Hit (5875) F-5

Meryem Validemize Gönderilen Ruh Efendimizin Ruhu Olabilir mi

İlim Dalı : Fıkıh Konusu : İslam,Peygamberimiz
Soruyu Soran : Cevaplayan : Muhammed Önder
Cevaplayanın Mezhebi:
Ekleyen : /2013-08-15 Güncelleyen : Sümeyye Abacı/2020-04-17

Soru: "Meryem Validemize Gönderilen Ruh, Efendimiz'in Ruhu Olabilir mi?"
“Acaba ne idi bu ruh? Hemen büyük çoğunluğu itibariyle bütün tefsirler, ayeti kerimede: “… Ruhumuzu gönderdik…”diye belirtilen ruhun Cebrail (a.s.) olduğunu ifade etmektedirler. Ne var ki, burada Kur’an “Ruh” tabirini kullanıyor; Ruh’un tayininde ise ihtilaf vardır. İhtimalin sınırları ise ihtilafın çerçevesini aşkındır; hatta Efendimiz'in ruhunu içine alacak kadar da geniştir. Evet bu da muhtemeldir; zira Hz. Meryem çok afife ve nezihe bir kadındı. Bu itibarla da gözlerinin içine başka bir hayal girmemişti ve girmemeliydi de. O'na sadece kendisine helal olan biri bakmalıydı. O da olsa olsa Efendimiz olabilirdi; zira O, bir münasebetle Hz. Meryem’in kendisiyle nikâhlandığına işaret buyuruyordu. Bu açıdan da “Ruh”un Efendimizin ruhu olabileceği de ihtimal dâhilindedir…” 

Kur’an’dan İdrake Yansıyanlar, İstanbul, 2000, s. 247-248.
Bu konuyu tahkik eder misiniz?

el Cevab: Yukardaki metindeki problemleri aşağıdaki gibi maddeleştirmek mümkündür.
S1-Kur’an “Ruh” tabirini kullanıyor; ruh’un tayininde ise ihtilaf vardır. 
S2-İhtimalin sınırları ise ihtilafın çerçevesini aşkındır; hatta Efendimiz'in ruhunu içine alacak kadar da geniştir. Evet bu da muhtemeldir; zira Hz. Meryem çok afife ve nezihe bir kadındı. Bu itibarla da gözlerinin içine başka bir hayal girmemişti ve girmemeliydi de. O'na sadece kendisine helal olan biri bakmalıydı. 
S3- O da, olsa olsa Efendimiz olabilirdi; zira O bir münasebetle Hz. Meryem’in kendisiyle nikâhlandığına işaret buyuruyordu. 
S4- Bu açıdan da “Ruh”un Efendimiz'in ruhu olabileceği de ihtimal dâhilindedir…  

---- 

C1-Ruhun tayininde ihtilaf yoktur. Söz konusu "ruh" Cebrail aleyhisselam’dır.
Ruhlar aleminden bir ruhun gelip, Meryem validemize temessül etmesi ve o ruhun da bir insan ruhu olması hiçbir şekilde varid ve vakii olan bir durum değildir.

Böyle bir durum olsaydı Efendimiz haber verirdi. Kur'an'da da "Meryem oğlu İsa" değil "Muhammed oğlu İsa" denilirdi. Böyle denilmemesine rağmen "böyledir" ya da "böyle olabilir" denilmesi, ya da "olması caizdir" denilmesi ; vacip-caiz-ve müstahil ile ilgili meselelerin itkan edilmediğini gösterir. Ya da bilinçli olarak gözardı edildiğine ...

C2- İhtimalin Sınırları İle Alakalı Tesbit Kesinlikle Hatalıdır.  
Bu duruma ihtimal olarak bile cevaz vermek için bir delil yoktur. Bir peygamberin ruhunun onun dünyaya gelmesinden 500 küsur sene önce dünyaya gelip bir kadınla ilişkiye girdiğinin ima edilmesi de hurafedir. Sağlıksız bir düşüncedir. Ruhun beden ve ruh sahibi bir kadınla nikah kıyması da caiz değildir. Çocuk sahibi olması da.. Bunun bir peygamberin ruhu hakkında iddia edilmesi de caiz değildir. 
Genel bir mantık kuralı olarak bir şeyin tasavvurundan o şeyin vukuu gerekmez. Yine bir itikadi kural olarak, bir itikadi konuda cevaz vermek o hükmün isbat edilmesi varlığının kabul edilmiş olması manasına gelir. 
Hoca’nın bunları hesaba katmamış olmasını yadırgamamak elde değildir. 

C3- Efendimiz'in cennette Meryem validemizle nikahı hakkında rivayetler vardır. Ama dünyada evlenmelerini isbat etmez.  
Kaldı ki Meryem validemiz, bir erkekle ya da erkek kılığındaki melekle cinsel ilişkiye girmek suretiyle hamile kalmamıştır. Onun hamile kalması Allahu Teala'nın harikulade bir yaratmasıyla olmuştur. 
Kur'an-ı Kerim'de Meryem validemizin, dolayısıyla İsa peygamberin, babasız yaratıldığı isbat edilir. Necran Hristiyanları’nın Efendimiz’e; ''Sen bizim peygamberimizin ilahi yönünü inkar ederek aşağılıyorsun'' sözleri üzerine ayet inmiş ve İsa aleyhisselam'ın Allah'ın kulu ve rasulu olduğu, benzerinin de Adem aleyhisselam olduğu ifade edilmiştir. Adem as annesiz ve babasız yaratılmış, İsa a.s ise babasız yaratılmıştır. Mesele budur. 
Ve bu ayet ortadayken İsa aleyhisselam'ın babasının efendimiz olabileceğinin söylenmesi ya da ima edilmesi sukut ile karşılanması gereken bir sukutu hayal sebebi sözdür.

c4-  Söz Konusu “Ruhun” Efendimiz Olabileceği İhtimal Dahilinde Değildir.


واذكر في الكتاب مريم إذ انتبذت من أهلها مكانا شرقيا فاتخذت من دونهم حجابا فأرسلنا إليها روحنا فتمثل لها بشرا سويا قالت إني أعوذ بالرحمن منك إن كنت تقيا قال إنما أنا رسول ربك لأهب لك غلاما زكيا قالت أنى يكون لي غلام ولم يمسسني بشر ولم أك بغيا قال كذلك قال ربك هو علي هين ولنجعله آية للناس ورحمة منا وكان أمرا مقضيا فحملته فانتبذت به مكانا قصيا فأجاءها المخاض إلى جذع النخلة قالت يا ليتني مت قبل هذا وكنت نسيا منسيا فناداها من تحتها ألا تحزني قد جعل ربك تحتك سريا وهزي إليك بجذع النخلة تساقط عليك رطبا جنيا فكلي واشربي وقري عينا فإما ترين من البشر أحدا فقولي إني نذرت للرحمن صوما فلن أكلم اليوم إنسيا 

 
Ayette gelen ruh; ''Ben senin Rabbinin sana çocuk vermek için gönderdiği rasuluyum'' demektedir. Bu rasul Nuh aleyhisselam'a gönderilen, Lut aleyhisselam’a gönderilen ruhtur. Aynı şekilde İbrahim aleyhisselam’a da çocuk müjdeleyen ruhtur. Yani Cebrail aleyhisselam’dır.  
Meryem validemiz kendisine bir beşerin temas etmediğini söylemektedir. Efendimiz ademoğullarındandır. Ve ayet Meryem validemize hiçbir şekilde beşer temasının olmadığını ifade etmektedir. Bu gelen ruhun insan türünden olmadığını açıkça ifade ve isbat eder. 
Meryem validemiz cinsel temas olmaksızın hamile kalmıştır. Dolayısıyla konunun Efendimiz’in cennette eşi olmasıyla bir alakası yoktur. 
Meryem validemizin gözüne başka gözün temas etmemesi ise edebi nitelemedir. Hükümsüz bir ifadedir.


Mülahaza: Hüseyin Kaynak (29.7.2015)
Kuranı kerimde kullanılan ruh kelimesi Cebrail aleyhisselamdır. Zira aynı şekilde kadir suresinin 4.ayetinde Cenabı Allah ''Melekler ve Ruh (Cebrail ) o gece Rablerinin izniyle, her iş için inerler.'' buyuyor. Aslında bu şekilde kuranı kuranla tefsiri de gerçekleşmiş oluyor ki bu da en güvenilir tefsir metodlarından birisidir. Cumhuru müfessir (müfessirlerin çoğu) bu görüştedir.
Ruhun efendimiz olma ihtimali ise çok zayıf bir görüştür. Yukarıda zaten ihtimal dahilindedir diyor. Böyle bir şey Allahın kudretinden uzak değildir.
Bu tip ihtilaflı meselelerde çoğunluğun tercih ettiği görüşe göre amel etmek en faziletlisi olup yani tartışmalar mahal vermemek en iyisidir.

el Cevab: Meryem validemize ''gönderilen ruh'' un efendimiz olduğunun vehm edilmesi bile inanç karışıklığı ve akıl yetmezliği olur. Asrı saadetten günümüze hiç bir Müslüman böyle bir şeyi iddia etmemiştir. Salihlerden de talihlerden de böyle bir iddia da bulunan yoktur.
-Allahın kudreti mümkinata taalluk eder. Ama sünnetullah da böyle bir şey yoktur. 
-Hiçbir peygamber dünyaya önce ruh olarak gelip sonra beden ve ruh olarak gelmemiştir. 
-Hiçbir insan ruhlar aleminden dünyaya iki defa gönderilmemiştir. Berzah aleminden (yani dünya hayatını yaşayıp da öldükten sonra gidilen ara alemi kasdediyorum) öldükten sonra peygamber mucizesi olarak ruhları bedenlerine iade edilen insanlar vardır ve İsa (as) inince de bu olay bir defa daha tekrarlanacaktır o kadar.

Ek 1: Efendimiz Ruh Olarak Meryem (as)’a Gönderilmemiştir. 
Ama peygamberimizin ruhlar aleminden dünyaya gönderilip İsa (as)ın annesi Meryem validemize göründüğünün söylenmesi büyük bir sürçü lisandır da. 
Zira bu sözün gereği, İsa (as)ın babasının efendimiz olması ihtimalidir. Bir başka ifadeyle İsa (as)ın babasız değil anne babadan doğduğu anlamına gelir. 
Subhanallah... 
İsa (as)ın babasız doğması onun en büyük mucizelerinden iken bu sözün söylenmesi ve bu mananın ima edilmesi de sahibinin Kitap ve sünnet ekseninden hayli uzakta olduğunu ifade eder. Muhtemelen bu kastedilmemiş ama akla gelen bu şeni mananın kastedilmediği ifade edilmeli zihinlere gelen ihtimallerden insanlar kurtarılmalıydı.

Ek2: Hıristiyanlar İsa As'ın Ruhunun Allahın Ruhundan Olduğunu Söylerler
Hıristiyanlar Meryem validemize gelen ruhun Allah’ın ruhu olduğunu dolayısıyla da doğan çocuğun Allahın oğlu olduğunu iddia etmektedirler. 
Kuran’daki ifade ise ruhun kendisine ''bir oğlan çocuğu vermek üzere gönderildiği'' şeklindedir. 
Ayette, Meryem validemiz ise kendisine beşer eli değmediğini açıkça söylemektedir. Yani gelen ruh; beşer değildir ve gelen ruh ona değmemiştir. Sadece Allahın kendisine bir beşer eli değmeden erkek çocuk lutfedeceğini ona haber vermek üzere gönderilmiş bir elçidir. 
''fe temessele leha beşeran seviyye '', demek Ruh ona yaratılışı uygun ve güzel bir insan suretinde göründü demektir. Bu insan sureti, meleğin insan suretinde göründüğünde girdiği insan suretidir. 
O gönderilen ruh peygamberimizdi denildiğinde; peygamberimizin insan suretinde ona göründüğü manası gerekecektir. Halbuki bu mana da hiçbir ayette ve hadiste zikredilmemiş bir manadır. Buna rağmen o ruhun efendimizin ruhu olduğunun iddiası yeni bir inanç esası ihdas etmek olacaktır ki, bir mümin Allah ve Rasulu hakkında aklına gelen fantastik hayellerle konuşmaz.

Ek 3: İnsan Ruhu Anne Rahmindeki Cenine Melek Tarafından Üflenir. Peygamberlerin Böyle Bir Görevi Yoktur.
-Diğer taraftan bütün insan ruhları anne rahmine melekler tarafından üflenirler. Bu yaratılışla alakalı bir inanç esasıdır. 
Meryem validemize İsa as ın ruhunun üflenmesi de melek tarafından yapılmıştır. Ama şu var ki Meryem validemiz bir erkek ile birlikte olup da rahminde döllenme olmadan hamile kalmıştır. Ayette Meryem validemizin rahmindeki ceninin oluşma evresine atıfta bulunulmaması ilahi üslubun gereğidir. 
Kuran da anlatılan olaylar bütünüyle değil en dikkat çekici yönüyle anlatılırlar. Burada da ruh üflenmesi için gelen meleğin insan suretine girip Meryem (as)a İsa (as)ı müjdelediği ve nasıl davranması gerektiğini ona öğrettiği anlatılmış. Çocuğun nasıl cenin haline geldiği konusu hiç işlenmemiştir.

Ek 4: Meryem Annemize Gönderilen Melek Rahmindeki Cenine Ruh Üflemeye Ve Onu Müjdelemeye Gelmiştir. Onu Hamile Bırakmaya Değil.
Diyeceğim o ki Ayetteki ifadelere dikkat edilirse melek (ruh) ruh üflemeye gelmiştir. Meryem'in hamile kalması için ona dokunmaya gelmemiştir. Konunun cenin oluşumuyla alakası yoktur. Sadece ruh üflemeyle alakası vardır. Ruh ise ceninin 4 aylık olduğu zaman üflenmektedir. 
Bütün bunlar ortadayken, ilgili ruhun Meryem’e gelişinin ve ona ruh üflemesinin İsa (as) a baba arama ya da onun annesinin efendimizin ahirette ki hanımlarından olması ile ilişkilendirilmesi değerlendirme zaafiyeti olur ve olmuştur.

Ek 5: Peygamberlerin Hanımları Dul Ya Da Bakire Ya Da Kölelerden Olabilir. Bu Bir Eksiklik Ya Da Ayıp Değildir. 
Müellifin (Hz. Meryem çok afife ve nezihe bir kadındı. Bu itibarla da gözlerinin içine başka bir hayal girmemişti ve girmemeliydi de. Ona sadece kendisine helal olan biri bakmalıydı) sözleri de manasızdır. Afallahu anhu ve anna...
Efendimizin hanımlarının çoğu daha önce evlilik yapmışlardı. Evlilik helal bir insani haldir. Peygamberlerin ve efendimizin evleneceği hanımların ondan başkasıyla göz temasında bulunmaması gereği ve iddiası da hayalidir. Efendimiz bizzat Allah tarafından evlendirilmiştir. Zeynep validemiz evlatlığının eski eşidir. Mısırlı cariye olan eşi, bir köledir. Ondan çocuğu da olmuştur.


Mülahaza: Hüseyin Kaynak 
Soruda gelen metnin tamamına bakarsak müellifin ne demek istediği daha iyi anlaşılır.
فَاتَّخَذَتْ مِنْ دُونِهِمْ حِجَاباً فَأَرْسَلْنَا إِلَيْهَا رُوحَنَا فَتَمَثَّلَ لَهَا بَشَراً سَوِيّاً

"Meryem, onlarla kendi arasına bir perde çekmişti. Derken, Biz ona ruhumuzu gönderdik de o, kendisine tastamam bir insan şeklinde göründü." (Meryem sûresi, 19/17)
Hz. Meryem, ailesinden ayrılarak kaldığı yere nispeten daha bir doğuya çekildi; çekilmekle de kalmadı, ailesi ile kendi arasına bir sütre ve perde koydu. Bu asude ve kimsesiz yerde, insanlarla kendi arasına bir engel ve perdenin yerleştirilmesi, onun kadınlık hâllerini hissettirmeme hassasiyetinden, temizlenme ihtiyacından olabileceği gibi, sessiz bir ortamda ibadeti, teveccühü ve en mükemmel şekilde bir konsantrasyon yakalama adına da olabilir ki, siyakı bezeyen kelimeler bu mülâhazalara açık gibidir... Evet işte onun, bu ölçüde bir cismanî ve ruhanî nezaheti benliğinin derinliklerinde tastamam duyması sonucundadır ki, 5الطَّيِّبَاتُ لِلطَّيِّب۪ينَ mantukunca, lebrîz edilmiş bu ruh ve tertemiz bir hâl almış o atmosferde, yeni bir ruh mesajıyla gelen Hz. Ruh temessül edivermiştir. Bununla insanlık yeniden dirilecek ve kıyamete kadar da bu dirilişler birbirini takip edecekti.
Acaba ne idi bu ruh? Hemen büyük çoğunluğu itibarıyla bütün tefsirler, âyet-i kerimedeki "...ruhumuzu gönderdik..." diye belirtilen ruh'un Cebrail (aleyhisselâm) olduğunu ifade etmektedirler. Ne var ki burada Kur'ân "ruh" tabiri kullanıyor; ruhun tayininde ise ihtilaf vardır. İhtimalin sınırları ise ihtilafın çerçevesini aşkındır; hatta Efendimiz'in ruhunu içine alacak kadar da geniştir. Evet bu da muhtemeldir; zira Hz. Meryem çok afife ve nezihe bir kadındı. Bu itibarla da gözlerinin içine başka hayal girmemişti ve girmemeliydi de. Ona sadece kendisine helâl olan biri bakmalıydı. O da olsa olsa Efendimiz olabilirdi, zira O bir münasebetle Hz. Meryem'in kendisiyle nikâhlandığına işaret buyuruyordu.[6] Bu açıdan da "ruh"un Efendimiz'in ruhu olabileceği de ihtimal dahilindedir. Ancak bu kat'î değildir, sadece bir ihtimaldir. İhtimaller ise delillerle takviye edilecekleri ana kadar kat'iyet ifade etmezler.

[5] "Temiz kadınlar temiz erkeklere yakışır." (Nur sûresi, 24/26.)
[6] Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebir, 8/258
.

el Cevab: İhtimal faraziyesinin ihtimali muhtemel değil muhaldir. 
Allahın gücü her şeye yeter. İnsanlar eşeğe binebiliyor. O halde Allah da eşeğe binebilir dememizde hiçbir mahzur yok denildiğinde bu bazılarına caiz gelebilir. 
Bu ihtimal muhtemel görülüp muhal görülmeyebilir. Ama bu gaflet ve dalalet hatta küfür olur. Allah eşeğe binmekle vasfolunmaz. Binebilir mi denmez. 
Gelen ruh sadece ruh üflemeye ve çocuğu olacağını müjdelemeye gelmiştir. O kadar. 
Çocuğun olmasıyla ve Meryem validemizin hamile kalmasıyla alakası yoktur. 
Hayaline Meryem validemizin ahirette efendimizin eşi olacağını koyan birisi tutup ta, onun gözlerine başka bir hayal değmemeliydi gibi ''endazesiz'' bir ifadeyle gelen ruhun efendimizin ruhu olması mümkündür demesi İslam tarihi içinde okuduğum ''EN SIRA DIŞI HURAFEDİR'' 
-İtikadi konularda bir şeye caizdir demek o şeyin olmasında bir mahzur yok esasen itikad edilebilir demektir. 
- Yazarın sözüne inanıp olabilir demek büyük bir iddia olacaktır. Gelen ruh, ruh üflemeye gelmiş ve tecessüd etmiştir. Ve insan suretinde iken Meryem validemizle konuşmuştur.
Gelen Muhammed (as)ın ruhu denildiğinde daha dünya hayatına gelmeden dünyaya gelen ve ahiret hayatındaki hanımına çocuk müjdeleyen bir ruh, cisimleşebilen bir ruh, ruh üfleyen bir ruh olduğuna da inanmakta bir sakınca olmamalıdır. 
Halbuki İslam da inanç esasları açık kuran ayetleri ve sahih sünnet naslarıyla sabit olur.

Meryem Validemizin Rahmindeki Cenine Ruh Üflenmesini Peygamberimizin Yaptığı İddiasının Mahzurları;
1- Bugüne kadar hiçbir Müslüman bir peygamber ruhunun bir insan ruhunu anne rahmindeki cenine üflediğini söylememiştir. Söylemiş olursunuz. 
2- İnsan ruhları dünya hayatına gönderilmezden evvel dünya da ceced olarak başka insan ya da insanlara görülebilir onlarla konuşabilir demiş olursunuz. 
3- İnsanların aklına Hz İsa’nın babasının peygamberimiz olduğu gibi bir manayı da getirmiş olursunuz. Hıristiyanlarla diyalog kuralım derken 3. dünya savaşı çıkaracak bir sıkıntılı duruma sebebiyet verebilirsiniz. Kaldı ki özelden bana İsa (as)ın ölünce neden peygamberimizin kabrine gömüleceğini şimdi anladım demesi acıdır. 
4- İnsan Ruhlarının dünya hayatına gelmeden evvel dünya hayatındaki olan bitenlerden haberdar olduklarını söylemiş olursunuz. 
5- Peygamberimize ayetle ya da hadisle sabit olmayan bir mucize nispet etmiş olursunuz.