İlim Dalı : Fıkıh | Konusu : Namaz |
Soruyu Soran : | Cevaplayan : Önder Nar |
Cevaplayanın Mezhebi: | |
Ekleyen : /2027-09-14 | Güncelleyen : /0000-00-00 |
Soru: İkindi namazını kılarken imama yetişmek için sünnetini kılmayıp sonra farzdan sonra ikindiden sonra nafile kılınmaz diye biliyorum kılınmaz mı? İmama uymayıp kendim sünnetini mi kılayım açıklaya bilir misiniz?
el Cevab: İmam ikindi namazının farzına başlamak üzereyse ya da başlamışsa cemaate iştirak edilir. Sünnet kılmakla meşgul olunmaz.
-Tertip sahibiyseniz, böyle bir durumda kaldığınızda, cemaate geç kaldığınızda mescide hemen gitmeyin bir müddet sonra gidin ve sünneti kılıp cemaat yapabileceğiniz geç kalmış cemaati bekleyin.
İkindi namazından sonra ittifakla sünnet ya da nafile namaz kılınmaz.
Vaktiniz varsa ve kaza namazlarınız varsa bazı fukaha kaza namazı kılarlar fetvası vermiştir. Amel edebilirsiniz.
Talik:
Tertip farzlarda da olur, sünnetlerde de olur. Farzların kazası farz vacibin kazası vacib sünnetin kazası sünnettir. Yüzyıllardır farzları hiç aksatmadıkları gibi sünnetleri de aksatmayan salih insanlar vardır.
Benim çocukluk yıllarımda Muğla’da köyümüzde ve yakın köylerde yağmur duasına çıkılacağı zaman tertip sahibi insanlar aranırdı. Ve hiçbir namazın sünnetini ihmal etmeyenler o zaman vardı. Duaları bereketiyle küçükken çok ıslandım.
Mülahaza: Musa Genç
İyi güzel de hocam kazasının delili nedir?
el Cevab: Namazların kazası, peygamberimizin uygulamasıyla sabittir.
Kazanın dinimizdeki meşru sebepleri, uyuyarak, unutarak, ya da elinde olmayarak namazı kılamamaktır.
-Meşru olmayan sebepleri de tembellik ve ilerde bir uygun vakitte kılarım (tesvif) duygusuna kapılmak, yeavün edip namaz vaktinin çıkmasına kadar edasını geciktirmek, içki vs aklı zayıflatıcı günahlar işleyip namazı vaktinde kılamaz hale gelip namazı eda etmemektir.
Meşru ve gayri meşru sebeplerden dolayı namazı kazaya kalan bir mümin; namazın emredilmesi ve meşruiyetinin delillerindeki emirlerin geçerliliklerini devam ettirmeleri sebebiyle namazlarını kaza ederler.
Usul ve furu bilgisi eksik ve değerlendirme zafiyeti olan bazı ehli hadis namazları gevşeklik ve tembellik gibi sebeplerle vaktinde kılmayanların namazlarını kaza etmelerinin asrı saadette örneği olmadığından geçersiz olduğunu iddia etmişlerdir.
Meşru sebeplerle kazaya kalan namazların vakti geçmiş olmasına rağmen kaza edilmesinin delili temelde ayetlerdeki Allah’ın emrinin henüz yerine getirilmemiş olmasıdır ve bu durum meşru olmayan kazaya bırakışlarda da aynen geçerli olduğundan bütün kazaya bırakılan namazların kazası gerekir.
Farzın kazası farzdır, vacibin kazası vaciptir, sünnetin kazası sünnettir.
Namazla alakalı namazı kılın ve peygambere uyun, benim sünnetimden yüz çeviren benden değildir gibi çok sayıda peygamber emri sebebiyledir.
Asıl olan namazın kılınmasıdır namazların farz vacib ve sünnet olarak tasnifi kılınmalarıyla alakalı delillerin emir derecelerindeki güçlülük veya zayıflığa göre yapılan bir ictihadi nitelemedir.
Efendimizin örnekliğinde farzların da kazası vardır, sünnetlerinde kazası vardır.
Bunları dikkate alan hanefi fukahası sünnetlerin de vaciplerinde kazalarının hükmünün kılınmaların hükmü olduğunu fetvaya bağlamışlardır. bkz.[1]
[1] el Kasani, Bedaisu Sanai, I.287 vd.