İlim Dalı : | Konusu : |
Soruyu Soran : | Cevaplayan : Önder Nar |
Cevaplayanın Mezhebi: | |
Ekleyen : Sümeyye Abacı/2023-02-04 | Güncelleyen : Sümeyye Abacı/2023-02-04 |
Arazi hukuku ile ilgili sorularımdır. (2021)
1 - Şehirlerdeki Kamu kurumlarının el koyduğu arazi ya da binaların mülkiyetlerine el konulması o araziyi gasp edilmiş arazi haline getirir mi. Bu konuda devlette sorumlu olan yerel yönetici midir? Yoksa en baş yöneticiye kadar herkes sorumlu olur mu?
Bu araziyi devletten satın alan gasp edilmiş arazi almış mı olur. Bunun bir vebali var mıdır?
2 -Hamurlama veya imar sebebiyle el konulan mülklerdeki araziler yol, yeşil alan vs. Gasp edilmiş arazi statüsüne girer mi? Bu arazilere sahibini rızası olacak şekilde satın alma ücreti verilse arazi gasp olmak durumundan çıkar mı?
3 - Belediyelerin ya da devletin kişilerin mülklerinden vergi almasının İslam Hukukunda yeri var mıdır? Emlak vergisi, afet vergisi, deprem vergisi vs. vs.
4 - Kaynak eser tavsiye edebilir misiniz?
el Cevab:
Konu medeni hukuk ile şeri hukukun farklılıklarını gösteren konulardandır.
İslam dini ve devleti vatandaşın can ve mal güvenliğini ve dahi mülklerini korumak için vardır. Dolayısıyla bir İslam Devleti tebeasından (Müslüman ya da diğer dinlere mensup) birisinin mülkünü zor ya da devlet gücünü kullanarak almaz, el koymaz. Şahısların ya da cemaatlerin bireylerin ya da başka cemaatlerin ya da devlerin mallarını gasp etmelerine de izin vermez.
Ayeti kerime de nisa 29 bu fiil kesinkes haram kılınmıştır.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لا تَأْكُلُوا أَمْوَالَكُمْ بَيْنَكُمْ بِالْبَاطِلِ إِلَّا أَنْ تَكُونَ تِجَارَةً عَنْ تَرَاضٍ مِنْكُمْ
Sorulan sorular öncelikle bir hukuki ve fıkhi kültürel altyapı gerektiren sorulardır. Bu ön kültür yazılmadan bu sorulara anlaşılır cevaplar verilmesi oldukça zordur.
Bu sebeple öncelikle sorularınıza sadece neticeleri açısından cevap yazacağım.
Gerekirse yazdığım cevapların delillerini yazarım.
C1. Şahısların özel mülklerinin onların ezası alınmadan mülkiyetlerine el konulması dinimiz açısından haramdır. Bu tür el konulmuş mülklerin iadesi gerekir. Sahibi razı olmadıkça her kim bu zulme aracı olursa cürme ortak olur.
El konulan araziyi satın alıp mülk edinen de ya da gasp ederek mülkiyetine geçiren de ilk gasp eden gibidir.
C2. Hamurlama yeşil alana pay almak vs. gibi bahaneler faydalı unsurlar içerseler de şeri açıdan bir mülk sahibinin mülküne el koyma bahanesi değildir. Dini açıdan bu fiiller gasptır.
Medeni hukuktaki insanların çıkardıkları kanun ve yönetmelikler dini değerlerimize uymayabilir. Soruları dini değerlerimiz açısından cevapladığımızdan medeni hukukun dini esaslarımıza olan bu müdahalesine işaretle iktifa ediyoruz. Dinimiz açısından gasp olan bir fiil medeni hukuk açısından kamu yararı veya kamu hakkı addediliyor olabilir.
C3. Dinimiz açısından Belediye de olsa devlet te olsa arazi ve diğer mülklere el koyma yetkileri yoktur.
Devletin karşılıksız verdiği mülkler ve bir şekilde Allah’ın hakkı bağlamında değerlendirilen mülk türlerinde devletin tasarrufu olabilirse de konumuz şahsi mülktür. Devlet bu tür tasarruflar da bulunmak isterse mülk sahiplerinin rızasını almak zorundadır.
Hamurlama şehir planlaması gibi medeni zorunluluklara elbette çok sayıda dini değerlerimize uygun çözümler vardır.
Not:
Devletlerin bu tür bireysel mülklere el koyma tasarruflarını kamu yararı olduğu bahanesiyle mübah kılanlar devletten maaş alsınlar almasınlar kul haklarına girilmesine cevaz vermektedirler. Halbuki devlet vatandaşlarının hukukunu korumak için vardır. Vatandaşların onlara Allah tarafından verilmiş haklarını kamu adına almak caizdir demek hurmetullaha müdahaledir.
C4. Kaynak eserlerden arazi hukukuyla ilgili paylaşım yapacağım.