Hit (6210) M-371

Ebu Hanife ve Alevilik

Yazar Adı : Ebu Hanife , Numan b. Sabit el Kufi İlim Dalı : Teracim
Konusu : Dili : Türkçe
Özelliği : Makale Türü : Yazar Tanıtım
Ekleyen : Nurgül Çepni/2009-07-01 Güncelleyen : /0000-00-00

Ebu Hanife ve Alevilik

Biliyorum... "Zeybek yine tartışılacak konular ortaya atıyor" denilecek... Desinler... Tartışmak düşünce verimini artırır.
Yeter ki bilgi ile olsun. Bilenler bilgilerini ortaya sürerek tartışsın.
Ebu Hanife, künyesidir. Adı Numan'dır. Babası Sabit. İmam-ı Azam diye de anılır. Hanefi mezhebi Sünni mezheplerin mensubu en çok olanıdır. Ülkemizin de çoğunluğu Hanefi mezhebindendir.
Alevilik ise Ali'ye ve Ehl-i Beyt'e bağlılık demektir. Siyasi Alevilik vardır. Fıkhi Alevilik vardır. Tasavvufi Alevilik vardır.
Aleviliğin önemli bir bölümünün fıkhi mezhebi Caferiliktir. Caferilik Ali'nin ve 12 imamın içtihatlarına bağlananların yoludur. Adını aldığı kişi ise altıncı imam Caferi Sadık'tır.
Caferi Sadık, Ebu Hanife'nin hocalarından biridir. Tasavvufi anlamda yol göstericisidir. "Ben Caferi Sadık'tan daha büyük fıkıhçı görmedim" sözü de Ebu Hanife tarafından söylenilmiştir.
Eğer yeteri kadar tartışma konusu yazmadıysam şimdi yazacaklarım uyanıkça okunmalıdır. Karşılık vermek isteyenler olursa bilimlik tutumdan sapmadan karşılık vermelidirler.
Kaynağım bir bilim adamıdır. Muhammed Ebu Zehra... Ezher bilginlerinden ve Sünni yola bağlı... Dahası kitabı bizim Diyanet İşleri Başkanlığı'nca yayımlanmıştır.
Kitaptan alacağım bilgileri okuduktan sonra konularla ilgilenenlerin Sünnilik, Şiilik ve Alevilik üzerinde yeniden düşünmelerini istiyorum.

İşte:
"Ebu Hanife bunların cümlesini görüp geçirdi. Bunlar onun üzerinde tesirden hâli kalmıyordu. İhtilalcilerle bir olup hükümet aleyhine yürümediyse de, bütün haberler onun kalben Hz.Peygamber'in âli, Ehli-i Beyt ile beraber olduğunu göstermektedir.
O, evvela Emevilere karşı ayaklanan Peygamber'in akrabasiyledir. Sonradan bu işi Abbasiler sırf kendi ellerine alıp Hz. Ali'nin evladını mahrum bırakınca, Hz. Ali evladının Abbasilere karşı ayaklanmasını haklı gördü. Emevileri, din ve şeriat bakımından hiçbir suretle hak ve hâkimiyet sahibi görmüyordu. Fakat işi kılıca sarılmağa vardırarak isyan etmiyordu. Belki de bunu yapmayı kuruyordu, fakat bazı sebepleri hesaba katarak buna imkân görmüyordu. Zeyd b. Zeynel-âbidin, 121 Hicri yılında Hişam b. Abdu'l- Melik'e karşı ayaklanınca, rivayete göre, Ebu Hanife: 'Onun bu çıkışı, Hz. Peygamber Efendimizin Bedir Harbi'ne çıkışına benzer' demiştir. Kendisine:
- Öyle ise siz neye ona katılmadınız? denilince:
- Beni, ona katılmaktan halkın bendeki emanetleri alıkoydu. Bana birçok emanet bırakmışlardı. Onları İbn-i Ebi Leyla'ya bırakmak istedim, kabul etmedi. Emanetler bende iken bilinmeyen uzak yerlerde ölmekten korktum, dedi.
- Şayet halkın, onun atalarını aldattıkları gibi onu da aldatıp yarı yolda bırakmayacaklarını bilsem, onunla beraber ben de savaşırdım. Zira hak imam ve halife odur. Hilafet onun hakkıdır. Ben ona malımla yardım ettim. Bin dirhem göndererek ona biat ettim. Elçiye özrümü ona arz etmesini söyledim.
Bu iki haberden anlaşılıyor ki, o, imam Zeyd b. Ali Zeynel-abidin gibi bir adil imam tarafından olmak şartiyle, Emevilere karşı isyanı şer'an caiz görüyordu ve kendisi de mücahidlerle beraber kılıç sallamayı arzu ediyordu. Fakat o bununla iyi neticeler alınacağından emin değildi. Böyle yapmak haklı ve yerinde bir iş, lakin buna kuvvetle katılanlar ve andla bağlı kalpler bulunmadığından bir netice çıkmayacağı da belli idi. Bununla beraber bu işe arka çevirip katılmayanlardan olmak ta istemezdi. Onun için teyit edenlerden olduğuna delil göstermek maksadıyla mali yardım göndermiştir.
Mal da takviye kuvvetidir."
Kısaca Ebu Hanife, Emevilerin ve Abbasilerin saltanatına karşı ve Müslümanları Ehl-i Beyt imamlarının yönetmesinden yanaydı.
Yine diyorum ki, ister Sünni, ister Alevi olsun Müslümanlar din kardeşidir. Kardeşler birbirlerine sevgi ile yaklaşmalıdır. Birbirlerinin farklılıklarına da saygı duymalıdırlar.


Ebu Hanife, künyesidir. Adı Numan'dır. Babası Sabit. İmam-ı Azam diye de anılır. Hanefi mezhebi Sünni mezheplerin mensubu en çok olanıdır. Ülkemizin de çoğunluğu Hanefi mezhebindendir. Alevilik ise Ali'ye ve Ehl-i Beyt'e bağlılık demektir. Siyasi Alevilik vardır. Fıkhi Alevilik vardır. Tasavvufi Alevilik vardır.
Aleviliğin önemli bir bölümünün fıkhi mezhebi Caferiliktir. Caferilik Ali'nin ve 12 imamın içtihatlarına bağlananların yoludur. Adını aldığı kişi ise altıncı imam Caferi Sadık'tır. Caferi Sadık, Ebu Hanife'nin hocalarından biridir. Tasavvufi anlamda yol göstericisidir. "Ben Caferi Sadık'tan daha büyük fıkıhçı görmedim" sözü de Ebu Hanife tarafından söylenilmiştir.
Yayınlandığı Kaynak :
Yayınlandığı Dergi :
Sanal Dergi :
Makale Linki :
Otel Tekstili antalya escort sakarya escort mersin escort gaziantep escort diyarbakir escort manisa escort bursa escort kayseri escort tekirdağ escort ankara escort adana escort ad?yaman escort afyon escort> ağrı escort ayd?n escort balıkesir escort çanakkale escort çorum escort denizli escort elaz?? escort erzurum escort eskişehir escort hatay escort istanbul escort izmir escort kocaeli escort konya escort kütahya escort malatya escort mardin escort muğla escort ordu escort samsun escort sivas escort tokat escort trabzon escort urfa escort van escort zonguldak escort batman escort şırnak escort osmaniye escort giresun escort ?sparta escort aksaray escort yozgat escort edirne escort düzce escort kastamonu escort uşak escort niğde escort rize escort amasya escort bolu escort alanya escort buca escort bornova escort izmit escort gebze escort fethiye escort bodrum escort manavgat escort alsancak escort kızılay escort eryaman escort sincan escort çorlu escort adana escort