Hit (3386) K-1077

Divanı İlahiyyat

Yazar Adı : Niyazi el Mısri Mehmet b. Ali Çelebi Soğancızade İlim Dalı : Tasavvuf
Kitap Dili : Kitap Tipi :
Konusu : Sitedeki Kayıt Türleri :
Ekleyen : Fıkıh Dersleri/2014-04-13 Güncelleyen : /0000-00-00

Divân-ı İlâhiyyât

Bu eser, Niyazî-i Mısrî'nin Tasavvuf tarihinde en çok okunan ve en çok yazılıp, basılan eserleri arasındadır.
Bu eser, sadece Mısriyye ve Halvetiyye mensupları tarafından okunmakla kalmamış, diğer tüm tarikat mensuplarının adeta ilmihali haline gelmiştir. Ayrıca bu eser, Niyazî-i Mısriyi XVII. yüzyılın en şöhretli tekke şairleri arasına sokmuştur. Onun, özellikle Yûnus Emre hayranı ve Yûnus Emre talebesi olarak olarak terennüm ettiği ilâhilerinin halk tekkelerinde yaygın ve uzun bin ömrü olmuştur. Şöhretinin büyüklüğü, sanatından ziyade, Anadolu'nun değişik yerlerinde tasavvufî bazan siyasî ve batinî faaliyetlerde bulunanlara etki etmesinden, geniş halkalar uyandırıp, derin izler bırakmasındandır .

Kısaca Niyazî-i Mısrî, Yûnus tarzı söyleyişin XVII. Yüzyıldaki en kuvvetti bir temsilcisidir.
Mustafa Kara Mısrî'nin divanı hakkında şu değerlendirmelerde bulunur: "Osmanlı Toplumunu etkileyen en önemli unsur, sujîlerin sohbetleri ve tavsiyeleridir. Asırlar içinde bu sohbet ve tavsiyelerin bir kısmı kitaplastırılmış, çoğaltılarak yayılmıştır. Bu eserlerin en meşhurlarından birisi de Niyazî-i Mısrtnini Divânıdır"
Son Mısrî postnişini Mehmed Şemseddin Efendi, bu divanın, Mısriyye tarikatında her sâlik'in isti'dadma göre yararlandığı ilmihal-i tarikat olduğunu söyler .

Yaptığımız şifahî araştırmalarda, günümüzde halâ bir çok tarikat erbabı tarafından okunmağa devam edilmekte olduğunu öğrendik. İslâm Ansiklopedisinin îngilizce baskısına Niyazî maddesini yazan Babinger, Niyazî-i Mısrî'nin Divan'ı hakkında, günümüzde hiç bir çalışma yapılmadığım söylerse de, Kenan Erdoğan, Divan'ın tenkitli metnini doktora tezi olarak hazırlamıştır . Günümüzde bu Divan üzerine bir doktora, iki yüksek lisans, üçü de de lisans olmak üzere, toplam altı tez çalışması yapılmıştır. Bunlar yapılış tarihi sırasına göre söyledin

1-Halit Akarca tarafından Dîvan'ın edisyon kritiği yapılmış, bazı konulan tahlil ederek, kaynaklara inilerek hayatı çalışılmıştır .

2-Rahime Şanlı, Mısrî Dîvanının Ank. Milli Küt deki 3930 nolu yazmasının trankripsiyonunu yapmıştır .

3-Ali Yakıcı, Dîvân'ın Berlin nüshasının transkripsiyonunu vererek, halk edebiyatı unsurları açısından incelemiştir .

4-Kenan Erdoğan, daha önceki çalışmalardan da yararlanarak Mısrî'nin hayatını tarihî ve menkabevî olarak içice işlemiş ve 89 farklı nüshasını esas alarak tenkitli metnini yapmıştır. Niyazî-i Mısrî'nin Dîvân'ı üzerine yapılan en kapsamlı çalışmanın, bu olduğu söylenebilir .

5-Mustafa Erdoğan da, Mısrî Dîvan'ının 17 şerhinin tanıtımını yapmış, bulabildiklerinin örnekleri ve tanıtımını yapmış, bulamadıklarının da isimlerini vermiştir .

6-Orhan Bağış, Niyazî-i Mısrî Dîvânı'nda Din ve Tasavvuf adlı yüksek lisans çalışması yapmış, bu çalışmada Dîvân'ındaki dînî ve tasavvufî kavramları metodolojik olarak çıkarmaya çalışmıştır. Bu çalışma da konusu itibarıyla önemlidir .

Bu divanda işlenen temel tema, tasavvuftur. Edebiyat tarihçisi Gibb'in de belirttiği gibi, Niyazî-i Mısrî, şiirlerinde tasavvuf felsefesini en iyi şekilde yansıtan bir mutasavvıf olmakla birlikte, kazara divanında tasavvufun dışında işlenen bir konu varsa, ona ikinci dereceden ehemmiyet verilmesi gerektiği görüşündedir .

Bilindiği gibi bu tür manzum eserler ve özellikle de Divân formunda meydana getirilen eserler gerek tarîkat içi pedagojik eğitim açısından gerekse diğer insanları etkileme açısından önemlidir. Bu sebeble tasavvuf kanalıyla kullanılan dinî semboller, insanı mutlak varlığın sımnna ulaştırma yolunda güzellik ve aşkı kullandığından, akıldan ziyade kalbe, sezgisel hisse hitab eder. Kalbe ve kalbî sezgi ve heyecanlarahitab eden aşk ve güzelliğini dildeki hitap şekli ise nesirden ziyade nazımdır, şiirdir .

Niyazî-i Mısrinin şiiriyle ilgili edebiyat tarihçisi Köprülü, manzumları teknik bakımdan kusurlu olmakla birlikte sofiyane bir lirizme büründüğü için, yüzyıllarca okunduğunu ve sevildiğini kaydetmektedir . Ancak Köprülü'nün şiirlerini cidden samimî, kuvvetli bir ilhamla yazılmış olduğunu kabul etmekle birlikte, şiirlerini panteistle olarak nitelemesini ilmî yönden kabul etmek mümkün değildir. Çünkü Mutasavvıfların ilahî ve şiirlerinde ele aldıkları tarz panteizm değil vahdet-i vücûd'tur . Maalesef bu ve buna benzer bir çok konuda mutasavvıflar değerlendirilirken, tasavvufun kendi terminolojisi bırakılıp, batı kültürü ve din psikolojisi içinde ortaya çıkan ve içerik olarak tamamen farklı kavramlarla tavsif edilmeye çalışılmaktadır. Bu da tabii olarak, mutasavvıflar hakkında yanlış ve haksız kanaatlere yol açmaktadır.

Divan, genellikle tekke edebiyatının özelliklerini gösterir. Niyazî-i Mısri’nin divanında, Ahmed Yesevî ve Yûnus Emre'den geldiği şekliyle, şiirlerinde hece vezni ile aruzu birlikte kullanmış olduğunu, farklı kitlelere hitap ederek, manayı ön plana çıkartmak suretiyle, şekle fazla önem vermeyen tekke şiirinin özelliklerini bulmak mümkündür .

Niyazî-i Mısri’nin, divanında kısmen olmakla birlikte, Fuzûlî den etkilendiğini görüyoruz. Divanında yer alan ilk gazeli :

Ey gönül gel gayrıdan aşka eyle iktida
Zümre-i ehl-i hakikat anı kılmış muktedâ,

Fuzûlî’nin :

Kad enâra'l-ışku IVl-Uşşah minhâce'l-Hüdâ Sâlik-i râh-ı hakikat ışka eyler iktida.

matlalı gazeline nazîre olduğu anlaşılmaktadır. Görüldüğü gibi Niyazî-i Mısrî, Fuzûlî'yi okumuş, incelemiş ve onun tesiri altında kalmıştır. Diğer taraftan Niyazî-i Mısrî, hece vezniyle yazdığı şiirlerinde Yûnus Emre'yi kendine örnek almış, onun tarzını benimsemiştir. Niyazî-i Mısıfnin :

Sevdim seni hep varım yağmadır alan alsın Gördüm seni efkârım yağmadır alan alsın. şeklinde başlıyan şiiri, Yûnus Emre'nin :

Canlar canını buldum bu canım yağma olsun
fası ziyandan geçtim dükkanım yağma olsun

diyerek başlıyan şiirinin etkisiyle yazılmış olduğu açıkça belli olmaktadır.
Niyazî-i Mısrî'nin :
Bahr içinde kitreyim bahr oldu hayran bana
Ferş içinde zerreyim arş oldu seyrân bana
mısra'ıyla başlıyan şiiri, Yûnus Emre'nin :

Benem ol ışk bahrisi denizler hayran bana
Derya benüm katremdür zerreler umman bana
maüa'lı şiirine naziredir.

Niyazî-i Mısrî, bu şiirin son beyitinde :
Niyazinün dilinden Yûnus 'durur söyleyen
Herkese çûn cân gerek Yûnus durur can bana diyerek, kendi dilinden gerçek söyleyenin Yûnus olduğunu ifade ederek, Yûnus Emre'den etkilendiğini ifade eder.
Görüldüğü gibi, Niyazî-i Mısrî, Dîvanında Yûnus Emre ve Fuzûlîden etkilenmiştir.

Divan'm ilk baskısı Mısır Bulak'ta 1254/1838 yılında ta'lik hattıyla, taş baskısı olarak basılmıştır.
Daha sonraları müteaddid defalar basılan Dîvan'ın şerhi, Üçüncü Devre Melamîlik Pîri Şeyh Muhammed Nurul-Arabî tarafından yapılmış ve Sadeddin Bilginer tarafından yeni harflere kazandırılıp, basılmıştır .

...
Otel Tekstili antalya escort sakarya escort mersin escort gaziantep escort diyarbakir escort manisa escort bursa escort kayseri escort tekirdağ escort ankara escort adana escort ad?yaman escort afyon escort> ağrı escort ayd?n escort balıkesir escort çanakkale escort çorum escort denizli escort elaz?? escort erzurum escort eskişehir escort hatay escort istanbul escort izmir escort kocaeli escort konya escort kütahya escort malatya escort mardin escort muğla escort ordu escort samsun escort sivas escort tokat escort trabzon escort urfa escort van escort zonguldak escort batman escort şırnak escort osmaniye escort giresun escort ?sparta escort aksaray escort yozgat escort edirne escort düzce escort kastamonu escort uşak escort niğde escort rize escort amasya escort bolu escort alanya escort buca escort bornova escort izmit escort gebze escort fethiye escort bodrum escort manavgat escort alsancak escort kızılay escort eryaman escort sincan escort çorlu escort adana escort