Hit (4206) F-366

Estetik Ameliyatının Hükmü

İlim Dalı : Fıkıh Konusu : Tedavi,Kadının Süslenmesi
Soruyu Soran : Cevaplayan : Önder Nar
Cevaplayanın Mezhebi:
Ekleyen : /2013-11-14 Güncelleyen : /0000-00-00

Soru: Estetik ameliyatı yaptırmak caiz midir?

el Cevab: Bu problemle muhatab olan insana göre değişir.

1.durum: Bir kaza ya da hastalık vs sebeple beden sureti zarar görmüştür. Bu durumda olanlar sağlıklı hallerine dönmek isterlerse onlar için estetik ameliyat caizdir.

2. durum: Eşlerden birinin normal olmayan bir vücut görüntüsüne sahip olması halinde müneffir halden kurtulup eşine mutluluk vermek için estetik ameliyat yaptırması. Hükmü ihtilaflıdır. Boşanma hali oluşacaksa estetik tedavi gerektiği kadarıyla caizdir.

3.durum: Bir kusurun tedavisi için değil güzelleşmek, etkileyici olmak, beğenilmek vs. sebeplerle estetik ameliyat olmak. İman ve salih amel tadilatına ihtiyacı vardır. Bu fiil kebiradır.

Ek: İnsanlar dini değerlerle muhatablıkları acısından üç türdürler.
1. Tür: Müellefe-i Kulubdur. Bunlarda kendi aralarında sınıf sınıftırlar. Müminlerden, münafıklardan, müşriklerden... müellefe-i kulub olur. Bunların dini değerlerle mükelleflikleri tartabildikleri kadarıyladır. Başörtüsünü açmak isterlerse açabilirsiniz denebilir, estetik yaptırma konusunda da serbest bırakılabilirler.

2. Tür: Normal Müslümanlardır: Bunlara normal dini değerler seviyesinde bilgi ve fetva verilir. Estetik ameliyatla alakalı el cevab başlığı altında yazdıklarım onlar için geçerlidir.

3.Tür: Ahvatla amel edenlerdir. Bunlar bu tür sorular sormazlar. Şüpheli şeylerden kaçınırlar.

4 mezhebin fukahasının fetvalarının ittifak noktalarını arayıp Allah’a onlara göre kulluk ederler. Ulaike humul muminune hakkan ayetindeki örnek müslümanlardır.

Mulahaza : Ayşe Reşad
Allah razı olsun. Dini değerlerle muhataplıkları açısından insanların gruplanması ilginç geldi bana…
Ama güzel, bu tasnifi siz mi yaptınız yoksa ulemadan da var mı böyle yapan? Özellikle şu asırda “Müellefei Kulub”hükmünde mü’minlerin çok olduğu bir zamanda, hidayet yolunu kesercesine üstüne gitmemek, kalplerini ısındırmak lazım... Bunu bilmek hoş oldu.. .Bir de “ahvat” ne demek kelime olarak?

el Cevab:
İmam Ebu Hanife hocamızdır. Onun insanların sınıflandırılmasıyla alakalı tesbitlerine bakabilirsiniz.
Klasik islami ilimleri okuyan bir insan bu tür tasnifler yapabilir. Aslı sabit değerlerin üzerine anlatım ve ifade tarzları geliştirilebilir. Sizin anlatmak istediğimi anlamanız önemliydi...

Ahvat: Mezheplerin farklı ictihadlarını öğrenip hepsinin öne sürdüğü şartlara uygun şekilde ibadetlerini yapmak demek.
Telfik de; fukahanın ictihadlarının en kolaylarını seçerek dini hayatını düzenlemek demektir. Örneğin; nikah kıyılırken hem velinin izni hem iki şahit hem denklik hem nikahın ilanını yapıp gizlememek ahvatla ameldir. İki insanın birbirleriyle bu şartların tamamını ya da bir kısmını dikkate almadan evlenmesi de telfikdir.

Mulahaza :Murat Çetin
Hocam bana garip geldi bu gruplandırmada hükmün gevşetilip, sıkıştırılması! İnsanların nefislerine göre fetva verilmiş olmuyor mu? Başörtüsü örneğindeki gibi... Bunun sonucu, "inandığınız gibi yaşamazsanız, yaşadığınız gibi inanırsınız" sonucuna varmaz mı?

Mulahaza: Zeynep Kılıç
Efendimize "vallahi bundan ne fazla ne de noksan yaparım" diyen ve "sözünde dursa kurtuluşa erdi" müjdesini alan bedevi geldi aklıma. Herkesin meşrebi, örfü, çapı-idraki eşit olmuyor ama ondaki ölçü nafile-farz hususundaydı gerçi. teşekkürler aydınlatma için.

el Cevab:
Durum öyle değil. Dinin hükümleri değişmez. Teşri efendimizin vefaatıyla tamamlanmıştır. Emir ve Nehiyler bellidir, sabittir. İnsanların dini değerlerle muhatap oluşları farziyetin tahakkuk etme şartlarıyla birlikte değerlendirilir. İnsanların nefislerine göre değil Allah’ın verdiği izin çerçevesinde bu fetvalar verilebilir.
Küfür sözü inanır gibi söylemek sahibini dinden çıkarır ama öldürülmekten korkan ya da bedenine zarar verilmesinden korkan imanını gizleyebilir. Bu ayetle sabittir. Mubah kılınan küfür olanın itikad edilmesi değildir. Küfür sözün, ölüm korkusuyla söylenilip öldürülmekten kurtulunmasıdır.
Müellefe-i Kulubla alakalı hükümler sizleri ilgilendirmez. Siz iman zaafiyeti içinde bir Müslümana Allah’ın ve Peygamberinin lutfettiği kolaylıklara da bakıp biz niye bunlardan yararlanamıyoruz da demeyin, demiş gibi de olmayın. Emrolunduğunuz gibi dosdoğru olmaya çalışın.

Psikolojik sorunları olanlara esneklik gösterilir. Çocuklara terbiye kasdıyla latif davranılabilir. Kastetmeksizin hata eden affedilebilir. Bunlar haramlık ve helallikle alakalı hükümleri gevşetmek emirleri yamultmak ve dini tahrif etmek değil efendimizden öğrendiğimiz dinimizin Murunet yönüdür. Umarım meseleyi anlaşılırlaştırabilmişimdir.


Mülahaza: Murat Çetin
Sevgili Hocam, benim söylemek istediğim, Allahın hükmünün üzerine söz söylenmemesi. Örnek verdiğiniz, başörtüsünü açmak isterse, açabilirsiniz demek gibi… Bu kısım garibime gitti ve elbette dille küfür sözü, hem imanı hem de canı korumak amaçlıdır. Ona amenna. Lakin bizleri ilgilendirmeyen muellife-i kulub fetvalarınında temeli Dinimiz ve dolayısıyla hükümleri değil midir? Sonra da oraya çeşit çeşit islam çıkartıyorlar malesef. Hatta birileri çıkıyor, kariyeriniz başörtünüzden daha önemlidir, çıkarabilirsiniz noktasına getiriyor. Çünkü onu da dinin hükmü görüp, hayatının onun üzerine bina eden insanlar olabiliyor malesef. Anlatmak istediğim bu idi, ne güzel demişsiniz, emrolunduğunuz gibi dosdoğru olmaya çalışın diye. En güzel fetva da bu değil mi?

el Cevab :
Müellefe-i kuluba uygulanan hükümleri meşru kılan Allah’tır. Peygamberimizin onlara yaptığı uygulamaları sizin gibi bazı sahabiler de yadırgamıştı. Ganimet taksiminde örneğin... Öğreneceksiniz hazmedeceksiniz ve gereğini yapacaksınız yapıldığında yadırgamayacaksınız. Allah katında üstünlük takva iledir. Salih amellerle amel defterlerini dolduran haramlardan kaçınan dinini yaşarken Allah nasıl razı olursa öyle olmaya çalışanlar hakiki müminlerdir diye vasfedilirler Kuranda. Onların amellerini Allah zayi etmeyecektir ve onlara çok büyük müjdeler vardır. Hesapları kolay olacak ve cennete kolayca girecekler. Müellefe-i kulub dünya hayatında imanlarını kaybetmesinler diye kendilerine dini yükümlülüklerinin esnetildiği insanlardır. Kimsenin onlara özenmemesi gerekir. Onlara sağlanan esnekliklere özenenler için üzülürüm. Başörtüsü farzında Allah’a itaat eden iman sahiplerinin izzetiyle başörtüsünü açıp o zilleti yasayan kardeşlerimizin Allah katındaki rütbeleri kesinlikle bir değildir. Bazı hocaların zayıf insanlara müellefe ahkamını uygulamalarını bu çerçeve de anlayışla karşılamak durumundasınız. Ama bu tesettürün farz olduğunu sulandırmaya dinin değerlerinin tahrif edilmesine bir vesile yapılmak istenirse buna da fırsat vermemek hepimizin görevi ve sorumluluğudur.

 

Otel Tekstili antalya escort sakarya escort mersin escort gaziantep escort diyarbakir escort manisa escort bursa escort kayseri escort tekirdağ escort ankara escort adana escort ad?yaman escort afyon escort> ağrı escort ayd?n escort balıkesir escort çanakkale escort çorum escort denizli escort elaz?? escort erzurum escort eskişehir escort hatay escort istanbul escort izmir escort kocaeli escort konya escort kütahya escort malatya escort mardin escort muğla escort ordu escort samsun escort sivas escort tokat escort trabzon escort urfa escort van escort zonguldak escort batman escort şırnak escort osmaniye escort giresun escort ?sparta escort aksaray escort yozgat escort edirne escort düzce escort kastamonu escort uşak escort niğde escort rize escort amasya escort bolu escort alanya escort buca escort bornova escort izmit escort gebze escort fethiye escort bodrum escort manavgat escort alsancak escort kızılay escort eryaman escort sincan escort çorlu escort adana escort