Hit (3892) F-254

Cuma Namazını Kılmayanın Hükmü

İlim Dalı : Fıkıh Konusu : Namaz
Soruyu Soran : Cevaplayan : Muhammed Önder
Cevaplayanın Mezhebi:
Ekleyen : /2027-09-14 Güncelleyen : /0000-00-00

Soru: Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde Hanefi fıkhına göre hareket ettiğini söyleyip devletin kıldırdığı cuma namazı yerine o günün öğle namazını kılan biri o gün cuma kılmadığı için sorumlu mudur?

 

el Cevab: Fetva da kimin verdiği fetva ehliyetini bilme açısından ve neye dayanarak verdiği de fetvanın kritiği açısından önemlidir. Hangi mezhebin usullerine göre verildiği de teknik açıdan önemlidir.
Sadreddin hocanın bu fetvasını matbu bir eserinde göremediğim için yayından kaldırdım. Bazı arkadaşlarımız hocanın bu fetvasından dönmüş olabileceği gibi bir görüş serdettiler. 
Diğer taraftan bizim gençlik yıllarımızın en tumturaklı konularından birisi olan cuma meselesi ve cumanın çevresinde gelişen darul İslâm ve darul harb kavramları üzerine olan tartışmayı yıllar sonra Muhammed Azzam’dan okumak ilginç geldi.

Hanefilerin cuma namazını da son öğle namazını da kılmaları uygundur. 
Cuma namazının devlet başkanının iznine bağlanması siyasi otoritenin Müslüman kitlelere siyasi mesajlarını verebilmesi için ve cumayı kim kıldıracak sorununun devlet başkanının yetki kullanmasıyla aşılması içindir.

Cumayı bu yönüyle Müslümanların gündemine taşıyanlar ülkede hüküm süren devletin İslâm devleti olmadığının halk tarafından fark edilmesi için böyle davrandıklarını söyleyip zamanla razı olunacak bir imamın arkasında cuma eda edilmesinin caiz olacağına kadar vardırmışlardı.

Sadreddin hoca da 40 sene diyanette ve devlette değişik görevler aldıktan sonra 1985’lerde devlet dairelerinde görev almanın ve 12 eylülde imzalatılan belgelerin imza sahiplerini küfre sokacağını anlamıştı o zaman.

 

Mülahaza: Hanefilerin kılmaları uygundur diyorsunuz. Kılanlar Hanefi fıkhına göre amel edip kılıyor bu namazı değil mi? Kılmayanlarda bizde Hanefi fıkhına dayanıp kılmıyoruz diyorlar? Şimdi işin içinden nasıl çıkılacak. Hadi kılan sorumlu tutulmaz diyelim, kılmayan tutulur mu merak ettiğim bu. Çünkü görünen o ki meşru görülebilir bir delil üzere amel var ortada, kılmayanlar için. Sizin yazmış olduğunuz makale reddiye babında ise maruzatımın giderilmesi için buraya asarsanız sevinirim ya da biraz bahsedebilirsiniz özet olarak.

Birde bu konuyu herhangi bir yerde açıldığında hep aynı şeyleri duyuyorum. Gençliğimizde biz çok uğraştık, bizde gitmedik, bizde tartışıyorduk vb. şeyler sürekli söyleniyor. Yani doğru bildiğimiz şey gençken kabul edilip yaşlanınca neden o görüşten vazgeçiliyor, yaşlanınca çevre baskısı, maslahat gözetme sevdası artıyor galiba…

 

el Cevab: Cuma namazı gibi büyük kitleleri ilgilendiren bir konuda 8000 küsur üyesi olan bir grupta şöyle yapın böyle yapmayın şeklinde bir fetva vermek durumunda olmak istemiyorum. 
-80 li yıllardaki tecrübelerimiz bize bu işin bireylerin kanaatlerini izhar etmelerinden dahi büyük bir konu olduğunu öğretti. Bizim dönemimizin bariz hocaları bu konuyu meşreplerine ve sosyal konumlarına göre tartıştı ve bu tartışma hemen hemen hiçbir şeye yaramadı. herkes bildiğinde ısrar etti. 
-Şimdi de ne dersem diyeyim ne delil getirirsem getireyim bir şeyi değiştirmeyecek. 
-Ben bu tür konularda mesele ilk defa hilafetin ilgasıyla gündeme düştüğünde dönemin hocalarının halka dediğini deyip meselenin şimdilik rafta tutulmasını uygun buluyorum.

- Cuma namazı hakkında ilmi birikimine ve fetva yetkisine inandığınız birine sorun ve verdiği fetvayla ortalığı karıştıran bir üslup kullanmadan amel edin. Kılın derse kılın ve kılmayın derse de kılmayabilirsiniz. 
-Hilafetin kaldırıldığı dönemlerde genel kabul gören fetva mutlaka öğle namazının kılınması ve cuma şeairininde memlekette bir şekilde varlığını devam ettirmesi için cumaların kılınmaya devam edilmesi şeklindeydi.



Mülahaza: Rahmetli hattat hoca darul harpsa silahı kuşan demişti.

 

el Cevab: Biliyorsun bu darul harb ise silahlı kuşan meselesi aslına göre konuşulmayan meselelerdendir. Emri bil maruf nehi anil münker bölümünde incelenmesi gereken meseleyi darul harbse silahı kuşan itirazı karşılamaz. 
Şeyh Said'in kıyamı tamamen zorlamadır. Ortada kıyam falan yoktur. Orada zulüm edilip şeyh Said’in tepkisi isyan diye nitelenilerek üzerine gidilmiştir.

 

Mülahaza:

1- İçerisinde küfür ahkâmı bitemamiha -yani yüzde yüz- tatbik edilecek. Küfür ahkâmının yüzde yüz tatbik edilmediği meselâ, sadece cuma ve bayram namazlarının kılınabildiği bir diyara «darü'l-harb» denemez.
2- O diyar «Darü'l-Harb»e muttasıl olacak, yani o diyarın sınırları ve komşu hudutları tamamen kâfirler tarafından kuşatılmış olacak.
3- İçinde eski eman ile emin bir Müslüman veya zımmî kalmamış olacak. Yani o beldede daha önce can ve mal güvenlikleri mevcut olan Müslümanların veya zımmîlerin (gayr-i muslini azınlıkların) bu güvenlikleri bir kâfir istilâsıyla ortadan kalkmış olacak.

Türkiye hiç bir zaman darul harb olmadı inşallah bundan sonrada olmayacak…

 

el Cevab: -Şartlara göre meselelerin hükümleri değişebilir. Bu çerçevede siyasi alanda şartlar değişkenlik gösterebilir. Bazen doğrular siyaseten söylenmeyebilir. Bazen siyaseten konu ümmet yararına en hafif fetva verilerek geçiştirelebilir. 
-Makasıduş şeria dediğimiz bilgiler çerçevesinde bunu en iyi fakihler anlar ve uygular.

Küfür ahkamının yüzde yüz tatbik edildiği yer diye bir şart olamaz. Bundan kasıt Allah’ın şeriatinin hüküm esası olmaktan çıkarılıp beşeri hukukun yerine konulmasıdır. 
-Cuma ve bayram kılınması batı Trakya, Yunanistan, Bulgaristan, Hollanda, vsde de var. Nakliniz doğru bunu konuya uygulamanız yanlış. 
-Türkiye hiçbir zaman darul harb olmadı demek ne demek İslâm bu ülkeye girmeden darul küfürdü. Yine darul küfür olması aklen ve dinen caizdir. Allah korusun herkes irtidat eder ya da mürtedler burada çoğunluğu ve hükmü ele geçirirlerse pekala darul küfür olur. 
-Darul harb İslâm devlet başkanı ve ümmetinin Müslümanken işgale uğrayan ülkeye karşı sorunluluklarının vurgulanması için darul küfüre verilen addır. Türkiye hilafetin merkezi iken halifesi ülkeden tardedilmiş müesseseleri lağv edilmiş yaşayan devlet ricali hapis ya da idam ya da sürgün edilmiş bir ülkedir. Halkı Müslüman yönetimi İslâmi olmayan bir ülkedir. 
-Türkiye’ye adı varken ad koymanın manası da pek yoktur. Türkiye cumhuriyeti laik demokratik ve sosyal bir hukuk devletidir. Diğer taraftan hepimizin bildiği gibi hilafetin ruhu TBMM’nin ruhunda mündemiçtir denilerek hilafet makamı lağv edilmiştir.

 

read here wifes that cheat unfaithful wives
Otel Tekstili antalya escort sakarya escort mersin escort gaziantep escort diyarbakir escort manisa escort bursa escort kayseri escort tekirdağ escort ankara escort adana escort ad?yaman escort afyon escort> ağrı escort ayd?n escort balıkesir escort çanakkale escort çorum escort denizli escort elaz?? escort erzurum escort eskişehir escort hatay escort istanbul escort izmir escort kocaeli escort konya escort kütahya escort malatya escort mardin escort muğla escort ordu escort samsun escort sivas escort tokat escort trabzon escort urfa escort van escort zonguldak escort batman escort şırnak escort osmaniye escort giresun escort ?sparta escort aksaray escort yozgat escort edirne escort düzce escort kastamonu escort uşak escort niğde escort rize escort amasya escort bolu escort alanya escort buca escort bornova escort izmit escort gebze escort fethiye escort bodrum escort manavgat escort alsancak escort kızılay escort eryaman escort sincan escort çorlu escort adana escort