Hit (13892) F-1461

Müslüman Erkeğin İkinci Evlilik Yetkisini Kullanmasının Hükmü İlk Eşinin Evi Terketmesinin Hükmü

İlim Dalı : Konusu : Boşanma,Dini Nikah,Evlilik
Soruyu Soran : Cevaplayan : Önder Nar
Cevaplayanın Mezhebi:
Ekleyen : Sümeyye Abacı/2023-01-13 Güncelleyen : Sümeyye Abacı/2023-02-02

Soru: Evli iken ikici bir dini nikah kıydım şahitler ve mihrini vererek ilk eşim, bundan bir mesaj geldi gördü ve evi terk etti. 3 gün sonra ben her seyi açıkladım nikahlı olduğumu ve 5 senedir devam ettiğini söyledim ayetleri hadisleri söyledim ama hisleri ile hareket ettikleri için annesi ve kendisi hem asilik edip hem hor görüyorlar. Şimdi de boşanmak istiyor ne benim haberim yokken ve iznim yokken evi terk etti birde iddet beklemedi ve de nankörlük yapıyor.

el Cevab:
Bir müslüman erkek eş ve koca olarak ikinci bir nikah yapma yetkisine sahiptir. Hanımı Allaha ve resulune iman ediyorsa eşine ait bu yetkisini kullanması durumunda ona isyan etmemelidir.
Günümüz müslüman hanımları, modernist islamcılar ve laik feminist ama müslümanız diyen kadın dernekleri ya da oluşumlarının kültürel tacizi altındadırlar.
Allah rasulunun, cennetle müjdelenen ilk nesil sahabenin ve müminlerin annelerinin imanları gibi iman etmeyen bu kitleler, Allah'ın ve rasulunun şeriatine onurlanıyorlar. "kadınlık onuru" şeklinde adlandırılan "şeytanın onuru" duygusu, ile hareket etmektedirler.
Evden eşinin izni olmaksızın ayrılması, kocasına değil annesine itaat etmesi de yine dini değerlerimize muhaliftir.
Sorunun cevabı daha önce defalarsa verildi.
Erkeğe birden fazla eşle evlenme izni, kadının eşine itaatinin dini bir vecibe oluşu, evden izinsiz ayrılmanın haramlığı, gibi konulardaki linkleri inceleyebilirsiniz.
Not:
Cevaplar medeni hukuk normlarına uygun değildir.
Sadece islam fıkhı normlarına uygundur.

Mülahaza: Esma Güler Eker
Cevabınızı anladım. Lakin yukarıdaki soruda erkeği haklı gösterip kadını haksız gösteriyorsunuz. Kadının mağduriyetini görmezden geliyorsunuz. İki tarafında haksız veya haklı olduğu durumlar var. 2. bir kadın ile nikah kıyan erkek bunu ilk karısından gizlemesi normal mi. Erkek 2. Bir kadin ile nikah yapıyorsa ilk karısının bilgisi dahilinde yapması gerekir. Bu bir kul hakkı değil mi? Dinimiz 2. Nikahlı karisini 1. Karısından gizlemesini mi istiyor?

el Cevab: Bu itiraz cümleleri
- Şeriatte ki erkeğe verilen evlenme yetkisine mi
- Yoksa erkeğin bu yetkisini kullandığını geç söylemesine mi
Yazdıklarınızdan çok net anlaşılmıyor.

Kadının mağduriyetini görmezden gelme ithamınız hakkında tekrar düşünmelisiniz.
Haklar kullanıldığında oluşacak mağduriyetler hak kullanan tarafın haksızlığını gerektirmez. Boşama yetkisi erkekteyken kadının ısrarlı hataları ya da hatalardaki ısrarı boşama olayının gerçekleşmesine sebep olduğunda kadın bir şekilde sıkıntıya düşebilir. Ama bu duruma sebep olan "hatada ısrarıdır". Bana soru sorulduğunda bu hatada ısrar eden kadını kocası boşayabilir dediğimde, ben şer'i hükmü ve bunun yapılabilirliğini söylediğimden bana "kadının mağduriyetine sebep oldunuz" diyemezsiniz.
Ben sorulan sorudaki kadının eşinin evlenmesine karşı çıkıp boşanma davası açmasının şeriate uygun olmadığını söyledim. Eşi kendisinden izin almak zorunda değil dedim. Haber vermesi de erkeğin etik tasarrufudur. Böyle bir zorunluluğu hukuki olarak yoktur dedim. Bu bahane edilerek eşinden ayrılma talebi dini açıdan büyük günahtır dedim. Diyorum. Zira eşinin yeni bir evlilik yapması dini açıdan boşanma talebini haklı çıkaracak bir fiil ya da suç değildir.
Kadının eşine tepki olarak evini terk etmesi de bildiğiniz gibi büyük günahtır.

Kul hakkı değil mi yazmışsınız. Hayır, bu tür bir yetki de yok kul hakkı da.
Siz hangi ayete hadise ya da icmaya dayanarak kadından izin alınması kul hakkıdır, diyorsunuz. Kul hakkı kavramı dini bir kavramdır.
Lütfen cevaplayınız.

"Dinimiz ikinci eşi birinci eşten gizlemeyi mi emrediyor" lafınız hakkında tekrar düşünmelisiniz.
Allah’ın dini konusunda konuşuyorsunuz. Yaptığım bilgilendirme ortadadır. Ama "...ikinci eşten gizlemeyi mi emrediyor" lafınız konuyu dini zeminden üslupsal hataları beraberinde getirecek hasımlaşma zeminine çekecektir.
"Müslümanlar sözü (hükmü dinlerler ve ona tabi olurlar.)"
Fetvaya itiraz şer'i delillerle olur. Bu üslup ve dayanaklarla itirazın dini düzlemde yeri yoktur.
 
Mülahaza: Esma Güler Eker
İslam hukuku açısından hükümleri eleştirmiyorum. O erkeğin yaptığı eylemi vicdani bulmuyorum. Ve İslam ahlakına uygun bulmuyorum. Yani ikinci karısından bunu gizlemesi bu vicdani olarak sağlıklı mı? Kadın bunu öğrenince ne hisseder siz bunu düşünüyor musunuz? Ayrıca o kadın evlilik akdinde boşanma hakkı kendine verildi mi? Veya evlilik öncesi kocasına böyle bir şart koştu mu? İkinci evliliği kabul etmeme şartı vardır belki. Ve bu sebepten kocasından boşanmak istiyordur. Soruyu yazan kişi kendi açısından soruyor. Ve karşıdaki kadını da dinlemek lazım. Belki de durum anlatıldığı gibi değildir. Dinen erkeğin karısından izinsiz 2 evliliği yapma hakkı var. Ama karısı bunu öğrenince üzülüyorsa ruh sağlığı bozuluyorsa karısını bu duruma getirmeye hakkı var mı? Kendini istemeyen boşanmak isteyen kadını neden hala nikahında tutmak istiyor. İlk karısını hem üzdü hem hayal kırıklığı yaşattı hem de hala nikahında tutmak istiyor. Olayın dini boyutunu düşünüyor gibi size fetva soruyor. O adamda biraz vicdan olsaydı kendinden boşanmak isteyen ilk karısını nikahında tutmaya çalışmazdı. O adam karşı tarafa sözünü geçirmek için dini hükümleri delilleri kullanıp haklı olduğunu ispatlayarak ilk karısını nikahında tutmaya çalışıyor. Dini hassasiyeti olsaydı olaylar bu noktaya gelir miydi? Ayrıca yukarıda bana yazdığınız cevapta üslubunuzdan rahatsız oldum. Özellikle insanlara bir şey anlatan ve öğreten konumda olan birisinden bu tarz bir üslup beklemezdim.

el Cevap:
-Üslubumu hoş görün. (yazıdaki cümleleri eleştiri cümlelerinden arındırdım).
Örnek üzerinde meramımı anlatacağım.
Dini açıdan bir güvenlik görevlisi bir hırsızı dövemez ve ceza uygulayamaz. Sadece tutuklar adalete teslim eder.
Hakim hırsızlık cezasına bakarken başka polis onu darp ettiyse başka hüküm verir. Polis hırsızı dövdüğü için ceza alırken, mazeret olarak onu hırsızlık yaptığı için dövdüm diyemez. Görevi tutuklamaktır. Elini de kesemez...
Polisi şikayet eden hırsızı haklı bulduğu için hakime kızan seyirci gibisiniz. Hakim hükmettiği konuda hırsızı savunmuyor korumuyor. Adaleti koruyor.
 
Örneğimize geri dönelim. Erkek ikinci evlilik yetkisini kullanmış evlenmiş. Hakkını kullanmıştır.
Kadın eşine itiraz edip ikinci evlilik yaptığı için evini terk etmiş ve medeni mahkemeye başvurarak boşanma talep etmiştir. Medeni mahkeme onu haklı buldu ve medeni nikahı bitirdi diyelim. Kadın hala dini açıdan erkeğin eşidir. Ve onun izni olmadan evi terk ettiği için günahkardır. Burada kadın çok dindar erkekte fasık olsa da durum değişmez. Bu konudaki şer'i hüküm budur.
 
Yazdığınız farazi ihtimaller hükmü değiştirmeyecektir.
Kadın "ikinci evlilik yapmama şartı" koşsa bile Allah’ın kitabında olmayan hiçbir şart geçerli olmayacağından, "şart fasit, akid sahihdir". Nikah akdi devam eder.
-Erkek kendisinin nikahında kalmak istemeyen kadını zorla nikahında tutmamalıdır, yazmışsınız. Bu bir nezaket kuralıdır. Ama şer'i akitler kişilerin keyiflerine bağlı değildir. Kadın erkekle evlenirken en genel anlamda Müslümandır ve Müslümanlar, erkek ikinci evlilik yaptı diye eşlerinden ayrılmazlar. Erkeğin aile düzeni, çocukları, evi, toplumsal konumu zora girecekse kadın bunu talep etmemelidir.
 
Erkeğin hakkında yorum yaparken, "dini hassasiyeti olsa, ilk karısını düşünürdü" diyor ve kötü bir Müslümanmış damgasını vuruyorsunuz.
Olaya şöyle bakın. Olayları ve anlaşmazlıkları sıralıyorum.
1-Erkek ikinci evlilik yapıyor hükmü nedir?
2-Kadın evi terk ediyor, hükmü nedir?
3- Kadın boşanma talep ediyor. Erkek kabul etmiyor. Hükmü nedir?
4- Kadın eşi ikinci evlilik yapana kadar durumdan şikayetçi değil.
5- Ortada şeri nikahla evli bir karıkoca var.

1. Durumun hükmü: erkeğin, İkinci evlilik yapması mübahtır. Karısından izin alması gibi bir şart yoktur.
2. Durumun hükmü: kadının evi terk etmesi haramdır. Mazeret şer'i değil. Erkekle boşansa bile iddetini boşandığı erkeğin evinde tamamlaması gerekirken...
-Kadın erkeğin evini izinsiz terk ederse nüşuz günahını işlemiş olacaktır.
3. Durumun hükmü: kadın eşinden boşanmayı şer’i bir mazeret sebebiyle talep edebilir. Erkeğin ikinci evlilik yapması boşanma mazeretlerinden değildir. (Sebep medeni feminist kadınlık onurudur.)
-Erkek eşinin boşanma talebini reddettiği için günahkar olmaz. Ama kadın meşru bir sebebi olmaksızın boşama talep ederse günahkar olur.
(Aynı erkek meşru bir sebep olmaksızın boşama yaparsa Allah’ın emanetini za'y etmiş olacağı gibi)
4. Durumun hükmü: bu durum kadının İslam dinindeki erkeklere tanınmış evlilik yetkisini içine sindirmeyen bir Müslüman olduğunu gösterir.
-Boşama hakkını sadece erkeğe tanıyan İslam şeriatinin, uygulamacısı da örnek modeli de Rasulullahtır.
Erkek evleninceye kadar ses etmeyen kadın, erkek evlenince onu tu- kaka ediyorsa, neden kırıldığı net şekilde ortadadır. İkinci evlilik yapılmasına onurlanılması şeytani bir onurlanmadır.
5. Durumun hükmü: şer'i nikah (dini nikah) ile medeni nikah, iki ayrı olgudur. Birisi sadece Müslümanlar arasında olur. Diğerinde vatandaşlık kanunu gereği herkes eşittir. Medeni kanun çocukların velayeti vs. vatandaşlık hakları ile alakalı düzenlemeler için evlilik kayıt işlemi yapmaktadır.
Aradaki fark şurada ortaya çıkar. Bir Müslüman kadın ve erkek evlenmeleri uygunsa aralarında nikah kıyarlarsa evlilik ilişkisinde bulunsalar bu meşru olur. Bir Müslüman erkek ve kadın aralarında şer'i nikah akdi olmadan ilişkiye girerlerse zina dediğimiz dini açıdan büyük günah olarak nitelenen fiil oluşur.
Medeni nikah olmadan dini nikahla ilişkiye girenler günahkar olmazlar. Şer'i medeni kanunlara göre -(ikisinin ortak rızasıyla olan nikahsız ilişki durumunda)- kanunen de suç işlemiş olmazlar. Medeni nikah kadının isteğiyle mahkeme tarafından bitirilse de dini nikah bitmez.
-Gayrimüslim bir erkek ve gayrimüslim bir kadın medeni nikahla evlendiklerinde mahkeme onları boşadığında kendi dinleri varsa ona göre de boşamış olmayacağını akılda tutunuz.
-Medeni nikah boşaması dini nikahı etkilemeyeceğinden, (medeni mahkeme hakimi dini değerler hakkında hüküm veremeyeceğinden) kadının boşanma talebini medeni mahkemeye vermesi de, neticesi ne olursa olsun (dini değerler açısından )geçersiz işlem olacaktır.
-Kadının eşine başkasıyla evlenemezsin şartı koşması, evi terk etmesi, medeni mahkeme yoluyla boşanmayı istemesi, (boşanırsa başkasıyla evlenmesi...) Bunların hepsi dinde yeri olmayan ağır dini cürüm ve fiillerdir.

Mülahaza: Hatice Sümeyye
Nikahın gizlisi caiz değildi hani madem hak bir iş yapıyor neden gizliyor. Karı koca arasında böyle bir şeyin saklanması normal mi ve soruyorum bu adama 5 vakit namaz kılıyor musunuz, oruç borcunuz var mı, gece teheccüde kalkmakta sünnet onu da yapıyor musunuz sofradan tam doymadan kalkıyor musunuz, yamalı kıyafetiniz var mı, yoksa nefsinize hoş gelenlerini seçiyorsunuz sadece.

 
el Cevab: Nikahın gizlenmesi nikahın sıhhatine engel teşkil etmez.
-Erkeğin eşinden izin alarak evlenmesi iddiası delili olmayan bir iddiadır. Bunu iddia ediyorsanız delil yazınız.
-Evlilik nefse hoş gelen ama meşru bir fiildir.
Sizler Müslüman bireylersiniz. Allah’ı ve Rasulünü dinin sahibi kabul etmiş insanlarsınız. Bir erkek kendisine izin verilen bir konuda o yetkiyi kullandı diye neden bu kadar ağır bir tepki ortaya koyuyorsunuz.
Lütfen cevaplayınız. Neden?

Mülahaza: Hatice Sümeyye
Size daha önce nikahla ilgili bir konuda soru sordum nikahın gizlisi olmaz dediniz. Şimdi neden aynı şeyi söylemiyorsunuz?

el Cevab: Evet doğrudur. Konu nikahın gizlenmesi değil. İlk eşine söylemeden ikinci bir evlilik yapılması.
Nikahı ilan edin hadisi أعلنوا النكاح. et Tirmizi es Sünen h no:1089 nikahın ilanını emreder.

Mülahaza: Hatice Sümeyye
Sonuçta eşine yaptığı yanlış değil mi nikahını gizlemesi. Kadının eksiğini söylüyorsanız bunu da belirtin lütfen.

el Cevab: 
1- Erkek bir başka hanımla evlendi diye günahkar olmaz. Hak ihlali yapmış olmaz.
2- Erkek eşine ben bir evlilik daha yapacağım demedi diye günahkar olmaz.
3- Erkek eşine evlendikten sonra haber vermedi diye günahkar olmaz.
4- Müslüman bir kadın eşi başka bir evlilik yaptı diye isyan etmez.

Deliller:
1- Efendimiz ve cennetle müjdelenen sahabeler başka eşlerle evlenmişlerdir.
2- Efendimiz diğer eşleriyle evlenmeden önce nikahındaki eşlerine bilgi vermemiştir.
3- Efendimiz eşleriyle evlendikten sonra eşlerinin haberi olmuş ama isyan etmemişlerdir.
4- Asrı saadetten günümüze kadar hiçbir saliha kadın eşine bir başka evlilik yaptı diye isyan etmemiştir.
 
Bu çerçevede eşten izin alınması diye bir durum yoktur.
Nikahın ilan edilmesi iki şahid olmasıdır.

Mülahaza: Hatice Sümeyye
Bakın ben yaptığı evliliği irdelemiyorum. Ama yaptığınız evlilik hukukuna vicdanına ve ahlakına sığmaz. Böyle bir durumu eşinizden 5 yıl boyunca gizleyemezsiniz. Hangi din hangi vicdan buna izin verir Allah aşkına. Ahirette bu kadın bunu gizlediğiniz için sizden davacı olmayacak mı?
 
"Eğer (kendileriyle evlendiğiniz takdir de) yetimlerin haklarına riayet edememekten korkarsanız beğendiğiniz (veya size helâl olan) kadınlardan ikişer, üçer, dörder alın. Haksızlık yapmaktan korkarsanız bir tane alın; yahut da sahip olduğunuz (cariyeler) ile yetinin. Bu, adaletten ayrılmamanız için en uygun olanıdır." (Nisa, 4/3)
 
5 yıl boyunca umarım o iki kadından birine adaletsiz davranmayıp haklarını eşit vermişsinizdir.

el Cevab: Yazdıklarınız ile alakalı mülahazalarım.
1- Yazdığınız ayet tercümesi yanlıştır. Yanlış tercüme ettiğiniz ya da aldığınız kaynağı kontrol ediniz.
Yazdığınız tercüme((veya size helâl olan) kadınlardan ikişer, üçer, dörder alın)) şeklindedir.
Doğrusu (kadınlardan 1 kadın veya 2 kadın veya 3 kadın veya 4 kadınla evlenebilirsiniz) şeklinde olmalıdır.
Yazdığınız tercümeye göre bir erkek 2+3+4=... toplamı sayıda kadınla aynı anda evlenebilir demiş olursunuz. Bu da ayete de muhaliftir, icmaya da...
2- Erkeğin 4 e kadar evlilik yetkisi ve eşe haber verme ve nikahı ilan etme konularında kültürünüz olması gereken gibi değil. Medeni kadın hakları kültürüyle karışık. Bu sebeple hassasiyet geliştirmiş ve yanlış kadınlık ve insanlık onuru oluşturmuşsunuz.
Erkeğin 4 kadına kadar evlilik yapma imkanı veya ihtiyacı varsa evlenebilir. Medeni hukuk ise 1 evliliği onaylayıp diğerlerini kanun dışı tutuyor.
Neden bir Müslüman olarak buna karşı durmuyorsunuz. Kadınlar dini nikahla evleniyorlar ve birçok konuda mağdur oluyorlar. Siz dini hakkın uygulanmasına itiraz edecekseniz eksikliklerle uygulanmasına itiraz etmelisiniz. Ama burada yetki kullanımına itiraz ediyorsunuz. Gizlilikle alakalı yanlış kanaatinizden yola çıkarak evliliğin eşe söylenmemesi ile gizli nikahı karıştırıyorsunuz.
Dinimize göre verilen hakkı kanuni zeminde de neden savunmuyorsunuz. Neden siyasetle uğraşan kadınlar ve Müslümanlar erkekler ve kadınların dini evlilik durumlarını kanunileştirip bu sıkıntıyı sonlandırmayıp, dinen mübah olanı yasaklayarak erkekleri kanundışılığa itiyorlar. Bununla uğraşınız. O zaman evlilikler gizli olmaz.
3- Anladığım kadarıyla erkeğin dini yetkisine laf etmediğinizi yazıyorsunuz. Bir yandan da "gizli evlenme" dediğiniz şeyi şeytan taşlar gibi taşlıyorsunuz.
Sözlerinizin "fehva"sında erkeğin ikinci evlilik hakkını kullanmasına "acayip" bir kırgınlık ya da kızgınlık duyuyorsunuz.
Gizli evlenme dediğiniz uygulama kanuni yasak sebebiyle oluşmaktadır. Ve gizli evlenme zina değildir. (Tabii ki bu evlilikte ilan edilen evlenmedeki nikahın sıhhat şartları varsa bu durum dini açıdan böyledir.)
Bir erkek 2 şahit bilgisi dahilinde bir Müslüman hanımla nikah kıyarsa bu dini açıdan gizli evlilik olmaz. Herkesin bilgilendirilmediği evlilik olur. Soruyu soran şahsın durumu buna uymaktadır. Ama soruyu sorarken aynı sizin gibi yanlış niteleme yapıp evliliğini gizli evlilik diye nitelediğinden sizleri de yanıltmıştır.
Gerçekte ise "Gizli evlilik"; dini nikah şartlarından şahit şartının ihlal edildiği evliliktir. Bu sebeple hükmü evliliğin sahih olmasına rağmen günah olmasıdır. Şer’i mahkeme bu durumu gözetip şahit tutulmamış nikah ile evlenenleri cezalandırır.
4- Bir erkek 4 kadınla evlendiyse adalet şartını gözetmelidir. Konusunda da bir eksikliği olan bakış açınız var. Ayette erkeğe adalet şartı koşulmamaktadır. Önemine vurguyla tavsiye edilmektedir. 4 çocuk arasında bile adalet zor iştir. 4 kadın arasında da adalet neredeyse imkansızdır. Her şeyde adalet imkansızdır.
Erkeğin eşleri arasındaki adaleti gözetmede dikkat edeceği ana başlıklar şunlardır;
1-Nafaka,
2-O'na ayrılan günler,
3-O'na tahsis edilen ev,
4-Yolculuklarına çıkarken sırayla yanına alma.
Bu temel konularda erkek elinden gelen adaleti gösterirse bu Allah’ın rızasını kazanmasına yeterlidir.
Eşiyle evlenen kadın onun elinden geleni yaptığı durumlarda evlilik hukukunu bozmamalıdır.
Eşi kendisine haber vermeden başka evlilik yapan kadınlar bu temel konularda eşlerinden kendilerine Allah’ın rızasını kazanacak kadar adaletli davranmalarını istemelidirler. Bu onların haklarıdır. İman edenler Allaha hesap vereceklerine inandıklarından er ya da geç Allah’ın rızasına dönerler.

Mülahaza: Fadıl Kurtoğlu
Merak ettiğim için soruyorum. Yukarda Müslüman bir kadının eşi başka biriyle evlilik yaptı diye isyan etmez demişsiniz.
Peki Hz. Ali ikinci bir evliliği yapmak istediğinde neden peygamberimiz izin vermemiş. “Kızımı üzen beni üzmüştür” buyurarak evlilik yapmasına mani olmuştur? Gayet tabii bir haksa eşini ilgilendirmiyorsa izin vermesi gerekmez miydi? Hz. Fatma’nın da bunu gayet doğal karşılaması beklenmez miydi?

el Cevab: 
Peygamber efendimiz ile alakalı hukukumuzun gereği onu incitmemek, yanındayken sesimizi onun sesinin üstünde bir tonda tutmamak, onun için canımızı gerektiğinde feda etmek tir.
Peygamberimiz sizin de yazdığınız gibi Fatıma benden parçadır. Ona eziyet bana eziyet olur, buyurmuşlardır. Ve ali (ra) bu işten vazgeçmiştir.
Peygamberimiz bu konuda laf söyledikten sonra iman sahibi onun lafının üstüne laf etmez.
Olayı peygamber kızıyla evlenme şerefi bahşedilmiş bir kişinin peygamber kızından çocukları olma şerefinin gereği olarak yaşadığı geçici bir durum olarak görmelisiniz.
-Peygamberin eşleriyle o vefat edince evlenmeyi düşünen insanlar da vardı. Konu hakkında ayet indi. Onlar müminlerin anneleridir ondan sonra herhangi birisinin onlarla evlenmeleri helal olmaz buyuruldu.

-"Hz. Fatıma’nın ikinci evlilik yapmasını gayet doğal karşılaması gerekmez miydi" lafınız yerinde olmamıştır. İkinci evlilik gayet tabii bir haksa neden bizim kızlarımızla peygamberin kızı arasında fark var demeye getiriyorsanız. Efendimizin bir hükmüne itiraz etmek durumunda olursunuz.
Efendimiz dikkat edin Fatıma benden parçadır ona olabilecek eziyet bana yapılmış olacaktır. Bunun sonu ise Allah’ın gazabıdır. Bu sebeple Hz. Fatıma'nın incitilmesi riski sebebiyle onun istemediği razı olmadığı bir şey yapılmamalıdır. Ama bu Ali (ra)a helal olan ikinci evliliğin haram olması manasında değildir oluşabilecek eziyetin Allah’ın peygamberine eziyet olmasının sonuçlarının ağır olacağı endişesi sebebiyledir.
Efendimiz durumu bu şekilde açıklamıştır.

Bizlerin ve Müslüman hanımların kafasına Muhammed’in kızı kıymetli de sizin kızlarınızın şerefi yok mu? Vesvesesini atan "esasen Müslüman olmayan" kişilerdir.

Mülahaza: Melike Kocaman
O bey 2. Eşi ilgilenmek adına yanına gidecektir. Birinci eşi akşam eve gelmeyişinin sebebini soruncaya yalan söyleyecek ya da gerçeği söyleyecektir. 5 yıl ortaya çıkmama ihtimali yok. Peygamber efendimiz kızı üzerine evlenme düşüncesini duyunca evlenilecek ise kızının geri getirilmesini söylemiştir. Evet, talak hakkı erkektedir fakat kadın kadıya yani mahkemeye başvurabilir.

el Cevab: Melike hanım.
Konu bu değil. Konuyu çok aslından uzaklaştırıyorsunuz.
Akşam eve gelmeyen çok erkek var. İş gereği, seyahat gereği vs. vs.
Soru sahibi 1. eşinin 5 sene sonra durumu öğrendiğini ve annesinin de teşvikiyle boşanma davası açtığını bunu yapmaya dinen hakları olup olmadığını soruyor.
Cevab şu: Medeni mahkeme dini bir akdi feshedemez.
Dini akitler kitap ve sünnetteki şartlar ve durumlar oluştuğunda bir kaç durumda şer'i mahkeme tarafından feshedilebilir.

Mülahaza: Akîde Hadi
Dini caizler bir yana. Amennâ.. 4 evlilik vs. ama seven bir kadın tarafından düşünün biraz. Kabul etmek kolay değil. Etmemek ile de kafir olunmaz. Dediğim gibi.. Seven bir kadın yüreğinden görmek lazım …

 
el Cevab: Bu yazdıklarınızı Allaha ve rasulüne söyleyiniz.
Seven bir kadın gözüyle. Bir fetva grubunda önerdiğiniz şey gerçekten incitici.
Size ne oldu böyle

Mülahaza: Akide Hadi
Öneri değil ki, incitmekten ise sakınırım. Mesele sadece muamelat olarak bakmak yerine, manevi açıdan bakmak.

el Cevab:  sizi anlıyorum. Ama işte bu yazdıklarınızı da anlıyorum. Dini hükümler konusunda konuşuyoruz. Bana "peki gönül dünyamız" diyorsunuz.
Yahu la ilahe illah
Allaha iman edenler iman ettiklerinde gönül dünyasını Allah’a kullukla mükellef oldukları hükümlerle karıştırmayacaklarına da iman etmişlerdir.
Allah bu hükmü böyle verdiyse imanınızın gereği lebbeyk ve sadeyk demenizdir. Gönlünüze göre şeriat değil. Gönlünüze göre hoş muamele hakkınızdır.
Konu erkeğin ilk eşinden izin almadan evlenmesi caiz midir? Cevabı caizdir.
Erkekler eşlerinin gönüllerini gözetmeli mi değil ki soru?
 
Mülahaza: Akîde hadi
Gönlüme göre şeriat mı?! Benim için sizinle fikir alışverişi burada biter. Konuyu kişiselleştiriyorsunuz.

el Cevab: Siz seven kadının yüreğinden bakmak lazım dediğinizde konuyu "kişiselleştirdiniz".
Konuyu ben din ekseninde tutmaya çalıştıkça siz din ekseninden kaydırdınız. Bir kadının gönlünün durduğu keyfinin olacağı, erkeğe tavrımı koydum, dediğimi yaptırdım, çetin ceviz olduğumu gördü, kıymetimi anladı dediği zemine kaydırdınız.
Sonra da "konuyu kişiselleştirdiniz " benden bu kadar diyorsunuz.
Allah’ın dininde erkek eşine söylemeden de evlenir. Efendimiz evlenmiştir.
Söyleyerek de evlenir, efendimiz evlenmiştir. Benim koruduğum doğru budur.
Eşine söyleyerek evlense ne olurdu gavur mu olurdu gibi bir itiraz Müslüman itirazı değildir.
 

Mülahaza: Mustafa Özkan
Aslında konu çok basitti, erkek ilk eşine ben ikinci bir eş alıyorum haberin olsun deseydi sonuç her ne kadar değişmese de en azından sonradan duymanın şoku olmayabilirdi, hanımların itirazının büyük çoğunluğu habersiz olması üzerine.

el Cevab: Mustafa Özkan
"Erkekler kadınlara hakim kılındı" ayeti bir eksendir.
Bunun üstü de Allah’a muhalefettir altı da…
Kadınlar eksenin altında kalmaları gerekirken üste çıktılar. Onlara Allah, peygamber, din, iman deyince en azından cumhuriyetle elde ettikleri kazanımları koruyup "biz erkeklerle eşitiz" sınırını korumak istiyorlar.
Konunun derininde –Allah’ın erkeklere (sınırlarını belirleyerek) verdiği iktidara ortak olmak arzusu- var.
Yüzlerce kadın erkek davasına baktım. Anlaşmazlıkların temeli, kadınların erkeklere eşit olma arzusudur.
Medeni cumhuriyet, ittihat ve terakki ile başlamış bir olgudur. Fransız kültürü Osmanlı elitlerinin zihnini bürüdüğü günden beri kadınlarımız erkekleşme temayülündedir. Ve erkeklerimiz de harem ağası gibi (kısırlaştırılmış zararsız) iktidarsız erkeklerdir. Ve maalesef başörtüsü Allah’ın emri sebebiyle örtülmesi noktasından, bizim siyasilerimizin eliyle "kadın hakları" noktasına kaydırılmıştır.
Başörtüsü ve tesettür kadın hakkı değil Allah emridir.
Kadın hakkı söylemi dini değildir.
Allah’ın emri olarak tesettür etmeyenler Ayasofya daki din alimine nasıl konuşacağını öğretmişlerdir. Kafirlerden önce onlar ona had bildirmişlerdir.
Din alimine "siyasete karışma, namazını kıldır, vaazını ver, etliye sütlüye karışma "demek yine kadın hakkı savunucularının fiilidir.
Mustafa özkan; İslami eksen, islam toplumunda kadınların ön plana çıkmamasıdır. Ama dindar olmayan kadınlara özenti, özellikle Müslüman kadınlarda had safhaya varmıştır.
Kadınlar gönüllerine göre şeriat, erkekler gönüllerine göre din, ateistler gönüllerine göre Müslüman, cumhuriyet "kanunlarına göre" Müslüman istemektedir.
Bunlar ılımlı islam ütopyasının farklı yansımalarıdır.
Bu dürtüler milli eğitimdeki din derslerinde zihinlere ekilmiştir. Şimdi ge-de-o lu bu buğdaylar başak vermektedir.
Ve Mustafa Özkan; 2023 yılında, "evlenirken ikinci eş alıyorum deseydi konu şok etkisi oluşturmazdı" konu basit aslında diyor. Konu basit değil.
Ve la havle ve la quvvete illa billah
 


Mülahaza: Selma Kavurkacı
Burada tartışılan konu 1 gizli evlilik 2 kocaya itaat 1. eşinden izin alma değil eşinden gizli evlilik güven sorunu oluşturur buda evliliği ve sevgiyi bitirir bunlar bittikten sonra kocaya itaat beklenmez. Dinen sorarsanız eşine söylesin 4 kadar evlensin dinimiz izin verdikten sonra kimse karşı çıkmaz çıkamaz. Kadın isterse eşinin yanında kalır isterse ayrılır bu kadının vereceği karardır Kadın kalmaya zorlanamaz. Kocanın karısının üzerindeki hakları % 100 itaat değildir. Erkeğin kadın üzerinde hakları namusunu koruması gitme dediği yere gitmemesi özel ihtiyaçlara cevap vermesi bunun dışında mecburiyeti ve günahı yoktur. Bu demek değildir ki kadınlar hiçbir iş yapmaz kadında zaten doğuştan gelen rabbimin vermiş olduğu annelik duygusu ve yuvaya sahip olma duygusu vardır kadın kocasından boşanmayı isteyebilir bu kadının hakkıdır hatta erkeğe nafaka verip kendini boşatabilir. Türkiye şeriat kanunlarıyla yönetilmiyor ki ikinci eşe resmi nikah yapılsın kadın izin verse de nikah yapama zki kadını niye suçluyorsunuz ikinci gelen kadın zaten bunu bile bile geliyor nikah için 2 şahit doğrudur ama burada bitmiyor alenen açıklaması gerekiyor nikahı ilan etmek düğünde yemek vermek sünnettir peygamber efendimiz zamanında evlenenler ayrı bir kıyafet giyerlermiş evlendiklerini herkes bilsin diye sahabeden biri habersiz evlenmiş ve o kıyafeti giymiş bunu gören peygamberim keşke haberimiz olsaydı düğününe gelirdik demiştir uzatmıyorum konuyu bizim yolumuz kur an ve sünnettir kim kiminle evli belli olmayan nikahlar fıkhen geçerli olsa da peygamber efendimiz onaylamamıştır ve böyle bir şey yaşanmamıştır ve aldatılan veya sizin dediğiniz gizli işlerden karısından itaatını bekleyemez dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olur.

el Cevab: yazdıklarınız hakkındaki mülahazalarımdır.
Not: (Bizim fıkıh dersleri grubu olarak vazifemiz sorulan sorulara delillerini de yazarak cevap vermektir. Soru soran, Cevap veya yorum yazanlara saygısızlık hakkımız yoktur. Kırmak için değil sizi bilgilendirmek için cevap veriyoruz. İlim adamıysanız zaten soru sormazsınız. Bilmiyorsanız ilim ehlinden sorunuz ayeti çerçevesinde yazdıklarımı okumalısınız.)
Yazdıklarınız doğrular ve yanlışları mezc eden bir heyula gibi.
1-Erkek eşinden gizli evlendiyse karısından itaat bekleyemez, diyorsunuz.
Cümleniz (Eşinden gizli evlilik güven sorunu oluşturur buda evliliği ve sevgiyi bitirir bunlar bittikten sonra kocaya itaat beklenmez )
Erkeğin eşine evleneceğini söyleyip izin alması diye bir hüküm yok ki. Bunu nereden çıkardınız. Sünnete muhalefet ediyorsunuz.

2-Kadın isterse ayrılır isterse ayrılmaz diyorsunuz.
Cümleleriniz. (Dinen sorarsanız eşine söylesin 4 kadar evlensin dinimiz izin verdikten sonra kimse karşı çıkmaz çıkamaz Kadın isterse eşinin yanında kalır isterse ayrılır bu kadının vereceği karardır Kadın kalmaya zorlanamaz.)
Kadın isterse ayrılır isterse devam eder, ne demektir. Bu nasıl bir cür'ettir. Subhanallah.
Erkek meşru hakkını kullanmıştır. İkinci evlilik yapmıştır. Ortada haram fiil yok ki. Boşanma talep etme ancak -dini açıdan geçerli bir mazeret oluştuysa- caizdir. Yoksa durduk yere şer'i mazeret olmadan; üstelikte meşru bir fiili bahane ederek boşanma isteyen kadın. "kokusu 500 yıllık uzaklıktan duyulan cennetin kokusunu bile alamaz " hadisine göz göre göre isyan edilmiş olur.

Hadisin Metni:
Sevban (ra)’dan:
Efendimiz buyurdular ki, "bir meşru mazeret olmaksızın kocasından kendisini boşamasını isteyen kadın cennetin kokusunu bile alamaz cennet ona haram olur."
Bkz.[1]

عَنْ ثَوْبَانَ رضي الله عنه قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : ( أَيُّمَا امْرَأَةٍ سَأَلَتْ زَوْجَهَا طَلاقًا فِي غَيْرِ مَا بَأْسٍ فَحَرَامٌ عَلَيْهَا رَائِحَةُ الْجَنَّة

3-Kocanın eşi üzerindeki haklarını üçe indirgemişsiniz.
Cümleniz (Erkeğin kadın üzerinde hakları Namusunu koruması Gitme dediği yere gitmemesi Özel ihtiyaçlara cevap vermesi bunun dışında mecburiyeti ve günahı yoktur.)
Dini bilginiz eksik. Yukarıda soruya genel olarak verdiğim cevaplarda kocanın karısı üzerindeki onlarca hakkını yazdım. Ama özetleyip hakları üçe indirgiyor oradan da kadının haklı olduğunu çıkarıyorsunuz. Konumuz olan soru örneğindeki kadın nuşuz fiilini işlemektedir. Evine dönünceye kadar Allah’ın rahmetinden uzaktır.

4- Nikah ilan edilmelidir diyorsunuz.
Cümleleriniz. (Nikah için 2 şahit doğrudur ama burda bitmiyor alenen açıklaması gerekiyor. Nikahı ilan etmek düğünde yemek vermek sünnettir Peygamber efendimiz zamanında evlenenler ayrı bir kıyafet giyerlermiş evlendiklerini herkes bilsin diye ...)
Yanlış biliyorsunuz. Nikah ilanı iki şahit olunca gerçekleşen bir şeydir. Akrabalarının bilmemesi ilan edilmemiş manasına gelmez. Kocanın diğer eşine haber vermemesi ile nikahın ilan edilmesinin bir bağı, alakası yoktur.
İlk eşine haber vermedi diye nikah ilan edilmedi diyemezsiniz, karıştırıyorsunuz.
Evlenenlerin evliliğe özel elbise giymesi diye de bir şey yoktur.
Bu bağlamda her türlü gelin elbisesi gayrimüslimlere özentidir. Günümüz Müslümanlarının Gelinlik kültürü islami değil islam dışıdır.

5- Yolumuz kuran sünnet yolu yazmışsınız. Ama kuran ve sünnete muhalefet ediyorsunuz.
Cümleleriniz (bizim yolumuz kur an ve sünnettir kim kiminle evli belli olmayan nikahlar, fıkhen geçerli olsa da peygamber efendimiz onaylamamıştır ve böyle bir şey yaşanmamıştır ve aldatılan veya sizin dediğiniz gizli işlerden karısından itaatını bekleyemez.)
Efendimiz eşlerine haber vermeden evlenmiştir diyorum, bana hala kuran sünnet yolumuz ve erkek eşine haber vermeden evelenirse kadın boşanmayı talep eder isterse boşanır diyebiliyorsunuz.
Karısından izin almadan evlenen bir erkek "karısından itaat bekleyemez" lafınız yazdıklarınızın içinde kuran ve sünnete en muhalif laftır.
Tevbe ediniz.

Mülahaza: Selma Kavurkacı
Kadın yaratılışı itibariyle erkeğini normal şartlar altında ikinci bir kadınla paylaşmaya razı olmadığı gibi, hiçbir kadın da mecbur kalmadan evli bir erkekle hayatını birleştirmek istenmez.

Çok evliliğin hak olduğuna inanmak imanın gereğidir. Ancak, buna inanmak kadının, kocasının kendi üzerine evlenmesini onaylayarak rıza göstermesi, tasvip etmesi zorunluluğunu getirmez.

Hiçbir mümin babadan da kızı üzerine damadının ikincisi, üçüncüsü veya dördüncü kadını almasını olgunlukla beklenemez. Kadının kıskançlık fıtratı ve babalık şefkati buna engeldir. Nitekim:

Peygamberimiz (asm)'in kızı Hz.Fatıma, kocası Hz.Ali'nin ikinci bir kadınla evlenmek istemesine karşı çıkmıştır. Peygamberimizin terbiyesinde büyüyen Hz.Fatıma'nın, kocasının ikinci evliliğine karşı çıkması caiz olmasaydı Allah Resulü (asm) onu ikaz eder, kocasının arzusuna boyun eğmesini emrederdi. Halbuki durum öyle olmamış, bilakis kızının üzüldüğünü gören Allah Resulü, damadı Hz.Ali'nin bu arzusundan vazgeçmesini istemiş, eğer vazgeçmezse ancak Fatıma'yı boşadıktan sonra evlenebileceğini bildirmiştir. Hz.Ali'nin Fatıma'nın üzerine evlenip onu üzmesine razı olmamıştır.
Allah Resulü'nün bu davranışında, Müslüman kız ve babalarının damadın ikinci evliliğine karşı çıkabilecekleri hususunda ruhsat vardır denilebilir.


Sözün özü: İslam çok evliliği ne emir ne de tavsiye etmiştir. Sadece bazı zaruri hallerde müsaade etmiştir. Zaten yukarıdaki olayı naklettikten sonra diyecek bir şey olmasa gerek.
1) Bu yazının hazırlanmasında büyük ölçüde, Sayın Mehmet Dikmen tarafından kaleme alınan "İslamda Kadın Hakları" eserden yararlanılmıştır.
2) bk. Elmalılı Tefsiri

Kaynak İçin Tıklayınız;
 
el Cevab: yazdıklarınızı okudum.
Yazısını naklettiğiniz şahıs islam fıkhı değerlerini değil kendi düşüncelerini yazmış.
Efendimizin kızıyla alakalı yorumu yanlış.
Peygamberimiz Hz. Ali’ye bir şeyi haram kılmadığını bir haramı da helal kılmak için bu lafı söylemediğini vurguladıktan sonra söyleyeceğini söylemiştir.
Kızı hayattayken Ebu Cehil’in kızını ikinci eş olarak nikahlamasına Fatıma'yı incitirsin sonra ben incinirim ben incinirsem Allah’ın gazabını hak edersin diyerek karşı çıkmıştır.
Peygamber kızını nikahladıktan sonra üzerine nikah kıyılması yasaktır. Bu sebeple yasaktır. Peygamber bir hanımı nikahladıktan sonra onunla peygamberden sonra evlenmek te yasak olduğu gibi.
Alıntı yaptığınız yazının yazarı bunları bir başkasının kitabından özetlemiş. Fetva ehliyeti olan biri başkasından özetleyerek fetva nakletmez.
Aşkın varsa söyle mecnundan rivayet etme diyeceğim.
Siz delillerini ve bakış açılarını da yazarak ifade ettiğim onca yazıyı değil de toplama nakil yapan insanların laflarını nakletmeye başladığınıza göre, söz biter.
 

Eşlerin Birbirleri Üzerindeki Hakları nelerdir, Dinimize Göre Medeni Kanunun Kadına Verdiği Hakkı Kocasından İstemesinin Hükmü, Medeni Hukuk Ve Hakimin Boşaması, Dini Hukuk Açısından Hükmü nedir

Müslüman Kadınların Kocalarına İtaat Etmeleri Anne-Babalarına İtaat Etmelerinden Daha Önemlidir, Sözünüzün Delili Nedir, Anne-Babaya İtaat Edilmesi Gerekmez Mi, Kadının Eşine İtaat Etmesi Gerektiğinin Delilleri

İkinci Evlilik Yapma, Erkeğin İkinci Bir Hanımla Nikah Kıyması Durumunda İlk Eşinden İzin Almaması

 

 


[1]     Ebu Davud, es-Sünen, h no: 2226; İbn Mace, es-Sünen, h no: 2055; et-Tirmizi, es-Sünen, h no: 1187

Otel Tekstili antalya escort sakarya escort mersin escort gaziantep escort diyarbakir escort manisa escort bursa escort kayseri escort tekirdağ escort ankara escort adana escort ad?yaman escort afyon escort> ağrı escort ayd?n escort balıkesir escort çanakkale escort çorum escort denizli escort elaz?? escort erzurum escort eskişehir escort hatay escort istanbul escort izmir escort kocaeli escort konya escort kütahya escort malatya escort mardin escort muğla escort ordu escort samsun escort sivas escort tokat escort trabzon escort urfa escort van escort zonguldak escort batman escort şırnak escort osmaniye escort giresun escort ?sparta escort aksaray escort yozgat escort edirne escort düzce escort kastamonu escort uşak escort niğde escort rize escort amasya escort bolu escort alanya escort buca escort bornova escort izmit escort gebze escort fethiye escort bodrum escort manavgat escort alsancak escort kızılay escort eryaman escort sincan escort çorlu escort adana escort