Soru:
1- Mikrop bulaşması orucu bozar mı? (Hastalanmak, hastalığın vücuda girmesi)
2- Aşı yaptırmak oruç bozar mı?
3- Fitil kullanmak orucu bozar mı?
4- Dilaltı hap kullanmak orucu bozar mı?
5- Kan vermek orucu bozar mı? Kan almak orucu bozar mı?
6- Kusmak orucu bozar mı?
7- Sprey kullanmak orucu bozar mı?
8- Ozon tedavisi için insanın kendi kanının alınıp vücuda geri verilmesi orucu bozar mı?
9-Diyalize girmek orucu bozar mı?
Sayın hocam. Size güvendiğim için sadece fetvayı yazmanız benim için yeterlidir. Delillerini de yazarsanız müteşekkir kalırım.

el Cevab: 
C 1- Hava yoluyla geçen hastalık orucu bozmaz ama orucu bozma mazereti olabilir.
Önden arkadan ya da vücudun diğer yerlerinden giren bir şey vasıtasıyla vücuda giren hastalık orucu bozabilir ayrıca detay yazılmalıdır.

C 2- Aşı orucu bozar.
Korona aşısı da bozar. Bozmaz demek İslam fıkhına uymayan bir görüştür. Din tıbba tabidir diyen modernistlerin kanaatidir.

C 3- Fitil orucu bozar.
C 4- Dil altı hap kullanmak bozar. İlla da kullanılması gerekiyorsa oruç tutulmaz fidye verilir.
C 5- Kan vermek bize göre (Hanefi mezhebi) bozmaz. Kan almak bozar.
C-6- Kusmak orucu bozmaz. Geri yutulursa oruç bozulabilir detay vardır.
C 7- Salt oksijen sprey bozmaz. Ama ilaç içeren bozar.
C 8- Ozon verilmesi şüpheli işlemdir. Oksijenin orucu bozmamasına nazaran bozmaz.
C 9- Diyaliz orucu bozar. Kana ilaç verilmesi sebebiyle bozar. Sıvının bedenden alınması türü orucu bozmaz.

Ek: Hayız orucu bozar. İhtilam orucu bozmaz.
Bu sorulara detaylı olarak daha önce cevap verilmişti.

Mülahaza: Hacı Bayram Altuğ
Sn. Hocam, bakınız az tuz orucu bozar, çok tuz orucu bozmaz fetvası vardır. Gerekçe çok tuz yemek adetten değildir, (gıdalanmak için), aşı vb. beslenmek, gıdalanmak için olmayan ve iki boşluğa girmeyen şeyler de orucu bozmaz, adetten değildir, tedavi amacı taşır, gıda değildir. Elbetteki mümkün ise iftardan sonra yapılması daha uygundur. İslam Alimleri Birliği de kullanılması zorunlu olan astım vb. Hastalıktan teneffüs edilen spreyin (ki sprey de teneffüs yoluyla kana karışır, vücuda girer), buharın, aşının ve benzerinin orucu bozmayacağında birleşmişlerdir. Lütfen düzeltiniz. Müctehid İmamlar zamanından aşı vs. İle ilgili tek fetva yoktur. Gaye Allah (cc) rızası için oruç tutmak, o da belirli sürede yemek, içmek ve cinsi münasabette bulunmamaktır. Allah bizler için zorluğu değil kolaylığı sevmiştir. Saygılarımla, esselamu aleyküm ve Rahmetullahi ve berakatuh Velhamdulillahi Rabbil Âlemin 

el Cevab: Sn. Hacı Bayram Altuğ 
(İslam Alimleri Birliği de kullanılması zorunlu olan astım vb. Hastalıktan teneffüs edilen spreyin (ki sprey de teneffüs yoluyla kana karışır, vücuda girer) cümlenize mülahazam:
İslam alimleri birliği İslam ülkelerindeki devletlerin görevlisi insanlardan oluşmaktadır.
Devletlerin resmi diyanet kurumlarındaki şahıslar gibidirler. 4 hak mezhep fetvaları arasında kafalarına göre tercihler yapıp işlerini idare etmektedirler.
İtibar edilemezler.
İlk hicri asırlarda aşı olmadığını nereden çıkardınız. Vardır ama günümüzdeki gibi modern değildir.
Yemek içmek ve cinsel ilişki dışında oruç bozulmaz demek ayetle amel eder görünmek kılığına bürünmüş sünnet inkârıdır.
Allah kolaylığı seçmiş zorluğu seçmemiştir ne demektir. Yanlış yorumdur.
Teklif ilazamu ma fihi külfe diye tanımlanır.
Allah sizin için kolaylığı ister ayeti şeri mükellef tutulduğumuz değerlere uygulanmaz haramlarda kolaylık yoktur. Farzlarda da yoktur. Bu ayetteki hüküm mübah alanlarla alakalıdır. Dini ve değerlerini yanlış yorumluyorsunuz.
Kendinizi düzeltiniz.

Mülahaza: Hacı Bayram Altuğ
Kitap, Sünnet, usulüne uygun kıyas bizim ana unsurlarımızdır, yanlış anlaşılmasın. Fetvalar şartlarına göre değişebilir ki imamlarımız da bazı fikirlerinden dönmüşlerdir. İslam Alimleri Birliğinin görüş birliğinde olduğu konularda itibar etmek dini bir gerekliliktir. Fakihin görevi ümmeti zora sokmak değil, nası koruyarak müşkilatı çözmektir, hatta çözmek görevleridir, kimsenin de emrinde, memuru olmamaları farzdır. Aksi oluyor mu, evet münferit oluyor, fakat birleştikleri konular fetvadır, itibar edilebilir. Hicri 1 ve 2.nci yüzyıllara ait aşı ve benzeri konularda fetva biliyorsanız paylaşırsanız müteşekkir oluruz, esselamu aleyküm ve Rahmetullahi ve berakatuh Velhamdulillahi Rabbil Âlemin
  
Böyle platformlarda kendini ifade etmek zordur, yanlış anlaşılıyor, kelimeler aciz kalıyor, DİB fetva kuruluna danışılması en uygunudur. Başı memur olabilir, fakat kurul asla bilerek yanlış fetva vermez. Belki yuvarlar!

el Cevab: Belki yuvarlar, diyorsunuz ya bu yuvarlanan din. Allah ile ayetleriyle oynarlar şeklindeki nitelemeyi hatırlayın.
İşte bu affedilmez.

Mülahaza: Hacı Bayram Altuğ
Bize eyvallah, İslam alimleri birliğine itibar edilmez, dediğim haktır denen yerden hayır gelmez. İslam Alimleri Birliği ehli sünnettir ve 4 mezhebe göre konuları incelerler. Bunu da fetvalarında beyan ederler. 
Orucumuzu tulalım, ifsadlardan kaçınalım, aşı olmak isteyen olabilir, mutmain olmazsa ileride 1 günü iade eder isterse de o gün tutmayıp sonra 1 gün kaza edebilir, muhayyerdir. Fakat bizim tercihimiz tutup, aşısını olmak, iftar etmemek, sonra bir günü ihtiyaten(kalp mutmain değilse) iade etmektir. Fetva vardır, takva da tercihtir.

el Cevab: Bu İslam alimleri birliği hakkında yeterli bilginiz varsa tamam. Ben sizin bilginizin yetersiz olduğunu düşündüğüm için bunları yazdım.
Bu insanlar "murtezeka" zenginlerin parasıyla ayakta duran insanlardır denilen insanlardandırlar. İyi insanlardır. Ehli sünnet camiaya mensupturlar.
Etliye sütlüye karışmazlar. Sempatizm temel şiarlarıdır. İslamı devletlere şirin göstermek marazları vardır. Müslümanlara da ancak müellefei kuluba verilecek fetvaları vermektedirler.

Ülkemizde diyanet ya da akademik görevi olan bir kısım adı ehli sünnet ama kendileri mürtezeka tipler de, bu alimler birliği furyasına katılıp adı "alimler birliği" olan çok sayıda vakıf vs. kurdular. Hepsini tanırım. Temel de iyi insanlardır. Yıllarca devlet görevi yapıp devletin laik değerleriyle sürtüşmeme esaslı onlarca "sulandırılmış fetva" verdikten sonra islam alimi ve alimleri sıfatını kullanmak istediler. Ama ellerinde patladı. Fethullah Gülen’e zamanımızın müctehidi diyen Faruk Başer, Mustafa Karataş vs zevat bunlardandır. Dini konularda sünnetin delilliği konularında bunca yakışıksız laf ettikten sonra alimler birliği kursanız da bir şey olmaz. 1960 larda kürt kökenli biri bir müddet ehli sünnet adlı bir dergi çıkarmış kütüphaneye gidin bulun inceleyin. Adı ehli sünnet dergisi ama kendisi değil.
 
İki tür ehli sünnet insan var günümüzde. Yaşadıkları ülkedeki devletlerin kanatları altında "ehli sünnetiz" diye laf edenler.
Ve klasik islami ilimler ile elde ettikleri ilimlere uygun laf edip devletlerin ya da zenginlerin dümen suyuna girmeden hakkı söyleyen veya susanlar.
Bahsettiğiniz islam alimleri birliği kendilerini finanse eden zenginlerin islam alimleri birliğidir. Bu ad sizi yanıltmasın.
Ülkemizdeki alimler birliği isimli dernekler de akademik personellikten sonra yeni paye arayanlardan bir kısım insanın alimler birliğidir.
Alimler birliğine ehil adam aralarında yoktur. Karekterleri islam alimlerinde gördüğümüz örnek aldığımız karakter değildir.
Basit menfaatçi ve ezik tiplerdir. En önemlisi de Bu birliktelikler Allah rızası için değildir.
Allah rızası için iş yapmadıklarının alameti Allah’ın razı olmayacağı işlere cevaz vermeleridir. Allah’a isyan edildiğinde seslerini çıkarmamalarıdır.
Yıllarca başörtüsü yasağı devam etmiş ama hiçbirisi gıkını çıkarmamıştır. Hala faiz yiyen onlarca insan vardır. Faiz yemek Allah’a ve Rasulüne harp açmaktır, uzak durun dememişlerdir.
İslamın onuru ve ilmin izzeti kendilerinde olsaydı tebliğ etmekle emrolundukları dini emirleri seslendirirlerdi.
Yazdıklarım biraz sert ifadelerle de olsa sükûnetle ve gönüllenmeden okursanız meramımı anlarsınız. Bu da bana yeterlidir.
Sözün özü korona aşısı ya da başka bir aşı orucu bozar.
"Gönlü tatmin olmayanlar bir gün kaza etsin" demeniz; ilim dışıdır.
"Devlet oruç saatlerinde aşı sırası vermesin" demelisiniz. Ramazanın kudsiyeti farz oruç olması -yaparsanız da olur-. Deme laubaliliğini kaldırmaz. Allah’tan korkan adam bu lafları etmez.

Mülahaza: Nazmi Sertkaya
Kardeşim asıl haram yemek haram kazanmak faiz alma kumar oynama kul hakkı yemek içki içmek hak kazan işçileri sömürmek, oruçta her şeyi 3 katına çıkarmak bunları niye konuşmuyorsunuz?

el Cevab: Burada sadece soruları cevaplıyoruz.
Devlet bizim devletimiz. (Bu ülkenin vatandaşıyız.) Din Allah’ın dinidir.
Devlet her nedense faizi haram kılmamaktadır. Müslümanlar kendi devletlerinden Allah’ın rızasına uygun düzenlemeler yapmalarını istemekten korkmaktadır.
Özlem Zengin gibi devletin nizamlarına saygılı tipler kendilerine doğruları hatırlatan Ayasofya imamı gibi ilim adamlarına ayar çekme densizliğini yapabilmektedirler. Kimseden de çıt çıkmamaktadır.
Diyanetten biri "aşı orucu bozmaz" demektedir. Kimsenin gıkı çıkmamaktadır. Zira herkes devletin maaşlı elemanıdır.
Devlette görevli akademisyen ve ilim adamları 657 ye tabi olduklarından fetva veremezler. Ama devletin bu fetva olmayan halkı kendi kurallarına uyduracak normdaki görüşlere ses etmemiş menfaati icabıdır. Allah’ın dinini önemseyen ama devlet hukukuna uymayan her söz için devlet görevlilerini azarlandığını akılda tutunuz. İmam Ebu Hanife’nin devlet görevi kabul eden kişilerin dinlerine de fetvalarına da itibar etmediğini akılda tutunuz. Bu kamu görevlileri kanunlara uygun görüş belirtmektedirler. Verdikleri fetvalara da itibar edilemez.
Zira kriterler arasında kitaba uymak sünnete uymak icmayı gözetmek kıyas ve diğer 14 civarındaki şeri delil yoktur.
Ama laik sosyal hukuk devleti ve değerlerine bağlılık yemini vardır.
Bu sebeple devlette görev almış insanların onlara İslam dini değerlerine uygun fetva verme izinleri verilmeden fetva ehliyetleri olsa da fetva diye söyledikleri sözler geçersizdir.
Fetva nakletmeleri de ancak klasik fetva kaynaklarına ihale ederek sözlerini delillendirdikleri takdirde dikkate alınır.
Bu insanların sözleri şüphe mahallidir.