1-Hayızlı Kadının Oruç Tutmasının Hükmü
Hayızlı kadın oruç tutması haramdır. Farz ya da nafile oruç tutabilmesi için hayız kanından temizlenmesi gerekir. 
Bu hüküm Sahih sünnet, sahabenin ameli ve Ümmetin İcma’sıyla sabittir.
Bu konuda icma vardır. 

İcma’yi Nakleden İlim Adamlari Ve Eserleri:
İbn Hazm, Meratibu’l-İcma, s. 39,40; 
İbnu'l Munzir, el İcma s.43;
İbn Hazm, el Muhalla, VI.160; 
en Nevevi, Şerh Sahih Muslim, IV.26; 
en Nevevi, el Mecmu, II.386; 
eş Şevkani, Neylu’l-Evtar, II.280; 
et Tirmizi, es Sünen, I.235; 
İbn Abdirber, et Temhid, XXII.107; 
İbn Ruşd, Bidayetu’l-Muctehid, I.56; 
ez Zeylai,Tebyınu’l-Hakayık, I.340; 
İbn Kudame, el Mugni, III.39; IV.397
-----

es Serahsi, el Mebsut III.57;
İbn Nuceym, el Bahru'r Raik I.204
el Meydani, el Lubab I.173;

2-Hayızı Ve Lohusanın Oruç Tutmamalarının Delilleri

--Muaze Bint Abdillah el Adeviyye Hadisi:
‘’Aişe ra ya sordum. Hayızlı neden orucunu kaza eder ama namazını kaza etmez? Bana sen Harici misin, diye mukabele de bulundu. Hayır dedim, sadece soruyorum. Aişe (ra) biz asrı saadette hayız sebebiyle namazı ve orucu bıraktığımızda namazı kaza etmekle emrolunmuyorduk, ama orucu kaza etmekle emrolunuyorduk da ondan cevabını verdi.’’ 

Hadisin Kaynaklari; 
-el Buhari, es Sahih, (Hayız babı Hayızlı namazını kaza etmez konusu) I.122 h no: 315; 
-Muslim, es Sahih, (Hayız babı, hayızlının orucunu kaza etme sinin farz oluşu ama namazını kaza etmemesi konusu) I.265 h no: 335 
-Hadisin şerhi için bk. İbn Hacer, Fethu’l Bari, I.422 vd.

عن معاذة بنت عبدالله العدوية قالت:
سألت عائشة رضي الله عنها فقلت: ما بال الحائض تقضي الصوم ولا تقضي الصلاة؟ فقالت: أحرورية أنت قلت: لست بحرورية ولكني أسأل، قالت: كان يصيبنا ذلك نؤمر بقضاء الصوم، ولا نؤمر بقضاء الصلاة

Tirmizi rivayeti: et Tirmizi es sünen h no: 787
“Allah rasulunun döneminde hayız olurduk sonra temizlenirdik. O bizi orucu kaza etmekle emrederdi ama namazı kaza etmekle emretmezdi.‘’

Not: Bu rivayet de dikkat edilmesi gereken incelik şudur; 
“Hz. Aişe hayız bize arız olurdu ve akabinde temizlenirdik” demektedir. Temizlendikten sonra ki zamanda namazı kaza etmekle emrolunmaz ama orucu kaza etmekle emrolunurduk demektedir. Hayızdan temizlenmeden sonra bununla emrolunmaları hayız halinde bunları yapmadıklarına delildir. 
Aişe (ra)ın bu sözü tirmizide malum sıygasıyla nakledilmiştir. Emri veren Allah rasuludur.

عن عائشة قالت كنا نحيض على عهد رسول الله صلى الله عليه وسلم ثم نطهر فيأمرنا بقضاء الصيام ولا يأمرنا بقضاء الصلاة قال أبو عيسى هذا حديث حسن 

Tirmizi rivayeti açıkça hayızlının namaz kılmaması oruç tutmaması akabinde orucu kaza etmekle emrolunmasındaki emri verenin Allah rasulu olduğunu ifade etmektedir. 

Rivayetin Hayız Halindeki Kadının Oruç Tutmayacağına Delil Olma Açısı; 
Hz. Aişe asrı saadette hayız sebebiyle namaz ve orucu kılmadıklarını haber veriyor. Yine Namazı kaza etmediklerini ama orucu daha sonra temizlik günlerinde kaza ettiklerini haber veriyor. 
Hadis Buhari ve Muslim’in sahihlik şartlarına göre rivayet edilmiştir. Ve muttefekun aleyhtir. 

--Ebu Said el Hudari Hadisi:
“Peygamber efendimiz (bir bayram günü), Mescide çıktılar ve orada bulunan kadınlara hitab ederek Sadaka verin, sizlerin cehennemin çoğunluğunu oluşturduğunuzu gördüm, buyurdular. Niçin böyle ya rasulallah denildi. Efendimiz; çok lanet eder, eşlerinize çok isyan edersiniz. Dinleri ve akılları eksik olanlardan sizin gibi, erkeklerin dengesini bozma istidadında bir başkası daha yoktur. Kadınlar, aklımızın ve dinimizin eksikliği nedir ya rasulallah dediler. Efendimiz, sizlerden ikinizin şahitliği bir erkeğe denk tutuldu bu akıl eksikliğinin manasıdır. Hayız gördüğünüzde namaz kılmaz oruç tutmazsınız bu da dininizin eksikliğinin manasıdır, buyurdular. ‘’

Hadisin Kaynaklari; 
el Buhari, (hayız babı hayızlının orucu terk etmesi konusu ) I.16 , h no: 298 ; 
Muslim, es Sahih, (iman babı, imanın ibadetlerin eksik yapılmasıyla eksilmesi konusu) I.87, h no: 80 .

عن أبي سعيد الخدري -رضي الله عنه- قال: خرج رسول الله -صلى الله عليه وسلم- في أضحى أو فطر إلى المصلى، فمر على النساء فقال: "يا معشر النساء تصدقن، فإني أريتكن أكثر آهل النار"، فقلن: وبم يا رسول الله؟ قال: تكثرن اللعن، وتكفرن العشير، ما رأيت من ناقصات عقل ودين أذهب للب الرجل الحازم من إحداكم، قلن: وما نقصان ديننا وعقلنا يا رسول الله؟ قال أليس شهادة المرأة مثل نصف شهادة الرجل؟)) قلن بل، قال: فذلك من نقصان عقلها، أليس إذا حاضت لم تصل ولم تصم؟ قلن: بلى، قال: فذلك من نقصان دينها. 

Rivayetin Hayız Halindeki Kadının Oruç Tutmayacağına Delil Olma Açısı;
Peygamberimiz, kadının hayız halinde namaz kılmadığını ve oruç tutmadığını haber vermektedir. Ve bunu da dini sorumluluklarında erkeklere göre eksik sorumluluk ve mukelleflik olarak nitelemektedir. 
--İbn Omer Hadisi; 
“Efendimiz buyurdular ki, ey kadınlar çok sadaka verin. Ve çok istiğfar edin sizin cehennem ehlinin çoğunluğunu oluşturduğunuzu gördüm……...günler boyu oturur ama namaz kılmaz, ramazan da iftar eder oruç tutmazsınız. Dininin noksanlığının manası budur.

Hadisin Kaynaklari; 
Ebu Davud, es Sunen, hno 4679; 
Ahmed b Hanbel, el Musned, II.66 vd. 
Benzer rivayet için bk. 
et Tirmizi, es Sunen, II.102; 
Ahmed b Hanbel, el Müsned, II.373 vd.; 
es Sanani, Subulu’s-selam Şerh Buluği’l-Meram, I.184; 
eş Şevkani, Neylu’l-Evtar, I.265 vd.

حديث ابن عمر فقال: قال رسول الله : " يا معشر النساء تصدقن , وأكثرن الإستغفار فإنى رأيتكن ... " الحديث مثله إلا أنه قال: " وتمكث الليالى ما تصلى , وتفطر فى رمضان فهذا نقصان الدين ".

Rivayetin Hayiz Halindeki Kadının Oruç Tutmayacağina Delil Olma Açısı:
Bu riveyet bir önceki rivayetin farklı bir metnidir. Ve İbn Ömer tarafından rivayet edilmiş halidir. Efendimiz Hayız sebebiyle günlerce namaz kılmadıklarına işaret ettikten sonra açıkça ramazanda kadınların iftar ettiklerine işaret etmektedir. Bu rivayette kadınların hayız halindeyken namaz kılmadıklarına oruç tutmadıklarına delildir.

Hayizli Ve Lohusa Ya Haram Olan İbadetler, Fiiller:
Lohusanın Hayızlının hükmünde oluşunun delili; 
Ümmü Seleme (ra)dan, lohusalar Allah rasulu (sas)in döneminde 40 gün beklerlerdi.
Ebu Davud, es Sünen h no: 312; ve Tirmizi, es Sünen h no: 139

عن أم سلمة – رضى الله عنها – قالت:
كانت النفساء تجلس على عهد رسول الله – صلى الله عليه وسلم – أربعين يوماً. 

1. Namaz
Namaz gibi cenaze namazı şükür secdesi tilavet secdesi de haramdır. İcma vardır.
Hadis: ''Hayız vakti gelince namazını terket''
el Buhari, es Sahih h no: 300

فإذا أقبلت الحيضة فاتركي الصلاة

2. Oruç
Hadis: ''Hayız halinde namaz kılmayıp orucu bırakmıyor mu''
el Buhari, es Sahih h no: 304; Müslim es Sahih h no: 80

أليس إذا حاضت لم تصل ولم تصُم

Hadis: Bize Allah rasulünün yanındayken hayız hali gelirdi de orucu kaza etmekle emrolunur ama namazı kaza etmekle emrolunmazdık.''
el Beyhaki, es Sünen, es Sağir h no: 640

كان يُصيبنا ذلك مع رسول الله – صلى الله عليه وسلم – فنؤمر بقضاء الصوم ولا نُؤمر بقضاء الصلاة

Hadis: Ebu Davud es Sünen h no: 229
حَدَّثَتْنِي مُعَاذَةُ ، أَنَّ امْرَأَةً قَالَتْ لِعَائِشَةَ : " أَتَجْزِي إِحْدَانَا صَلَاتَهَا إِذَا طَهُرَتْ ؟ فَقَالَتْ : أَحَرُورِيَّةٌ أَنْتِ ، كُنَّا نَحِيضُ مَعَ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَلَا يَأْمُرُنَا بِهِ أَوْ قَالَتْ فَلَا نَفْعَلُهُ " .

3. Beytullahın Tavafı
Hadis: ''Hayız hali Allah’ın Adem (as)ın kızlarına verdiği bir haldir. Hac da olursa hac şeairi yapılmaya devam edilir ama beytullahın tavafından geri durulur...''

إن هذا شئ كتبه الله على بنات آدم فاقضى ما يقض الحاج غير ألا تطوفى بالبيت حتى تغتسلى
حديث عَائِشَةَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهَا أَنَّهَا قَالَتْ: قَدِمْتُ مَكَّةَ وَأَنَا حَائِضٌ، وَلَمْ أَطُفْ بِالْبَيْتِ وَلاَ بَيْنَ الصَّفَا وَالمَرْوَةِ قَالَتْ: فَشَكَوْتُ ذَلِكَ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ ﷺ، قَالَ: « افْعَلِي كَمَا يَفْعَلُ الحَاجُّ غَيْرَ أَنْ لاَ تَطُوفِي بِالْبَيْتِ حَتَّى تَطْهُرِي
 

Buhari es Sahih h no: 1650; 
Müslim, es sahih h no: 1211

4-Mescide Girmek 
Hadis: Mescidler hayızlı ve cünüblere helal değildir. 

إن المسجد لا يحل لحائض ولا لجُنب
 

Buhari ve Müslim
İbn Mace, es Sünen, I.511
Ebu Davud, es Sünen h no: 232

5- Kuran Okumak –Kurana Dokunmak –Kuranı Taşımak

Hadis: Cünüb ve hayızlı kurandan birşey okumazlar

لا يقرأ الجُنب ولا الحائض شيئاً من القرآن

Hadis: Kurana ancak tahir olanlar dokunur.

ولا يمس القرآن إلا طاهر

Hadis: Kurana ancak temiz olduğunda dokun 

لا تمس القرآن إلا وأنت طاهر

Hadis: Kurana ancak temiz tahir ilen dokunulur. 

لا يمس المصحف إلا على طهارة 

6-Evlilik İlişkisi
Ayet: ''Sana hayızdan soruyorlar. De ki o eza dır. Hayız halindeyken kadınlardan uzak durun temizleninceye kadar da onlara yaklaşmayın...''
(Bakara 222)

وَيَسْأَلُونَكَ عَنِ الْمَحِيضِ قُلْ هُوَ أَذًى فَاعْتَزِلُواْ النِّسَاء فِي الْمَحِيضِ وَلاَ تَقْرَبُوهُنَّ حَتَّىَ يَطْهُرْنَ فَإِذَا تَطَهَّرْنَ فَأْتُوهُنَّ مِنْ حَيْثُ أَمَرَكُمُ اللَّهُ إِنَّ اللَّهَ يُحِبُّ التَّوَّابِينَ وَيُحِبُّ الْمُتَطَهِّرِينَ

Hadis: ''Evlilik ilişkisi dışında hayız halindeki eşinizle diğer herşeyi yapmanız caizdir.''

اصنعوا كل شئ إلا النكاح

7-Hayız Halindeyken Boşama 
Hadis: ''İbn Ömer hayız halindeki eşini boşamıştı. Allah rasulü ona haber yolladı ve eğer boşayacaksa taharet halinde boşamasını emretti''

ابن عمر رضي اله عنهما أنه طلق امرأته وهي حائض فجاء عمر فأخبر النبي صلى الله عليه وسلم فقال : مره فليراجعها حتى تطهر ثم تحيض ثم تطهر ثم إن شاء طلق وإن شاء أمسك

Hayizli Ve Lohusa Oruç Tutar Diyenlerin Delilleri Ve Eleştirisi
 
Hayizli Ve Lohusa Oruç Tutar Diyenlerin Delilleri Mustafa İslamoğlu'nun Görüşleridir.
 
İddia 1- Namaz gibi çok önemli bir ibadet konusunda Kur'an'da "Hayızlı iken namaza yaklaşmayın" diye bir âyet ve sünnette merfu olarak "Hayızlı kadın namaz kılmasın, namaza yaklaşmasın" gibi bir hadisin bulunmuyor oluşu çok çok manidardır.

C-1- Namaz, oruç, hac, zekat gibi ibadetlerin bir çok önemli detayı kuran da yoktur. Sünnette vardır. Namazın vakitlerinin giriş çıkışları, kaç rekat olarak kılınacağı, nasıl namaz kılınacağı, namazı bozan hallerin açık net ifadeleri kuran da yoktur. Sünnet olmasa namazı nasıl kılacağımızı bilemezdik. Namazın ve orucun farziyyeti ayetlerle detayı da diğer ibadetlerde olduğu gibi sünnetle sabittir. 
-Merfu olarak sünnette de hayızlı kadın namaza yaklaşmasın şeklinde peygamber (sas) emrinin olmadığının iddia edilmesi iddiası hatalıdır. 
Hayızlının oruç tutmaması hakkında çok sayıda rivayet vardır. Dolayısıyla hayızlı namaz oruç tutmaz esasının Aişe (ra) dan nakledilen hadisten başka delilinin olmadığı iddiası da ittila eksikliğidir ya da bildiği halde bilmezden gelmedir. Her ikiside büyük ayıptır.

İddia 2- Hayızlı kadının oruç tutmamasının dayanağı olan delil Hz. Aişe'nin merfu olmayan sözüdür ve o haber de Hayızlının orucu hakkında değil orucun kazası hakkındadır.

C-2- Hz iaşenin merfu olmayan sözü denilen rivayetin merfu addedilmemesi hatadır. 
Asrı saadette ‘’orucun kazasıyla emrolunuyorduk ama namazın kazasıyla emrolunmuyorduk‘’ demektedir. Dinde emredecek tek merci Allah ve rasuludur. Aişe (ra)ın o dönemden bahsederken emrolunuyorduk demesi tek emir merciini akla getirir o da Allah ve rasuludur. Dolayısıyla hadis merfudur. Hadisi merfu olarak nitelememek hadis usulu konusundaki eksiklikten kaynaklanmaktadır. 
-Aişe hadisi hayızlı kadının namaz ve orucu hakkında nasıl davranacağı hakkındadır. Namazını kaza etmeyecek ama orucunu kaza edecektir demek esasen hayızlının namaz kılmaması ve oruç tutmamasının tartışmasız bir ön kabul olduğunu da gösterir. Hayızlının namaz kılmadığı gibi oruç ta tutmadığına açıkça delildir. 
Ama bu rivayet, yazarın İslam ümmetinin icmasına muhalefet ederek iddia ettiği ‘’hayızlının dilerse oruç tutabileceğine’’ dair görüşüne en küçük bir delillik açısı içermez, içermemektedir.
Hadisin diğer sünen kitaplarındaki rivayetlerde emredenin Allah rasulu olduğu açıkça ifade edilmiştir.

İddia 3- Aişe hadisi hadis merfu değildir.
-Hadis tek kanaldan gelmiştir. Ahaddır zan ifade eder kesinlik ifade etmez.

C-3- Aişe hadisi merfudur. 
Sened ve metin açısından nakil açısından ve muhteva ve mana açısından sorunsuz bir hadistir. 
Kadınların asrı saadetten bu yana hayızlıyken namaz kılmamaları ve oruç tutmamaları tevatür derecesindedir. 
Bütün İslam coğrafyasında bütün Müslüman kadınlar tarafından nesilden nesile bilinip uygulanagelen bir şeri hükümdür. 
Hakkında İslam alim ve ravilerinin icması vardır. 
Aişe hadisi sadece Aişe (ra) dan nakledildi diye hüküm ahad haline gelmez. Hüküm ve amel mütevatirdir. Ortada bir zan varsa o da yazarın hayızlının isterse oruç tutabileceği isterse orucu kazaya bırakabileceği zannıdır. 
Kaldıki Hz. Aişe hadisi konu hakkındaki tek rivayet de değildir. Ebu Said el Hudari, İbn Ömer Hadisleri de hayızlı kadının oruç tutmayacağı hükmünü açıkça içermektedirler.

İddia 4- Peygamberin ağzından hayızlıya oruç yasaklanmamıştır. 
-Hz. Aişe'nin bir hariciye cevabı dairesinde nakledilen bu rivayette konu orucun kazasıdır. (Biz namaz kılmaz kaza etmezdik, oruç tutmaz kaza ederdik).
Bu haberin kendisi namaz ile orucun kazasının hükmünün birbirinin aynı değil ayrı olduğunu gösterir.

C 4- Oruçla namazın hükmü bir açıdan aynı bir açıdan farklılık arzetmiştir. Hayızlı namaz kılmaz oruç tutmaz ama namazını kaza etmez ama orucundan tutmadığı günleri daha sonra kaza eder. 
Yazar namazla oruç arasındaki bu ayrımın varlığını ve hükmünü itiraf ve isbat etmektedir. 
Ve bunu Aişe hadisine dayanarak yapmaktadır. Ama 3. İddiasında yaptığı delillendirme ile bu kabülü çelişmektedir. 

Bir yandan hadisin hükmünü kabul etmekte diğer yandan kuran da hayızlıya orucu yasaklayan bir ayet olmadığını savunmakta ve diğer taraftan da aynı hadisin ahad olduğunu merfu olmadığını tekrar etmekte, en sonunda da hayızlının hayız sebebiyle orucunu tutamayacak kadar eza görmesi halinde orucunu tutmayabileceğini ama tutarsa da (oruçta taharet şart olmadığından) orucunun sahih olacağı iddiasında bulunmaktadır.

Peygamberimiz hayızlıya orucu yasaklamamıştır iddiası da hatalıdır. Hz. Aişe Hz. Ebu Said el hudari Hz. İbn Ömer ve Muaze (ra)ın rivayetleri sahabenin hayızlının namaz ve orucu terk ettiğini açıkça ifade etmektedir. 

Tirmizi Rivayeti: 
et Tirmizi, es Sünen, h no: 787; ''Allah rasulünün döneminde hayız olurduk sonra temizlenirdik. O bizi orucu kaza etmekle emrederdi ama namazı kaza etmekle emretmezdi. ''Şeklindeki metniyle hayızlının namazı ve orucu terk etmesi emrini peygamberimizin verdiğini açıkça ifade etmektedir. 
Hayızlı isterse oruç tutabilir diyen yazar bu rivayetleri görmezden gelmemelidir. Tirmizi'nin rivayeti de hasen sahih bir rivayettir. 
Ebu Said el Hudari hadisinde efendimiz ‘’Hayız gördüğünüzde namaz kılmaz oruç tutmazsınız‘’

 أليس إذا حاضت لم تصل ولم تصم؟ قلن: بلى،

demiştir. Rivayet muttefakun aleyh bir rivayettir. Sözün sahibi bizatihi peygamberimizdir. Yazarın Peygamberimiz hayızlı oruç tutmaz demedi sözünü yalanlar.

İddia 5- Hayız halinin doğrudan oruçla bir alâkası yoktur. Abdestsiz namaz olmaz. Hayız hali ise abdeste münafidir. Dolayısıyla namaza da münafidir. Fakat oruçta abdest şartı diye bir şart yoktur.

C-5- Genel olarak ibadetlerde taharet şartı vardır. Cünüb ve hayızlı mescide girmez, kuran okumaz, hac da beyti tavaf etmez. Kurana gusülsüz ve abdestsiz dokunmaz. 
Bk. http://www.eskieserler.com/Eski/Eserler/Fetva/676/ 

İbadetlerde taharet gereğine rağmen ihtilam olmak oruca başlamaya münafi değildir. Çünkü taharetlenme zaten namaz için gerektiğinden mutlaka yapılacaktır. Namaz vaktinin bir kısmı gusulsüz olunsa bile tamamı gusulsüz geçirilmeyeceğinden bunun oruca mani olmayacağı ortadadır... 
Ama erkekler için kasdederek boşalma orucu bozar. Cinsel ilişki hem orucu bozar hem de gusul gerektirir. 
Oruçluyken hayız hali başlarsa oruç bozulur. Hayız hali fecr den önce biterse gusul alınamasa bile oruca başlanır. Ve oruç sahih olur.

İddia 6- Kur'an hayız halini "EZEN" (eza) olarak nitelemiştir. Ezen, "Kişiye eziyet veren, onu rahatsız eden hal"dir. Hayızlı bir kadın bu halde iken halsiz, kısmen hastadır. Nadir kadın hayızsız haliyle hayızlı halini ayırd etmez. Fakat bu nadirler bile psikolojik olarak rahatsızdırlar. Ama kahir ekseriyeti yarım hasta, bazıları ise tam hasta olurlar. Dolayısıyla ezen nitelemesi kesinlikle hastalık kapsamında değerlendirilir. Kelimenin delaleti, lugat ve hepsinden öte işin hakikati budur. Hastanın oruç tutmasının hükmü nedir?
Kur'an bu soruya cevap vermiştir: "Eğer hasta ya da yolcuysanız, tutulmayan gün sayısında diğer günlerde (tutarsınız). (Bakara 185) 

C-6- Hayız'ın hastalık, psikolojik hastalık olarak nitelenmesi kuran da yer almamaktadır. Kuran daki ifade ‘’eza’’dır. ‘’Elem’’ dir. 
Hayız oluşumu üreme ve neslin devamı için kadın vucudunda yaratılmış bir sistemin gereklerinden ya da sonuçlarından birisidir. 
Bu çerçevede Hayız haline tıbben müdahale edilip kadının hayız görmesinin engellenmesi caiz değildir.
Diğer taraftan Hayız görmeyen kadının hayız yaşı geldiyse tedavi edilmesi mümkünse, tedavi edilmesi gerekir. 

Ama Hayız kanı dışındaki istihaze kanı hastalık kanıdır. Tedavi edilmesi mümkünse tedavi edilir.
Dolayısıyla ‘’kısmen hasta, hastalık, hayızlılar psikolojik hastadır’’ nitelemeleri yazar tarafından kullanıldığı çerçevede Kurandaki hayız ile ilgili ayet manalandırılmasında kullanılmamalıdır. 

Bu açıklamalardan sonra Hayız gören kadın için hastalık nitelemesi yapıp onun üzerine de hastaların dilerlerse oruç tutmaları dilerlerse oruçlarını açmaları genişliğini esas almak ve ''hayızlı kadın hasta ya da hasta hükmünde olduğundan dilerse oruç tutar dilerse tutmaz diyoruz'' demek hatalı bir değerlendirme ve fetva girişimi olur. 

Yazar, kuran da hasta ya da yolcuysanız geçiyor diye ya hasta ya yolcu ise ancak orucu tutmayabilir ekseni yerine asrı saadetten beri devam edegelen uygulamanın okumasını gerçekleştirip;
--Hayız ezadır. Eza hali sebebiyle Allah ve rasulü hayız günlerinde ve nifas günlerinde kadına namaz kılma, oruç tutma, hac da tavaf etme muafiyeti vermiştir, demeliydi.
Zira bu ibadetlerin hiçbirisi takatsizlik ve ya bir yerimizde oluşan bir hastalık sebebiyle kazaya bırakma iznine mazeret olmaz. Mesela namaz yolculuk sebebiyle ya da basit bir hastalık sebebiyle kazaya bırakılmaz. 
Mesela aynı durumdaki birisi hakkında oruç tutmasa da olur denmez.
Mesela kabe'nin tavafı daha sonra yapılsın denmez… 
 
Hayız hali kadının annelik fıtratının doğasının gereği bir haldir. Bu hale Allah'ın verdiği isim ‘’eza hali’’dir. Bu eza halinin hastalık ya da psikolojik hastalık olarak tercüme ya da tefsiri caiz olmaz. 

Dolayısıyla Hayız halindeki kadının hastanın oruç tutmaması ruhsatına benzetilerek isterse oruç tutar isterse tutmaz ictihadı yapılamaz. 
Hayız hali ibadetlerin yapılabilmesi için temizlenmeye ihtiyaç duyulan bir özellik de arz etmektedir. Allah ve Rasulü Hayız halini kadının ibadetleri yapmak için asıl temel olan taharet üzere olma hali dışında tutmuşlardır. İstihade halinde de kan akar ama o halde ki kadın namazını kılar orucunu tutar. Tavafını yapar. Kuranını okur. Ama hayız halindeki kadın bunları yapmaktan men edilmiştir. 
Bütün bunlar hayız halinin namaz ve oruca ve tavafa mani özel bir kadın hali olduğunu ve bu maniliğin illetinin (sebebinin) taabbudi ( sebebi bilinmeyen anlaşılmayan ilahi emirler) den olduğunu gösterir.
Bu yönüyle de Hayız halinin dinimizdeki durumunun hastalığa benzetilmesi ve istenirse bu halde oruç tutulabileceğinin iddiası geçersizdir. 

İddia 7. İmam Nevevi'nin cevabı da gösteriyor ki, bu meselede ilk böyle düşünen biz değiliz. O zaman da varmış. Nevevi "Böyle diyen birine şöyle derim" dediğine göre bazı âlimler o gün de bunu gündeme getirmişler. Fakat o unutulmaya mahkûm edilmiş görünüyor)

C-7- İmam Nevevi hayızlının oruçtutmasının icma ile haram olduğunu ifade etmektedir. Bk. en Nevevi, Şerh Sahih Muslim, IV.26, 
en Nevevi, el Mecmu, II.386; 
Hayızlının oruç tutması fetvasını veren hiç kimse yoktur.

Mülahaza: Zehra Acun 
Peki bişey sorabilir miyim neden fıkıh kitaplarında hayızlı kadının oruç tutması ruhsat olarak gösteriliyor?

el Cevab: 
Şer’i ilimler okumuş birisi hiçbir surette hayızlı kadının oruç tutmasını ruhsat olarak göstermez. 
Yukarıda İslam alimlerinin hayızlının oruç tutmasının haram olduğu konusundaki icmasının kaynaklarını verdim.
Dediğiniz şey 21.yy da olabilir. Tavuktan kurban caizdir, denilipte müslümanların kanının donmadığı yüzyılda başörtüsünün okullarda yasak olmasına kimsenin özellikle de hocaların gık demeden sessiz kaldıkları yüzyılda…

Hüseyin Atay'ın Görüşlerinin Özeti ve Görüşlerinin Eleştirisi:
İddia 1- Hayız hastalıktır hastanın oruç tutması da terk etmesi de güç yetirmesi durumuna göre caizdir. O halde hayızlının oruç tutması haram değil caizdir.

C-1) Hayız hali kadın yaratılışının gereğidir. Hayız halinin hastalık olarak nitelenmesi yazarın kendi kanaatidir. Hayız halinin konu hakkında tevatür derecesindeki asrı saadetten günümüze uygulana gelen hüküm dikkate alınmayıp hastalık eksenine oturtulması ve hastanın oruç tutması ya da tutmamasının da serbest olması temelinde değerlendirilmesi bir Müslümanın söyleyeceği söz değildir. 
Bir konuda tereddütsüz bir nakil ve Müslümanların bilip uygulaya geldikleri bir hüküm varsa bu şekilde kişisel düşünceler üretip onlara dayanarak dini konuda kanaat izhar edilmesi ''ilhad'' (dini değer ve hükümleri keyfi olarak kabul etmeme veya reddetme) olur. 

İddia 2- Orucu vaktinde tutmamak sonraki bir zamana bırakmak sıkıntı oluşturur. Vaktinde tutmak daha kolaydır. Hayızlı hastadır. Orucunu tutması daha uygun olur.

C-2) Orucun sonraki bir zamana bırakılmasında daha sonra tutulması halinde sıkıntı oluştuğu tezi de kişiseldir. Bizler Allahın dini hakkında konuşuyoruz. Kişisel kanaatlerimizle bir din anlayışı oluşturmuyoruz. Esasen bu fiil de dindarlık değildir. Din dışıdır. 
Yazarın ifadesiyle hasta insan hastayken daha sonra zorluk olmasın diye oruç tutar deniliyor. Halbuki bu sözler de kendi içerisinde tutarsızdır. Hastayken oruç tutsun daha kolay olur tespiti de zayıf bir aklın ürünüdür. Sağlıklı iken oruç tutmak zor olur manasına da gelen yazarın lafları değerlendirme zaafiyetinin ileri derecede bir aşamasıdır. 

İddia 3- Hayızlı kadınlara ait fıkıh hükümlerini yeniden gözden geçirip Kur'an'a göre değerlendirmelidir. Eski dönemde hayızlı kadınlar çok sıkıntı çekiyorlardı ama şimdi medeni seviye gelişti. Kadınların bugün hayızlıyken oruç tutmaları artık daha kolaydır, tutmalıdırlar.

C-3) Hayızlı kadınla alakalı fıkhi hükümlerin kurana göre gözden geçirilmesi tavsiyesi sünneti devre dışı bırakarak yerine medeni hayat standartlarını geçirmek manasında yazar tarafından tavsiye edilmektedir.
Kadınlar o dönemde hayızlı iken çok sıkıntı çekiyorlardı ön kabulüyle hareket eden yazar günümüzde aynı bedenlerin aynı şekilde hayız gördüklerini ihmal ederek düşünce üretmektedir. Kadınlara hayız halinin eza olması acaba modern pedler kullanılmasıyla ortadan kalkmış mıdır? Subhanallah.

İddia 4- Hayızlı kadınla ilişkiye girilmesi durumunda sadaka verilmesi tavsiyesi ortadadır. Kur'an'da emir varken bile, Hz. Peygamber'e isnat edilen bir hadiste, hayızlı halinde cinsi münasebette bulunan kocanın ilk günlerinde bir dinar ve sonraki günlerde yarım dinar altın para, fakire vermesini emretmiştir ki, bu çok kolaylık gösteren bir yorum sayılır.
 
C-4) Kuranda hayızlı kadından uzak durun emri vardır ama sadece ilişki açısından bu emir verilmiştir. Ama yazar nefsine hakim olamayanların istiğfar etmelerinin yöntemlerinden birini içeren bir rivayeti haram olan fiili yumuşatırmış gibi kabul edip bu rivayeti de hükmü de çarpıtmıştır. Hadiste geçen sadaka verme emri hayızlı ile ilişkiyi yumuşatmaz. Hayızlı ile ilişkiye girmek haramdır. Hüküm bakidir. Ama nefsine hakim olamayanların istiğfar etmesi gerekir. Ayrıca da sadaka vermeleri gerekir. 
Kimin Allah korkusu ve sevgisi kendisini nefsine hakim olmaya yetiyorsa haramdan şiddetle kaçınmalıdır. Kim de bir harama düşerse hemen istiğfar etmeli ve onunla da yetinmeyip keffaret olarak sadaka vermelidir. 
Yazar sanki ilgili hadis metninin hayızlıyla ilişkiye girilmesini yumuşattığı hafiflettiğini ima ediyor. Bu da hatadır ve yazarın Allah’ın emirlerine karşı laubaliliğine apaçık bir göstergedir. 
Allah yazarın anlayışının şerrinden kendisini sevenleri muhafaza buyursun. Amin!