Hit (4821) M-33

Kurandaki Türkçe Kelimeler

Yazar Adı : İlim Dalı : Ulumul Kur'an
Konusu : Dili : Türkçe
Özelliği : Makale Türü : Müstakil
Ekleyen : Fıkıh Dersleri/2015-06-06 Güncelleyen : /0000-00-00

Kur’ân’daki Türkçe Kelimeler

Kur’an’da Türkçe kelimelerin mevcut olduğuna dair düşünceler önceleri mevcuttu ve Tanzimat’tan sonra bu konuda daha açık fikirler ortaya konmaya başladı. Cumhuriyet’in ilanından sonra konu hakkında birkaç makale yazıldı. Bunlar bir yandan aşırı-Türkçeciler tarafından ileri sürülürken, bunlara karşıt olanlar tarafından da onların fikirlerine karşı makaleler kaleme alınıyordu.1[1] Antropolojide saflık kabul edilmediği gibi dilbilimde de arı-dil kabul edilmez. Bütün ırkların kanları az çok birbirine karıştığı gibi, bütün dillerin kelimeleri de az çok birbirine geçmiştir. Türkçe’miz, oryantalistlerin taksimine göre, Dünya dilleri arasında Ural-Altay dilleri grubuna bağlıdır. Bu dillerin Altay kolundan doğup oluşmuştur. Biz münakaşalara girmeden konuya geçmek istiyoruz.

Kur’andaki Türkçe Kelimeler

Yeryüzünde konuşulan iki bin küsur dil ve lehçe içinde başka bir dilden hiçbir kelime almamış hiç bir dil ve yahut lehçe yoktur. Avrupa kültür dairesinde dilbiliminin teşekkülünden asırlarca önce İslam alimleri Kur’ân dili bakımından bu vaziyeti tetkik ve tespit etmişler ve çok mühim neticelere varmışlardır. Buna göre:
1. Bütün dillerde olduğu gibi Arap dilinde de bir takım yabancı kelimeler vardır. Bunların kimisi Arap fonetiğinin tesiriyle Arapçalaşmış, kimisi de menşeindeki asliyetini olduğu gibi koruyarak hiç bozulmadan kalmıştır. Bunların birinci kısmına muarreb , diğerine ise dahîl denir;
2. Arap diline başka dillerden geçip fonetik ve semantik bakımından Arapçalaşan veyahut asliyetlerini olduğu gibi muhafaza eden bu muarreb ve dahîl kelimelerden Kur’ân’a girmiş olanlar vardır;
3. Kur’ân’daki muarreb ve dahîl kelimeler Şark ve Garp dillerine mensuptur.
Takiyuddin Ali b. Abdilkâfi es-Subkî (765/1363) Kur’ân’daki muarreb kelimeleri 27 olarak tespit etmiş, İbn Hacer ise 24 kelime daha ilave ederek yekûnu 51’e çıkarmış ve nihayet Suyûtî altmış küsur kelime daha ilave edip 110 küsur kadar bir sayıya ulaştırmıştır. Müsteşrik Arthur Jeffery ise bu sayıyı, (kötü maksatla da olsa) daha da artırmış ve söz konusu çalışma “The Foreign Vocabulary of The Quran [Kur’an’daki Yabancı Kelimeler]” adıyla büyük bir kitap haline gelmiştir.
Bu arada Abdülmelik b. Mansur es-Seâlibî (430/1038), Fikhu’l-luğa adlı eserinde2[2], Zemahşerî (538/1143) Mukaddimetü’l-edeb ’inde3[3], Ebu Hayyan (754/1345) Kitabü’l-idrâk li lisani’l-etrâk ’ında4[4], Asım Efendi (1755-1819) el-Okyânûsü’l-Basît fî Tercemeti’l-Kamûsi’l-Muhît , ismiyle Türkçe’ye tercüme ettiği eserinde ve daha birçok lügat imamlarının muhtelif çalışmalarında Arap diline girmiş yabancı kelimelerin “yabancılığını” tayin için kelime vezinleriyle fonetik kanunlarına müstenit bir takım kaidelerden bahsedilir.
Kur’ân’da “yabancı kelime” bulunduğu konusunda alimler ihtilaf etmişlerdir. İmam Şafiî (204/819) , İbn Cerir et-Taberî (310/922), Fahruddin er-Razî (606/1209) ve sair alimler Kur’ân’ın Kur’ân’en ‘arabiyyen tabirine istinaden onda hiç bir ecnebi kelime bulunamayacağını savunmuşlardır. Taberî’ye göre, Kur’ân’da mevcut olduğu ileri sürülen yabancı kelimeler lafız ve mâna itibariyle, Arapça ile uyuşmuş, Kur’ân’ın nüzulünden önce Arapçalaştırılmış kelimeler olup sayıları da çok azdır ve Kur’ân Arap diliyle nazil olduğu gerçeğini zayıflatacak şeyler değildir.

Dipnotlar:
[1] Bkz. İsmail Hami Danışmend, “İslam Menbalarına Göre Kur’an-ı Kerim’deki Türkçe Kelimeler,” İslam (1956), I/7, 5-7; İsmail Hatip Ezen, “Kur’an-ı Kerim’de Hiçbir Türkçe Kelime Yoktur,” İslam (1957), I/10, 24-25; Hasan BAsri Çantay, “Kur’an-ı Kerim’de Türkçe Kelimeler mi?,” Sebilürreşad (1957) X/242, 261-263.
[2] Bkz. Abdülmelik b. Mansur es-Seâlibî (430?429?/1038), Fıkhu’l-luğa (Beyrut: Matbaatü'l-Abai'l-Yesuiyyin, 1885), s. 90 vd.
[3] Bkz. Ebü'l-Kasım Carullah Mahmud b. Ömer b. Muhammed Zemahşeri (538/1144) Mukaddimetü'l-adab, yay. haz. Nuri Yüce (Ankara: Türk Dil Kurumu, 1988), s. 75 vd.
[4] Bkz. Ebu Hayyan el-Endelüsi (745/1344), Kitabü’l-idrak li lisani’l-etrak, tashih eden: tsh. Ahmed Caferoğlu (İstanbul: Evkaf Matbaası, 1931).

Kur’ân’da “yabancı kelime” bulunduğu konusunda alimler ihtilaf etmişlerdir. İmam Şafiî (204/819) , İbn Cerir et-Taberî (310/922), Fahruddin er-Razî (606/1209) ve sair alimler Kur’ân’ın Kur’ân’en ‘arabiyyen tabirine istinaden onda hiç bir ecnebi kelime bulunamayacağını savunmuşlardır. Taberî’ye göre, Kur’ân’da mevcut olduğu ileri sürülen yabancı kelimeler lafız ve mâna itibariyle, Arapça ile uyuşmuş, Kur’ân’ın nüzulünden önce Arapçalaştırılmış kelimeler olup sayıları da çok azdır ve Kur’ân Arap diliyle nazil olduğu gerçeğini zayıflatacak şeyler değildir.
Yayınlandığı Kaynak :
Yayınlandığı Dergi : Tarihi Osmani Encümeni Mecmuası
Sanal Dergi :
Makale Linki :
Otel Tekstili antalya escort sakarya escort mersin escort gaziantep escort diyarbakir escort manisa escort bursa escort kayseri escort tekirdağ escort ankara escort adana escort ad?yaman escort afyon escort> ağrı escort ayd?n escort balıkesir escort çanakkale escort çorum escort denizli escort elaz?? escort erzurum escort eskişehir escort hatay escort istanbul escort izmir escort kocaeli escort konya escort kütahya escort malatya escort mardin escort muğla escort ordu escort samsun escort sivas escort tokat escort trabzon escort urfa escort van escort zonguldak escort batman escort şırnak escort osmaniye escort giresun escort ?sparta escort aksaray escort yozgat escort edirne escort düzce escort kastamonu escort uşak escort niğde escort rize escort amasya escort bolu escort alanya escort buca escort bornova escort izmit escort gebze escort fethiye escort bodrum escort manavgat escort alsancak escort kızılay escort eryaman escort sincan escort çorlu escort adana escort