Hit (3664) M-2162

Muamma Sanatı

Yazar Adı : İlim Dalı : Türk Dili ve Edebiyatı
Konusu : Dili : Türkçe
Özelliği : Makale Türü : Müstakil
Ekleyen : Fıkıh Dersleri/2014-07-06 Güncelleyen : /0000-00-00

Muamma Sanatı

MUAMMA divan edebiyatı içinde oldukça mühim bir mevki işgal eder. Türkçe edebiyat kitaplarında muammaya haklı olarak kıymet ve ehemmiyet verilmemiştir.Çunku bu eserlerin bir kısmı klasik idi. Diğer bir kısmı klasik olmakla beraber memlekete yeni bir estetiğin havasını getiriyordı. Klasik eserlerde muammaya fazla yer vermek doğru değildir, luzumsuzdur, belki de zararlıdır. Yeni estetik icinde ise bu bicim zeka oyunlarının yeri yoktur.Bizim gayemiz bu ikisinden de haricdir. Biz bu devrin edebi mahsullerini objektif bir surette incelemek mecburiyetinde olduğumuzdan o edebiyat icinde yaşamış olan her şekil ve nev’e dair malumat edinmemiz lazımdır.
Ekseriya ikinci ve ucuncu derecede şairlerin eserlerinde raslanan “MUAMMA,, sanati bize İran edebiyatından gelmiştir.
Mevzuat-ul-ulum muellifi; ≪Arap edebiyatında bu kadar tedkikat yaptığım halde ancak beş muamma bulabildim. Bunlar da incelik ve guzellikte İran şairlerinin derecesine irişememişlerdir. Muammaya iranlılar fazla ehemmiyet vermişler, cok muamma yazmışlar ve usullerini tesbit etmişlerdir≫ der.
“MUAMMA,, nın en feyizli devresini Timur istilasından sonra XV ve XVI ıncı asırlarda goruyoruz. O zaman Sultan Huseyn-i Baykara ve Ali Şir Nevai nin etrafında toplanan Turk ve İran şairleri “fenn-i muamma,, da buyuk incelikler gostermişlerdir.
Bu sanata dair yazılan eserler aşağı yukarı bu iki asra aiddir. Ali Şir Nevai’nin , Mevlana Cami nin Mevlana Şehab’ın bu vadideki eserleri etrafında epey telifat vucuda gelmiştir.
Muammaya dair risalelerde en buyuk ustad olarak ismi gecen Şerefeddin Ali Yezdi (vefati; 858 H. 1454 M.) dir. Ondan sonra Abdurrahmanı Cami, Alauddini Şaşi, Mehmedi Muammayı, Hace hafız Sad, Mehmed Ebu Said, Hacı Ebul Hasan, Seyfi Buharı, Şerif gibi şairler gelir ki bunlar aşağı yukarı XV ve XVI ıncı Asırlarda yaşamışlardır.
Turk Divan edebiyatında [3] bu san at XVI ıncı asırda inkişaf etmiştir. Edirneli Emri Celebi (vefatı 982 H.1577 M) en buyuk ustadıdır .
Hasan Çelebi; tezkiresinde pederi Kınahzade Ali Celebinin tercumei halini yazarken bizim edebiyatımızda muammanm nasıl inkişaf ettiğini gosteren şu değerli malumatı vermektedir: Diyarı Rumda evvela Mirane muamma diyen merhum Emri ile Kınahzade Ali Celebidir. Ali Celebi Edirnede Uc şerefeli mederesesinde Merhaba Efendinin danişmendi iken Emri ile tanışmıştır. O zamanlar Diyarı Rumda muammaya o kadar ehemmiyet verilmezmiş. Bu iki arkadaş muamma fennine ehemmiyet verip bu hususta eserler aramışlar. “ Zurafay’i Acem „ den birinde ''Mir Huseyni Nişaburi „ nin muamma risalesini bulmuşlar. Risaleyi Emri okumuş Kınalızade istinah etmiş, beraber iyice tedkik etmişler. Emri bu san'atı ilerleterek halk icerisinde şohret kazanmış. Haşan Celebi babasının muammalarmı muammayı ihtiva etmekle beraber esasen guzel ve manidar bulur. Emrinin ise o sanatı yapmak icin bir cok kusurlara duştuğunu şiir ve fesahatten kaybettiğini beyan eder.
Yine XVI ıncı asır şairlerinden“Cami-i Rum,, unvanını alan Lami'i (878-938 H. 1473-1541 M.) de meşhur muamma ustadı “Mir Huseyn-i Nişaburi,,nin (Esma-ul-Husna) sını şerhetmişti.
Kanuninin buyuk şehzadesi Mustafa Sultanın hocası Sururi Mustafa Efendi (vefatı; 969 Hic - 1562 Mi ) de Mesnevi, Gulistan, Bostan, Hafız Şirazi, Sebistanı Hayal (Fettahi Nişaburi)şerhlerinden mada “Mir Huseyni’nin ve “Molla Cami„ nin muammalarını şerhetmiştir.
İran edeebiyatında padişahlara, umeraya bir zeka hediyesi şeklinde sunulmak uzere yapılan muammalar bizim edebiyatta sevilenlerin isimlerini gizlemek icin kullanılmıştır.


Muamma
Muamma ilm-i beyanın bir bahsidir. ilm-i beyan istenilen şey’i vuzuh ile anlatmak gayesini takib eder. Muamma ise bir insan ve ya herhangi bir şeyin kendisini değil-cunku kendisini kasdederse lugaz olur-ismini nesir veya nazım icinde gizlemektir. Beyan ilminin icinde muamma’nın yer alması garib gorunebilir.
Ancak muamma gizli olarak anlatmaktır. Bu ise bir aciz değil beyan meharetidir. Bu meharet gizlenen şey uzerine gizli ışık verebilmektir. Cunku muamma, usulunu bilenler, zeka ve intikal sahibi olanlar tarafından halledilmek icin yazılır. Cemiyetin muşterek zekasına, umumi ve munteşir dimağ orfune uygun olmazsa daima muamma halinde kalır. Halledilemiyen muamma ise ≪edebi≫ muamma değil ≪ebedi≫ muammadır.
Bunun icindir ki muammayi tariften sonra hemen onun zevk-i selim tarafından beğenilecek, nefret edilmeyecek, insana zekasının becerikliliğinden dolayı zevk duyuracak şekilde olmasını şart koyarlar .
Ta’miye bir şeyi diğer bir şeyde gizlemeğe derler. Muamma bu gizlenen şeydir. Edebiyatta tarifi şudur: ≪Muhtelif uşullere riayet ederek bir ismi elfaz arasına gizlemektir.≫ Muhtelif usuller muammayı, gerek tertib ve gerek hal icin lazımdır. Bunlar muammaların tedkikinden cıkarılmış oldukları icin cemiyette muşterek gizleme yollarını bize gostermektedir .
Bunun haricinde insan dimağı zeka ve zevk-i selimi ile daha bircok yollar da bulmuştur Gayesi anlayış ve kavrayış kudretini denemek, bu kudreti artırmaktır .
Şairler arasında bir nevi sohbet vesilesi olmuştur.Sayın ustadım Bay Ali Ekrem Bulayır tarafından Darulfununda okutulmak uzere hazırlanan ve maalesef basılmamış olan ≪Funun-u Selase-i Edebiyye≫ adlı eserde muamma şoyle tarif ediliyor :
Lugaz bilmece demektir ki eşyadan birini ihfa eder ve kelamın havi olduğu bazı delail ve karain ile hallonur; muamma ise esaıu ya mahsus bilmecedir. İkisi de manzum olur . Garbde minelkadim ve el’an pek makbul olan ve envai muhtelifesi bircok mecmuiarda gorulup duran bilmecenin edebiyatta hukum ve ehemmiyeti tarzı beyanının latif ve cami’ olduğu telmihat ve işaratın mahirane muretteb olmasından ibarettir. Şarkta da bu oyuncakla hayli tevaggul edilmiştir. Lakin Fuzali, Baki, Nef’i gibi buyuk şairlerimiz lugazler, muammalar yazmamışlardır. Nabi, Vehbi gibi ikinci derecede şairlerimizin bir hayli bilmeceleri divanlarında gorulur≫.
Muammayi tertib veya hal icin Cami’ye nazaran uc (tahsili, tekmili,teshili); esaslı ≪amel≫ vardır. Diğer muellifler buna ≪tezyili≫adlı dorduncu bir ≪amel≫ ilave etmişlerdir. Tahsili bize muammanın harflerini verir; Tekmili bu harfleri eğer dağınık ise toplar, fazlaları duşurur, yerlerini tayin eder; Teshili hal yollarını kolaylaştırmak icin lazım gelen işaretleri verir; Tezyili de harflerin hareke, sukun, tahfif, teşdid gibi hallerini tayin eder.



Yazım Tarihi : 5-3-1936

Muamma ilm-i beyanın bir bahsidir. ilm-i beyan istenilen şey’i vuzuh ile anlatmak gayesini takib eder. Muamma ise bir insan ve ya herhangi bir şeyin kendisini değil-cunku kendisini kasdederse lugaz olur-ismini nesir veya nazım icinde gizlemektir. Beyan ilminin icinde muamma’nın yer alması garib gorunebilir.
Yayınlandığı Kaynak :
Yayınlandığı Dergi :
Sanal Dergi :
Makale Linki :
Otel Tekstili antalya escort sakarya escort mersin escort gaziantep escort diyarbakir escort manisa escort bursa escort kayseri escort tekirdağ escort ankara escort adana escort ad?yaman escort afyon escort> ağrı escort ayd?n escort balıkesir escort çanakkale escort çorum escort denizli escort elaz?? escort erzurum escort eskişehir escort hatay escort istanbul escort izmir escort kocaeli escort konya escort kütahya escort malatya escort mardin escort muğla escort ordu escort samsun escort sivas escort tokat escort trabzon escort urfa escort van escort zonguldak escort batman escort şırnak escort osmaniye escort giresun escort ?sparta escort aksaray escort yozgat escort edirne escort düzce escort kastamonu escort uşak escort niğde escort rize escort amasya escort bolu escort alanya escort buca escort bornova escort izmit escort gebze escort fethiye escort bodrum escort manavgat escort alsancak escort kızılay escort eryaman escort sincan escort çorlu escort adana escort