Hit (3350) K-1270

el Veciz

Yazar Adı : Gazali, Muhammed b. Muhammed el Gazali İlim Dalı : Fıkıh
Kitap Dili : Kitap Tipi :
Konusu : Sitedeki Kayıt Türleri :
Ekleyen : /2014-10-16 Güncelleyen : Fıkıh Dersleri/2014-10-17

el-Vecîz
Gazzâlî’nin (ö. 505/1111) Şâfiî fıkhına dair eseri.

Nevevî’ye kadar gelen klasik dönemde Müzenî’nin el-Muhtasar’ı, Ebû İshak eş- Şîrâzî’nin et-Tenbîh ve el-Mühezzeb’i ile Gazzâlî’nin el-Vasît ve el-Vecîz’i Şâfiî mezhebinin beş temel eserini teşkil eder.
Aynı dönemde kaleme alınan diğer metinlerden daha çok ilgi gören bu eserler, Şâfiî fıkıh eğitimi yapılan her yerde ve telif faaliyetlerinde tartışmasız bir otoriteye sahip olmuş, dolayısıyla mezhep mensuplarının fıkıh anlayışını derinden etkilemiştir. Beş temel kaynağın ilk halkasını teşkil eden Müzenî’nin (ö. 264/878) el-Muhtasar’ı mezhebin temel eseri olan el-Üm’den süzülerek yazılmış, bu metin sonraki dönemlerde bütün telif faaliyetlerine tesir etmiştir.
V. (XI.) yüzyılda Mâverdî, mezhebin Irak çizgisi (tarik) ışığında Müzenî’nin kitabına el-Hâvi'l-kebîr adıyla bir şerh yazarken İmâmü’l-Haremeyn el-Cüveynî el-Muhtasar’ı şerhettiği çalışmasına ağırlıklı biçimde Horasan çevresinin fıkıh birikimini yansıtmıştır.

Onun Nihâyetü'l- matlab fî dirâyeti'l-mezheb adını verdiği bu eseri öğrencisi Gazzâlî kademeli bir ihtisar işlemine tâbi tutarak el-Basît, el- Vasît ve el-Vecîz’i meydana getirmiştir.
Gazâlî el-Basît’i Bağdat’a gelmeden önceki dönemde yazmış, bu aşamada mezhep fıkhını yetkin bir eserden öğrenme geleneği hâkim olduğu için yürütülen faaliyet mezhep birikimini ihtisar işlemiyle sınırlı kalmıştır. Bununla gözetilen amaç belli ölçüde gerçekleştikten sonra bu malzemeyi daha işlevsel duruma getirme düşüncesi gündeme gelmiştir.
Bu sırada Irak’a gelen Gazâlî mezhebin bu bölgedeki birikimini de dikkate alma ihtiyacı duymuş ve el-Vasît’i bu anlayışla telif etmiştir. Dolayısıyla el-Vasît, sadece bir önceki ihtisarın yeni bir kısaltmasından ibaret değil aynı zamanda Şîrâzî çizgisinin fıkıh birikimiyle zenginleştirilmiş biçimidir. el-Basît’e göre nisbeten daha kısa, fakat daha zengin bir içeriğe sahip olan el-Vasît’in, dönemin eğitim kurumlarında ve mezhep çevrelerinde ezberleme ve öğretim amaçlarına yeterince elverişli sayılmadığını düşünen Gazzâlî, bu defa onu olabildiğince özlü duruma getirmeye karar verip el-Vecîz’i kaleme almıştır.

el-Vasît’in zengin muhtevasından tâviz verilmeden meydana getirilen ve mantık alanındaki birikimle de desteklenen bu metin mevcut muhtasarlar içinde en itibarlı eser konumuna yükselmiştir. Horasan ve Irak çizgilerinden beslenen içeriğiyle, duru ifadeleri ve sağlam sistematiğiyle el-Vecîz, Müzenî ile Şîrâzî’nin eserlerini gölgede bırakmış, Gazzâlî sonrası dönemde mezhep çevrelerinin telif faaliyetlerinde merkezî bir yer edinmiştir. Nevevî’nin Minhâcü't-tâlibîn’i revaç buluncaya kadar el-Vecîz tartışmasız otorite metin olma niteliğini sürdürmüştür.
Tahkik döneminin “Şeyhân” diye anılan iki siması Abdülkerîm er-Râfiî ve Nevevî telif faaliyetlerinde el-Vecîz’i temel referans kabul etmiş ve bir anlamda Şâfiî mezhebi Gazzâlî sonrası dönemde el-Vecîz üzerinden gelişmesini sürdürmüştür. Mezhebin telif tarihinde bu metin, öncesi ve sonrası arasında ana bağlantı noktasını teşkil ettiği gibi sonraki dönemlerin ana eksenini de belirlemiştir. Şöyle ki, Râfiî evvelâ el-Ve- cîz üzerine mezhep çevrelerinde en itibarlı şerh kabul edilen Fethu'l-^azîz’i, ardından bunu ihtisar ederek el-Muharrer’i yazmıştır. Nevevî de Fethu'l-azîz’i ihtisar edip Ravzatü't-tâlibîn’i ve el-Mu- harrer’i ihtisar edip Minhâcü't-tâlibîn’i oluşturmuştur. el-Vecîz’in dolaylı bir ürünü olan Minhâcü't-tâlibîn artık yeni dönemin en yetkin metni haline gelmiş, mezhebin sonraki literatürü bu ana damardan beslenerek gelişmiştir.
İmam Şâfiî’nin zâhir mezhebini zayıf (uzak) vecihlere temas etmeden aktaran el-Vecîz kısa hacmine rağmen karşılaştırmalı bir fıkıh metni özelliğine sahiptir. Mezhep içinden Müzenî’nin, dışarıdan İmam Mâlik ve Ebû Hanîfe’nin görüşlerine, bazan diğer vecihlere de yer verilen eserde her kişi için birer rumuz kullanılmıştır. Mâlik “mim”, Ebû Hanîfe “hâ”, Müzenî “zây” ile belirtilmiş, Şâfiî ulemâsının ileri gelenleri tarafından tahriç edilen uzak vecihler için de “vav” harfi kullanılmıştır. Rumuz kullanılmasının temel sebebi metnin mümkün olduğunca kısa tutulup meselenin özünü verme düşüncesidir. İlgili meselede muhalefeti bulunan âlimleri rumuzla gösterme yöntemi Gazzâlî’den sonra da takip edilmiştir.
Nitekim Hanefî fakihi Mevsılî’nin el-Muhtâr’ında da aynı yöntem görülmektedir.
el-Vecîz’in girişinde küçük hacmine, akıcı üslûbuna, eşsiz tertibine, güzel örgüsüne ve duru metnine dikkat çekilmiş, muhteva yönünden de eserin mezhep kavâid ve fürûunu pek çok hacimli eser düzeyinde içerdiğine vurgu yapılmıştır. Meseleler delillere temas edilmeden ele alınmış, görüş farklılıklarına yer verilmiş, mezhep içinden ve dışından aktarılan bu görüşler arasında tercihler yapılmıştır. Eserin önemi bağlamında fıkıh öğrencilerine yönelik açıklamada, rumuzlar ve meselelerin tertibinde gözetilen incelikler eşliğinde metni kav-rayan kişinin hacimli eserlere ihtiyacı kalmayacağı ve bu yapısıyla eserin içerik yönünden kesinlikle uzun metinlerin gerisinde kalmadığı belirtilmiştir. Müzenî’nin el- Muhtasar’ına paralel biçimde düzenlenen konular eser içinde kitap, bab, fasıl, kısım, fer‘ şeklinde ana başlıklarla alt başlıklar taşır. Aynı durum ana metin olan el-Va- sît için de geçerlidir. el-Vecîz’in tertibi pek çok kimsenin takdirini kazanmış, Mâ- likî fakihlerinden İbn Şâs, İkdü'l-cevâhiri's-semîne fî mezhebî âlimi'l-Medîne adlı eserinde bu sistemi esas almıştır.
Şâfiî fıkhında daha sonraki dönem telif faaliyeti için bir yapı taşı özelliği taşıyan el-Vecîz üzerine şerh, hâşiye, ta‘lik, ihtisar türünden birçok çalışma yapılmıştır. Râfiî’ye (ö. 623/1226) gelinceye kadar bu konuda yazılan eserler onun çalışmaları kadar önem kazanmamıştır. Bunlar arasında Muhammed b. Abdülkerîm el-Vezzân er-Râzî, Fahreddin er-Râzî, İmâdüddin İbn Yûnus (İbn Menaa) el-Mevsılî, Muhammed b. İbrâhim el-Câcermî, Sâinüddin Abdüla- zîz b. Abdülkerîm el-Cîlî ve Muhammed b. Ali el-Mevsılî’nin şerhleriyle Ebü’l-Fütûh Es‘ad b. Mahmûd b. Halef el-İclî’nin et- Talîk ale'l-Vasît ve'l-Vecîz’i ve Emî- nüddin Muzaffer b. İsmâil er-Vârânî et- Tebrîzî’nin Muhtaşarü'l-Vecîz’i anılabilir.
Râfiî, önce el-Vecîz’i Fethu'l-Cazîz iî şerhi'l-Vecîz (el-cAzîz şerhu'l-Vecîz, eş- Şerhu’l-kebîr) adıyla şerhetmiş, daha sonra bunu ihtisar suretiyle el-Muharrer’i yazmıştır.

Râfiî fıkıh öğrencilerinin en çok Gazzâlî’nin bu eserine rağbet ettiğini, hacmi küçük, nazmı güzel, meziyeti bol olan bu eserin zor ve girift ifadelerinin özel bir ilgiyi gerektirdiğini, bunun da ancak geniş kaynaklara müracaatla ya da bir şerh yapılarak aşılabileceğini düşünerek Fethu'l-azîz”i kaleme aldığını belirtir. Râfiî, el-Vecîz’in en meşhur şerhi sayılan bu eserini hazırlarken hepsi Gazâlî’nin çağdaşı olan âlimlerden Cüveynî’nin Nihâyetü'l-matlab, Abdurrahman b. Me’mûn el-Mütevellî’nin et-Tetimme, Ferrâ el-Begavî’nin et-Tehzîb, Ebû Nasr İbnü’s-Sabbâğ’ın eş-Şâmil, Ebü’l-Kasım İbn Kec ed-Dîneverî’nin et-Tecrîd, Ebü’l-Ferec Abdurrahman b. Ahmed ez-Zâz es-Serahsî’nin el-Emâlî adlı eserlerinden yararlanmış, böylece bir anlamda el-Vecîz’i dayandığı fıkhî zemin çerçevesinde şerh yoluna gitmiştir.
Râfiî ayrıca, eser üzerine eş-Şerhu's-sagir adlı bir şerh ile et-Teznîb adlı bir ciltlik ta‘lik kaleme almıştır (nşr. Târık Seyyid - Ahmed el-Mezîdî, el-Vecîz ile birlikte, Beyrut 2004). Nevevî’nin Fethu'l-azîz’i ihtisar ederek yazdığı Ravzatü't- tâlibîn ve el-Muharrer’i ihtisar ederek meydana getirdiği Minhâcü't-tâlibîn adlı eserleriyle bunların üzerine yapılan yüzlerce şerh, hâşiye ve ta‘lik çalışması da dolaylı biçimde el-Vecîz’le ilişkilidir.

el-Vecîz hakkında daha sonra yapılan belli başlı çalışmalar da şunlardır:
İmâdüddin İbrâhim b. Abdülvehhâb ez-Zencânî, et-Talîk cale'l-Vecîz (iki cilt);
Ömer Ke- mâleddin el-Mâzenderânî, Kitâbü't-Tencîz şerhu'l-Vecîz;
Ebü’l-Fazl Necîbüddin Muhammed b. Ali el-Hılâtî, Kavâidü'ş şef ve davâbitü'l-asl ve'l-fer ale'l-Vecîz (on cilt);
Sirâceddin er-Urmevî, Şerhu'l-Vecîz;
Tâceddin el-Firkâh, et-Talîka ale'l-Vecîz;
Nûreddin İbrâhim b. Hibetullah el-Himyerî, Muhtaşarü'l-Vecîz;
Bedreddin ez-Zerkeşî, Şerhu'l-Vecîz;
Ahmed b. Ebû Bekir en-Nâşirî, Şerhu'l-Vecîz;
Ömer b. Muhammed el-Fetâ, el-İbrîz fî tashîhi'l-Vecîz;
Tâceddin İbn Yûnus el-Mevsılî, et-Tacîz fi'htisâri'l-Vecîz (nşr. Abdullah b. Fehd eş-Şerîf, Kahire 1412/1991; bunun üzerine de birçok şerh yazılmış olup müellifin yazmaya başladığı et-Tatrîz fî şerhi’t-Taccîz ise tamamlanamamıştır);
Abdülazîz b. Ahmed ed-Dîrînî, Nazmü'l-Vecîz (el-Vecîz üzerine yapılan çalışmalar ve bir kısmının yazma nüshaları için ayrıca bk. Keşfü’z-zunûn, II, 20022004; Abdurrahman Bedevî, s. 25-29; Abdullah Muhammed el-Habeşî, Câmiu’ş- şürûh, III, 2116-2122). el-Vecîz önce Kahire’de basılmış (1318), daha sonra Hâlid el-Attâr (Beyrut 1414/1994), Târık es-Seyyid ve Ahmed el-Mezîdî (Râfiî'nin et-Tez- nîb'i ile birlikte, Beyrut 2004), Ali Muhammed Muavvaz ve Âdil Ahmed Abdülmevcûd (I-II, Beyrut 1418/1997) tarafından müstakil olarak, ayrıca Râfiî’nin şerhi içinde neşredilmiştir (el-‘Azîzşerhu’l-Vecîz, I- XIII, Beyrut 1417/1997).

...
Otel Tekstili antalya escort sakarya escort mersin escort gaziantep escort diyarbakir escort manisa escort bursa escort kayseri escort tekirdağ escort ankara escort adana escort ad?yaman escort afyon escort> ağrı escort ayd?n escort balıkesir escort çanakkale escort çorum escort denizli escort elaz?? escort erzurum escort eskişehir escort hatay escort istanbul escort izmir escort kocaeli escort konya escort kütahya escort malatya escort mardin escort muğla escort ordu escort samsun escort sivas escort tokat escort trabzon escort urfa escort van escort zonguldak escort batman escort şırnak escort osmaniye escort giresun escort ?sparta escort aksaray escort yozgat escort edirne escort düzce escort kastamonu escort uşak escort niğde escort rize escort amasya escort bolu escort alanya escort buca escort bornova escort izmit escort gebze escort fethiye escort bodrum escort manavgat escort alsancak escort kızılay escort eryaman escort sincan escort çorlu escort adana escort