İlim Dalı : Fıkıh | Konusu : Kaza Namazı |
Soruyu Soran : | Cevaplayan : Önder Nar |
Cevaplayanın Mezhebi: | |
Ekleyen : S. Abacı/2023-03-05 | Güncelleyen : /0000-00-00 |
Soru: Kur'an'da kaza namazı yoktur. Kılamadığı namazlar için Allah'tan af dilemek gerekir. Bundan sonraki namazlarını kılmaya hassasiyet göstermelidir. Nedense bu kişiler zekâtın kazasından bahsetmezler o da farz bu da farz. Din Allah'ın kitabıdır. Mezhepler din değil yorumudur.
el Cevab: Kuran da kaza namazı yoktur demek aynı kuran da namazı nasıl kılacağımız yoktur demekle eş değerdir.
Kuranda namazı kazaya bırakıp sonra kılabilirsiniz gibi bir seçenek yoktur.
Namaz kılma emri kuranda vardır. Efendimiz namaza kalkamayınca kalkınca kaza etmiştir. "Kuranda kaza namazı yoktur" dememeniz gerekir. Kuran da namazın kılınması emredilmiştir. Emir de yerine getirilinceye kadar insanın sorumluluk hanesinden düşmez.
Namazların kazası, peygamberimizin uygulamasıyla sabittir.
Kazanın dinimizdeki meşru sebepleri, uyuyarak, unutarak ya da elinde olmayarak namazı kılamamaktır.
-Meşru olmayan sebepleri de tembellik ve ilerde bir uygun vakitte kılarım (tesvif) duygusuna kapılmak, tehavün edip namaz vaktinin çıkmasına kadar edasını geciktirmek, içki vs. aklı zayıflatıcı günahlar işleyip namazı vaktinde kılamaz hale gelip namazı eda etmemektir.
Meşru ve gayrimeşru sebeplerden dolayı namazı kazaya kalan bir mümin; namazın emredilmesi ve meşruiyetinin delillerindeki emirlerin geçerliliklerini devam ettirmeleri sebebiyle namazlarını kaza ederler.
Usul ve füru bilgisi eksik ve değerlendirme zafiyeti olan bazı ehli hadis namazları gevşeklik ve tembellik gibi sebeplerle vaktinde kılmayanların namazlarını kaza etmelerinin asrısaadette örneği olmadığından geçersiz olduğunu iddia etmişlerdir.
Meşru sebeplerle kazaya kalan namazların vakti geçmiş olmasına rağmen kaza edilmesinin delili temelde ayetlerdeki Allah’ın emrinin henüz yerine getirilmemiş olmasıdır ve bu durum meşru olmayan kazaya bırakışlarda da aynen geçerli olduğundan bütün kazaya bırakılan namazların kazası gerekir.
Farzın kazası farzdır, vacibin kazası vaciptir, sünnetin kazası sünnettir.
Namazla alakalı namazı kılın ve peygambere uyun, benim sünnetimden yüz çeviren benden değildir gibi çok sayıda peygamber emri sebebiyledir.
Asıl olan namazın kılınmasıdır namazların farz vacip ve sünnet olarak tasnifi kılınmalarıyla alakalı delillerin emir derecelerindeki güçlülük veya zayıflığa göre yapılan bir ictihadi nitelemedir.
Efendimizin örnekliğinde farzların da kazası vardır, sünnetlerinde kazası vardır.
Bunları dikkate alan Hanefi fukahası sünnetlerin de vaciplerinde kazalarının hükmünün kılınmaların hükmü olduğunu fetvaya bağlamışlardır. Bkz.[1]
Kaza Namazı Borcu Olanların Sünnet Namazları Terk Etmelerinin Hükmü
[1] el Kasani, Bedaiu's-Sanai, I.287 vd.