Hit (4852) M-1890

Astronomik Hesaplar Işığında Küsüf Hadisleri

Yazar Adı : İlim Dalı : Hadis
Konusu : Dili : Türkçe
Özelliği : Makale Türü :
Ekleyen : Nurgül Çepni/2010-02-05 Güncelleyen : /0000-00-00

Astronomik Hesaplar Işığında Küsûf Hadisleri

Küsûf namazinin kilinisi ve rekâtlarinin sayisi hakkinda hadis eserlerinde çesitli ve birbirinden farkli haberler bulunmaktadir. Esasen on dokuz ayri sahâbîden gelen bu hadislerde, bir grup rivayette Hz. Peygamber’in iki rekâtli bir namaz kildigi ve herbir rekâtta ikiser rükû yaptigi haber verilirken bir baska grup rivayette ise bir rekâtta üç rükû, bazilarinda da dört rükû yaptigi belirtilmektedir. Hatta bazi rivayetlerde her rekâtta beser rükû yaptigi dahi zikredilmektedir. Diger taraftan Hz. Peygamber’in küsûf namazinda kiraati sesli yaptigi rivayetlerine rastlanirken, bazi hadislerde sessiz yaptigi haber verilmektedir. Bu rivayetlerin bir kisminda Hz. Peygamber’in, günes tutuldugu sirada namaz kildirdigi ve günes ve ayin kimsenin ölümünden dolayi tutulamayacagina dair hutbe okudugu belirtilirken diger birtakim rivayetlerde ise Hz. Peygamber’in namaz kilis sekli ve hutbesinde sarfettigi sözler farkli sekillerde nakledilmektedir. Öyle ki, bazi rivayetlerde namazin ardindan irad ettigi hutbede secde esnasinda cennet ve cehennemi gördügünü açiklayan konusmalar yaptigi da anlasilmaktadir.

Öte yandan hadis eserlerinde küsûfla ilgili rivayetlerin bir çok varyanti Hz. Âise’den (ö. 58/677) nakledilmektedir. Bu rivayetlerin tek bir olaya ait oldugu düsünüldügü taktirde, rivayetler arasindaki teâruzu gidermek oldukça zor görünmektedir. Nitekim sözkonusu hadislerle ilgili yorum yapan âlimler de olayi farkli sekillerde izah edebilmislerdir. Safiî (ö. 154/770), Ahmed b. Hanbel (ö. 241/855), Buhârî (ö. 256/869), Beyhakî (ö. 458/1066) ve Ibn Kesîr (ö. 774/1372) gibi âlimler Hz. Peygamber’in tek bir sefer küsûf namazi kildirdigini iddia ederlerken, Ishak b. Râhûye (ö. 238/852), Ibn Cerîr (ö. 256/870) ve Ibnü’l-Münzir (ö. 303/915) gibi âlimler ise, küsûf olayinin birden fazla meydana gelmis olabilecegini, rivayetlerdeki ihtilafin sebebinin olayin tekerrür etmesinden kaynaklandigini ileri sürmektedirler. Imam Nevevî de (ö. 676/1277), Müslim Serhi’nde küsûf hadisleri arasindaki farkliliklarin, Rasûlullah zamaninda günes tutulma olayinin birden fazla meydana gelmis olmasindan kaynaklandigini, tutulmanin kiminde uzun sürdügünü, kiminde ise kisa sürmüs olabilecegini, bu nedenle küsûf namazindaki rükû sayisinin da farkli oldugunu ifade etmektedir. Ne var ki sözkonusu hadisleri yorumlayanlar arasinda Tecrid-i Sarîh mütercimi ve sârihi Ahmed Naim Efendi’nin (ö. 1934) konuya yaklasimi tam anlamiyla harikadir.
Babanzâde Ahmed Naîm Efendi Tecrid Serhi’nde, küsûfla ilgili hadisler arasinda görülen farkliliklarin izah edilebilmesi için, yeni astronomik çalismalara ihtiyaç oldugunu belirterek, bu hesaplar neticesinde küsûfla alâkali hadisleri daha iyi tahlil edebilmenin mümkün olacagina dikkat çekmekte ve özet olarak sunlari söylemektedir: “Hele ahd-i celîl-i Nebevîde küsûfun tekerrür ettigi sâbit olursa rivâyâti sahîha beynindeki ihtilâfâti cem‘ ve telif etmek hayli kolaylasir gibi görünür. Lakin bunu kestirmemiz mümkün degildir. Hitta-i Hicâziyyede ahd-i celîl-i Risâlet-Penâhî’de kâbil-i rü’yet küsûflarin adedini tesbit etmek ehl-i hisabin isidir. Bunu yapacak bir sâhib-i himmet zuhûr eder ise rivâyâtin karanlik biraktigi bazi cihetler ihtimâl ki kesb-i vuzûh eder... Binâenaleyh kalbe itmi’nân-i tâm gelebilmek için - tekrar ediyorum - evvel be evvel dogru bir hesâb-i nücûmiye ihtiyacimiz vardir.”

Memnuniyetle belirtmek gerekir ki, Hz. Peygamber’in yasadigi yillarda Hicaz Bölgesi’ndeki astronomik olaylar üzerine günümüzde bir çalisma yapilmak suretiyle yillar sonra Ahmed Na‘îm Efendi’nin bu arzusu gerçeklestirilmistir. Yapilan bir arastirmaya göre Hz. Peygamber’in risâlet döneminde Hicaz bölgesinde çiplak gözle görülebilecek sekilde Mekke’de bir defa Medine’de ise iki defa günes tutuldugu tesbit edilmistir ki bunlarin miladî olarak su tarihlerde vuku buldugu görülmektedir.
1. 2 Eylül 620, Sali günü saat 9.43 (Mekke).
2. 21 Nisan 627, Sali günü (hicrî 5. yil, 29 Nesi’ ayi) saat 9.43 (Medine).
3. 27 Ocak 632, Pazartesi günü (hicrî 29 Sevvâl 10. yil) saat 9.42 (Medine).
Ahmed Naîm Efendi’nin de dikkat çektigi gibi küsûfla ilgili rivayetleri ilmî veriler isiginda yeniden degerlendirmek gerekmektedir. Bu nedenle konuyla ilgili rivayetler sözü edilen üç tutulma olayindan ait oldugu yere göre tasnif edildiginde söyle bir tablo ile karsilasilmaktadir:

Birinci Tutulma Olayi (2 Eylül 620 Sali, saat 9.43, yer: Mekke)
Hadis eserlerinde Hz. Peygamber’in zamaninda Mekke’de günes tutulmasini ve Peygamber’in namaz kildirdigini açikça belirten bir rivayet tesbit edebilmis degiliz. Ancak Sünen-i Nesâî’de yer alan bir hadiste Hz. Âise’den, Resûlullah’in Zemzem kuyusunun gölgeliginde küsûf namazi kildirdigi rivayet edilmektedir. Hadis su sekildedir: “Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Zemzem kuyusu gölgeliginde (suffetü zemzem) dört secdeli bir namazda (iki rekâtta) dört rükû ile küsûf namazi kildirmistir.”

Zemzem kuyusu Mekke’de oldugu için bu tutulma olayi ve küsûf namazi Mekke’de meydana gelmis olmalidir. Ne var ki, sözkonusu hadisi serheden Suyûtî (ö. 911/1505) ve Sindî (ö.1136/1723) Resûlullah’in yalniz bir defa küsûf namazi kildirdigi, onun da Medine’de oldugu görüsünü savunan âlimlerden yana tavir alarak Nesâî’nin (ö. 303/915) yanildigini iddia etmisler ve bu haberi kabule yanasmamislardir. Halbukî Hz. Peygamber’in risâlet yillarinda Mekke’de 2 Eylül 620 tarihinde günes tutulmasi oldugu bugünkü ilmî tesbitlerden anlasilmaktadir. Hz. Âise’den rivayet edilen sözkonusu hadis, birkisim hadisçi tarafindan elestirilse de, bu veriler isiginda ele alindiginda sahih kabul edilmelidir. Kaldi ki, âlimler arasinda küsûf olayinin tekerrür ettigini savunanlar da az degildir. Dolayisiyla sözkonusu hadisin Mekke’de meydana gelen tutulma olayini anlattigini ifade etmek mümkün görünmektedir.

Diger taraftan Buhârî’de bab basligi olarak rivayet edilmis senedsiz (muallak) bir rivayette, daha sonraki yillarda Abdullah Ibn Abbas (ö. 68/687) ve Abdullah Ibn Ömer’in (ö. 73/692) Zemzem kuyusu gölgeliginde Küsûf namazi kildirdiklari bildirilmektedir. Özellikle Abdullah b. Ömer’in her alanda Resûlullah’i taklit ettigi düsünülecek olursa, bu rivayet de Hz. Peygamber’in Zemzem Kuyusu gölgeliginde küsûf namazi kildirmis olabilecegi kanaatini pekistirmektedir.

Ikinci Tutulma Olayi (21 Nisan 627 Sali, saat 9.43, yer: Medine)
Hz. Peygamber’in oglu Ibrahim’in vefatindan bahseden küsüf hadislerinin ileride de açiklanacagi üzere Medine’de 632 tarihinde meydana gelen günes tutulmasi oldugu gayet açiktir. Ancak Hz. Peygamber’in oglu Ibrahim’in vefatindan bahsetmeyen ya da Resûlullah’in günes ve ayin Allah’in iki âyeti oldugu, onlarin bir insanin vefati veya dogumu sebebiyle tutulmayacaklarina dair hutbesine yer vermeyen hadislerin bir bölümünün Medine’de 632 yilinda vukû bulan üçüncü günes tutulmasi oldugunu söylemek çok zor görünmektedir. Dolayisiyla bu rivayetler 2 Eylül 620 yilinda Mekke’de ve 21 Nisan 627 yilinda Medine’de vuku bulan ilk iki günes tutulmasiyla alâkali olmalidir. Günümüzde elde edilen ilmî verilerden Medine’de vuku bulan birinci günes tutulmasiyla ikincisi arasinda yaklasik bes yil geçtigi anlasilmaktadir. Dolayisiyla Medine’deki ilk tutulma olayini anlatan hadislerde Ibrahim’in vefatindan ve Resûlullah’in onun vefatiyla ilgili hutbesinden söz edilmemis olmalidir.

Nitekim Semüre b. Cündüb’ten (ö. 58/677) rivayet edilen bazi hadislerde Ibrahim’in vefatindan ve Hz. Peygamber’in hutbesinden hiç bahsedilmemektedir. Ayrica Nûmân b. Besîr’den (ö. 65/684) gelen bir rivayette Resûlullah’in günes tutuldugunda diger namazlardan farkli bir namaz kildirmadigi, her zamankine benzer iki rekât namaz kildirdigi bildirilmektedir. Diger yandan Câbir b. Abdillah’tan (ö. 74/693) rivayet edilen bir hadiste de olayin çok sicak bir günde meydana geldigi anlatilmaktadir. Her ne kadar bu hadisin sonunda Resûlullah’in bir hutbesinden bahsedilse de bu rivayetin Ibrahim’in vefatina rastlayan küsûf olayini anlattigi açik degildir. Dolayisiyla bu hadislerin konuyla ilgili birinci grup hadislerden farkli oldugu hemen dikkat çekmektedir. Bu rivayetlerde sözü edilen tutulma 21 Nisan 627 yilinda Sali günü olan günes tutulmasi olmalidir.

Diger taraftan Ibn Hacer’in (ö. 852/1448) nakline göre, Ibn Hibbân (ö. 354/965), hicretin besinci yilinda (5/627) ay tutulmasi oldugunu bunun üzerine Hz. Peygamber’in küsûf namazi kildirdigini bildirmektedir. Ayrica Ibn Hibbân’a göre bu namaz Islâmiyet’te ilk kilinan küsûf namazidir. Ibn Hacer, “Sayet bu haber dogru ise hadisler arasindaki ihtilaflar halledilmis olur” demektedir. Onun bu yaklasimindan sözkonusu ay tutulmasini da küsûf olayi içerisinde mütalea ettigi anlasilmaktadir. Ibn Hacer ayrica Nevevî’nin, Ibrahim’in vefati ve o tarihte kilinan küsûf namazinin Hudeybiye gününde (6/628) olduguna dair bir görüsünü de nakletmektedir ki, Ibrahim’in hicri onuncu yilda vefat ettigi ileri sürülerek bu iddia reddedilmistir. Ancak bütün bu bilgiler, Hz. Peygamber’in oglu Ibrâhim’in vefati sirasinda kildigi küsûf namazindan ayri olarak Medine’de baska bir bir küsûf namazi kildirmis olabilecegi fikrini desteklemektedir. Binaenaleyh konuyla ilgili bir grup hadisin ikinci tutulma olayini anlattigi söylenebilir.

Üçüncü Tutulma Olayi (27 Ocak 632 Pazartesi, saat 9.42, yer:Medine)
Konuya ait rivayetlerin büyük bir kisminda günes tutuldugu gün Hz. Peygamber’in oglu Ibrahim’in vefat ettigi ve tutulmanin Medine’den izlendigi anlatilmaktadir. Bu rivayetlerden bazilari su sekildedir:

Mugîre b. Su’be’den (ö. 50/670) rivayet edilmistir: Resûlullah’in (sallallahu aleyhi ve sellem) oglu Ibrahim’in vefat ettigi gün günes tutuldu. Halk: Günes Ibrahim’in ölümü sebebiyle tutuldu dediler. Bunun üzerine Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : “Günes ile ay hiçbir kimsenin ölümü ya da dogumu sebebiyle tutulmaz. Böyle bir durumla karsilastiginizda namaz kilin ve Allah’a dua edin” buyurdu.

Ebû Bekre Nüfey‘ b. Hâris’den (ö. 51/671) rivayet edilmistir: Biz Resûlullah’in (sallallahu aleyhi ve sellem) yaninda iken günes tutulmustu. Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) ridasini toplayarak mescide girdi; biz de onun pesinden girdik. Günes zulmetten siyrilincaya kadar orada bize iki rekât namaz kildirdi. Namazin ardindan: “Günes ve ay hiçbir kimsenin ölümünden dolayi tutulmazlar. Sayet yine böyle bir durumla karsilasirsaniz tutulma hali sona erinceye kadar namaz kilip dua ediniz” buyurdu.

Hz. Âise’den rivayet edilmistir: Resûlullah bir sabah binegine binerek (Ibrahim’in cenazesi sebebiyle) evinden çikmisti. Duhâ vakti (kusluk) girdiginde geri dönerken günes tutulmustu. Hücre-i saadetinin önünden geçerek (mescidde) namaza durdu. Insanlarda onun ardindan namaza durdular. Resûlullah çok uzun süre kiyamda durduktan sonra rükûya gitti. Sonra dogruldu ve uzun süre yine kiyamda durdu. Ikinci kez tekrar rükûya gitti ve uzun süre kaldi. Sonra rükûdan dogruldu ve secde yapti. Sonra tekrar kalkti ve uzun süre kiyamda durdu. Sonra rükûya gitti ve uzun süre rükûda kaldi. Sonra rükûdan dogrularak secdeye gitti. Daha sonra tekrar ayaga kalkti kiyamda bulundu. Ardindan uzunca bir rükû daha yapti. Sonra yeniden secde yapti. Namazi bitirdikten sonra da “Allah’in dedigi olur” buyurarak insanlara kabir azabindan Allah’a siginmalarini emretti.

Bu grup rivayetler 27 Ocak 632 yilinda, (29 Sevvâl, hicrî 10. yil,) Pazartesi günü meydana gelen günes tutulmasini anlatan haberler olmalidir. Çünkü Hz. Peygamber’in oglu Ibrahim’in milâdî 632 yilinda vefat ettigi bilinmektedir. Nitekim Ibn Hacer’in de naklettigi gibi siyer âlimlerinin çogunlugu, Ibrahim’in hicrî 10. yilda (milâdî 632) Medine’de vefat ettigini bildirmektedirler. Özet olarak söylemek gerekirse, Ibrahim’in vefatiyla iliskili olan küsûf hadislerinin 27 Ocak 632 tarihinde meydana gelen günes tutulmasi oldugu açiktir. Kaldi ki, küsûfle ilgili hadislerin bir kismi hariç pek çogunda Ibrahim’in vefatina temas edilmektedir. Ancak hemen belirtelim ki, bu gruba dâhil edebilecegimiz hadislerde, küsûf namazi esnasindaki rükûlarin adedi hakkinda râvilerin farkli beyanlarinin arasini halletmek mümkün görünmemektedir. Ayni olayi anlatmis olmasina ragmen, rükû sayisinda öne sürülen bu degisik görüslerin, râvilerin yanilgisindan kaynaklandigi anlasilmaktadir.

Diger taraftan tesbit edebildigimiz kadariyla küsûfla ilgili bazi rivayetlerde olayin cereyan ettigi zamana da isaret edilmektedir. Hz. Âise’nin yukarida zikredilen rivayetinde günes tutulmasinin ve Hz. Peygamber’in küsûf namazi kildirmasinin kusluk vaktinde (duhâ vakti) oldugu bildirilirken, Semüre b. Cündüb’den gelen bir rivayette küsûf olayinin, günes ufuktan iki ya da üç mizrak boyu yükseklikte iken meydana geldigi, Câbir b. Abdillah’in bir rivayetinde ise günes tutulmasinin çok sicak bir günde oldugu haber verilmektedir. Bu üç rivayeti yukarida zikredilen astronomik verilerle karsilastirdigimizda râvilerin her üçünün de beyan ettikleri zaman dilimi konusunda isabetli olduklari görülmektedir. Çünkü bu olaylar bugünkü tesbitlere göre sabah saat 9.43 ve 9.42 sularinda cereyan etmistir. Hadislerde belirtilen kusluk vakti ve havanin çok sicak olmasi haberleri de bu durumu teyid etmektedir.

SONUÇ
Günümüzde ulasilabilen bu teknik gelismelerden sonra Hz. Peygamber’in küsûf namazi ile ilgili rivayetler arasindaki farkliliklarin sebebi daha iyi anlasilmis olmaktadir. Çünkü sözkonusu olayin birden fazla cereyan ettigi artik astronomik hesaplarla tesbit edilmis durumdadir. Esasen Hz. Peygamber’in benzer olaylarda bazan farkli davrandigi ise bilinen bir husustur. Konuyla ilgili rivayetlerden Hz. Peygamberin her üç olayda farkli davrandigi da anlasilmaktadir. Dolayisiyla bu rivayetler arasinda farkliliklarin sadece râvilerden kaynaklandigini iddia etmek mümkün degildir. Sözkonusu farkliliklar, küsûf olayinin birden fazla meydana gelmesinden kaynaklanmis olmalidir.



BIBLIYOGRAFYA
Ahmed Naim, Tecrid Tercemesi,
Ahmed Naim, Sahîh-i Buhârî Muhtasari Tecrid-i Sarîh Tercemesi ve Serhi, I-III, Ankara 1984-85.
Apaydin, Resûlullah’in Günlügü
Mehmet Apaydin, Resûlullah’in Günlügü Medîne Dönemi Yeni Kronolojisi, Istanbul 1995.
Aynî, ‘Umdetü’l-kârî
Bedreddîn Ebû Muhammed Mahmûd b. Ahmed el-Aynî, ‘Umdetü’l-kârî serhu Sahîhi’l-Buhârî, I-XXIV, Beyrut ts. (Dâru ihyâi’t-türâsi’l-Arabî).
Buhârî
Ebû Abdillâh Muhammed b. Ismail b. Ibrahim el-Buhârî, el-Câmi‘u’s-sahîh, I-VIII, Istanbul 1981.
Ebû Dâvûd
Süleyman b. Es’as b. Ishak el-Ezdî es-Sicistânî, es-Sünen, I-V, Istanbul 1981.
Ibn Hacer, Fethu’l-bâri
Ahmed b. Ali b. Hacer el-Askalânî, Fethu’l-bârî bi serhi Sahîhi’l-Buhârî (nsr. Fuâd Abdülbâki v.dgr.), I-XIII, Kahire 1407/1986.
Ibnü’l-Manzûr, Lisânü’l-Arab,
Ebu’l-Fadl Cemaleddîn Muhammed, Lisânü’l-Arab, I-XV, Beyrut 1414.
Karatas, Hadislerin Artmasi
Mustafa Karatas, Rivayet teknigi Açisindan Hadislerin Artmasi ve Sayisi, M.Ü. Sos. Bil. Ens., Istanbul 1998 (Basilmamis Doktora Tezi).
Köksal, Islâm Târihi
Âsim Koksal, Islâm Târihi, I-XI, Istanbul 1981.
Müslim
Ebu’l-Hüseyin Müslim b. Haccâc el-Kuseyrî en-Nîsâbûrî, el-Câmi‘u’s-Sahîh, I-III, Istanbul 1981.
Nesâî
Abdurrahman b. Suayb en-Nesâî, es-Sünen, I-VIII, Istanbul 1981.
Nevevî, Minhâc
Yahyâ b. Seref en-Nevevî, el-Minhâc fî serhi Sahîhi Müslim b. el-Haccâc, I- XVIII, Beyrut 1407/1987.
Süyûtî, Zehru’r-rübâ
Celâleddîn Abdurrahman b. Ebî Bekr, Zehru’r-rübâ ‘ale’l-Müctebâ (Nesaî’nin Sünen’i ile birlikte), I-VIII, Istanbul 1401/1981.
Tirmizî
Ebû Isâ Muhammed b. Isâ et-Tirmizî, Sünenü’t-Tirmizî, I-V, Istanbul 1981.
Ya’murî, ‘Uyûnü’l-eser
Ebü’l-Feth Muhammed b. Muhammed b. Seyyidi’n-Nâs el-Ya’murî, ‘Uyûnü’l-eser fî fünûni’l-megâzî ve’s-semâil ve’s-siyer (nsr. Muhammed el-‘Îd el-Hatrâvî - Muhyiddîn Hîtû), I-II, Medine 1413/1992.

Yayınlandığı Kaynak :
Yayınlandığı Dergi :
Sanal Dergi :
Makale Linki : http://www.mustafakaratas.com/makale_oku.do?id=3
Otel Tekstili antalya escort sakarya escort mersin escort gaziantep escort diyarbakir escort manisa escort bursa escort kayseri escort tekirdağ escort ankara escort adana escort ad?yaman escort afyon escort> ağrı escort ayd?n escort balıkesir escort çanakkale escort çorum escort denizli escort elaz?? escort erzurum escort eskişehir escort hatay escort istanbul escort izmir escort kocaeli escort konya escort kütahya escort malatya escort mardin escort muğla escort ordu escort samsun escort sivas escort tokat escort trabzon escort urfa escort van escort zonguldak escort batman escort şırnak escort osmaniye escort giresun escort ?sparta escort aksaray escort yozgat escort edirne escort düzce escort kastamonu escort uşak escort niğde escort rize escort amasya escort bolu escort alanya escort buca escort bornova escort izmit escort gebze escort fethiye escort bodrum escort manavgat escort alsancak escort kızılay escort eryaman escort sincan escort çorlu escort adana escort