : /2019-05-18
Cemaatlere Zekât Verilmesinin Hükmü, Öğrenciler Adına Cemaatlerin Zekât Kabul Etmelerinin Hükmü,  İslami Hizmetlerde Kullanılmak Üzere Zekât Vermenin Hükmü Ve Detayı, Zekât Verilecek Sınıflarla Alakalı Bir Bilgilendirme, Cemaatler Neden Zekât Toplayamazlar
 
Soru: Cemaatlere burs vermek, zekât yerine geçer mi?
 
el Cevab: Cemaatlere ya da müesseselere zekât verilmez. Çünkü hayır kurumları zekât verilecek sınıflardan değildir.
Zekâtın verileceği yerler ayette ifade edilmiştir.
 
إِنَّمَا الصَّدَقَاتُ لِلْفُقَرَاءِ وَالْمَسَاكِينِ وَالْعَامِلِينَ عَلَيْهَا وَالْمُؤَلَّفَةِ قُلُوبُهُمْ وَفِي الرِّقَابِ وَالْغَارِمِينَ وَفِي سَبِيلِ اللَّهِ وَابْنِ السَّبِيلِ فَرِيضَةً مِنَ اللَّهِ وَاللَّهُ عَلِيمٌ حَكِيمٌ [1]
 
- Yöneticilerinin Allah korkusundan emin olduğunuz cemaatlere ya da dininden emin olduğunuz şahıslara zekâtlarınızı zekâtın verileceği yerlere ulaştırma vekâleti verebilirsiniz.
 
(Cemaate vermekle cemaate vekâlet vermek arasındaki fark şudur; cemaate verirseniz sarf etmeyi uygun buldukları her şeye sarf ederler. Piknik masrafı, konferans maliyeti, bina yapımı vs gibi. Bu ihtiyaçlar ise zekâtın sarf edileceği yerler değildir.
Cemaati zekâtınızı dağıtmaya vekil ederseniz bunun manası sizin adınıza ayette geçen sınıflara zekâtın ulaştırılması olur.)
 
- Burs niyetiyle verilen şey zekât olmaz, sadaka olur.
Zekât ibadettir ve zekât niyetiyle verilmelidir. [2]
 
Ek: Öğrencilere Verilen Zekâtları Müesseselerin Onlardan Hibe Olarak Alması:
Öğrenciye verirsin o da kuruma verir gibi uygulamalar asla caiz olmaz. Bu dini değerlerin asli mecrasından çıkarılması manasına gelir.
- Zekât vermek için kendisine vekâlet verilen kurum ya da şahıs zekâtı biriktirmemeli sarf edileceği yerlere hemen sarf etmelidir.
- Zekâtın henüz vakti gelmeden çıkarıldığı durumlarda ve zekât verilecek yer aranırken geçen zaman sebebiyle bir mahzur oluşmaz.
- Cemaatlerin zekât dağıtma vekâleti alması da bir sorundur. Zira zekâtı toplama yetkisi islâmda devlet başkanınındır. Ve devlet başkanının yetkilendireceği zekât kurumunundur. Bu müşkil durum ilim adamlarının gözetiminde kurulacak kurullar tarafından ihtiyaç durumunda deruhte edilebilir gözükmektedir.
- Cemaatlere bu yetki verildiğinde nereye sarf edecekleri de belirlenerek sınırlanmalıdır. Çünkü dağıtımlarda duyduğum şeyler hiç meşru şeyler değildir.
 
- Çoğu cemaatlerin bakmayı veya burs vermeyi sorumluluklarına aldıkları öğrencilere bu öğrenciler için hesaplarına yatırılmış yeterli miktarda mal-para varken onların adına alıp öğrencilerin ödemeleri gereken katkı payına saydıkları duyumları da çok alınmaktadır.
- Zekâtın daha muhtaç ve öncelikli olanlar varken cemaat ve müessese ya da şahsın yakınlarına kaydırılması da zekât dağıtımında karşılaşılan uygunsuz durumlardandır. Güvenilir şahıslara vekâlet vermek ise caizdir.
 
Soru: İslami hizmetlere zekât verilir mi?
Ayet-i kerimede geçen ve "Allah yolunda harcanma" olarak tercüme edilen "fi sebilillah" ifadesi, mutlak ve umuni olarak zikredilmistir. Bu tabir bazı fıkıh kitaplarımızda her ne kadar silahla cihada katılan gazilere ve yolda kalan hacılara tahsis edilmişse de, tefsirlerde ve güvenilir fıkıh kitaplarımızda meseke daha geniş olarak ele alınmıştır. Mesela Hanefi mezhebi alimlerinden İmam Kasani, Bedaiu's-Sanai isimli meşhur eserinde bulunan ilgili olarak söyle der: "Allah yolunda olanlardan maksat, Allah'a yaklaştıran her şeydir. Eğer ihtiyaç varsa bu manaya, Allah'a itaat yolunda çalışan herkes ile bütün hayır yolları girer."
 
"Fi sebilillah tabiri umumidir" diyen Fahreddin Razi, bu tabiri söyle açiklar. "Fi sebilillah tabiri sadece gazilere mahsus değildir. Zekât bütün hayır yollarına verilebilir. Ölülerin techiz ve tekfini, kale ve cami yapımı da bu tabirin içine girer." ( Tefsir-i Kebir, 16:113 )
 
Elmalılı Hamdi Yazır da, zekâtin mücahidlere cihat malzemesi alınmak üzere sarf edilebileceğini söyler. (Hak Dini Kur'an Dili, 4:2581 ). Eskiden cihad kılıçla, kalkanla, topla tüfekle yapılıyordu. Şimdi ise genelde cihad gazeteyle, dergiyle, kasetle, web üzerinden yapılıyor. Bunlar düşmana atılan birer bomba hüviyetini taşır. Dolayısıyla bir müslüman İslâma layıkıyla hizmet ettiğinde, bu yolla dinsizlerle, inkârcılarla cihat ettiğine inandığı müesseselere zekât verebilir.
Sonuç olarak, zekât İslâm'ın gönüllerde yayılması ve din düşmanlarının tahribatını önlemek için Allah yolunda faaliyet gösteren hizmet kuruluşlarına da verilir. Günümüzde böyle hizmet kuruluşlarına zekât vermek daha da ehemmiyet kazanmıstır. Kaldı ki bu da bir cihaddır. Nitekim Peygamber Efendimiz Hazretleri (s.a.v) bir hadislerinde "Müşriklere karşı malınızla, canınızla ve dilinizle cihat edin" ( Müsned, 3:13,16 : Ebu Davud, Chad 5,38 ) buyurmuşlardır. Bugün din düşmanlarıyla yapılan en tesirli cihad gazete, dergi, web, kitap, radyo ve televizyon yoluyla yapılmaktadır.
Gayesi İslâma hizmet olmayan kurum ve kuruluşlara yardım yapılsa da zekât verilemeyeceği gerçeği hatırdan uzak tutulmamalıdır.
 
el Cevab: Yukarıda özetlediğiniz delillendirme ve bu delillendirme deki dayanakların delil olarak kullanılma vechi hanefi fıkhı çerçevesinde hatalıdır.
"Davet fıkhı" bağlamında hamaset ve gayretli bir Müslüman tarafından kaleme alındığı gözlemleniyor olsa da üslup ve deliller fakih üslubu ve delilleri değildir. Bedaiden yapılan nakil kısmen doğru (aşağıda alıntıladım ve cilt ve sayfasını verdim) aynı şekilde imam Razı’den yapılan
alıntıda doğrudur, ama bu nisbetlerle yapılan değerlendirme hatalıdır.
Neden hatalı olduğunu aşağıda anlattım.
 
Cemaatlerin müslümanların bir arada tutulması, irşadı, birlik ve dirliklerine çok önemli katkılan vardır ve kesinlikle her müslüman bireyin bir müslüman cemaatle beraber olması gereklidir. Cemaat olmaktan kasıt Allah teâlânın emirlerine daha bir beraberce sarılmaya katkılarının olmasıdır ve yine cemaat olmakla alakalı dini sorumluluktur.
Ama cemaat üyeliği din kardeşliğinden daha öncelikli bir hâl almamalıdır, cemaatler fakihler tarafından rehberlik edilmelidirler.
Hepsi hanefi hepsi ehli sünnet ve hepsi ahlaki değerleri olan cemaatler birbirleriyle uyum içerisinde çalışmadığından cemaat olmanın bereketi müslümanların üzerinde yeterince tecelli etmemektedir.
 
Delillerim aşağıdadır;
-- Cemaatlerin veya şahısların zekât toplama yetkileri yoktur.
-- Zekât ayette sayılan sınıflara, zekât verme mükellefi tarafından ya da vekili tarafından temlik edilir. Yani teslim edilir.
-- Zekât toplama yetkisi zekât verilecek türlerde devlet başkanına ve onun görevlendirdiği zekât toplayıcılara aittir. Cemaatler ve hayır kuruluşlarının böyle bir yetkileri dini açıdan yoktur.
-- Fakire verilecek zekât direk eline verilmek temlik edilmek zorundadır. Bir hayır kurumuna fakire verilmek üzere zekât verilmesi durumunda bu zekât değil sadaka olur. Ama fakire ulaştırılmak üzere vekâlet verilirse bunun cevaz vechi vardır. (müesseselerin zekât toplama yetkilerinin olmaması buna bu tür bir vekâlete engeldir.)
-- Yine bir şahsa zekât parasını fakire ulaştırmak için vekâlet vermek caizdir. Ama kendisinin vermesi evladır.
 
Aşağıdaki Alıntıları Da Özellikle Bedayi Es Sanaiden Yaptım Zekâtın Kimlere Ve Hangi Şartlara Riayet Edierek Verileceğinın İfadesi İçin:
Zekât Toplama Görevlileri;
- Zekât amilliğine kendiliğinden girişenler zekât alacak durumdalar ise fakirlik açısından zekât kendilerine zekât mükellefi tarafından verilebilir. Yoksa zekât toplayıcılığı sebebiyle zekât alamazlar. Çünkü zekât toplayıcıları belirleme yetkisi devlet başkanı ve vekillerine aittir. [3]
 
Müellefei Kulub ( Kalpleri İslama Isındıranlar);
Asrı saadette gereklilik sebebiyle zekât verilecek sınıflar arasında sayılmıştı bugün itibarıyla Hz. Ömer’in fetvası ve sahabenin icmasıyla muellefei kulub a zekât verilmez. [4]
 
Köle Azadı ( Anlaşmalı Köleler );
için verilen para zekât olmaz. Ama kölelikten kurtulmak için sahibiyle anlaşma yapan köleye kölelikten kurtulması kasdıyla zekât verilmesi meşru olan zekât verme durumudur. [5]
Borçlular ( Mali İmkânları Borçlarını Ödemeye Yetmeyenler );
Malı borcunu ödemeye yetmediği durumlarda zekât verilir. Yetecekse zekât verilecekler sınıfına borcundan dolayı girmez. Belki fakirlik sebebiyle zekât verileceklere girer.[6]
 
Allah Yolunda Taatle Meşgul Muhtaçlar;
Allah yolunda olmaktan kasıt; Allaha taat ile alakalı işlerle uğraşmaktır. Bunlardan da muhtaç olanlara sadece zekât düşer.
İmma Ebu Yusuf Allah yolunda olanlardan kasdın sadece muhtaç mücahidler olduğunu, imam Muhammed de bunlardan kasdın fakir hac yolcusu olduğunu fetvaya bağlamışlardır. Allah yolunda ilim tahsil edenler ve taatlerle meşgul olup da muhtaç durumda olanlar hanefi mezhebinde bir görüşe göre zekât verilecekler grubuna girer...
 
Allah yolunda olanlardan muhtaç olanlara zekât verilir.
Allah yolunda olanlar teriminden mücahidler anlaşılmıştır. Mücahidlerden zengin olanlara zekât verilmez. Ama muhtaç olanlar a zekât verilir. Memleketinde hali vakti yerinde olsa da cihada çıkarken elbise silah, yol azığı, binek gibi şeylere ihtiyacı olan zengine de zekât malı cihada çıkacağı zaman verilir.[7]
 
Yolda Kalmışlar;
Yolculardan herkese zekât verilmez. Malından uzak kalmış durumda olan yolcuya zekât verilir. [8]
 
Neden cemaatler zekât toplayamaz bir daha özetlersek;
1- Zekât fakir ve muhtaç durumda olanlardan Allah’ın sadece bunlara verilir dediği sıfatlardaki bireylere, zekât malının, zekât sahibi tarafından zekât niyetiyle temlik edilmesidir. Cemaat bu sınıflardan değildir.
2- Ve zekât malı sahibi tarafından hak edenin mülkiyetine geçmediği müddetçe zekât farizası yerine geçmez. [9]
3- Zekât toplama hakkı sadece devlet başkanına belirli mal türlerinde tanınmış bir haktır. [10]
Bir insan kendi kendini zekât toplayıcı olarak tayin edemez. Ama zekât verecek olan mükellef onu vekil tayin ederse onun vekili olarak zekâtı hak edenlere ulaştırır. Zekât amili olarak değil. Bu durumda olanlara da zekât amili denmez ve zekât amili olarak da zekâttan onlara verilemez.[11]
 
 

[1] Tevbe 60
el Mavsili el İhtiyar I.118 zekâtın verileceği yerler
[2] bkz. el Mavsili el İhtiyar I.100-101
[3] Bedai II.467
[4] Bedai II.471
[5] Bedai II.471
[6] Bedai II.471
[7] Bedai II.472
[8] Bedai II.472
[9] Bedai II.456 (faslun fi rukniz zekât bahsine bakılmalıdır.)
[10] Bedai II.451
[11]  Bedai den şurutu velayetil ahiz babına bakılmalıdır.
Otel Tekstili antalya escort sakarya escort mersin escort gaziantep escort diyarbakir escort manisa escort bursa escort kayseri escort tekirdağ escort ankara escort adana escort ad?yaman escort afyon escort> ağrı escort ayd?n escort balıkesir escort çanakkale escort çorum escort denizli escort elaz?? escort erzurum escort eskişehir escort hatay escort istanbul escort izmir escort kocaeli escort konya escort kütahya escort malatya escort mardin escort muğla escort ordu escort samsun escort sivas escort tokat escort trabzon escort urfa escort van escort zonguldak escort batman escort şırnak escort osmaniye escort giresun escort ?sparta escort aksaray escort yozgat escort edirne escort düzce escort kastamonu escort uşak escort niğde escort rize escort amasya escort bolu escort alanya escort buca escort bornova escort izmit escort gebze escort fethiye escort bodrum escort manavgat escort alsancak escort kızılay escort eryaman escort sincan escort çorlu escort adana escort