Hit (2832) M-1691

İki Şehidin Oğlu Hz. Ammar b. Yasir (Altın Kuşak)

Yazar Adı : İlim Dalı : Biyografi
Konusu : Dili : Türkçe
Özelliği : Makale Türü :
Ekleyen : Nurgül Çepni/2009-10-29 Güncelleyen : /0000-00-00

İki Şehidin Oğlu Hz. Ammar b. Yasir

İslâm binasının inşasında verilen ilk iki kurbanın oğlu misafirimiz olacak bu sayıda. Kendisi anne ve babasını gözlerinin önünde şehid vermiş birisi. İsminin ifade ettiği gibi daima müsbet hizmetler peşinde koşmuş, yaşadığı ömrü Allah rızası uğruna değerlendirmiş bir Kutlu. İslâm’ın ilk mabedinin binası inşa edilirken, diğerlerinin aksine ikişer tuğla taşıyarak emre inkıyadın en mümtaz örneğini vermiş bir kahraman: Ammar b. Yasir radiyallahü anh. Sınırlı sayfalar içinde bu zatın tüm hayatını ve yaşadığı hayatın Allah rızası uğrunda harcanan dakikalarını aksettirmemiz zor. Birkaç kelime ile de olsa, arifana bir işaret kafi fehvasıyla, bazı şeyler söylemekten de vazgeçmeyeceğiz.

Ailesi

Bu kutlu şehidimizin babası Yasir. Annesi Sümeyye. Tüm aile canlarını Allah yolunda bezletmişler. Hz. Ammar’ın babası aslen Kahtanî, yani Yemenli bir kabile olan Benû Kahtân kabilesine mensup. Yemen’den yola çıkarak Mekke’ye gelmiş, burada Mahzumoğulları kabilesinden Sümeyye isimli cariye ile evlendirilmişti. Bu evlilikten de ismi Ammar olan, Cennetin kendisine âşık olduğu hadislerde belirtilen genç dünyaya gelmişti. Yasir, Yemen’den kalkıp Mekke’ye, Âlemlere Rahmet Nebi’nin burada zuhur edeceğini bilmiş de mi gelmişti, bilinmez; lakin, bu hicretin kendisine cennetlere giden kapıları açtığı da muhakkaktı.

Müslüman Oluşu

Ammar, Resûl-i Ekrem Efendimiz, henüz Dâru’l-Erkam’da iken Müslüman olanlardandı. Bir müddet önce Müslüman olan Suheyb-i Rumî Hazretleri delâletiyle, Ammar da İslâm dairesine girmişti. O günleri hikâye ederken şöyle der: Resûl-i Ekrem Efendimi gördüğüm zaman çevresinde beş köle, iki kadın ve Hz. Ebu Bekir vardılar.’ Şüphesiz o günlerde Müslümanların sayısı Hz. Ammar’ın gördüğünden daha fazla idi, ihtimal ki, Hz. Ammar, Müslümanların hepsini tanıyamamıştı. Hz. Ammar’ın gönlünü ışıldatan İslâm nuru, çok geçmeden Hz. Ammar’ın anne ve babasının da gönlüne girdi.

Ve İşkence

Hz. Ammar’ın ailesi dışarıdan geldiği için Mekke’de kendilerini koruyacak birileri yoktu. Müslümanlıklarını gizlemek mecburiyetinde idiler. Nihayet Müslüman oldukları öğrenilmiş, Cennetle müjdelenen Yasir ailesine işkence de başlamıştı.

Önce mükafat vadederek İslâm’dan döndürmeye çalıştılar. Olmayınca işkencenin türlüsünü tatbike başladılar. Tüm aile, İslâm’ın şehidi olma yoluna girmişlerdi. Yasir ailesi üzerinde daha fazla duruyorlardı. Bir kere, Mekke’de onları koruyan kabile Mahzumoğulları idi. Bilindiği gibi bu, Ebu Cehil’in, yani İslâm’ın ve Müslümanların en amansız düşmanının kabilesi idi. Onlar üzerinde tatbik edilecek işkencenin envai türlüsü hedefine ulaşırsa bu diğerlerine de örnek olacaktı. Bu da ikinci husustu.

Bu işkenceleri bildiği, zaman zaman da şahit olduğu halde Resûl-i Ekrem’in, elinden bir şey gelmiyordu. Yasir ailesine, sabır telkin ediyor, Allah’ın onları affetmesi ve mükafatlarının cennet olması için dua ediyordu.

Nihayet...

İşkenceler devam ediyordu. Azgın zalimler, imanlarının salabeti karşısında daha da azgınlaşıyorlar, azgınlaştıkça da işkencenin dozunu artırıyorlardı. Ve bir gün, Ebu Cehil, elini ayağını bağladığı Sümeyye Hatuna hakaret edip işkence ederken, bu iman abidesi hatundan, cahiliyenin kötülenmesine şahit oldu. O hınçla elindeki mızrağı, Hz. Sümeyye’nin edep yerine sapladı. Ammar’ın annesi bir cennet kuşu olarak dünya hayatını terk edip gitmişti. Bir müddet sonra da kutlu Yasir, benzeri işkenceler altında şehit olmuştu. Hem, İslâm ilk kurbanını vermiş, bu şerefe de Hz. Ammar’ın ailesi layık bulunmuşlardı. (Rahmetullâhi aleyhimâ rahmeten vâsia).

Maddî işkencelerin yanında annesi ve babasının gözlerinin önünde şehit olmaları gibi manevî işkenceye de uğrayınca Hz. Ammar’ın direnecek gücü kalmadı, onların istediği kelimeleri dilinin ucuyla söyledi. Serbest kalınca hemen Resûl-i Ekrem’in huzuruna koştu. Olanları haber verdi. Efendimiz kalbin nasıldı?’ diye sordu. İmanla dopdolu’ cevabını alınca, bir daha sıkıştırınca benzeri kelimeleri yine söyle’ diyerek kendisine ruhsat verdi. Bu ruhsatın ardından hakkında şu ayet nazil oldu: Kalbi imanla dolu olarak mutmain iken dini inkâr etmeye zorlanıp da yalnız dilleriyle inkâr sözünü söyleyenler hariç, kim imanından sonra Allah’ı inkâr ederek gönlünü inkâra açar, gönlüne küfrü yerleştirirse, onlara Allah tarafından bir gazap, hem de müthiş bir azap vardır.’ (Nahl,16/106).

Hicreti

Habeşistan hicretine katılması hususu ihtilaflıdır, Medine hicretine iştirak etmiştir. Burada Efendimizin henüz dile getirmediği mescid fikrini Ashab-ı Kiram’dan ortaya ilk atan Hz. Ammar’dır. Mescidin inşası esnasında ikişer kerpiç taşıyarak, büyük gayretler göstermiştir. Bir yandan kerpiç taşıyor, bir yandan da ‘Biz Müslümanlar mescidler inşa ederiz’ diyordu. Hz. Ammar’ı, ikişer kerpiç taşıdığı esnada gören Resûl-i Ekrem’e Cenâb-ı Hak, demek ki, bir pencere açmış ve buradan Hz. Ammar’ın gelecekte azgın bir topluluk tarafından şehit edileceğini göstermişti. Bunu da Hz. Ammar’a Eyvah, Sümeyye’nin oğlunu azgın bir topluluk öldürecek’ buyurarak haber vermişti.

Gazvelerde

Hz. Ammar Bedir gazvesinden başlayarak bütün gazvelere katılmıştır. Resûl-i Ekrem Efendimizin yanından hiç ayrılmamış, daima ön saflarda kahramanlıklar göstermişti.

Resûl-i Ekrem’in sağlığında gazvelere iştirak ettiği gibi, O’nun vefatından sonra da savaşlara iştirak etmiştir. Yine aynı heyecanla katıldığı savaşlarda tüm varlığını ortaya koymuştu. Bunlardan birini, bir kahramanlık tablosunu İbn Ömer’den dinleyelim: “Yemame muharebesinde öyle bir yiğit gördüm ki, düşmanların saflarını yerle bir ediyor, etrafındaki bahadırlara cennet ileridedir’ diyordu. Araştırınca bu yiğidin Hz. Ammar olduğunu gördüm.” Bu savaşta Hz. Ammar’ın, kulaklarından biri şehit olmuştu.

Kûfe Valiliği

Hz. Ömer, devrinde onu Kûfe valiliğine tayin etmişti. Kûfeliler’e hitaben yazdığı tayin kararnamesinde, Hz. Ammar’ı kendilerine vali tayin etmekle, onları kendi nefsine tercih ettiğini söylemişti. Burada iki seneye yakın kalan Hz. Ammar, valilik görevini dirayetle yerine getirmişti.

Kûfeliler’le Basralılar arasında ortaya çıkan bir ihtilaf, Hz. Ammar’ın idareciliğinin sonu oldu. Hz. Ömer, Kûfeliler tarafından yapılan devamlı şikayetler üzerine onu görevden almak durumunda kalmıştı.

Hz. Osman, devrinde çıkan fitneler zamanında Hz. Ammar’ı, kendi özel temsilcisi sıfatıyla Mısır’daki durumu araştırmak maksadıyla oraya göndermişti.

Hz. Ali’nin halife olmasından sonra, Hz. Ammar, Hz. Hasan’a yardımcı olmak üzere Kûfe’ye gitmişti. Buraya daha önce gelen Cemel ahalisi, Kûfeliler’in zihinlerini çelmişti. Hz. Ammar’ın konuşmalarıyla Kûfe, Hz. Ali’den ayrılmadı.

Hz. Ali ile diğerleri arasında baştan bir sulh hali meydana gelmişti. Savaşın olmayacağına sevinenlerin yanında üzülenler de varmış. Onların gece yarısı faaliyetleriyle Cemel savaşı oldu. Ve bu savaş İslâm tarihinin kanlı sayfalarından biri olarak tarihteki yerini aldı. Hz. Zübeyr ve Hz. Talha (radıyallahü anhüma), burada şehadet şerbetini yudumladılar.

Ve Sıffîn Savaşı

Cemel savaşından sonra, Hz. Ali askerlerini yeniden düzenleyip, o esnada Şam valisi olan Hz. Muaviye’nin üzerine yürüdü. Her iki taraf, Sıffîn mevkiinde buluşmuşlardı. Bu muharebede yine gayret gösterenlerin en başında Hz. Ammar gelmekteydi. Savaş esnasında Hz. Amr b. As’la karşılaşmış aralarında konuşmalar cereyan etmişti, Hz. Ammar, Hz. Amr’ı ikaz etmeye gayret etmişti.

Savaşın en şiddetli günlerinden biri idi. Biraz dinlenmek ve iftarını açmak üzere bir köşeye çekilmişti. Kendisine getirilen sütü içince yüzü parlamış, bugün dostlarıma kavuşacağım, Resûl-i Ekrem ve arkadaşlarına kavuşacağım’ diyerek sevinç izhar etmişti. Zira, daha önceden Resûl-i Ekrem ona, bu dünyadan son içeceğinin süt olduğu müjdesini vermişti.

Yeniden savaşa döndü. Olanca gücüyle çarpışmaya katıldı. Bu sırada İbn Cediye namındaki bir nasipsiz onu yaraladı, binitinden düşürdü. Biraz sonra da vefat etti. Hz. Ammar’ın şehit olması karşı tarafı telâşlandırmıştı. Onun hakkındaki Resûl-i Ekrem’in hadislerini biliyorlardı. O hadisleri de kendilerine göre tevil ettiler.

Techiz ve tekfini yapılarak Kûfe mezarlığına defnedilmiştir. Şehit olduğu esnada yaşı 91 olduğu rivayet edilmektedir.

Ahlâkı

Hz. Ammar, uzunca boylu, beyaz tenli yakışıklı bir zattı. Terbiyesini bizzat Resûl-i Ekrem’den almış kutlulardan biri, bir ahlâk kahramanı idi. Debdebe ve sefahetle alâkası yoktu. Zühd ve takva sahibi idi. Son derece sade bir hayat sürmüş, mütevazı bir zattı. Toprak üzerinden yatmak, yumuşak döşeklerde yatmaktan daha sevimli idi. Hz. Ali’nin en hararetli taraftarlarından sayılabilirdi. Onun tüm savaşlarına iştirak etmişti.

İbn Abbas şöyle rivayet etmiştir: “Şu ayet-i kerime Hz. Ammar hakkında nazil olmuştur: Şimdi iyi düşünün: Böyle olanın durumu mu iyi, gece saatlerinde, ahiretten endişe edip Rabbinin rahmetini umarak gah secdede gah kıyamda ibadet edenin durumu mu iyi?’” (Zümer:39/9).

Faziletiyle ilgili iki hadisle yazımızı noktalayalım: “Hz. Âişe annemiz naklediyor. Resûl-i Ekrem Efendimiz buyurmuş: Ammar hangi meselede muhayyer bırakılmışsa mutlaka en doğrusunu seçmiştir.’” Bu hadisten anlaşılıyor ki, Hz. Ammar da bu ümmetin mulhemûnundan bir kutludur.

Hz. Ali’den dinliyoruz: “Ammar, bir gün Efendimiz’in huzuruna girmek için izin isteyince, hem izin verdiler hem de Tayyib ve mutayyeb Ammar’a merhaba’ diyerek selamladılar.” Yani hem temiz, temizliği Rabbi tarafından da tasdik edilmiş biri olarak selamlandı. (Hadisler, İbrahim Canan, Kütüb-i Sitte Muhtasarı ve Şerhi’nden alınmıştır. Yazının kaleme alınmasında en-Nedvî’nin, Asr-ı Saadet isimli kitabından istifade edilmiştir).

Şefaatlerine nail olmak niyazıyla Şefaat-ı Uzma Sahibi’ne (s.a.s), Ammar’a ve arkadaşlarına rahmetler diliyorum.

Yayınlandığı Kaynak :
Yayınlandığı Dergi :
Sanal Dergi :
Makale Linki :
Otel Tekstili antalya escort sakarya escort mersin escort gaziantep escort diyarbakir escort manisa escort bursa escort kayseri escort tekirdağ escort ankara escort adana escort ad?yaman escort afyon escort> ağrı escort ayd?n escort balıkesir escort çanakkale escort çorum escort denizli escort elaz?? escort erzurum escort eskişehir escort hatay escort istanbul escort izmir escort kocaeli escort konya escort kütahya escort malatya escort mardin escort muğla escort ordu escort samsun escort sivas escort tokat escort trabzon escort urfa escort van escort zonguldak escort batman escort şırnak escort osmaniye escort giresun escort ?sparta escort aksaray escort yozgat escort edirne escort düzce escort kastamonu escort uşak escort niğde escort rize escort amasya escort bolu escort alanya escort buca escort bornova escort izmit escort gebze escort fethiye escort bodrum escort manavgat escort alsancak escort kızılay escort eryaman escort sincan escort çorlu escort adana escort