Hit (552) F-1480

Ailenin Dini Nikahı Fesh Etmesinin İslam Fıkhı Açısından Hükmü

İlim Dalı : Fıkıh Konusu : Boşama,Dini Nikah
Soruyu Soran : Cevaplayan : Önder Nar
Cevaplayanın Mezhebi:
Ekleyen : Sümeyye Abacı/2023-02-04 Güncelleyen : Fıkıh Dersleri/2023-02-04

Eleştiriler:
Not : (aşağıdaki eleştiriler nickleri yazılı üyelerimiz tarafından DİB’in medeni mahkemenin Müslüman bir ailenin dini nikah akdini fesh etme yetkisi vardır fetvasına karşılık "hayır dini açıdan fesh etme yetkisi yoktur" dediğimde, yaptıkları eleştirilerdir.)

1- Yusuf Özel
Medeni boşanmada boşanma lafzıyla kişi eşini boşuyor bu da İslam daki boşanma şartını yerine gelmiş oluyor.
-Diyelim geniş ve gelecek zamanı kullandılar tamam boşamak gerçekleşmedi mahkeme kararında boşamak gerçekleşti yazıyor bunlarda tebliği ediyor kabul ediyorlar.
-Ceyhun Sayar
Önemli olan mütekellimin kasdıdır. Hakim de muhatabın kasdını anlar herhalde. İçtihad ile fetva arasındaki farkı fark ettiğinizde, dinin ideolojisinin olmadığını fark etmeniz temennisiyle...

2- Ömer Demirci
Yani mahkemenin boşama işlemine ragmen bireyler evliliklerine devam edebilir öyle mi?
 Peki sizden bazılarınız bu durumda dini nikahın tek başına yeteceğini resmi nikaha gerek olmadığını mı savunuyorsunuz.

3- Gülistan İsen
Bir müftünün kadını kocasından boşayamayacağı hususunu delillendirir misiniz?

4-Ceyhun Sayar
Maliki mezhebinin içtihad ve fetvaları kullanılmaz demek aklı başında bir adamlığı mıdır? Din işleri yüksek kurulu zikrettiğiniz eserden yaralanmıyor kendi hevalarına veya devlet otoritesine uygun kara veriyor demek nasıl bir aymazlıktır. Aşağıda din işleri yüksek kurulumuzun boşanmanın devrine dair müalası var. Her cümlenin ardında sizin yapmadığınız kaynak belirtme var. (sadece sizin beslendiğinizi iddia ettiğiniz kadim eserler)

-10 asır önceki sosyal şartlarda verilen fetvalarda kalan ezberciliği taklidi ilim sayan bir kafa her halde din işleri yüksek kurulunu eleştirerek meşruiyet kazanacak.
 
Buda din işleri yüksek kurulumuzun malikilerin görüşünü Osmanlı hukuki aile kararnamesinde Osmanlı ulemasının kabülünü işareti...

5- Genel Eleştiri: Yazdıklarınızın kaynaklarını vermediniz ama diyanetin fetvasında iki kaynak zikredilmiştir. Sizin ise hiçbir kaynağınız yok. Link İçeriği;
Hâkimin boşaması bâin talak kabul edilmektedir (es-Saîdî, Hâşiyetü’l-Adevî, ıı, 41).
Buna göre, mahkeme yoluyla boşanan bir kadının -eğer başka bir erkekle evlenmek niyeti varsa- önce iddetini tamamlaması gerekir (Şeyhîzâde, Mecme‘u’l-Enhur, ıı, 142).
İddetini tamamlayan bu kadın dilerse bir başkası ile evlenebileceği gibi, eski eşinin de istemesi durumunda, yeniden nikâh kıymak suretiyle aile kurabilir. Bu takdirde daha önce başka bir boşama olmamış ise, evliliği iki nikâh bağı ile devam eder.

Cevaplar:
Cevap 1: medeni mahkemenin boşamasını konuşuyoruz. Bu boşama ya medeni mahkemenin yetkisizliğini söyledim. Medeni mahkeme medeni nikahı medeni hukuk normları içerisinde sonlandırır. Şeri nikah varsa ona etki etmez. Azcık düşünün anlayacaksınız.
(Bilirsiniz medeni mahkemenin üst mahkeme ve anayasa mahkemesi süreçleri de vardır. Bu durumda medeni mahkeme boşamasının askıya alınmış boşama vs. gibi durumlarını da itiraf etmeniz gerekir. Medeni mahkeme boşadı diye gidip başka biriyle evlenen kadının durumu da başlı başına sıkıntıdır. Bu durumu okyanus temizlemez. )
 
Muhterazat 1:
Bir erkek, medeni mahkeme boşadı diye karısını gerçekten boşamak kasdıyla biz boşandık dese dini boşama da gerçekleşir. Ama medeni mahkeme boşadığı için değil adam karısını boşama yetkisini kullanıp boşadığı içindir.

Muhterezat 2:
Tebliği kabul ettikleri için de boşanmış olmazlar. Mahkeme karar tebliğini almak için imzalamak onu kabul manasına gelmez. Mahkemenin kararı yürürlükteki medeni hukukun icbar edici özelliği sebebiyle alınır. Ama boşama yetkisi olan erkek bu yetkisini kullanmadığı sürece dini nikah sırf bu mahkeme kararıyla sona ermez.

Muhterazat 3:
Ceyhun Sayar’ın dediği gibi mütekellimin kasdı esastır. Ama cümle eksiktir. Doğrusu şudur; boşama da erkek mütekellimin kasdı esastır. O (yani mütekellim), “mahkemenin kararı bence dini nikah için uygundur. Ben de dini nikahımı sonlandırdım” derse dini açıdan da boşama gerçekleşir.

Muhterezat 4:
Kadın ve erkek boşanmak için medeni mahkemeye başvursalar, erkek aynı zamanda dini nikahını da bitirmek isteğinde olsa, mahkeme de “hem dinen hem de medeni açıdan bu nikahtan kurtulmak istiyorum” dese hakim boşasa erkek te zaten boşama azminde olsa medeni mahkemenin boşamasıyla birlikte medeni nikah sona erecektir. Aynı anda erkek dini nikahımı da bitirdim niyetinde olsa ya da söylese dini nikahta o an itibarıyla bitecektir.
Bu durumda, kadın itiraz etse ve ben ayrılmak istemiyorum dese, üst mahkeme boşama kararını iptal etse, kadın dinen boşanmış ama medeni açıdan erkekle nikahlı olmaya devam edecektir.
Sonuç ve teklif:
Medeni mahkemeler Müslüman ailelere dini nikah kurallarına göre mi medeni hukuk kurallarına göre mi nikahlı olduklarını sorarlar. Tarafların istekleri doğrultusunda insan haklarının bir gereği olarak eşler dini kuralların dikkate alınmasını tercih ederlerse, dini kurallar dikkate alınarak nikah akdi incelenir ve karar ona göre verilir.
Bu konuda sıkıntı olmaması için nikah akdi yapılacağı sırada eşler evliliklerinin hangi statüde kıyılacağına karar verirler ve bu karardan bu evlilik süresince ikisinden birisinin onayı olmadan dönemezler. 
   
Cevap 2:
Mahkemenin boşama işlemi dini nikaha sirayet etmez. Ben gidip sordum. Siz de gidip sorun. Medeni mahkeme hangi nikahı tanıyorsa onu fesh eder. Ülkemizde medeni mahkemeler sadece medeni nikah akitlerini geçerli sayarlar ve sadece onu sonlandırırlar. 
 
Medeni mahkemenin sonlandırdığı nikah akdinden sonra şeri nikah varsa o devam eder. Onu da sonlandırmak gerekir. Ama bu iki yolla mümkündür.
Birincisi erkeğin nikahı bitirmesi, dini yetkisini kullanarak “dini nikahımı da bitirdim” demesidir.
İkincisi şeri bir mahkeme kararıdır. Bir islam ülkesine gidip mahkemeye başvurursa ya da uluslararası bir şeri hukuk mahkemesine başvurulursa mahkeme islam alimlerinden oluşursa kadın ve erkeğin tabi oldukları mezhebin gerekçeli boşanma değerlerine dayandırarak kadının isteği doğrultusunda nikahı fesh ederlerse kadın iddetini tamamladıktan sonra istediği insanla evlenebilir.

Muhterezat: 1
Medeni boşanma gerçekleştikten sonra erkek dini nikahı sonlandırmasa iki tarafın ailesinin onayladığı alim hakemlerden görüş alınıp kadının nikahının feshi ilan edilse bu nikahı bititiri mi,
derseniz bu durum medeni nikahım bitti deyip dini nikahım da bitti diyerek kadının bir başka erkekle evlenmesinden daha iyidir. Daha ahaffdir derim.
 
Eleştirinin ikinci kısmı:
Dini nikah yeterlidir medeni nikah gereksizdir demedim demem de.
Medeni nikah devletin nikahı kaydetmesi olarak gereklidir. Zorunlu olmalıdır. Kaydettirilmemesi suç sayılmalıdır. (İctihadi suç ) aynı çocuk doğduğunda belirli bir süre içerisinde kaydettirmenin gerekmesi gibi bu da zorunludur.
Medeni nikah kaydının onlarca faydası vardır. Bu kaydın üzerine terettüp eden onlarca hukuki düzenleme ve değer vardır.
--
Müslümanların nikahı din ekseninde olur. Dini normlara uymayan bir nikah ile evlenenler yani cinsel ilişkiye girenler kendilerine göre nikahlı olsalar da İslama göre haram olan bir fiil işlemekte olacaklardır.
İslami nikah normlarının neler olduğu zaten tartışma dışıdır.

Sonuç ve teklif:
Ülkemizdeki medeni hukukun nikah ile alakalı bölümü güncellenmeli ve eşlerin tercihleri nikah sırasında sorulmalıdır. Dini değerlere göre mi medeni değerlere göre mi nikah istediklerini eşler belirtmelidir.
Medeni değerlere göre şıkkını seçenlere bu hak gereği medeni hukuk kuralları uygulanmalıdır. Dini değerlere göre olacak nikahın feshi gerektiğinde de fesh şartları önceden tespit edilip evlilik anı evlilik sonrası uygulanacak ve tabi olacakları kuralları da kabul etmiş olacaklardır. Evlilik sırasında din değiştirme durumu olduğunda zaten nikah feshi sebebi olduğundan evlilik bu sebeple otomatik sonlanacaktır maddesi de eklenirse bir sorun yaşanmayacaktır.
Bu tarz bir düzenleme yapıldığında medeni nikah kaydı esas olacak dini nikah medeni nikah Hristiyan nikahı Yahudi nikahı dinsizlerin nikah kaydı gibi seçenekler vatandaşlara sunulduğundan islama da uygun medeni insan haklarına da uygun bir standart seviye ortaya çıkacaktır.

Cevap 3:
Bir müftünün dini nikahı sonlandırması yetki meselesidir.
Esasen ülkemizdeki müftülük "fetva ehliyetine sahip alimlik" demek değildir.
Müftülük il ya da ilçedeki resmi eğitim durumu yüksek bir devlet memurluğunun adıdır. Müftülerimiz Yüksek İslam Enstitüsü veya İlahiyat Fakültesi mezunu bazı durumlarda özel eğitim almış ya da diyanet kurumunun özel açtığı ihtisas kurumlarından mezun olmuş insanlardır.
İlahiyat ve Yüksek İslam enstitülerindeki mezunlar özel veya dışardan eğitim almadılarsa Arapça bilmezler. Birinci ikinici sınıflarda Kuran dan son sureleri ezberlerler son sınıflarda tefsir den birkaç müzekkire okurlar. Toplam öğrendikleri hadis sayısı fakültede yüz adedi geçmez. Siyret Tarih Akaid Kıraat Tecvid Arap Dili Edebiyatı ve Belegatı Cerh Tadil Rical Tabakat vs. gibi olmazsa olmaz 12 adeti bulan şeri ilimlerin kendilerini okumak bir yana her birinde birer adet kaynak eserin adının ve yazarını bile say deseniz sayamazlar.
İlahiyat ve Yüksek İslam Enstitilerinden mezun olan binlerce değerli araştırmacı yazar alim de vardır. Ama bunlar fakülteden ziyade bazen fakülte hocalarından okul dışında bazen de başka hocalardan dersler alarak kendilerini yetiştirmişlerdir. Vakıamız budur. Bu gayretli insanlarımızın çoğunlukla diyanette görev almaları bu kurumumuzu güzelleştirmiştir. Seviye bundan 15 yıl önceki gibi değildir. Ama yine de bu insanların çoğunun fetva ehliyeti yoktur. Dolayısıyla da dini bilgilendirme açısından bile olsa boşanma konusunda hükümlerine dayanılarak boşama yapılamaz. (Bu benim kanaatimdir.)
Not: fetva ehliyeti kesbi iin okunması gereken ilimleri isterseniz yazarım.   

Mülahaza: Selman Hoca 
Eğer erkek boşanmak için dilekçe verdiyse mahkemenin boşaması geçerlidir. Lakin erkek boşanmak istemiyor; kadın boşanmak için başvuruyorsa, boşama olması için fıkhi şartlar bulunması gerekir. Fıkhi şartlar bulunması durumunda boşama geçerlidir. Aksi takdirde bu düzenin mahkemelerinin boşaması geçersizdir.   

el Cevab: Selman Hoca
Medeni mahkemenin yetki alanı medeni nikahtır. Dini nikah değildir.
Medeni mahkemenin bütün kararları ülkemizde yürürlükte olduğu için geçerlidir. Dini alana dair kararları da olabilir ama bunlar devlet kuvvetine dayandığı için kanun zoruyla yürürlükte olur.
İnanç sahipleri açısından bir değer ifade etmez.
 
Erkek mahkemeye başvursa da medeni mahkeme buna dayanarak boşama yapsa bu yine medeni nikaha ait bir boşama olur. Dini değer ifade etmez.
Benzeri durum zina eden kadın sebebiyle nikahın bitip bitmeyeceği konusunda da vardır. Zina etmek Boşama sebebi ise de zina sebebiyle nikah kendiliğinden bitmez.
Erkek mahkemeye başvursa da dini açıdan boşamak için mahkemeye ihtiyaç olmadığından bu durum nikahı direkt olarak etkilemez.  

Cevap 4: 
Ceyhun Sayar;
Yazacaklarımı bilgilendirme amaçlı yazdığı tekrardan ifade ederek başlıyorum.
1-DİB in fetvasında esas aldığı aile hukuku kararnamesi bir tanzimat devri ürünü kararnamedir. 8 muharrem 1336 (25 ekim 1917) tarihlidir. Orijinal adı hukuk-ı aile kararnamesi'dir.
Diyanet İslam Ansiklopedisinin bu konudaki maddesinde epeyce bir bilgi vardır. İncelemediyseniz inceleyiniz.
2- Bu kararname batıcı ittihatçıların islam şeri hukukundan muvahhad medeni hukuka geçiş tecrübesidir.
İslam hukukundaki evlilikle alakalı medeni hukuktaki esnek olmayan yerleri ve kuralları bir kavil bularak medeni hukuka benzer hale getirmek için süren arayışların neticesinde bulabildikleri kavillerden birisi olarak maliki mezhebindeki bir fetvayı bir yerinden tutup kadına da boşama yetkisi verme gayretiyle bu kararnameye monte etmişlerdir. .
3- Maliki mezhebindeki fetva da yansıtıldığı gibi değildir. Onu da bir başka paylaşımda fetvanın orijinalinin metnini de koyarak size anlatacağım. İnş.
4-Bu kararname musibetin kendisidir. Bu sebeple de çok eleştirilmiş daha sonra da kaldırılmıştır. (sadrazam vekili ve Şeyhülislâm Mustafa Sabri Efendi'nin imzasıyla yayımlanan 19 Haziran 1919 tarihli muvakkat bir kanunla yürürlükten kaldırılmıştır. )
5- İlgili kararnameyi tanıtan Diyanet İslam Ansiklopedisi maddesinin satır başlarından cümleleri incelemeniz için sıralıyorum.
-(Kararnâmenin hazırlanmasında batı taraftarları ile Türkçüler önemli rol oynamış...)
-(Tasarı, muhtemelen büyük tartışmalara yol açacağı ve kanunlaşması engelleneceği için meclis-i meb'ûsan'a sevkedilmemiş, 1876 tarihli kānûn-ı esâsî'nin 36. Maddesine dayanılarak geçici kanun olarak çıkarılmıştır. Daha sonra meclise getirilen kararnâme oldukça tartışmalı geçen bir görüşmeden sonra incelenmek üzere adliye encümeni'ne havale edilmiştir (meclis-i meb'ûsan zabıt cerîdesi, ı/4-3 [1333], s. 26 vd.). Ancak kararnâmenin bir buçuk yıl sonra yürürlükten kaldırılmasına...)
-(Yeni aile kanunu projesi ittihat ve terakkî fırkası tarafından benimsendi. Gerek aile kanununu hazırlamak gerekse mecelle'de yapılması düşünülen değişiklikleri gerçekleştirmek için komisyonlar kuruldu...)
-(Türkçüler'in ve özellikle batıcılar'ın islâm hukukunun klasik doktrinine aykırı olan taleplerinin hayata geçirilmesine imkân vermemesinin de rolü vardır. Bu sebeple çok evliliğin yasaklanması, boşamanın ancak hâkimin kabul edeceği bir sebeple mümkün olması, boşanan kadına mehir dışında bir tazminatın ödenmesi gibi hususlar kanun metninde yer almamıştır. Ancak kararnâmede, islâm hukuku çerçevesinde yapılabilen köklü değişiklerde Türkçüler'in ve ikinci derecede Batıcılar'ın etkisinden söz edilebilir. Özellikle küçüklerin velileri tarafından belli bir yaştan önce evlendirilememesi, nikâh akdinde kadının tek eşlilik şartını ileri sürebilmesi, kadınların kocalarından mahkeme kararıyla boşanabilmeleri ve cemaat mahkemelerinin yargı yetkisinin iptaliyle yargı birliğinin sağlanması buna örnek gösterilebilir...)
-(Kararnâmenin belki de en önemli özelliği, hazırlanması sırasında sadece hanefî mezhebine bağlı kalınmayıp diğer mezheplerden de faydalanılması...)
-(Osmanlı devleti'nin resmî mezhebi olan hanefî mezhebinden ayrılma kapısı aralanmıştı. 5 mart 1916 tarihli irâde-i seniyye ile, geride ailesinin nafakasını sağlayacak mal bırakmadan kaybolan kimselerin (mefkūd) eşlerine şâfiî mezhebinden faydalanarak boşanma imkânı getirilmişti. 23 mart 1916 tarihli irâde-i seniyye ile de Hanefî mezhebi içindeki hâkim görüş terkedilip kocası tehlikeli bir hastalığa yakalanan kadının imam Muhammed'in görüşüne uygun olarak boşanmasına imkân sağlanmıştı. Kararnâmede ise hem evlenme hem de boşanma alanında Hanefî mezhebi dışındaki mezheplerin ve hukukçuların görüşlerinden faydalanılmıştır. Bu eklektik karakteri sebebiyledir ki kararnâmede ergenliğin alt sınırından önce evlenmeme, akıl hastalarının evlenmesine getirilen sınırlamalar, velâyet altındakileri evlendirme yetkisine sahip veliler, nikâh akdi için kullanılacak kelimeler, nikâh sözleşmesinde ileri sürülebilecek şartlar, baskı altında gerçekleştirilen evlenme ve boşamaların geçersizliği, kadına yargı yoluyla boşanma yolunun açılması, bazı durumlarda beklenecek âzami iddet süresi gibi konularda hanefî mezhebi dışındaki mezheplerden istifade edilmiştir.)
-(Hukūk-ı âile kararnâmesi iki kısım (kitap), dokuz bölüm (bab) ve yirmi alt bölümde (fasıl) yer alan 157 maddeden ibarettir. Kararnâme nişanlanmaya üç madde, evlenme ehliyetine dokuz madde ayırmış, evlenmek isteyen taraflar üç grup halinde değerlendirilmiştir.)
-(Küçüklerin evlendirilmemesi konusunda İbn Şübrüme ve Mu'tezilî Ebû Bekir el-Esamm'ın görüşlerinden, akıl hastalarının evlendirilmemesinde ise şâfiî mezhebinden faydalanılmıştır...)
-(Kararnâmeyi hazırlayanlar, nikâh akdi yapılırken ileri sürülebilen şartlar konusunda köklü bir ictihad değişikliğine yönelerek İslâm hukuku çerçevesinde çok evliliğe sınırlandırma getirmeyi arzu etmişlerdir. Bunun için Hanefî mezhebinde mevcut, evlenme akdine kocanın ikinci defa evlenemeyeceğine dair bir şart konamayacağı görüşü terkedilerek bunu mümkün kılan Hanbelî görüşü kabul edilmiştir.)
-(38. Maddeye göre ikinci bir eş almama taahhüdünü ihtiva eden, alındığı takdirde eşlerden birinin boşanmış sayılması şartını taşıyan evlilik akdi geçerlidir ve bu tür bir şart bağlayıcıdır.)
-(Kararnâmeyi hazırlayan komisyonda, çok evliliğin doğrudan doğruya yasaklanmasını savunan ve bunun islâm hukuku açısından mümkün olduğunu iddia eden Mansûrîzâde Said de bulunuyordu. )

-(Boşanmaya ayrılmış bulunan ikinci kısımda boşama ehliyeti, ric'î ve bâin talâkla ilgili hükümler düzenlenmiştir. Boşama ehliyeti konusunda kararnâmenin getirdiği önemli yenilik sarhoşun talâkının geçersiz sayılmasıdır. Bununla ilgili 104. Madde kaleme alınırken şâfiî hukukçularının yanında diğer bazı hukukçuların görüşlerine de itibar edilmiştir....)
-(Kararnâmede mahkeme kararıyla boşanma hususunda köklü değişiklikler getirilmiştir. Daha önce yalnız kocada mevcut evliliğin devamına engel teşkil eden iktidarsızlık ve benzeri cinsel rahatsızlıklar eş için boşanma sebebi iken kararnâme diğer mezheplerden de faydalanarak mahkeme kararıyla boşanma sebeplerini genişletmiştir. )
-(Kocanın nafaka bırakmadan ortadan kaybolması da kararnâmede eş için boşanma sebebi kabul edilmiştir (md. 126). ) ·  
-(Kararnâmenin getirmiş olduğu önemli hükümlerden biri de eşler arasında ortaya çıkan geçimsizliğin giderilememesi durumunda boşanmaya imkân verilmesidir. Buna dair 130. Madde, karı koca arasındaki ihtilâflarda önce her iki tarafın ailelerinden seçilen bir hakem heyetinin ara buluculuk yapmasını öngörmektedir. Heyetin başarılı olamaması durumunda kocanın veya karısının kusurlu görülmesine bağlı olarak hakemler bâin talâka veya muhâleaya hükmetmektedir. Eşler arasındaki anlaşmazlığın önce hakeme intikal ettirilmesi kur'an'da yer alan bir hükümdür (en-nisâ 4/35). Ancak hanefîler âyette sözü edilen hakem heyetinin rolünü sadece ahlâkî olarak düşünmüşler, heyete bunun ötesinde bir görev yüklememişlerdir. Mâlikîler ise hakemlere ıslah görevinde başarılı olamadıkları takdirde boşamaya hükmetme yetkisi tanımıştır.)
-Not: (yürürlükten kaldırılması.)
Hukūk-ı âile kararnâmesi, sadrazam vekili ve şeyhülislâm Mustafa Sabri Efendi'nin imzasıyla yayımlanan 19 haziran 1919 tarihli muvakkat bir kanunla yürürlükten kaldırılmıştır
Dib İslam Ansiklopedisinin aile hukuku kararnamesi ile ilgili maddesine bu linkten ulaşabilirsiniz.
 

Bu linkte verilen bilgileri de incelerseniz göreceksiniz ki
Dib fetva kurulunun medeni mahkemenin boşama kararı dini açıdan da geçerlidir şeklinde bazıları tarafından algılanan bu kararının aslı batıcı dinsiz Yahudi şahısların kurduğu ve Osmanlıyı yıkan ittihat ve terakki cemiyetinin arzuları doğrultusunda düzenlenen bir aile hukuku kararnamesidir. Kararname ile batı aile hukukunun Osmanlıya getirilmesi hedeflenmiş ama bu zehir kasesinde değil bu konuları değişik İslami icrihad ekollerinin içerisinden seçilmiş gibi yapılarak yapılmıştır. Gaye İslam fıkhının batılı medeni hukuka dönüştürülmesidir.
--Sizler de bu kararnameyi bilip bilmeden esas alan DİB fetva kurulunun kararını dini zannederek değerlileştiriyorsunuz.

Otel Tekstili antalya escort sakarya escort mersin escort gaziantep escort diyarbakir escort manisa escort bursa escort kayseri escort tekirdağ escort ankara escort adana escort ad?yaman escort afyon escort> ağrı escort ayd?n escort balıkesir escort çanakkale escort çorum escort denizli escort elaz?? escort erzurum escort eskişehir escort hatay escort istanbul escort izmir escort kocaeli escort konya escort kütahya escort malatya escort mardin escort muğla escort ordu escort samsun escort sivas escort tokat escort trabzon escort urfa escort van escort zonguldak escort batman escort şırnak escort osmaniye escort giresun escort ?sparta escort aksaray escort yozgat escort edirne escort düzce escort kastamonu escort uşak escort niğde escort rize escort amasya escort bolu escort alanya escort buca escort bornova escort izmit escort gebze escort fethiye escort bodrum escort manavgat escort alsancak escort kızılay escort eryaman escort sincan escort çorlu escort adana escort