Hit (4278) M-1958

Masonluğun Kökeni

Yazar Adı : İlim Dalı : Mezhepler Tarihi
Konusu : Dili : Türkçe
Özelliği : Makale Türü :
Ekleyen : Nurgül Çepni/2010-03-02 Güncelleyen : /0000-00-00

Masonluğun Kökeni

Mâbed (ya da Tapınak) Şövalyelerinin Târih Sahnesine Çıkışı

1085 yılında Papa II. Urbano'nun çağrısı üzerine oluşturulan I. Haçlı Ordusu 1099 yılında Kudüs'ü işgāl etti. Selâhaddin Eyyûbî'nin 1187 yılında Kudüs'ü geri alışına kadar 88 yıl sürmüş olan bu işgāl Haçlıların "Mukaddes Topraklar"da hızla örgütleşmelerini gerektirdi. Kurulan "Denizaşırı Lâtin Devletleri"nin resmî örgütü yanında, bugünkü deyimiyle, "Gönüllü Kuruluşlar" da pıtırak gibi bitmişti.

Bunlardan biri de Fransız asîlzâdelerinden Hugues de Payns'ın 1118 yılında kurduğu "Mesih'in Fakir Şövalyeleri" örgütü idi. Bunlar kendilerini, Kudüs'ü ziyâret edecek olan Hıristiyan hacıları koruyup Kudüs'e giden yolları savunmakla yükümlü addetmekteydiler.

1125 yılında Kudüs'ün yeni Hıristiyan kralı Mescidü-l Aksâ'yı "Mesih'in Fakir Şövalyeleri"ne tahsîs edince, burasının Hazret-i Süleymân'ın Mâbed'inin bulunduğu yer olarak bilinmesinden ötürü, örgüt de ismini "Mâbed Şövalyeleri"ne dönüştürdü. Ayrıca hem dinî ve hem de askerî bir tarîkat olarak resmen tanınması için Papalık makāmına da başvurdu. Bu istek Papalık tarafından 1129 yılında kabûl ve tescîl edildi.

Mâbed Şövalyeleri1 zamanlarının aydın asilzâdeleri oldukları için yalnız Kudüs ve civârında değil, aynı zamanda güney Fransa ve Paris'de de kısa sürede örgütleştiler. Bu örgütü kurmak için gerekli olan parayı ise Avrupa ile Ortadoğu arasındaki ticârete aracı olmakla elde ettiler. Çek ve kredi mektubunu ilk uygulamaya koyanların Mâbed Şövalyeleri olduğu söylenmektedir. Böylece Ortadoğu'ya mal almağa giden avrupalı tüccarlar yanlarında, korsanlara ya da eşkiyâlara kaptıracak para taşımadan, güvenle sayâhat edebiliyorlardı.

Mâbed Şövalyeleri, ayrıca, bankerlik ve ticârete de el attılar. Hattâ Fransa kralının resmî bankacısı ve borç vericisi dahi oldular.

Başarılarını Ortadoğu'daki Arap tüccarlarına telkîn ettikleri dürüstlükleriyle ve verdikleri sözlere sadâkatleriyle sağlamaktaydılar. Bu nitelikler önce karşılıklı bir ticârî itimâdın ve daha sonra da düpedüz itimâdın yerleşmesini sağladığı gibi Mâbed Şövalyeleri'ne Arap Dünyâsı'nın kapılarını da açtı. Mâbed Şövalyeleri Hasan Sabbah'ın "Haşhâşîler Örgütü" ile de temas kurdular. Böylece, gizli kalmak ve bu yolla kudretini arttırmak isteyen bir örgütün yapısı hakkında da örgüt üyelerinin birbirlerini tanımak için işâretleşme kodu kullanmaları hakkında da fikir sâhibi oldular.

Mâbed Şövalyeleri Haşhâşîler'den edindikleri bilgileri ufak değişikliklerle kendi örgütlerine de uyguladılar. Meselâ el sıkışırken işâret parmağının karşısındakinin bileğine teması Mâbed Şövalyeleri'nden olduğunun parolasıydı. Eli sıkılan da eğer bir Mâbed Şövalyesi ise, bunu hisseder etmez, aynı işâretle bunu karşısındakine belli ediyordu. Ama karşısındaki eğer Mâbed Şövalyesi değilse zâten bunun ne demek istediğini anlamıyordu.

Mâbed Şövalyeleri'nin Müslümanların pek çok örf ve âdetine de âşinâ oldukları ve hattâ bunları gizlice uyguladıkları da iddia edilir. İbnü-l Esîr: "Bu şövalyeler sofu adamlardı. Bu da verdikleri sözü tutmalarının garantisiydi" dedikten sonra Hıristiyanlar ile Müslümanlar arasında aktedilen anlaşmaların geçerli olması için Mâbed Şövalyeleri'nin garantisinin yeterli olduğunu ekler.

Kudüs Müslümanlar tarafından geri alındığında şövalyelerden yakalanan herkesin kafasının kesilmesine rağmen Mâbed Şövalyeleri tarîkatının o zamanki Üstâd-ı Âzamı olan Gérard de Ridefort'un îdam edilmemiş olması dikkat çekicidir. Aynı zâtın serbest bırakıldıktan sonra direnen diğer Mâbed Şövalyeleri'ni teslim olmağa zorlamış olması da bir başka garâbettir.

Kudüs mâcerâlarının bitmesinden sonra, Mâbed Şövalyeleri merkezlerini Paris'e taşıdılar. Seine nehrinin akış yönünde sağ kıyısında ve Louvre Sarayı'nın kuş uçuşu 800 metre kadar kuzeydoğusunda yüksek bir kale inşâ ettiler. Bugün bu kaleden eser kalmamış olmasına rağmen bu yer hâlâ "Le Quartier du Temple" yâni Mâbed Mahallesi diye anılmaktadır.

Mâbed Şövalyelerinin Geçici Sonları

Mâbed, ticâret ve bankerlik faaliyetleri sâyesinde gitgide zenginleşen Mâbed Şövalyeleri'nin halkın dilinde Hazret-i Süleymân'ın hazînelerinden daha da zengin olduğu söylenen hazînelerinin muhâfaza edildiği esrârengiz bir yerdi. Bu durum halkın hayâl gücünü olağanüstü tahrik ettiği gibi İngiltere ile savaştan yeni çıkmış olan Fransa'nın Mâbed Şövalyeleri'nden almış olduğu borcun faizlerini ödeyemeyecek durumda olan Fransa'nın üst düzey yetkililerini de rahatsız etmekte ve hırslarını kamçılamaktaydı.

Hazîne Nâzırı Enguerrand de Marigny ile Mühr-i Sultânî Muhâfızı (Le Garde de Sceau) yâni Adâlet Nâzırı Guillaume de Nogaret Fransa'nın çâresiz kıralı Yakışıklı Filip'i (Philippe le Bel'i) Mâbed'in efsânevî hazînesine elkonulması için iknâ etmeğe çalışırlar. Onlara göre, Fransa'nın içinde bulunduğu bu ekonomik krizi aşması için Mâbed Şövalyeleri'nin hazînesini ele geçirmekten başka hiçbir çıkar yolu yoktur.

Üstelik, 1302 yılında Flandre'a karşı girişilen savaşta Fransa'nın yenik düşmesi ülkede daha da büyük ekonomik ve sosyal sıkıntılara yol açmış bulunuyordu. Kralın parayı dilediği gibi devalüe etmesi de 1306 yılında Yahudileri sürüp mülklerine el koyması da hazîneye bir ferahlık kazandıramamıştı.

Guillaume de Nogaret ile Enguerrand de Marigny'nin Mâbed Şövalyeleri'nin mal varlığına el konulmasına dair bu meş'um projesi Yakışıklı Filip'in işine gelmekle beraber kral böyle bir operasyonun doğuracağı hukûkî sorunların aşılmasının çok zor olacağından endîşe ettiği için nihaî kararı vermekte tereddüt etmekteydi. Papalık makāmının tasdik ve tescîl etmiş olduğu ve o zamana kadar da Hıristiyanlığa büyük hizmetlerde bulunmuş, tek bir olumsuz davranış ve tutumu tesbit edilmemiş olan dinî-askerî bir tarîkatın mal varlığına el koymak hiç de kolay bir işmiş gibi gözükmüyordu. Kralın nâzırları böyle bir operasyonun stratejisinin: 1) önce bu tarîkat hakkında Papa'yı tarîkatı lağvetmeğe mecbur bırakacak bir iftirâ uydurmağa, ve 2) daha sonra da Papa ile oturup anlaşmağa dayanması gerektiği husûsunda kıralı iknâ ettiler. Fakat Papa'nın da böyle bir komploya ancak, Fransa'nın, Mâbed Şövalyeleri'ne atılacak olan iftirânın Vatikan tarafından resmîleştirilmesini sağlamaya yönelik tatminkâr tâvizler vermesi hâlinde sıcak bakabileceği tahmin edilmekteydi.

Yakışıklı Filip ise 1306 yılında yapmış olduğu devalüasyonda ayaklanan halkın öfkesinden kurtulmak ve hayatını güven altına almak için uzun süre Mâbed'e sığınmış olduğunu da unutamıyordu.

Bununla beraber kral, nâzırlarının ısrarlarına dayanamadı ve 13 Ekim 1307 günü olağanüstü gizli tutulan ve bütün Fransa'da uygulanan bir operasyonla Mâbed Şövalyeleri'ne ait üç bin askerî tımar merkezinde ele geçirilen bütün şövalyeler tutuklandılar. Fransız Akademisi üyelerinden Antoine de Levis-Mirepoix'nın da dediği gibi bu "geçmiş zamanların en olağanüstü polis operasyonu" idi. Bu operasyonun gerçekten de olağanüstü bir titizlikle hazırlanıp yürütülmüş olduğunu kabûl etmek gerekir. Operasyonun gizliliği ise Fransa'da bütün nâhiye merkezleri hâkimlerine 14 Eylûl 1307 günü gönderilmiş ama ancak 13 Ekim 1307 günü açılması gerektiği bildirilmiş olan mektuplarla sağlanmış bulunmaktaydı. Mektupta Mâbed Şövalyeleri'nin hepsinin tutuklanması, tarîkatın bütün mal varlığına el konulması ve şövalyelerin Kilise'nin adâletine (yâni Engizisyon Mahkemesine) teslim edilinceye kadar da hapis altında tutulmaları emri vardı.

14 Ekim 1307 günü Paris'de yayınlanan krallık bildirisi Mâbed Şövalyeleri'ni: 1) dinden çıkmış olmakla, 2) İsâ'nın şahsına hakāret etmekle, 3) rezil âyinler düzenlemekle, 4) homoseksüellikle, ve nihâyet 5) Baphomet2 ismini verdikleri bir puta tapmakla suçlamaktaydı. Bu ağır suçlamalar karşısında Papa'ya da tarîkatı lâğvetmekten başka bir seçenek kalmıyordu.

Mâbed Şövalyeleri'nin tutuklanmalarından sonra halk arasında oluşan efsânelere bakılacak olursa, Louvre Sarayı'ndaki gizli ajanları tarîkatın Üstâd-ı Âzamı Jacques de Molay'e bu tutuklanmaları üç gün öncesinden bildirmişlerdi. Bu ise, Jacques de Molay'e: 1) tarîkatın dillere destan hazînesini bilinmeyen bir yere gizlice nakletmek ve 2) şövalyelerden Paris'de bulunanlardan bir bölümünü de İngiltere'ye ve Orta Avrupa'ya kaçırmak için gerekli tedbirleri alması için yeterince zaman bırakmıştı.

Kral Yakışıklı Filip bu operasyon sonunda umduğunu bulamamış; Fransa'yı kalkındıracağını ümid ettiği hazîneye erişememiş; olsa olsa devletin Mâbed Şövalyeleri'ne olan borcunun sıfırlanmasını sağlamıştı, o kadar!

Bugün bile bulunsa Fransa'yı Dünyâ'nın en zengin devleti hâline getireceğine inanılan Mâbed Şövalyeleri'nin hazînesinin araştırılması için düzenli olarak her yıl örtülü ödenekten bir mikdar paranın ayrıldığı, bir zamanlar, Fransa'da dedikodu konusu edilmiştir.

Papa V. Clément 22 Kasım 1307 târihinde Hıristiyan âlemin bütün prenslerine hükümranlıkları altındaki topraklarda bulunan bütün Mâbed Şövalyeleri'nin tutuklanmalarını emreden "Pastoralis Preeminentiae" başlıklı bir tebliğ yayınladı.

Şövalyelerin büyük bir kısmı sorgulamalarında tâbî oldukları ve çoğu kere ölümleriyle sonuçlanan işkenceler esnâsında bu aşağılayıcı suçlamaları reddetmişler ve bu komplonun mîmarlarını lânetleyerek şerefleriyle ölmüşlerdir. Diğer bir kısmı ise işkencelere diğerleri kadar katlanamadıklarından ve sonlarını çabuklaştıracağı inancıyla suçlamaları kabûl ederek îdam edilmişlerdir.

V. Clément Mâbed Şövalyeleri Tarîkatı'nın kapatılmış olduğunu resmen ancak 2 Mayıs 1312 günlü "Vox in Excelso" başlıklı teğliğiyle ilân edebildi. Ancak bu tebliğin ilgi çekici olan yanı şudur ki Papa'nın bu tebliğinde Mâbed Şövalyeleri'ni suçlayan tek bir kelime bulunmamakta ve, bahâne olarak yalnızca, tarîkatın kapatılması kararının "Kilise'nin hayrına olduğu için..." verilmiş olduğundan söz konusu edilmektedir.

2 Mayıs 1312 günlü "Ad Providam" başlıklı tebliğinde ise Papa, şövalyelerin bütün mallarının Kudüs'denberi bu tarîkatın rakîbi ve açık düşmanı olan Hospitalier (Misâfirperver Şövalyeler) Tarîkatı'na devredilmesine hükmetmektedir. Yakışıklı Filip bu yönden de avucunu yalamak zorunda bırakılmıştır.

Kral, Mâbed Şövalyeleri'nin son Üstâd-ı Âzam'ı Jacques de Molay (1243-1314) ile yardımcıları: Hugues de Pairaud, Geoffroy de Charnay ve Geoffroy de Gonville'i 18 Mart 1314 günü son kez Notre Dame katedralinin ana kapısının önüde kurulan mahkemeye çıkarttırdı. Hâkimlerin arasında Nogaret'nin yeri boştu; zirâ bir yıl önce ölüp gitmişti. Mahkeme heyeti tarîkatın bu dört ileri gelenini de ömür boyu hapse mahkûm etti.

Bunun üzerine Jacques de Molay ile Geoffroy de Charnay ayağa kalkarak mahkemeyi izleyenlerin önünde: 1) kararın adâletsiz olduğunu, 2) kendilerine yükletilmek istenen suçları aslā işlememiş olduklarını, 3) bunun kral Yakışıklı Filip'in, Enguerrand de Marigny'nin, Guillaume de Nogaret'nin ve Papa V. Clément'ın iftirâsı olduğunu cesâretle haykırdılar. Bunun üzerine mahkeme heyeti kararını değiştirerek Jacques de Molay ile Geoffroy de Charnay'in yakılarak îdam edilmelerine karar verdi.

Her iki mahkûm, o akşam, Seine nehrindeki La Cité adasının Louvre Sarayı önündeki en uç noktasında yakıldılar. Efsâne, her ikisinin de soğukkanlılıkla bu azâba göğüs germiş olduklarını; Üstâd-ı Âzam Jacques de Molay'in ise, odunlar ateşlenirken, Louvre Sarayı'nın penceresinden olayı seyreden Yakışıklı Filip'e: "Filip! Seni, Papa'yı ve Marigny'yi bir yıla kalmadan Âhiret'de Cehennem'e ben uğurlayacağım" diye haykırmış olduğunu bildirmektedir.

Gerçekten de bir ay sonra Papa V. Clément 19'u 20 Nisan'a bağlayan gece, ve Filip de aynı yılın 29 Kasım günü öldüler. Jacques de Molay'in kehâneti de böylece gerçekleşmiş oldu. Ama efsâne bu sonucun, daha çok, Kral'ın ve Papa'nın oda hizmetçileri ile bu zevâtın geceleyin odalarını aydınlatın mumları satanların ortak komplosunun eseri olduğunu fısıldamaktadır. Bu hizmetkârlar ile mumcuların Mâbed Şövalyeleri'ne sâdık kimseler olduğu ve mumların parafinine de düzenli olarak arsenik karıştırılmak sûretiyle bu sonucun elde edilmiş olduğu yaygın bir rivâyettir.

Enguerrand de Marigny ise 29 yıl kırallık etmiş olan Yakışıklı Filip'den sonra yerine geçen X. Louis'nin iki yıllık krallığı esnâsında 30 Nisan 1315'de asılarak îdam edilmiştir. Böylece Jacques de Molay'in kehâneti tamamlanmış olmaktaydı ama acaba Mâbed Şövalyeleri intikamlarını kendilerini tatmin edici bir biçimde alabilmişler miydi?

Mâbed Şövalyeleri'nin Yeniden Dirilişleri

İngiltere ve Orta Avrupa'ya kaçanlarla daha sonra onlara katılan diğer Mâbed Şövalyeleri, son Üstâd-ı Âzam'larının tâlimâtıyla, inşâ edilmekte olan kilise ve katedral şantiyelerine başvurup hiçbir loncaya bağlı bulunmayan duvarcı olduklarını beyân ederek işe alınmışlardı. Fransızca franc ("fran" diye okunur): bir yere bağlı olmayan, hür, serbest demektir. Bunun İngilizce'si ise free'dir ("frî" diye okunur). Duvarcı da Fransızca'da maçon ("mason" d.o.), İngilizce'de de mason ("meysın" d.o.) olduğuna göre Franc-maçon ("fran-mason"3 d.o.) ya da Free-mason ("frî-meysın" d.o.) denilen bu grup işte Fransa Krallığı'nın zulmünden yakasını zor kurtarmış olan Mâbed Şövalyeleri'nin zâhirine işâret etmekteydi.

"Serbest Masonlar"ın Fransa Krallığı'na karşı intikam duygularıyla dolu olarak Avrupa genelinde örgütlenmeleri epeyi bir zaman almıştır. Bunlar yavaş yavaş gizli hücreler hâlinde odaklaşırlar. XVII. yüzyıldan başlayarak da yerel de olsa bir takım başarılar kazanırlar. Cemiyetin, sivil ve askerî idârelerin köprü başlarını tutmaya başlarlar.

Saraylarda önemli mevkiler elde etmeğe, kralların harîmine kadar sızmağa gayret ederler. Fransa'da Capet Hânedânı'ndan sonra Valois Hânedânı tahta geçer. Ama ne gam! Serbest Masonlar ataları olan Mâbed Şövalyeleri'ne yapılmış olan haksızlık ve zulmün intikāmını Fransa Krallığı'ndan almağa yeminlidirler. O nihaî intikam gününü büyük bir sabır ve hınçla beklerler. İntikam şu ya da bu hânedandan değil, keyfî hareket ettiklerine inanılan bütün hânedanlardan ve Kilise'den alınacaktır. Nesilden nesile intikal eden, yeminle tahkim edilmiş olan amaçları budur.

Katedrallerin ve büyük kiliselerin inşaatları XVI. yüzyılın sonuna doğru tavsadığından duvarcı Masonlar'ın sayıları da, hem bu sebebden ötürü ve hem de Mâbed Şövalyeleri'nin bekâr kalmak üzere yemin etmiş dindar tarîkat mensûbu olmaları dolayısıyla gitgide azalır. Çâre olarak bizzat duvarcı olmamakla birlikte Mâbed Şövalyeleri'nden mîras kalan idealleri benimseyip de bir hayat tarzı gibi uygulamak isteyenler de duvarcı olarak "Kabûl Edilmiş Masonlar" ünvanıyla bu hınç ve intikam kervanına kabûl edilirler. Bu, hareketin artık sâfiyetinin kaybolup her türlü cereyâna açıldığı, değişimin başlangıcı olur. Hareket daha sonraki yüzyıllarda iyice kurumsallaşıp sekülerleştiğinde ise kendine başka amaçlar seçerek iyice dejenere olacaktır.

Serbest ve Kabûl Edilmiş Masonlar, ökümenik diyebileceğimiz ilk toplantılarını 1717 yılında İskoçya'da Saint Andrew'da yaparlar. Bu toplantıda Fransız Krallığı'ndan alınacak olan intikāmın gerçekleştirilmesi için izlenmesi gerekli stratejiyi tesbit etmek ve bir rapor hazırlamak üzere bir komisyon oluşturulur. Bu komisyon raporunu 1724 yılında aynı yerde toplanacak olan Mason Konvansiyonu'na takdîm edecektir.

Bu konvansiyonda kabûl edilen kurallar ve strateji hızla uygulamaya sokulur. Avrupa'nın her yerinde ve özellikle de Fransa'da pek çok Mason locası büyük bir gizlilik içinde faaliyete geçer. Artık amaç başta Fransa hânedânı olmak üzere bütün hânedânların hükümranlıklarına son vermek ve Kilise'nin gücünü kırmaktır.

Osmanlı İmparatorluğu da bu uygulamalardan nasibini alacaktır. Osmanlı toprağında ilk Mason Locası 1767 yılında İstanbul'una Galata semtinde açılır. Bu locanın ünlü üyelerinden biri de Galata doğumlu Fransız şairi André de Chénier'dir. Ne var ki André de Chénier'nin masonluğu, masonların başlatıp yönettiği Fransız İhtilâli'nde kafasının giyotinle kesilmesine engel olmaz.

Kendi haber alma örgütleri aracılığıyla masonların gücünü ve stratejisini iyi değerlendiren İngiltere, Hollanda, Prusya ve Rusya kralları mason localarının kendi ülkelerinde kurulmasını destekleyip kendileri dahi mason olarak tehlikeyi geçiştirirler.

Mâbed Şövalyeleri'nin Gecikmiş İntikāmı

1724 Saint Andrew Konvansiyonu'ndan sonra Mâbed Şövalyeleri'nin: 1) Fransa Krallığı'ndan, ve 2) Kilise'den alınacak olan intikamlarının artık resmen vârisi olan Serbest ve Kabûl Edilmiş Masonlar, tam 69 yıl boyunca, tıpkı bir telkârî ustası sabrı ve hazâkatiyle 1789 yılında gerçekleştirdikleri Büyük Fransız İhtilâli'nin alt-yapısını hazırlarlar.

Bunu gerçekleştirmek üzere Fransa'da ve özellikle de Paris'de pekçok yeni loca açılır. Ediblerden, filozoflardan, bilim adamlarından vara-yoğa itiraz eden, inatçı ve saldırgan tipler özenle seçilerek mason yapılır. Bunların fikirlerinin halka olabildiğince yayılması husûsunda imkânlar hazırlanır. Krallığın: 1) asiller, 2) ruhban sınıfı, ve 3) avâm olmak üzere kesin sınırları olan bir kast sistemi ihdas ettiği; bunun akla ve mantığa aykırı olduğu; buna karşılık idealin ise: 1) bu sistemin ortadan kaldırılması, 2) herkesi eşitlikçi ve akılcı bir çerçeve içinde toplayıp birleştiren ve yalnızca halkın irâdesine dayanan, kralların da ruhban sınıfının da açgözlülüğünden korunmuş bir Cumhûriyet olacağı fikirleri ileri sürülür.

14 Temmuz 1789 günü patlak veren ihtilâl on yıl sürer. Kral ve Kraliçe îdam edilirler. Kilise'nin mallarına el konur. Kiliselerin önemli bir bölümü başka işlere tahsis edilir. Hıristiyanlıkdan Arındırma Yasası kabûl edilir. Bundan böyle Devlet artık lâik olur. Bu strateji çerçevesinde takvim ve yılbaşı, Hıristiyan kökenli oldukları gerekçesiyle değiştirilir. Akıla tapınma Devlet'in resmî dini olur. Hattâ Tanrıça Akıl adına Paris'de Champs de Mars'da resmî ve görkemli âyinler bile düzenlenir.

Masonlar, programlarına uygun olarak, Mâbed Şövalyeleri'nin intikāmlarını, Fransız Hânedânı'ndan ve Kilise'den böylece almış oluyorlardı. Pekiyi de, Masonluk acaba bundan sonra neyle meşgûl olacaktı ya da meşgûl olmalıydı?

Operatif Masonlukdan Spekülâtif Masonluğa Geçiş

İlk Serbest Masonlar aralarında örgütlenirlerken duvar örmedeki becerilerine göre, eski lonca örgütlerinde olduğu gibi: 1) çırak, 2) kalfa, ve 3) usta şeklinde bir üçlü derecelendirilmeye tâbî idiler. Bu, Operatif Masonluk'daki yapıdır.

Ancak bir taraftan Operatif Masonluğun temel uğraşı olan duvarcılığın bilfiil icrâ edilememesinden dolayı, diğer taraftan da azalan masonların sayısını arttırmak için duvarcı olmamalarına rağmen duvarcı imiş gibi Kabûl Edilmiş kimselerin mason localarına alınması mason idârecilerini daha esrârengiz, dolayısıyla da daha câzib bir strateji uygulamağa sevk etmiştir. İşte, masonik derecelerini üçten (3) otuz üçe (33) yükselten bu Yeni Masonluk Spekülâtif Masonluk adını almaktadır. 4. ilâ 33. derecelere de felsefî dereceler denilmektedir.

Bundan böyle ilk üç dereceyi içeren Mâvi Localar masonların avâmına, diğer dereceleri içeren Kırmızı Localar masonları havassına ve 33. dereceden ancak bâzı masonların girebildikleri Kara Loca da masonların hassülhavassına (yâni kaymağının kaymağına) hitâb edecektir. Fransız İhtilâli'ni Bağımsızlık-Eşitlik-Kardeşlik (eski deyimiyle: Hürriyet-Müsâvat-Uhuvvet) sloganı ile özdeşleştirilen ve demokrasiyi savunan Masonluk'da eşitlik ve demokrasiyle bağdaşmayan bir kast sisteminin ortaya çıkması hareketin artık sekülerleşip dejenere olmaya başlamış olduğuna ışık tutmaktadır.

Ufkunu genişletmek zorunluluğunda olan bu yeni tür Masonluk için: 1) yeni idealler, 2) uygun(!) bir efsânevî geçmiş, ve

free abortion pill questions about abortion pro life abortion
Yayınlandığı Kaynak : 2005-01-17
Yayınlandığı Dergi :
Sanal Dergi :
Makale Linki : http://www.ozemre.com/index.php?option=com_content&task=view&id=54&Itemid=57
Otel Tekstili antalya escort sakarya escort mersin escort gaziantep escort diyarbakir escort manisa escort bursa escort kayseri escort tekirdağ escort ankara escort adana escort ad?yaman escort afyon escort> ağrı escort ayd?n escort balıkesir escort çanakkale escort çorum escort denizli escort elaz?? escort erzurum escort eskişehir escort hatay escort istanbul escort izmir escort kocaeli escort konya escort kütahya escort malatya escort mardin escort muğla escort ordu escort samsun escort sivas escort tokat escort trabzon escort urfa escort van escort zonguldak escort batman escort şırnak escort osmaniye escort giresun escort ?sparta escort aksaray escort yozgat escort edirne escort düzce escort kastamonu escort uşak escort niğde escort rize escort amasya escort bolu escort alanya escort buca escort bornova escort izmit escort gebze escort fethiye escort bodrum escort manavgat escort alsancak escort kızılay escort eryaman escort sincan escort çorlu escort adana escort