Hit (4299) M-80

I. Milletlerarası Türkoloji Kongresi

Yazar Adı : İlim Dalı : Tarih
Konusu : Dili : Türkçe
Özelliği : Makale Türü : Müstakil
Ekleyen : Nurgül Çepni/2009-07-14 Güncelleyen : /0000-00-00

I. Milletlerarası Türkoloji Kongresi

Birinci Milletlerarası Türkoloji Kongresi, İs­tanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türkiyat Enstitüsü tarafından davet olunarak 15-20 Ekim 1973 arasında, İs­tanbul'da toplandı. Türkiye Cumhuriyetinin ellinci yıldö­nümünün kutlanması münâse­beti ile toplanan Birinci Mil­letlerarası Türkoloji Kongresi, Ellinci yıl törenleri ve seçim­ler devresine rastlaması sebe­bi ile, lâyık olduğu akisleri umumî efkârda tam bulama­dı.

Halbuki Milletlerarası Tür­koloji Kongresi, Türk kültür tarihinin birinci derecede önemli bir olayıdır. İlk ola­rak, beynelmilel bir ilmî top­lantıda, Türk kültürü bilcüm­le konuları ve geniş coğrafî dağılımı ile, bir bütün olarak ele alınmış ve bu geniş kül­türel sahanın merkezinin Tür­kiye olduğu ilân edilmiştir. İkibin yılı aşan bir tarih ve Çin hududundan Doğu Av­rupa'ya ve Şimalî Afrika'ya uzanan bir mekân üzerine ya­yılan Türk kültürünün azame­ti aşikâr olmuştur. Kongre çalışmaları esnasında, uzun tarihimizin safhalarının tercü­manı ve geniş yayılma saha­mızın mümessilleri olarak, nice Türk lehçeleri duyuldu. Türkçe'nin dünya beynelmilel dillerinden biri olduğu keyfiyeti teslim edildi. Dünya mil­letleri içinde Türkiye'nin yeri bu cihanşümul kültürün mer­kezi olarak ölçülmektedir.

Üçyüz kadar âlimin katıldı­ğı Kongre dört bölüme ayrıl­mıştı ve yüzseksen kadar teb­liğ verildi. Tebliğlerin altmış kadarı tarih bölümünde, kırk-beş kadarı dil bölümünde, otuzbeş kadarı edebiyat bölü­münde, otuz kadarı sanat bö­lümünde, on kadarı da umumî kültür meseleleri ve folklor sa­hasında idi.

İştirak ve tebliğler bakımın­dan vereceğim sayılar prog­ram kayıtlarına göredir. Gel­meyenler de bulunduğu mu­hakkaktır, fakat bunları an­cak tanıdığım kimseler çerçe­vesinde kontrol edebildim. Ta­biatı ile çoğunluğu Türkiyeli Türkler teşkil ediyordu. Kayıt­larda yüz Türkiyeli araştırıcı adı görülmektedir ve bunların ellidört tanesi tebliğ sahibidir. Kronolojik bir ölçü ele alır­sak, Türkiyeli âlimlerin beşte biri kültürümüzün ilk devresi ile, diğer beşte biri Selçuklu ve Beylikler safhaları ile, beş­te ikisi Osmanlı dünyası ve beşte biri modern Türkiye ve dış Türkleri ile iştigal etmiş­lerdi.

Türkiye dışındaki Türkoloji merkezleri ise birkaç kategori­de tezahür etmişti. Birinci ka­tegori Türklerin kesif şekilde yabancı idare altında yaşa­dığı memleketlerdi. Böyle memleketlerde Türkolojinin ön planda olması ve keyfiye­tin Türkoloji kongresine işti­rak nisbeti ile temayüz etmesi beklenebilirdi.

İkinci kategoriye giren memleketler ise, bugün Türk­ler ile ilgili bir maziye sahibdirler ve bünyelerindeki ilmî faaliyetin gelişmiş olduğu nisbette, Türkolojiye ilgi duyar­lar.

Üçüncü bir grup memleket Türklere ait yazmalara ve ar­keolojik buluntulara sahihtir ve bunları değerlendirmek açısından Türk araştırmaları­na eğilmektedirler.

Doğu Türkistan'da yaptıkları kazılardan elde ettikleri Türk malzemesi bakı­mından olduğu kadar Alman ve Türk milletlerinin tarihî bağları sebebi ile, eskiden bü­yük bir Türkoloji merkezi olan Almanya'da, son yıllarda Tür­koloji sahasında ilgi yine can­lanmaktadır. Gelişen Türkolo­ji çalışmalarının ifadesi ola­rak, Batı ve Doğu Almanya toplam yirmi âlim ile Türko­loji Kongresi'ne iştirak etmiş­lerdi. Dört tanesi ilk devre Türk kültürü, sekiz tanesi Osmanlı araştırmaları, iki ta­nesi de umumî mevzularla il­gili olmak üzere, ondört Al­man âlimi tebliğ okudular.

Kayıtlara göre, ondokuz ki­şi ile Türkoloji Kongresi'ne iş­tiraki mutasavver görünen Sovyetler Birliği, Almanlar­dan sonra en kalabalık yaban­cı grup olacaktı. Bu da tabiî gözükmekte idi. Çünkü Sov­yetler Birliği'nde en çok ko­nuşulan ikinci dil Türkçedir. Beş büyük Cumhuriyet (Azer­baycan, Kazakistan, Kırgızis­tan, Özbekistan, Türkmenis­tan), altı Muhtar Cumhuriyet (Başkurt,Çavuş, Kabarda, Karakalpak, Tatar, Yakut), dört Muhtar bölge (Dağlık Altay, Dağlık Karabağ, Hakas, Tuva), üç Millî bölge (Nenets, Taymur,Üst-orda) Türklerden müteşekkildir. Sov­yetler Birliği'nde, Türk kültü­rü konusunda çok araştırma ve neşriyat yapılmaktadır. Türk Tarihi'nin ilk devri bu­gün Sovyetler Birliği ve Çin olan bölgelerde yer almış ve bize aiten eskiarkeolojik malzeme bu illerde bulunmak­tadır. Biz Sovyet âlimlerinden memleketlerinde birkaç yıl önce bulunan Mîlâddan önce­ki devre ait Türkçe yazılar ve sanat eserleri hakkında tebliğ­ler ümid ediyorduk. Fakat Bi­rinci Milletlerarası Türkoloji Kongresi'ne,ondokuz kayıtlı yerine ancak birkaç kişi geldi. Bunlar da pek güzel konuş­malarda bulunmakla beraber beklediğimiz konuları ele al­madılar.

Doğu Türkistan'a hâkim bulunan Çin'den ve kalabalık Türk vilâyetleri bulunan Afga­nistan ve İran'dan ise kimse gelmemişti. Bu memleketlerde Türkoloji araştırmalarının he­nüz gelişmemiş olduğu neşri­yat eksikliğinden bilinir.

Biz Türkler'de memnuniyet uyandıran bir keyfiyet, onsekiz âlimden müteşekkil kala­balık bir grup olarak Roman­ya'nın Türkoloji Kongresine önemli katkısıdır. Romanyalı araştırıcıların ifadesine göre onların Türkolojiye alâkası Milâdî ilk bin yıldaki Balkan sahasına Türk-Hun göçleri ile başlamakta ve Osmanlı devri ile devametmektedir.Ro­manyalıaraştırıcılarınhepsi tebliğ verdi ve bunlardan on-dördü Osmanlıdevri,üçü umumî Türk konuları, biri de modern Türk Edebiyatı hak­kında konuştular. Romanya'­da henüz bir Türkoloji araş­tırma merkezi yoktur,fakat kurulması mutasavverdir.

Adları kayıtlı oniki Bulgar âliminden üçü dil, biri ede­biyat hakkında tebliğ verdiler. Hususî konuşmalarda, Türk Proto-Bulgar sahası Dobruca'da yeni bulunan ve Orta As­ya tesirlerine işaret eden, Bur­kan heykelleri gibi malzeme hakkında bilgi alabildik.

Türkolojinin başlıca mer­kezlerinden Macaristan'dan on âlim kayıt olmuştu ve bun­lardan dördü tebliğ hazırla­mışlardı. Macar tebliğlerinin yarısı ilk devir Türk kültürü, diğer yarısı ise Osmanlı ko­nuları üzerine idi.

Adını kaydettiren sekiz Polonyalı araştırıcıdan altısı tebliğ vermişti. Leh teb­liğlerinin bir kısmı Polonya'­da bulunmuş Türk göçebe sa­natı eserleri gibi İslâmiyetten önceki umumî Türk kültürü ile ilgili bulunuyor, diğer kıs­mı ise Polonya'da yaşayan Musevî dininden Karay Türk­leri hakkında idi.

Yugoslavya'dan gelen sekiz âlimin altısı tebliğ vermiş ve memleketleri ile Osmanlı dev­rinde Türkiye arasındaki kül­türel bağlar üzerinde durmuş­lardı.

Beklenen altı İtalyan âlimin­den ikisi geldi ve biri Gök-Türk, diğeri Selçuklu devri hakkında bilgi verdiler.

Arap memleketleri arasında Irak, beş âlimden müteşekkil bir katkı ile temayüz ediyor­du. Bunların tebliğleri Irak ve Şimalî Afrika'da Türk kültü­rü ve Türkler hakkında idi. Bir Mısırlının adı kaydolmuş fakat kendisi, muhtemelen sa­vaş sebebi ile, gelememişti.

Başlıca Türkoloji merkezle­rinden Finlandiya'dan gelen iki âlim, Türkçe ile Ural dil­leri arasındaki alış-veriş ile Finlandiya'da Türkoloji konu­larında söz aldılar.

Kongreye iştirak eden üç Hollandalıdan biri Hollanda-Osmanlı münasebetleri hak­kında konuştu. Gelen iki İs­viçreli araştırıcıdan biri dil hakkında, diğeri göçebe Türk sanatı mevzuunda tebliğ ver­diler.

Çekoslovakya, Fransa, İn­giltere, Japonya, Kanada, Ko­re, Pakistan'dan birer kişi ge­lerek, aynı sıra ile, şu konu­larda tebliğ verdiler: Moğol gizli tarihinde Türk unsurla­rı, Osmanlı tarihi, dil, folklor, Kore ve Türk dilleri arasında mukayeseler, XVI. yüzyılda Hindistan Müslümanları ile Osmanlı münasebetleri, Ame­rika, Danimarka, İspanya ve Norveç'den gelen birer mü­messil tebliğ vermediler. Hin­distan ve İsrail'den kaydolan­lar gelmemişti.

Netice itibarı ile, Türk kül­türünün başlıca veçheleri ve safhaları ele alınabildi.Her­kesKongreyi hazırlayanlara müteşekkirdi.BütünTürkler de, parlak akademik hayatını Birinci Milletlerarası Türkoloji Kongresi başkanı olarak bitiren Prof. Ahmed Caferoğlu'na, ikinci başkanlara,Ge­nel Sekreter Prof. S. Buluç'a ve yardımcılarına minnet his­leri duymaktadır. Onların ida­releri sayesinde Kongre hem intizam, hem nezaket ve dost­luk havası içinde geçti.

Dikkati çeken ve Türkolojinin, dolayısı ile Türk kültü­rünün istikbali için ümid uyan­dıran bir husus da istanbul Üniversitesi talebesinin Tür­koloji Kongresine gösterdiği ilgi idi. Amphithâtre'ları dol­duran kalabalık yalnız kongressistler değil, bilhassa talebelerdi.

İstikbal güzel gözükmekte­dir. Türkiyat Enstitüsünün fa­aliyetinin genişlemesi ile, ar­şivler kurulacak, her yıl seminerler ve onlarla ilgili neşri­yat yapılacak, yabancı âlimler ile temas muhafaza olunarak, her üç yılda bir beynelmilel Türkoloji kongreleri inşallah birbirini takib edecektir. Beynelminel Türkoloji kongreleri­nin bundan böyle, sıra ile, muhtelif Türk ilmî müessese­leri tarafından düzenlenmesi, Türk kültürünün merkezinin Türkiye'de kalmasını temin edecektir.

Yayınlandığı Kaynak : 1973-12-01
Yayınlandığı Dergi :
Sanal Dergi :
Makale Linki :
Otel Tekstili antalya escort sakarya escort mersin escort gaziantep escort diyarbakir escort manisa escort bursa escort kayseri escort tekirdağ escort ankara escort adana escort ad?yaman escort afyon escort> ağrı escort ayd?n escort balıkesir escort çanakkale escort çorum escort denizli escort elaz?? escort erzurum escort eskişehir escort hatay escort istanbul escort izmir escort kocaeli escort konya escort kütahya escort malatya escort mardin escort muğla escort ordu escort samsun escort sivas escort tokat escort trabzon escort urfa escort van escort zonguldak escort batman escort şırnak escort osmaniye escort giresun escort ?sparta escort aksaray escort yozgat escort edirne escort düzce escort kastamonu escort uşak escort niğde escort rize escort amasya escort bolu escort alanya escort buca escort bornova escort izmit escort gebze escort fethiye escort bodrum escort manavgat escort alsancak escort kızılay escort eryaman escort sincan escort çorlu escort adana escort